9 Şubat 2018
Sayı: KB 2018/06

İşçi-emekçi barikatlarını yükseltelim!
Kirli savaşın kiralık kalemşörleri
Sosyal demokrasinin sözde savaş karşıtlığı
“Yaşamdan, barıştan yana tutumumuzu sürdürüyoruz!”
Tabutluk hücrelere sağlıklı girip tabutta çıkmak
Hapisanelerde sürece yayılan katliam
Metal işçilerinin birliği ve mücadelesi kazanacak!
10 Şubat 2014, Greif: İşgal, Grev, Direniş!
Onursuzluk dayatmalarına ve sömürüye karşı direnişi ve mücadeleyi büyütelim
Ekim Devrimi, işçi sınıfı ve sınıf örgütleri
Kapitalist kriz, siyasal gericilik ve sınıf mücadeleleri
Emperyalist savaş ve saldırganlığa karşı birleşik devrimci direniş!
Almanya’da metal TİS’lerinde anlaşma
Ekim Devrimi’nin 100. yılında Kollontay’ı okurken… / IV
Liseliler birliğe, mücadeleye!
Çocuk işçiliğin yasal hali: Çıraklık!
Yeni bir sendikal hareket için ileri!
“Birleşirsek tok, birleşmezsek yok oluruz!”
Greif İşgali işçi sınıfına yürünmesi gereken yolu gösteriyor!
Bu sayının PDF formatını download etmek için tıklayın

 

“Birleşirsek tok, birleşmezsek yok oluruz!”


Kayseri’de farklı sektörlerde çalışan işçilerden gelişmeler hakkında görüş aldık.

 

Düzen tecavüzcüleri aklama peşinde…”

Gericiliğin zirve yaptığı bugünlerde gün geçmiyor ki yobazlar yeni bir pisliğin altına imza atmasınlar. Son zamanlarda yaşanan rezilliklere bir bakalım. Cezaevlerinde taciz ve işkence, yurtlarda tecavüz, camide tecavüz vakaları hemen her gün basındaki haberlere yansıyor. Yetmedi, bir rezil açıklama da Diyanet’ten geldi. Diyanet 9 yaşında kız çocuklarının evlenebileceğini açıkladı.

AKP sözcüleri yaptıkları açıklamalarla rezillikleri örtbas etmeye çalıştılar. Bu açıklamaların dumanı tüterken, deprem etkisi yaratan bir haberle sarsıldık. Bir hastanenin kayıtlarında 115 çocuğun gebe olduğu basına yansıdı. Tam 115 çocuk hamile olduğu gerekçesiyle hastaneye başvurmuş. Bu hem çocuk yaşta evliliklerin kanıtıydı hem de devlet katında rezilliklerin örtbas edildiğinin göstergesiydi.

Kapitalizmin, burjuvaların ahlakı çürümüşlük ve yozlaşma üzerine kuruludur. Onların hükmettiği tüm yönetim mekanizmaları da ahlaksızlığı rehber edinirler. En önemlisi de Allah, kitap nidaları atanların ahlaksızlıkta sınır tanımamalarıdır.

Kayseri’den bir öncü işçi

 

Tek adamda birleştiler”

Yoksulluğumuz, sefaletimiz artıyor. Emek düşmanı AKP ve yandaşı MHP, BBP 2019 başkanlık seçiminde Recep Tayyip Erdoğan yeniden seçilsin diye güç birliği yaptılar. Adına da milli mutabakat dediler. 2019 seçimlerini garantiye almak için biz yoksulların evlatları Suriye cephesinde savaşmak için gönderildi.

Milli mutabakat güçleri Suriye’de devam eden savaş üzerinden farklı düşünen tüm güçleri baskı altına aldılar. “Savaşa hayır” diyen TTB açıktan tehdit edildi, yönetimi gözaltına alındı. Barış mesajları nedeniyle yüzlerce emekçi savcılığa çağrıldı. Korkudan birçok arkadaş Facebook hesabını kapattı.

Yetmedi, 130 bin metal işçisinin grevi erteleme adı altında yasaklandı. 15 Temmuz’u Allah’ın lütfu olarak gören Tayyip Erdoğan patronlar kulübü olan TÜSİAD’ı bir daha rahatlattı. Metal işçilerinin grevini yasakladı.

Biz işçiler birliğimizi, örgütlülüğümüzü büyütmezsek, bunlar daha bizim başımıza çok çoraplar örerler. Metal işçilerinin dediği gibi “birleşirsek tok, birleşmezsek yok oluruz!”

Fabrikamızda, kentimizde birleşirsek grev yasaklarını yırtar atarız. Savaş tamtamlarını sustururuz.

Kayseri’den bir öncü metal işçisi

 

KHK ile sokağı biz işçilere kapatmak istiyorlar”

15 Temmuz’da sokağa çıkanlara, kan dökenlere dokunulmazlık zırhı giydirdiler. 696 sayılı KHK ile, her türlü toplumsal eyleme dokunulmazlık zırhı giydirilen faşistler müdahale edebilecekler. Üstelik yaptıklarının hesabını mahkeme önünde vermeyecekler.

Diyelim ki, insanca yaşayacağımız asgari ücret için sokağa çıktık. Ya da metal işçileri grev hakları için sokağa çıktılar. Veya yapılan haksızlıklara tepki göstermek, haksızlıkları protesto etmek için sokağa çıktık. Haydi “hükümete karşı eylem” naralarıyla besleme takımı kolluktan önce bizlere saldıracak.

FETÖ” dediler, OHAL’i biz işçilerin, yoksulların sırtından sopayı eksik etmemek için kullandılar. Yetmedi şimdi de beslemelerini üzerimize salmaya hazırlanıyorlar.

Karanlıkta kalmamak için, işçiler, yoksullar olarak yan yana gelmeli, zalimlere geçit vermemeliyiz.

Kayseri’den bir öncü tekstil işçisi

 

 

 

 

 

Film değil gerçek

 

Şener Şen’in başrolünü paylaştığı “Çıplak Vatandaş” filmi, yaptığı tüm ek işlere rağmen geçinemeyen bir memurun hayat pahalılığı karşısında yaşadığı bunalımı anlatır. Bunalım sonucunda çırılçıplak soyunarak sokaklarda koşan İbrahim’in öyküsünde, son olarak tüm toplum var olan ekonomik zorluklardan bunaldığı için soyunur.

Geçen günlerde televizyon ve gazetelere böyle haberler yansıdı. Maaşını alamayan bir işçi İŞKUR önünde soyunarak isyan etmişti ve “Bu devleti protesto ediyorum” diyordu. Bir başka haberde ise “Geçinemiyorum” diyen bir işçi kendini meclis önünde yakmıştı. Onun da alacak davası beş yıldan beri sürüyordu. Bir başkası belediye binası önünde kendi üzerine benzin döküp yakmıştı. Kapitalizm öldürmüyordu, süründürüyordu. Ve çaresiz, bitkin kalan emekçiler artık kendi ölüm fermanlarını kendileri veriyorlardı.

Son günlerde bu alışılmadık haberlere çok fazla rastlamaktayız. 2017 yılında 71 işçi intihar etti. Her on kişiden dokuzunun psikolojik sorununun olduğunu belirtiyor uzmanlar. Peki, bir insan, bir işçi, bir kadın, hayatının baharındaki bir genç neden intihar eder? Nedir bu çaresizliğe sıkı sıkı sarılmanın, her şeyi geride bırakmanın nedeni? Çok çeşitli yanıtlar verilebilir. Ama esasında emekçileri ölüme sürükleyen kapitalist sistemin sömürü çarklarıdır. Ve kapitalist sistem bu çarklar içinde ezilen işçi ve emekçileri bencil, egoist, çaresiz insanlar topluluğu yapıp sonra da intihar haberlerine gazetelerin üçüncü sayfasında yer verip acıdan beslenmektedir. Yetkili kişiler kendini yakan ve intihar eden işçileri acımasızca eleştirip, bu olayların bir kurgu olduğunu belirttiler. Bizler, insanlığın kurtuluşunun işçi sınıfının zaferinde olacağını bilenler, dünyanın en ucundaki bir acıyı yüreğimizde hissederken ikiyüzlü devlet yöneticileri kendini yakan işçileri, insanlığın yakılmasını, yıkılmasını her zamanki gibi izlemektedirler. Çaresizliğin işçileri ittiği tüm intihar ve yakma olayları da, AKP kodamanlarının ikiyüzlülüğü ve çarpıtmaları da tek bir yerden beslenmektedir: İşçi sınıfının örgütsüzlüğü!

Evet, şimdi sadece isyan ateşini yakalım. Eşit, özgür yarınlar için, insanlığın kurtuluşu için örgütlenip kapitalist sistemi yıkalım. Ya barbarlık ya sosyalizm!

M. Güzel


 
§