29 Haziran 2018
Sayı: KB 2018/25

Sermayenin diktatörlüğüne ve diktatörüne karşı mücadeleye!
Şaibeli seçimler zincirinde yeni halka!
Reformist solun ilk seçim değerlendirmeleri
Atı alan Fırat’ı geçemedi!
Seçim hileleri 24 Haziran’da da devredeydi
Hapishanelerde hücre saldırısının yolunu düzleyen saldırılar
Neo-liberal tarım politikalarının yarattığı tablo
Çözüm işçi iktidarında!
İstanbul’da direnen KESK’li emekçilerden açıklama
Derby işgali 50. yılında!
Karl Marks’ın 200. Doğum Yılı… / 2
‘İşçilerin Birliği Halkların Kardeşliği Festivali’ gerçekleşti!
Avrupa’dan ilk seçim açıklamaları: Ne özgür ne de adil!
Dünyadan kısa kısa…
Türkiye IMF kapısına doğru yol alıyor
Şenyaşar: Dövdüler, bıçakladılar, kurşun sıktılar ölü taklidi yaptım
Kocaeli’nin 24 Haziran seçimi
Sermayenin öğrettiği çaresizlik
İşçi sınıfı bu oyunu bozmalı!
Bu sayının PDF formatını download etmek için tıklayın

 

Sermayenin öğrettiği çaresizlik

 

ABD’de 1965 yılında bir üniversitede çalışma yürütülüyor. Köpek bir kafes içine konuyor. Her zil sesinden sonra köpeğe elektrik veriliyor. Kaçmaya çalışan köpek kaçamıyor.

Bir süre sonra kafesi kaldırıyorlar. Zil sesinden sonra yine elektrik veriyorlar köpeğe. Köpeğin kaçmasına engel kalmadığı halde yine kaçmıyor. Önceki deneylerde öğretilen “çaresizliğiyle” acı çekiyor ama kaçma girişiminde dahi bulunmuyor köpek.

Bu deney hayvan haklarına aykırı olsa da “öğretilmiş çaresizliği” net olarak gösteren bir örnek. Kapitalist düzende sermaye sınıfı seçimlerde demokrasi oyununu oynuyor. Seçim öncesi vaatler havada uçuşuyor. İşçi ve emekçiler bu vaatlere inanmasa bile, bu yalan vaatleri yapanlardan birine oy veriyor. Çünkü “özgürlük” aldatmacasıyla işçi, emekçilere sadece “seçmen” olma öğretiliyor. Seçmen seçimden sonra çaresizce oy verdiklerinin yaptıklarına katlanıyor.

Bu durumda seçmen olmaktan öteye bir hakkı olmadığı “öğretilen” işçi ve emekçi, en fazla yanlış kişi ya da kişilere oy verdiğini düşünebiliyor. Bu düşüncesini çoğu zaman yüksek sesle dile bile getiremiyor.

24 Haziran seçimleri öncesinde yalnız sermaye değil, reformistler de işçi, emekçilere “seçmen” olmayı, yani çaresiz olmayı öğretti. Seçmen olmaktan öte geçemeyen kitle, illerde ve Ankara’da YSK önünde epeyce geç saatlere dek bekledi. Ancak muhalif liderler “Erdoğan’ın kazandığını” söyledikten sonra çaresizce evine döndü. Kimse ‘bu insan bir saat önce AA’nın rakamlarına inanmayın, AA yüzde 99 sandık açıldı diyor ama yüzde 40’ı dahi açılmadı’ derken nasıl şimdi ‘kazandılar’ diyor düşüncesi aklından geçse bile tepkiye dönüştürmedi. Çaresizce evine gitti.

Kuşkusuz CHP’nin bu tavrı sürpriz değil. CHP sınıfsal varlığına uygun davrandı. Ne var ki hâlâ devrim lafzını dillerinden düşürmeyen reformistler de bu seçimde “umut” bağladıkları İnce-CHP açıklamasından sonra evlerine döndü.

Oyu neredeyse “sihirli değnek” gibi gören ve “öğreten” reformistlerin “sihirli değneği” hiçbir şey değiştirmedi. Sonrasında seçim hilelerinin takipçisi olacaklarını açıkladılar. Sadece seçmenlik çaresizliğini öğrendikleri ve öğrettikleri kitle gücüyle değil elbette. Denetimin tümünün Erdoğan’da olduğunu söyledikleri “yargıdan” çaresizce “adalet” bekleyerek.

İşçi, emekçiler öğretilen çaresizlik duvarlarını yıkıp hak aramalı

İşçi ve emekçiler sadece seçmen olduklarında oldukça çaresizler. Oysa ki işçi ve emekçiler gerçekte çaresiz değiller. Hayatı üreten, yaratan işçi, emekçiler üretimden gelen güçlerini kullanıp insanca yaşanacak bir hayatı kazanabilir.

Örneğin iş cinayetleri verilecek bir oyla ortadan kalkmaz. İşçi sadece seçmen olursa iş cinayetlerine karşı sadece bir oyu olur. Oysa iş güvenliği ve önlemi alınmadan çalışılmayacağı örgütlü bir şekilde patrona iletilse, patron eli mahkum o önlemleri alacaktır. Seçmen olarak çaresiz olan işçi ve emekçiler, bu duvarı yıkıp örgütlendiklerinde bütün haklarını kazanacak güce ulaşacaktır.

Elbette sermayenin öğrettiği çaresizlik duvarı yıkılır. Ama bu duvar yıkıldıktan sonra işçi ve emekçiler örgütlülüğünü daha güçlendirip devrime yürümeli. Aksi takdirde sermaye yine “öğretilmiş çaresizlik” duvarını örecektir.

H. Ortakçı

 

 

 

 


AKP yeni kabineye patronları da alacak

 

24 Haziran seçimleriyle birlikte hayata geçecek başkanlık sisteminde, kabineye meclis dışından isimler de atanabilecek. Seçimin ardından yapılan ilk açıklamalarda, AKP’nin yeni kabinesinde patronların da yer alacağı belirtildi.

Yeni kabineye ilişkin açıklamalarda AKP Sözcüsü Mahir Ünal, patronların da devlet yönetiminde doğrudan yer alacağını açıkladı. Ünal, “Yeni kabine iş dünyasından, kültür ve spor dünyasından, yurt dışında yaşamış kişilerden de olabilir” diye konuştu.

Öte yandan, yandaş yazarlar da yeni kurulacak yeni kabineye ilişkin bilgiler vermeye başladı. Buna göre, oluşturulacak kabine için bazı patronların isimlerinin de geçtiği belirtiliyor.






OHAL Komisyonu’ndan binlerce başvuruya ret

 

15 Temmuz darbe girişimi bahanesiyle KHK’larla ihraç edilen 100 binin üzerinde kişiye adres olarak gösterilen OHAL İşlemleri İnceleme Komisyonu, binlerce kişinin başvurusu için ret kararı verdi.

Komisyon tarafından yapılan açıklamada 22 Haziran günü 108 bin 905 başvuru içinden 21 bin 500’ü için karar verilirken 18 bin 200 başvuru için ret, bin 300 başvuru için ise işe iade kararı verildi.

Ret kararı verilen kişiler 60 gün içinde Ankara 19. ve 20 İdare Mahkemesi’ne iptal davası açabiliyor.