10 Ocak 2020
Sayı: KB 2020/02

Halkların ortak zenginliklerini yağmalama savaşı
Burjuva muhalefetin “tezkere muhalefeti”!
Bölgesel gelişmeler yayılmacı heveslere malzeme yapılıyor
Sermayenin ve AKP’nin “yerli-milli” safsatası
Kanal İstanbul Projesi üzerine Dr. Savaş Karabulut ile konuştuk…
Birleşik Metal Genel Kurulu’nun gösterdikleri
Metal işçisi kuru gürültü değil, somut ve sonuç alıcı mücadele programı istiyor!
Metal İşçileri Birliği Merkez Yürütme Kurulu Ocak ayı toplantı tutanakları
Petrol-İş Gebze Şube Genel Kurulu’ndan yansıyanlar
Halk hareketleri, işçi sınıfı ve devrimci parti
Süleymani cinayeti ve Molla rejimi
Ortadoğu’da yeni bir dönem mi?
Kadına yönelik şiddete karşı genelge
Müşteri değil öğrenciyiz, parasız yemek hakkımız!
Kapitalizm savaş demektir!
Tarım yapılmayan tarım ülkesi
Özgürlüğün kapısını aralarken…
Bedeli ödenmemiş hiçbir kazanım yoktur!
Birleşik bir mücadele hedefiyle örgütlenen İzmir İşçi Kurultayı başarıyla gerçekleşti!
Bu sayının PDF formatını download etmek için tıklayın

 

Metal İşçileri Birliği Merkez Yürütme Kurulu Ocak ayı toplantı tutanakları...

“Metal işçisi hakları, geleceği ve özgürlüğü için kenetlenmeli ve mücadele etmeli!”

 

Metal İşçileri Birliği Merkez Yürütme Kurulu (MİB MYK), 2020 yılının ilk toplantısını gerçekleştirerek, gündemdeki sorunlar karşısında metal işçisine ve işçi sınıfına yol gösterecek tartışmalar gerçekleştirmiştir. MYK’mız asgari ücrete gelen sefalet zammından metaldeki grup sözleşmesine, Kanal İstanbul’dan Libya tezkeresine, ‘yerli’ otomobil yalanından Birleşik Metal Merkez Genel Kurulu’na dair bir dizi konuyu gündemine alarak etraflıca değerlendirmiştir.

***

MYK’mız ilk gündemi, toplumumuzun büyük bir kısmının da yakından ilgilendiği asgari ücret olmuştur. Aralık başından başlayan, bir işçinin bile yer almadığı; AKP, patron ve sendika ağalarından oluşan komisyon her zamanki gibi yine patronlar lehine karar vermiştir. “Asgari ücretliyi enflasyona ezdirmedik” diye eğilip-bükülen rakamlar üzerinden yapılan hesaplar, milyonlarca emekçiyi ve ailesini açlık sınırında yaşamaya mahkum etmekten kurtarmıyor.

Belirlenen asgari ücret insanca yaşamaya yetecek bir içerikten oldukça uzaktır. İşçi düşmanı AKP, patron ve sendika ağalarının belirlediği bu rakam işçiler tarafından kabullenilmemeli ve insanca yaşamaya yeterli bir ücret için fabrikalarda mücadele yükseltilmelidir. İnsanca yaşamaya yeterli bir ücret, bürokrat-patron takımının belirlemeleri ile değil, ancak işçilerin mücadelesi sayesinde gerçekleşecektir.

***

MESS ile metal işçileri arasında süren toplu sözleşme gündemi MYK’mızın tartışmalarında önemli bir yer tutmuştur. Uyuşmazlık sürecinin ardından gelinen noktada sendikaların ortaya koydukları eylem planları metal işçilerini oyalamak dışında işe yaramamaktadır. Metal işçilerinin daha somut ve sonuç alıcı eylem programlarına ihtiyacı vardır.

Metal işçisi greve giden bu süreçten kazanımla çıkmak için, komitelerini kurmalı ve sürecin aktif bir bileşeni haline gelmelidir. Ortaya koyulan eylemlerin yetersizliğini göstermeli ve üretime dokunan, MESS’in canını yakacak eylemleri gündemine almalıdır. MESS’in dayatmaları da sendikaların olası ihanetleri de ancak bu şekilde bertaraf edilebilir. Bu sebeple metal işçileri zaman kaybetmeden, yaratılan umutsuz havadan sıyrılıp, inisiyatifini ortaya koymalıdır.

MYK’mız, işçilerin sendikalara olan tepkisini haklı bulmakta fakat metal işçisinin bu sebeplerle eylemlere katılmamasını doğru bulmamaktadır. MESS’in kölelik dayatmalarında ısrarcı olduğu bir yerde sendikaların kendi şovlarına dönüştürmeye çalıştıkları eylemlerin asıl sahibi binlerce metal işçisidir. Metal işçileri, bu eylemlere katılım sağlayarak, eylemleri sendika ağalarının şovundan kurtarmalıdır!

Ayrıca metal işçisi yine AKP ve MESS ortaklı bir grev yasağına karşı uyanık olmalıdır. Bugünden grev yasaklarına karşı önemlerini alıp, hazırlıklarını yapmalıdır. Grev yasaklarına karşı “Kazanana kadar grev” şiarıyla fiili-meşru mücadeleyi yükseltmelidir.

***

Birleşik Metal’in şube genel kurullarının ardından gerçekleşen Merkez Genel Kurulu MYK’mızın bir başka gündem maddesi olmuştur. Gerçekleşen genel kurul bir muhasebeden ve yanlışlarla hesaplaşmaktan çok uzaktır. Genel kurulun programı bile bu niyetten uzak olduğunun göstergesidir. Birleşik Metal’de hakim hale gelen sendikal bürokrasi genel kurul vesilesi ile bir kez daha kendini göstermiştir. Delegelerin belirleme usulünden divana, konuşmalardan seçimlere kadar her şey sendikal bürokrasinin hakimiyetinde gerçekleşmiştir.

Elbette, Birleşik Metal’deki bürokratik ve icazetçi anlayışın seçimlerle veya bir genel kurulla değişmesini beklemiyoruz. İşçi sınıfı da beklememelidir. Birleşik Metal’e hakim anlayışın değişmesi ancak sendikanın tabanından yaşanacak değişimle mümkündür. Birleşik Metal üyesi metal işçisi kardeşlerimiz, işçilerin “Söz, yetki ve karar” sahibi olduğu bir sendika yaratmak için fabrikalardan doğru mücadeleyi büyütmesi ve bağımsız örgütlülüklerini geliştirmesi gerekmektedir. İşçilerin sırtında bir yüke dönüşen anlayıştan ancak bu şekilde kurtulabiliriz.

***

“Kanal İstanbul” adı verilen; İstanbul’un doğasını katledecek, demografisini tamamen değiştirecek ve patronlara yeni rant alanı sunulması planlanan proje de gündemde tuttuğu yer itibari ile MYK’mızın gündeminde yer almıştır. Hiçbir uzmanın olumlu görüş vermediği, İstanbul halkının birçoğunun karşı çıktığı Kanal İstanbul, bir rant projesinden başka bir şey değildir. AKP iktidarı tarafından yapılan propagandaların hepsinin de altı boştur. MYK’mız bu projeye karşı işçi kardeşlerimizi; yalan propagandalara ve aldatmacalara inanmaması için uyarmaktadır. Her onurlu işçiyi ise Kanal İstanbul adlı rant ve doğa katili projeye karşı çıkmaya çağırmaktadır.

***

Asgari ücrette sefalet zammını gölgeleyen gündemlerden biri de “yerli otomobil” yalanı oldu. Sadece prototiplerin gösterime çıkarılması kocaman bir algı operasyonuna dönüştürüldü. “Yerli” ve “milli” diye sunulan “yerli otomobil” yine toplumu bölmek ve aldatmak adına AKP iktidarı tarafından özel olarak kullanılmaktadır. AKP iktidara geldiğinden beri bu tür manipülasyonları kullanarak toplumun hassasiyetlerini istismar etmektedir. Sanki otomobil üretince hiçbir derdimiz kalmayacağı algısı doğru değildir. Tam bir sahtekarlıktır. Ve bu yıllardır AKP iktidarı tarafından toplumu kendi sorunlarında uzaklaştırmak için kullanılmaktadır. MYK’mız bütün işçileri, bu yalan ve aldatmacaya prim vermemeye çağırmaktadır.

***

Libya’ya asker göndermeye yönelik meclisten alelacele geçirilen tezkere ise Türkiye’nin AKP tarafından yeni bir bataklığa sürüklenmesidir. Artık toplum tarafından tutulur hiçbir yanı kalmayan AKP, Doğu Akdeniz bahanesi ile “milli güvenlik” safsatasını yeniden devreye soktu. Suriye’deki gibi sadece kirli emellerden başka bir şeye hizmet etmeyecek olan Libya meselesi de yine emekçilerin sırtına yeni vergiler, yeni zamlar olacaktır. Kardeş halkların birbirine kırdırtıldığı coğrafyamızda MYK’mız, işçi sınıfını kardeş halkların boğazlaşmasına karşı çıkmaya, işçilerin birliği halkların kardeşliği temelinde hareket etmeye çağırmaktadır.

***

MYK’mız Ocak ayı toplantısında son olarak döneme ilişkin çalışmalarını değerlendirmiş, sürece ve yayınlarımıza ilişkin planlamaların ardından toplantısına son vermiştir.

Metal İşçileri Birliği

7 Ocak 2020