İçindekiler:

22 Ağustos 2021
Sayı: KB 2021/Özel-30

Afganistan aynasında emperyalizm gerçeği
Kapitalizmin itici gücü olarak ırkçılık
Sel felaketinin sorumluları ve yalanları
Felaket değil kapitalizm!
Eğitim hakkını gasp etmeye devam!
“Yasa teklifleri” yoluyla hak gaspı kapıda!
Alba Plastik’te direniş!
Sinbo direnişi 210. gününü geride bıraktı
Metalde toplu sözleşme süreci başlıyor
Sosyalizmin ruhban karşıtı siyaseti - Rosa Luxemburg
Afganistan felaketi ve ABD’nin hezimeti
Taliban ve Vietnam benzetmesi
“Ben bir kadın olarak burada kaldım ama...”
İEKK: Direnen Afgan kadınların yanındayız!
DGB MYK toplantı sonuçları
Sacco ve Vanzetti anısına...
Bu sayının PDF formatını download etmek için tıklayın

 

 

Sacco ve Vanzetti anısına...

“Bu iki ölü ölmeyen iki ölümsüzdür!”

 

Nicola Sacco ve Bartolomeo Vanzetti, çalışabilmek için ABD‘ye göç etmiş iki İtalyan’dı. Sacco 1909 yılında ABD’ye geldikten sonra bir ayakkabı fabrikasında işçi olarak çalışmaya başladı. Vanzetti ise 1908 yılında bir işportacı olarak ABD’ye ayak bastı, birçok işte çalıştı. Vanzetti göçmenliğe dair ilk gözlemlerini sonradan şöyle anlattı:

“Göçmen ofisinde ilk sürprizle karşılaştım. Göçmenler hayvanlar gibi ayrılıyordu. Ne bir kibar laf ne de uzun yolculuk sonrası buraya ulaşan insanlara destek cümlesi. Nereye gideceğimi ve ne yapacağımı bilmiyordum. Bu bizim umudumuz olan topraklardı. Üst geçitler, arabalar ve trenler. Hızla ilerleyen bir hayat ve ben tek başımaydım.”

İkisi de sadece sıradan işçiler olup, “geçinebilmenin” derdine düşmediler. Örgütlü anarşist işçilerdi. Çalıştıkları her yerde işçilerin hak ve onur mücadelesini de yükselttiler. Sacco, günde on saat olmak üzere haftanın altı günü çalışıyordu. Çalışma koşullarının iyileştirilmesi ve maaşların yükseltilmesi için aktif mücadele yürütüyordu. Bu mücadelesinden kaynaklı 1916 yılında tutuklandı. Vanzetti’nin Amerika’daki kısa yaşamı da benzerdi. Plymouth adlı bir şirkette çalışırken onun öncülüğünde başlayan kitlesel grev sonrası hiçbir patron bir daha ona iş vermedi. O da bir tezgahta balık satmaya başladı.

Amerika’da yaşayan İtalyanların kurduğu bir anarşist toplulukta yer alıyorlardı. Savaşa karşıydılar. Birinci Emperyalist Paylaşım Savaşı patlak verdiği dönemde topluluklarında yer alan herkes savaşa gitmemek için Meksika’ya gitti. Savaş bittiğinde Sacco ve Vanzetti ABD’nin Massachusetts şehrine geri döndüler.

Birinci Emperyalist Paylaşım Savaşı sonrası, ABD’de göçmen karşıtlığı artmış, ilerici-devrimci güçlere yönelik saldırılar tırmandırılmıştı. Bu süreçte Sacco ve Vanzetti davasını doğuracak gelişmeler arasında yer alan bir olay yaşandı. 3 Mayıs 1920 tarihinde anarşist toplulukların üyelerinden biri olan Andrea Salsedo polis tarafından Adalet Bakanlığı’na ait bir binanın 14. katından atılarak öldürüldü. Andrea Salsedo da genç yaşından itibaren kendini anarşizme adamış birisiydi ve dergilerde yayınlanan yazıları nedeniyle birçok baskıya maruz kalmıştı. New York Adalet Bakanlığı, askerlikten kaçmak için Meksika’ya geçmek zorunda kalan anarşistlerin listesine Salsedo’yu da dahil ederek onu fişlemişti. Polis tarafından katledilmeden önce ağır işkencelere de maruz kalmıştı.

Salsedo’nun katledilmesinin ardından arkadaşları, 9 Mayıs tarihinde eylem gerçekleştirme kararı aldılar. Ancak eylemden hemen önce Sacco ve Vanzetti üzerlerinde bulunan bildiri ve silahlar ile yakalandılar.

İlk başta yasadışı bildiri ve silah bulundurmak suçu ile tutulan ikiliye yönelik suçlama birkaç gün sonrasında değiştirildi. Bir soyguna katılmak ve cinayet işlemek suçu ile yargılandılar. Bu tiyatro 7 yıl boyunca sürdü. Davaya bakan yargıç Webster Thayer onları “İki aşağılık anarşist” olarak niteledi.

7 yıl süren ve idam cezası ile sonuçlanan bu dava hukuksuzluk göstergesi olarak tarihe geçti.

Bu süreç yargısız infaz, ifade özgürlüğü, hak, hukuk gibi kavramların irdelenmesine vesile oldu.

Sacco ve Vanzetti’nin İdamlarının engellenebilmesi için çok geniş bir kampanya yürütüldü. Öyle ki bu kampanyanın imzacıları arasında Albert Einstein da bulunmaktaydı. Ancak gerçekleştirilen onlarca protestoya gözünü kulağını kapatan Amerika hükümeti Sacco ve Vanzetti’nin idam kararlarını onaylamıştı bile. Bu idam ile, hak ve onur mücadelesini yükselten herkese açık bir mesaj verilmek istenmişti.

Aradan 50 yıl geçmesinin ardından, 1977 tarihinde Massachusetts valisi Michael Dukakis Sacco ve Vanzetti’nin suçsuz olduğunu açıkladı!

Sacco ve Vanzetti 23 Ağustos 1927 tarihinde ölümsüzleştiler. Onların ardından birçok şarkı söylendi, şiirler yazıldı. Şiirleri ile onları ölümsüzleştirenler arasında Nazım Hikmet ve Can Yücel de vardı.

94. ölüm yıl dönümlerinde Sacco ve Vanzetti’yi Nazım Hikmet’in dizeleri ile bir kez daha saygı ile anıyoruz...

“...yanıyordu kanlarında şavkı İtalya

güneşlerinin,

koştular temiz esmer alınlarla hayatın sesine,

dövüştüler yanında dövüşen kardeşlerinin.

yeni dünyada düştüler eski zulmün pençesine.

yedi yıl ölümün karşısında gülerek durdular.

elektrikli iskemleye

kadife bir koltukmuş gibi oturdular.

yürekleri dört bin volta yedi dakka dayandı,

yandı yürekleri

yedi dakka yandı.

cani değildiler, kurban gittiler bir cinayete,

kurban gittiler dolarların emrindeki adalete.

hayatlarında olmadılarsa da kitlelerin rehberi,

ölümleriyle şaha kaldırdı kitleleri

bu iki ihtilal neferi...”

M. Nevra

 

 

 

 

 

Hacı Bektaş Veli etkinlikleri

 

58. Ulusal, 32. Uluslararası Hacı Bektaş Veli Anma Törenleri ve Kültür Sanat Etkinlikleri 16 Ağustos günü başladı. Etkinlikler, Hacıbektaş Belediyesi ve Anma Kurulu ile Alevi-Bektaşi Kurumlarının katılımı ve desteği ile 16-22 Ağustos tarihleri arasında sergi, panel, tiyatro, açılış, doğa yürüyüşü vb. etkinlikler olarak planlandı.

Programda 21 Ağustos Cumartesi günü “resmi açılış”, 21 ve 22 Ağustos’ta ise konser, cem ve aşure etkinlikleri yer aldı.

2021 yılı UNESCO tarafından tüm dünyada Hacı Bektaş Veli yılı olarak ilan edildi. Hacı Bektaş Veli etkinliklerinin bu yılki temel şiarı da “Irkçılığa hayır!” oldu. Hacı Bektaş Veli 700 yıl önce “Hiçbir milleti ve insanı ayıplamayınız”, “72 millete bir nazarla bakınız”, “Dili, dini, rengi ne olursa olsun iyiler iyidir” sözleriyle dünya üzerindeki ırkçılığa ve ayrımcılığa dikkat çekmişti. Bu yıl da ırkçılığa karşı mücadele dilini esas alan etkinlikler öne çıkarıldı.

16 Ağustos’taki açılış etkinliğinde Hacıbektaş kent meydanındaki anıta Hacıbektaş Belediye Başkanı Yoldaş Altıok ve kutlama komitesi üyeleri tarafından çelenk konuldu.

Etkinliğin ikinci günü saat 14’te Fikret Otyam Resim Sergisi ve Fikret Otyam Anma programı gerçekleştirildi. Gazeteci, yazar, ressam Fikret Otyam’ın ilk kez gerçekleşen fotoğraf sergisinin açılışı; Fikret Otyam’ın eşi Filiz Otyam ve Hacıbektaşlı emekçilerin katılımıyla Hacıbektaş Kültür Merkezi Galeri Salonunda yapıldı. Ayrıca Fikret Otyam, Çilehane’deki Aydınlar Mezarlığı’ndaki gömütü başında anıldı.

21 Ağustos Cumartesi günü etkinliklerin resmi açılış töreni gerçekleştirildi. İlerici Alevi Bektaşi örgütlerinin oluşturduğu kortejlerle saat 11.00’de sloganlar eşliğinde yürüyüş yapıldı. Hacı Bektaş Veli Külliyesi’ne yapılan yürüyüşte “Baş açık yalın ayak yürüyoruz, dergahımızı istiyoruz” pankartı taşındı.

Pir Sultan Abdal Kültür Derneği Genel Başkanı Gani Kaplan basın açıklamasını okudu. Kaplan, Cumhuriyet döneminde Alevi yerleşim yerlerine yapılan camilerin yıkılmasını istediklerini ifade etti. “Dergahların yıllardır işgal altında olduğunu” vurgulayarak Hacıbektaş dergahının müze olarak kullanılmasına tepki gösteren Kaplan “Hacı Bektaş Veli Dergahı müze olarak hizmet göstermektedir. Bu Aleviler için züldür, zulümdür. İçindeki cami ibadete açıkken bizim dergahımız müze olarak faaliyet vermektedir” dedi.

Basın açıklamasının ardından dergah önünde semah töreni düzenlendi. BDSP “Gelin canlar bir olalım, sermaye düzenine karşı mücadeleyi yükseltelim” başlıklı bildiriyle ajitasyonlar eşliğinde işçi ve emekçileri mücadeleye çağırdı.

Kızıl Bayrak / Hacıbektaş