8 Kasım 2019
Sayı: KB 2019/41

Saray rejimi Trump’ın önünde diz çöküyor
IŞİD’i yaratanların “teröre karşı savaş” demagojileri
Vergiler üzerinden yasal soygun
Burjuva medyada kuyunun dibi
Metal İşçileri Birliği mücadeleye çağırıyor!
İkramiye ve sosyal hakların maaşlardan ayrılması talebi üzerine
MİB MYK Kasım ayı toplantısı sonuçları
Birleşik Metal-İş Gebze Şube Genel Kurulu üzerine
Sermaye sınıfı daha ağır kölelik koşullarına niyetli
Devrimci taktiğin sorunları / 1 - H. Fırat
Emperyalist işgal ve Suriye’nin geleceği
Halk isyanları çıkışın yolunu da açacaktır
Lübnan’da devrim şiarları yankılanıyor
Basel’de Ekim Devrimi ve TKİP’nin yıldönümü etkinliği
Üniversitelerde neler oluyor?
Kadına yönelik şiddetin bir örneği: “Yeminli bakirelik”
Yılmadık, yılmayacağız!
Vallahi sevabına
Bu sayının PDF formatını download etmek için tıklayın

 

Metal İşçileri Birliği mücadeleye çağırıyor!

 

Yeni bir grup toplu iş sözleşmesi (TİS) sürecinden geçiyoruz. Çalışma ve yaşam koşullarının her geçen gün ağırlaştığı bu dönemde, TİS süreci özel bir önem taşıyor. Eriyen ücretler, hayat pahalılığı, artan işsizlik, esnek-kuralsız-güvencesiz çalışma koşulları vb. derken biz metal işçileri için her günümüz bir öncekini aratır duruma geldi. TİS sürecinde bu tabloyu bir parça değiştirebilmek hepimizin temel düşüncesi-özlemi. Ekonomik krizin faturasının sırtımıza yüklendiği bu dönemde, yükümüzü hafifletmek, çalışma ve yaşam koşullarının iyileşmesi ihtiyacı ortak hedefimizdir.

Peki bunu nasıl başaracağız?

***

Kapitalistlerle işçiler arasında süren amansız sınıf mücadelesi her günümüzü belirliyor. Bu iki sınıfın uzlaşmaz çıkarlarının yarattığı temel çelişki çözülmeden hiçbir sorunumuzu kalıcı çözüme kavuşturamayız. Bu ise, kapitalist sömürü düzeninin ortadan kaldırılması anlamına geliyor. Bundan dolayı sömürüyü ortadan kaldırmak işçi sınıfı mücadelesinin esasını oluşturmalı.

Kapitalizmde, işçi sınıfının yarattığı zenginliklere patronlar el koyar. Bizlere düşen pay ise, hayatta kalmak için gerekli olan temel giderleri karşılayacak miktardan ibarettir. Ne de olsa sömürü çarkının dönmesi için hayatta kalmamız gerekiyor. Kapitalizm insanı değil karı esas aldığı için sermaye sürekli büyür, biz işçilerin ise çalışma-yaşam koşuları ağırlaştırılır. Bu uğursuz döngü kapitalizmin yarattığı ekonomik kriz koşullarında çok daha yıkıcı sonuçlar yaratır. Zira kapitalistler krizin kârlarında düşüşe yol açmasını önlemek için işçilerin haklarına göz dikerler. Tıpkı bugün olduğu gibi çalışma koşullarını ağırlaştırır, ücretleri düşürür, temel tüketim maddelerine zam yaparlar…

***

İşçilerin ürettiği artı-değerin paylaşımı, işçi sınıfının bilinç-örgütlük-mücadele düzeyiyle belirlenir. Kapitalistlerle girilen dişe diş mücadele sayesinde ücretler, sosyal haklar artarken patronların kârları düşer. İşçi sınıfının mücadelesi zayıfken ise tersi olur. Dolayısıyla kapitalistlerin “kazanacağız, kazandıracağız” söylemi aldatıcı bir safsatadan ibarettir. Zira işçilerin kazanımlarının artması patronların kârını düşürdüğü gibi, patronların kârı da ancak işçilerin daha çok sömürülmesiyle artabilir. Bu, terazinin iki kefesi gibidir; birinde eksilme olmadan öbüründe artış olamaz. Kapitalistler bunu bilir, buna göre davranır. Biz işçiler de kapitalist sömürü düzeninin gerçekliğini öğrenmeli, örgütlü bir sınıf olarak hareket etmeği başarmalıyız.

***

TİS süreçleri, sınıf mücadelesinin özel dönemleridir. TİS dönemleri bir mücadele sürecidir ve buna uygun bir hazırlıkla karşılanmalıdır. Ekonomik-sosyal açıdan yıkıma maruz kaldığımız bu kriz sürecinde hazırlık daha özel bir önem taşıyor. Çünkü patronlar sınıfı hiç bir talebimizi-ihtiyacımızı kendiliğinden karşılamayacak. Ancak biz işçiler örgütlü mücadele ile sömürü koşullarını hafifletebilir, geriye gidişi durdurabilir, yeni haklar kazanabiliriz…

***

Sınırlar mücadelesi kesintisizdir. O yüzden hak alma mücadelesi TİS’lere daraltılmamalı. Ancak TİS’ler işçi sınıfının ortak talepler etrafında birleşebildiği, ekonomik-sosyal hakları için mücadeleyi yükselttiği, dayanışma zeminlerinin güçlendiği süreçlerdir. Grup TİS süreçleri ise on binlerce işçinin kapitalistlere karşı birleşik mücadelesini güçlendirir. MESS Grup TİS süreçlerinin sonuçları ise sadece TİS kapsamındaki işçilerin değil, tüm metal işçilerinin çalışma ve yaşam koşullarını doğrudan etkiliyor. Yani bu süreçler sınıf mücadelesinin toplamı açısından da önemlidir.

Geçmiş TİS süreçleri deneyimi bu gerçekliği ayrıca ortaya koymakta, bugünün metal işçilerine izlenmesi gereken yolu göstermektedir. Geçmiş MESS Grup TİS süreçlerinin işçi sınıfı mücadelesine önemli etkileri olmuştur. Örneğin ‘77-‘80 döneminde TİS sürecinin tıkanması ile yaşanan büyük metal grevi toplum ölçeğinde önemli etkiler yaratmış, bunun için 12 Eylül askeri cuntasının hedeflerinden biri olmuştur. Metal işçilerinin güçlenen mücadelesi, kazandıkları haklar ancak askeri darbeyle ortadan kaldırılmış, örgütlülükleri dağıtılmıştır.

Sonraki yıllarda da metal işçileri hep yeniden ayağa kalkışın koşullarını zorlamış, özellikle TİS süreçlerinde güçlü bir enerji ortaya koymuştur. 2015 Metal Fırtına’sı da bu yönde girişilmiş görkemli bir mücadeledir. Yazık ki metal işçilerinin bilinç-örgütlülük-birikim alanlarındaki zayıflığı hareketin daha ileri safhalara ulaşmasına imkan vermemiştir. Mücadele farklı zeminlerde devam etse de, sendikalara egemen olan ağalık sistemi yıkılamamıştır. Metal işçilerinin sınıf bilincinin ve örgütlülüğünün zayıflığı kazanımların kalıcılaşmasının önüne geçmiştir. TİS süreçlerinde bu temel eksikliği giderme hedefiyle de hareket edilmelidir.

***

Her yönüyle zor geçecek bir TİS süreci metal işçilerini bekliyor. Ekonomik krizin ağırlığı artıyor, ücretler-sosyal haklar eriyor. Artan vergiler, hayat pahalılığı yaşamı çekilemez hale getiriyor. İşsizlik ve enflasyon sürekli yükseliyor. Krizin faturası her yolla işçilerin sırtına yükleniyor. Metal işçisinin artık bir santim bile gerileyecek hali yok. Zira sorun sadece TİS talepleri değil, başta kıdem tazminatının gaspı olmak üzere birçok sosyal yıkım paketi de AKP-saray rejiminin masasında bekliyor. Bundan dolayı TİS mücadelesi, krizin yıkıcı sonuçlarına karşı mücadele ile de birleştirilmelidir.

***

AKP-MHP koalisyonunun patronlara vergi indirimleri, hibeler, işsizlik fonunun yağmalanması, teşvikler vb. peşi sıra geliyor. Hükümetle kapitalistler kendi yarattıkları krizin faturasını sırtımıza yıkmaya çalışıyorlar. Tüm veriler patronların krizi fırsata çevirdiklerini gösteriyor. Kriz yaygarası kopartanlar, üretimin düştüğünü söyleyip işçileri kapı önüne koyanlar, bizlerden fedakarlık bekleyenler kâr oranlarını koruyor, zenginleşmeye devam ediyorlar. Bu tabloyu fırsat bilip TİS süreçlerinde işçilere sefalet ücreti, hak gaspları, 3 yıllık sözleşme dayatmasında bulunuyorlar. Nitekim Tüpraş ve Kamu TİS’leri %5-6 oranında zamlar ve bir dizi hak gaspıyla bağıtlandı. MESS ise aynı dayatmalarla masaya oturarak metal işçisinin sömürü zincirlerini kalınlaştırmak hedefiyle hareket edecek. AKP hükümeti ise her zaman yaptığı gibi grev yasakları, Yüksek Hakem Heyeti vb. ile hem kapitalistlere sadakatini hem işçi sınıfına düşmanlığını gözler önüne serecektir.

***

Yetkili sendikalar, bu önemli süreçte de aynı oyunu tekrar sahneye koydular. Metal işçisinin yakıcı ihtiyaçlarını esas alan talepler yerine MESS’in önerilerini gözeten taslaklar hazırladılar. Metal işçisinin söz-yetki-karar hakkını çiğnediler. En iyi durumda bile göstermelik bir takım toplantılarla hazırlanan taslakları dayattılar. TİS sürecini bir mücadele dönemi değil, masa başı pazarlığa dönüştürmek, işçilerin beklentilerini düşürmek, umutsuzluğu yaygınlaştırmak, metal işçisini sürecin dışında tutmak, kriz ve grev yasakları bahanesine sığınmak, bir kez daha sendikal bürokrasinin TİS politikası olmuştur.

***

Metal işçilerinin karşısında “üçlü şer güçleri” var; MESS-AKP-saray rejimi-sendikal ağalık düzeni. Bu şer güçlerini dize getirip yakıcı hale gelen talepleri kazanmak ancak metal işçilerinin örgütlü birliğini kurması ve inisiyatifi eline almasıyla olanaklı olacak. Sendika ağalarının satışına izin vermemek, haklarımızı ve taleplerimizi kazanmak, sosyal yıkım saldırılarını bertaraf etmek için başka bir yol bulunmuyor. Metal işçisi söz-yetki-karar hakkını kullanmalı, haklı ve meşru taleplerini ortaya koymalı, tabanda birliğini kurarak “kazanana kadar mücadele” şiarını esas almalıdır.

Biz metal işçilerinin ihtiyaçlarını yansıtmayan taslaklarla masaya oturma çabası, imzalanacak sözleşmenin habercisidir. AKP-saray rejiminin olası grev yasakları elimizi kolumuzu bağlamak isteyen bir diğer ciddi tehdittir. Değiştirebiliriz, bizleri hapsetmeye çalıştıkları karanlığı parçalayıp atabiliriz. Metal Fırtınası bunu yapabileceğimizin en yakın kanıtıdır. Metal işçisi fabrikalarda birliğini kurduğunda, fabrikalar arasında koordinasyonu sağladığında, talepleri uğruna mücadeleye atıldığında karşısında hiç bir güç duramaz. Sendikal ağalık düzeni de, MESS’in kölelik dayatmaları da, AKP’nin grev yasakları da paramparça edilir.

Sorumluluk tüm metal işçilerinin omuzlarında!

MESS-AKP-sendikal bürokrasi şer ittifakını dağıtmak için,

Krizin faturasını ödemeyi reddetmek için,

Kıdem tazminatımızın gaspına geçit vermemek için,

Sefalet ücreti, hak gaspları, 3 yıllık sözleşme ile dayatılacak satışa izin vermemek için bir adım öne!

İnsanca yaşamaya yeten ücret!

Eşit işe eşit ücret!

7 saatlik işgünü 35 saatlik çalışma haftası!

İki günlük kesintisiz hafta sonu tatili!

İşten atmalar yasaklansın! Herkese iş, tüm çalışanlara iş güvencesi!

Kıdem tazminatının gaspı hazırlıkları durdurulsun!

Esnek, kuralsız, taşeron çalışma yasaklansın, taşeron işçiler kadroya alınsın!

Metal İşçileri Birliği