6 Temmuz 2018
Sayı: KB 2018/26

Tek adam rejimi krizlerle başladı
Seçimler, demokrasi ve düzen muhalefeti
“Köpekbalığı uçar mı?”
İşçi sınıfıyla yola devam!
Çocuğa yönelik şiddet ve cinsel istismar düzeni
Zorlu dönemde zorlu bir yürüyüş bekliyor
Yıllık enflasyon Haziran’da rekor kırdı: Yüzde 15’i geçti!
Hak gasplarına, işten atmaya karşı grev ve direnişler sürüyor
Mata Otomotiv’de sendika işbirliğiyle öncü işçiler atıldı
“Yaşananlar işçi demokrasisinin önemini gösteriyor!”
Tarihsel temelleriyle Türkiye’de dinsel gericilik - H. Fırat
Almanya’da “Yeni Polis Yasası”
Ortadoğu’da emperyalist yıkım
Son AB zirvesi: Mültecilere karşı yeni saldırı dalgası
Emperyalist kapitalizm ve mülteci sorunu
İran’a emperyalist kuşatmanın bedelini emekçiler ödüyor
Son dönemin halk hareketleri üzerine
Haziran ayında 39 kadın öldürüldü
Emekçilerin sesi, ışığı, yumruğu: Rıfat Ilgaz!
Bu sayının PDF formatını download etmek için tıklayın

 

Zorlu dönemde zorlu bir yürüyüş bekliyor

 

Kapitalist sistem uzun bir dönemdir çok yönlü bir krizin pençesinde debeleniyor. Fransa’da emekçilere karşı uygulanan saldırı politikaları, Arjantin’in tekrardan IMF kapısında soluğu alması, Yunanistan’da emekçiler tarafından yapılan genel grevler kapitalizmin tüm dünyada bir çıkmazın içerisinde olduğunu gözler önüne seriyor.

İçerisinden geçmekte olduğumuz dönemin bir diğer gerçeği ise her geçen gün tırmandırılan emperyalist savaş ve saldırganlık. Başta Suriye olmak üzere, Ortadoğu’da yaşanan gelişmeler emperyalistler arası çelişkilerin gün be gün keskinleştiğini gösteriyor. Emperyalist güçler arası gerilim silahlanmayı ve militarizmi tırmandırırken yeni ittifak ve güç birliği arayışları gündeme geliyor. Son olarak 9 Avrupa ülkesinin kurduğu ‘Avrupa Müdahale İnisiyatifi’ bunun örneklerinden sayılabilir.

Karanlık daha da koyulaşacaktır!

Türkiye de elbette bu süreçte krizi en yakından hisseden ülkelerden birisidir. Krizin etkileri yıkıcı olarak hissedilmeden baskın seçime giden AKP-MHP koalisyonu aynı zamanda ekonomik olarak bir enkazı da omuzlamış durumdalar. Bir türlü düşürülemeyen enflasyon oranları, her geçen gün artan işsizlik, doların durdurulamayan yükselişi içerisine düşülen bataklığı çarpıcı bir şekilde ifade etmektedir. En son IMF kapılarından medet aramaya giden bir süreç başlamıştır.

AKP iktidarının krizin tüm faturasını emekçilerin sırtına yükleyeceği ise açık. Bu nedenle emekçilerin iktidar karşıtı tepkileri de engellenemez bir biçimde açığa çıkmak zorundadır. Emekçiler cephesinde açığa çıkacak her tepki ve eylemin faşist tek adam rejimi tarafından baskı ve zorbalıkla karşılanacağı da öyle. Ekonomik çöküntüyü omuzlayan Erdoğan ve çevresi her ne kadar “OHAL kalkacak” deseler de baskı politikalarını daha da artıracaktır. Seçimlerin hemen sonrası Antalya ve İstanbul’da seçim eylemlerine yapılan operasyonlar ve gözaltılar bunun net örneklerindendir.

Bu dönem içerisinde devrimci politikalar kitlelere mal edilemezse, sermaye insanları bölecek ve sürecin sorumlusu olarak başka halkları veya kendisi gibi düşünmeyen yanı başındaki insanları gösterecektir. Unutmamak gerekir ki, Hitler faşizmini Almanya’nın içerisinde debelendiği kriz yaratmıştır. Cezaevlerinden dışarıya sürekli mesaj gönderen mafya bozuntusu ülkücü çetelerin böyle bir süreçte görev istemeleri de hiç tesadüf değildir. Süleyman Soylu’nun Pervin Buldan’ı arayarak savurduğu tehditler içerisine girilen süreci özetler niteliktedir.

Zorlu dönemde zorlu bir yürüyüş bizleri bekliyor!

Yukarıda da belirttiğimiz gibi, yeni dönem krizin derinleşeceği ve krizle birlikte baskı politikalarının artacağı bir süreç olacaktır. Bu süreçte emekçilerin sokak eylemleri ile sürecin önemli dinamiklerinden olan Kürtlerin, Alevi emekçilerin ve kadınların mücadelesini birleştirecek politikaların belirlenmesi önemli bir yerde duruyor. Ayrıca faşist baskı ve saldırılara karşı her açıdan yapılması gereken hazırlıkların da devrimciler cephesinden üzerinde önemle durulması gerekmektedir.

A. Akın Asya

 

 

 

 

Sivas Katliamı 25. yıldönümünde lanetlendi

 

2 Temmuz 199’te 33 aydın ve sanatçı, Sivas’taki Madımak Oteli’nde gericiler tarafından yakılarak katledilmelerinin 25. yılında anıldı

Sivas’ta yapılan anmada polis ablukası dikkat çekerken otel binasının önüne ellerinde kaybettikleri yakınlarının fotoğrafları ile gelen aileler içeri girmedi, fotoğraf ve karanfilleri otelin önüne bıraktılar.

Alevi örgütleri adına yapılan konuşmada otelin Alevi örgütlerine teslim edilmesi ve müze haline getirilmesi istendi.

30 Haziran günü Ankara Mamak’ta Pir Sultan Abdal Kültür Derneği (PSAKD) tarafından miting örgütlenirken Batıkent Meydanı’nda toplanılarak Batıkent cemevine bir yürüyüş gerçekleştirildi.

1 Temmuz günü İstanbul’daki Sarıgazi’de bir araya gelen ilerici, devrimci kurumlar toplanma noktasını ablukaya alan polisin dayatmalarına karşın Demokrasi Caddesi boyunca alkış ve sloganlarla yürüyüş yaptı.

Esenyurt Depo’da yapılan anmada okunan basın açıklamasında, dönemin siyasetçilerinin katilleri destekleyen sözleri hatırlatılarak bugün aynı misyonu devam ettirdikleri, AKP’yi kurdukları ifade edildi.

Malatya’da Emeksiz Meydanı’nda toplanılarak katliamı gerçekleştirenler ile AKP’nin ilişkileri teşhir edildi.

Diyarbakır’da düzenlenen anmada katillerin ve arkalarındaki düzenin 25 yıl içerisinde korunduğu, bunun sonucunda yeni katliamlar yaşandığı üzerinde duruldu.

Adana’da ise Şakirpaşa Mehmet Demir Cemevi Derneği anma etkinliği gerçekleştirdi.

2 Temmuz günü Çorlu Kadın Platformu tarafından Çorlu Heykel Meydanı’nda yapılan eylemde, sermaye devletinin iktidarını sürdürmek için katliamlar gerçekleştirdiği belirtilerek mezhepçiliğe karşı mücadelenin ancak işçilerin birliği, halkların kardeşliği ile mümkün olduğu vurgulandı, mezhepsel baskı ve ayrımcılığa son vermenin ancak sosyalizmde mümkün olduğu belirtildi.

Bursa Alevi Kültür Dernekleri, Setbaşı’nda toplanarak Kent Müzesi’ne yürüdü.

Ankara’da Toros Sokak’ta toplanan kitle katliamı lanetlemek için Tandoğan Meydanı’na yürüdü. PSAKD Genel Sekreteri Onur Şahin burada yaptığı açıklamada dönemin belediye başkanı Karamollaoğlu ve cumhurbaşkanı Çiller’in katliamı meşrulaştıran açıklamalarını hatırlattı. Katliam davasında zaman aşımı kararı verildiğine ve katillerin korunduğuna dikkat çekilen açıklamanın ardından şehit aileleri adına konuşan Nilgün Karababa şunları söyledi: “Sivas Katliamı’nı gerçekleştirenler bu ülkede milletvekili, bakan ve anayasa mahkemesi başkanı oldu. Böyle bir ülkede Sivas davasında gerçek bir yargılama yapılabilir mi? Doğru düzgün bir karar verilebilir mi?”

İzmir’de Aliağa Emek ve Demokrasi Platformu’nun çağrısıyla toplanan kitle Alevi Kültür Dernekleri önünde toplanarak Demokrasi Meydanı’na yürüdü. Burada basın açıklaması ve müzik dinletisi gerçekleştirildi.

Alevi Bektaşi Federasyonu’nun (ABF) çağrısıyla Konak’ta gerçekleştirilen eylemde katillerin korunduğuna dikkat çekilerek, Alevilere dönük ötekileştirme ve yok sayma politikalarının bugün de artarak sürdüğü belirtildi.