28 Aralık 2018
Sayı: SYKB 2018/01 (49)

Düzenin açmazları, sınıf mücadelesinin olanakları
Burjuva hukukun dayanılmaz hafifliği!
Hak sokakta kazanılır, güç birlikten alınır!
Türkiye işgal ve “ABD’nin yerini doldurma” heveslisi
Asgari ücret açlık sınırının altında kaldı!
Asgari ücrete AGİ dahil edilir mi?
Kriz derinleşiyor, işsizlik büyüyor
2018’de işçi ve emekçiler eylemdeydi
2018 yılının siyasal tablosundan yansıyanlar
Avrupa Birliği: “Refah toplumları”ndan sefalete
2018’de dünya sınıf ve kitle hareketi
İşgalci Amerikan ordusunun Suriye’den çekilmesi üzerine
Kıdem tazminatı hakkımızı gasp ettirmeyelim!
Güvenli ve nitelikli barınma hakkı sağlansın!
Roboski Katliamı 8. yılında!
Gustave Courbet: Bir komünar, bir ressam!
Bu sayının PDF formatını download etmek için tıklayın

 

Güvenli ve nitelikli barınma hakkı sağlansın!

 

Geçtiğimiz ay, üniversiteli gençlere seslenerek, “Burs almayın, kredi alın, sigortalı işe girdiğinizde ödersiniz. Hem bu sizi bedavacılığa alıştırmaz” diyen Erdoğan, bu kez de üniversitelilerin barınma sorunu üzerine konuşurken yalan ve demagojiye başvurdu.

Erdoğan, ikinci 100 günlük eylem planını açıklarken, öğrenci yurtları konusunda şunları söyledi: “2002 yılında 186 bin yurt yatak kapasitesi ile aldık. Bunların da hemen hemen tamamı ranzaydı. Şimdi, bu yatak kapasitesini 689 bine çıkartmış olduk. Bunların da yarıdan fazlası karyola tipi, ranza değil. Bunları da 2019 içinde belki de tamamını karyolaya çevireceğiz. Çünkü benim gencim buna layık...”

Ancak hemen ardından CHP Mersin Milletvekili Ali Mahir Başarır’ın yazılı soru önergesine Gençlik ve Spor Bakanı Mehmet Muharrem Kasapoğlu’nun yanıtı, Erdoğan’ın böbürlenmesini boşa çıkardı. Bakan, 2018- 2019 eğitim öğretim döneminde Kredi ve Yurtlar Kurumu’na 403 bin 276 öğrencinin başvurduğunu, ancak 304 bin 444 öğrencinin yurtlara yerleştirildiğini ifade etti. Yani yaklaşık 100 bin öğrenci açıkta kaldı.

Barınma, en insani temel haklarımızdan birisidir. Aynı zamanda, gençlerin geçinememe sorunlarının da başında geliyor. Bugün içinde yaşadığımız, merkezinde “sermayenin büyümesinin, bir avuç asalağın çıkarlarının” olduğu kapitalist sistemde, eğitim, sağlık, beslenme ve insani koşullarda barınma ihtiyaçlarımız karşılanmazken, iktidarın ve bir avuç asalak zenginin çıkarları doğrultusunda harcamalar yapılıyor. Gençlere “bedavacılığa alışmayın” önerilerinde bulunulurken, en temel ihtiyaçlardan biri olan barınma sorununa çözüm üretilmezken, diğer yandan saraya milyarlarca liralık bütçe ayrılabiliyor.

Yaklaşık 7 milyon üniversite öğrencisine karşılık KYK yurtlarının kapasitesinin 700 bin olması, öğrencileri yüksek kiralı evlere veya özel yurtlar ile dinci gerici tarikat yurtlarına gitmeye mecbur bırakıyor. Ev kiralarının pahalı olmasına karşı geçtiğimiz haftalarda, Muğla Sıtkı Koçman Üniversitesi öğrencileri isyan ettiler. Okullarının bulunduğu mahalledeki yüksek ev kiralarını protesto eden öğrenciler, barınma sorununun geldiği noktayı gözler önüne serdi.

Elbette KYK yurduna yerleşmekle sorunlar bitmiyor. KYK yurtlarının niteliksizliği, her geçen gün yurtlarda gerçekleşen öğrenci eylemlilikleriyle görülüyor. Başta yemeklerden zehirlenme olayları olmak üzere birçok sorun yaşanıyor. Yine yakın zamanda Niğde Ömer Halisdemir Üniversitesi kampüsünde bulunan kız öğrenci yurdunda yaşanan sorunlara karşı öğrenciler eylem gerçekleştirdiler. Yurtta üç gündür suların kesik olması, asansörlerin çalışmaması gibi sorunlara karşı yurt binası önünde toplanan öğrenciler metal eşyalarla ses çıkararak bu durumu protesto etti.

AKP iktidarının hazırladığı 100 günlük eylem planında da gördüğümüz gibi, dün olduğu gibi bugün ve yarın da gençliğin gericilikle kuşatılması, sorgulamayan, kindar ve dindar bir nesil haline getirilmesi hedefleniyor, gençliğe karanlık bir gelecek dayatılıyor. Gençlik sınıf mücadelesi saflarındaki yerini aldığı
durumda bu kuşatmayı yarmayı ve devrimci geleceğini kazanmayı da başaracaktır.

 

 

 

 

Diyanet’ten gençliğe kuşatma: Umre programı, “yeni nesil günahlar”

 

Gençliğe yönelik dinci-gerici kuşatmayı başlıca gündemleri arasına alan AKP iktidarı, Diyanet İşleri Başkanlığı eliyle bu yönde adımlar atmaya devam ediyor. AKP şefi Tayyip Erdoğan’ın dile getirdiği “kültürel iktidar olma” hedefi doğrultusunda, Ortaçağ artığı zihniyeti yayma işlevi gören Diyanet, son olarak da üniversite öğrencileri için umre programı hazırladı.

Diyanet’in misyonu: Hem din istismarı hem rant

26 yaş altı öğrenciler için hazırlanan programa katılacak öğrencilerden Hac ve Umre Muhasebe Müdürlüğü’ne para yatırmaları istenirken 7 otel ve Türk Hava Yolları’yla (THY) ortak yürütülen program için THY’nin uçuş programına üye olmak da şart koşuluyor. Nisan ayı sonuna dek sürecek programın bedelinin 2.280-2.480 TL olarak belirlendiği öğrenildi.

“Yeni nesil günahlar”: Sosyal medyada beğenmek, retweet...

Basımına milyonlarca lira harcanan ve Diyanet’in etkinliklerinde ücretsiz olarak dağıtılan Peygamber ve Gençlik adlı kitapta çağ dışı ifadeler yer alırken sosyal medya kullanımının getirdiği “günahlar”dan bahsedildi. Yazarı Diyanet İşleri Uzmanı Mustafa Soykök olan kitapta bu konuyla ilgili şöyle ifadeler yer aldı: “Sosyal medyada Müslüman bir genç olmak; vicdanlı olmaktır, iyilikleri çoğaltmanın gayretinde olmaktır, sanal dünyanın sanal olmayan günahlarından uzak durmaktır, kul hakkına riayet etmektir, ahirette de hesabını verebileceği sosyal medya hesaplarına sahip olabilmektir. Sanal dünya tarafından esir alınmış değil, bilinçli kullanım isimli silahla sanal dünyayı teslim almış aziz gençlere selam ve dua ile”, “Kameralar bir ömür boyu kayıtta kalacak, en başarılı ‘YouTuber’lar hesap günü tespit edilecektir”, “İzni olmadığı halde bir başkasına ait herhangi bir fotoğraf ya da bilgiyi sosyal medya hesaplarında paylaşmak, bu şekildeki paylaşımları beğenmek ve retweet etmek kul hakkı ihlalidir.”

 

 

 

 

Liselilere gözaltı, işkence ve dava

 

8 Haziran’da İstanbul Kadıköy’de ‘Karneler sizin gelecek bizim’ şiarıyla gençlik örgütlerinin gerçekleştirmek istediği eylemde işkence ile gözaltına alınan ve haklarında dava açılan liseliler 23 Aralık günü Kadıköy’de duruşmaya çağrı için bildiri dağıtımı yaptılar.

Akşam saatlerinde Khalkedon Meydanı’nda gerçekleştirilen dağıtım sırasında liselilerin etrafını kuşatan polisler ardından gözaltı saldırısını devreye koydu.

Liseliler gözaltı saldırısına karşı sloganlarla direndi.

Polis saldırısında 10 liseli gözaltına alındı. Kadıköy İskele Karakolu’na götürülen liseliler Göztepe Eğitim ve Araştırma Hastanesi’ne sağlık kontrolüne götürüldükten sonra serbest bırakıldılar. Ancak muayene sırasında doktorun polisleri içeri almak istemesine tepki gösteren liseliler muayeneyi reddetti. Liselilerin vücudunda yoğun şekilde darp ve işkencenin izleri görünür durumda.

25 Aralık günü ise 8 Haziran günü yapılmak istenen eylemde işkenceyle gözaltına alınan liselilerin yargılandığı dava Kartal’daki Anadolu Adliyesi’nde görüldü. Duruşma, katılıp ifade veremeyen bir liselinin olması nedeniyle 29 Ocak tarihine ertelendi.