21 Ekim 2017
Sayı: KB 2017/41

Sömürü, baskı ve zorbalığa karşı mücadeleye!
Evrimi içinde burjuva cumhuriyeti ve dinsel gericilik
Baskı ve zorbalık artarken…
ABD-AKP gerilimi farklı mecralarda sürüyor
2018 bütçesi: Emekçilere yıkımı dayatan savaş ekonomisi!
Özakça’ya tahliye, Gülmen’e tutukluluğa devam kararı
Sermayenin can simidi: Kiralık işçilik
TİS sürecinde satışa hazırlanılıyor
CSUN fabrikasında neler oluyor!
Şişecam’da direnişin muhasebesi
“Buz kırılmış, yol açılmıştır!”
1917-2017… Yüzyılın kadınlara çağrısı
Dinci gericilik ve kadın
Gerici yasalara karşı mücadeleyi büyütelim!
Eğitimde yeni değişikliklerin amacı
YÖK’ten yapısal “reform”
Kapitalist sistemin krizi ve iki yol
Güney Kürdistan dersleri
Avrupa’da Ekim Devrimi seminerleri
Otuz beşinci yaş gününde, suskunlukla geçen yirmi bir yıl
Bu sayının PDF formatını download etmek için tıklayın

 

YÖK’ten yapısal “reform”

 

Son dönemde Türkiye eğitim sisteminde ciddi sonuçlara yol açacak değişiklikler yapılıyor. Eğitim sisteminde atılan adımlar, bir dönüşümün ihtiyacını göstermektedir. Dönüşüm sürecinin merkezinde ise sermayenin ihtiyaçları yer alıyor.

Bilindiği üzere TÜSİAD, her fırsatta hükümete yapısal reformlar gerçekleştirmesi için çağrıda bulunuyor. Sermayedarların “reformlar”dan kastı, sömürüyü yoğunlaştıracak, kâr oranlarını büyütecek, kapitalist pazarda rekabet gücünü arttıracak düzenlemelerdir. Bu düzenlemelerin bir boyutunu ise, sermayenin ihtiyaç duyduğu nitelikli ve ucuz iş gücünü sağlamak için atılacak adımlar oluşturuyor. Bu iş gücünün kaynağı gençliktir. Gelinen yerde lise ve üniversiteler böyle bir ihtiyacın karşılanması bakışı ile dönüştürülmektedir.

YÖK, 1 Temmuz 2017 tarihinde Resmi Gazete’de yayınlanan, “sessiz devrim” olarak adlandırdıkları “Üretim Reform Paketi”ni açıkladı. Bu paket içerisinde, Yükseköğretim Kalite Kurulu, araştırma üniversiteleri, Temel Bilimler Üstün Başarı Sınıfları, meslek yüksekokullarının organize sanayi bölgelerinde açılması vb. gibi değişiklikler var.

Kalite Kurulu, dünyada rekabet edilen ülkelerdeki kalite ajansları ile benzer yapıda idari ve mali özerkliği bulunan, YÖK’ün çıktı kontrolü ve akreditasyona (denklik) ilişkin yetkilerinin devredileceği bir kurul olacak. Yükseköğretim Kalite Kurulu’nda dış paydaşlar ve sermaye de yer alacak.

Üretim reform paketinde yer alan başka bir adım ise, meslek yüksekokullarının Organize Sanayi Bölgeleri’nde (OSB) açılmasının teşvik edilmesi olarak tanımlanıyor. Oluşturulan Kalite Kurulu ile MYO’ların sermaye ile işbirliği pekiştirilecek.

Diğer önemli adım olan araştırma üniversiteleri, “Bölgesel kalkınma odaklı misyon farklılaşması ve ihtisaslaşma projesi” ile geçen sene doğrudan T. Erdoğan’ın talimatı üzerine gündeme geldi. araştırma üniversiteleri Erdoğan tarafından şöyle tariflenmişti:

- Ülkemizin öncelikli hedefleri ve alanları kapsamında disiplinler ve kurumlar arası işbirliği ile nitelikli bilgi üreten, araştırma yetkinliği yüksek doktoralı insan kaynağı yetiştiren, uluslararası sıralandırma sistemlerinde görünürlüğü ve bilinirliği bulunan,

- Araştırma şeklinde misyonunu ve stratejik yol haritasını belirlemiş ve üniversitenin çalışma disiplinini bu plana uygun biçimde yürütebilen, mükemmeliyeti yalnızca araştırma başlığında değil eğitim ve bilginin üretimi, aktarımı ve paylaşımını da hedefleyen üniversiteler olmalı.”

Araştırma üniversitelerinin Tekno-kent ve AR-GE çalışmalarına daha fazla bütçe ayrılacak. Bölgesel kalkınma ihtiyacını karşılaması beklentisi ile araştırma üniversitelerine tematik üniversiteler demek yanlış olmaz. Cumhurbaşkanının açıkladığı on araştırma üniversitesi ise şunlar: Ankara Üniversitesi, Boğaziçi Üniversitesi, Erciyes Üniversitesi, Gazi Üniversitesi, Gebze Teknik Üniversitesi, Hacettepe Üniversitesi, İstanbul Teknik Üniversitesi, İstanbul Üniversitesi, İzmir Yüksek Teknoloji Enstitüsü ve Orta Doğu Teknik Üniversitesi. Yedek olarak da beş tane üniversite belirlendi: Çukurova Üniversitesi, Ege Üniversitesi, Selçuk Üniversitesi, Uludağ Üniversitesi, Yıldız Teknik Üniversitesi. Yedek üniversiteler üç yıl boyunca araştırma üniversitesi unvanı alacak, performans durumuna göre değerlendirilecekmiş. Erdoğan isimleri açıklarken konuşmasını şu şekilde sonlandırdı: “Asıl ve yedek olarak isimlerini saydığım bu araştırma üniversitelerimize yükseköğretim alanındaki hedeflerimize ulaşma konusunda çok büyük görevler düştüğünü bir kez daha hatırlatmak istiyorum.”

Bir diğer değişiklik olarak YÖK Temel Bilimler Projesi (YÖK TEBİP) kapsamında İstanbul Üniversitesi’nde Fizik, Kimya, Matematik ve Biyoloji temel bilimlerinin “üstün başarı sınıfları” açıldı. Bu sınıfların müfredatı ayrı olacak, öğretim görevlileri farklı üniversitelerden ve yurtdışından gelecek, bu temel bilimlere yerleşen ilk üç öğrenci üstün başarı sınıfında eğitim alacak. Projenin amacının geleceğin bilim insanlarını yetiştirmek olduğu açıklandı.

Üretim reform paketinde yer alan bir diğer düzenlemeye göre artık üniversiteler sermaye şirketi statüsünde teknoloji transfer şirketi kurabilecekler.

Gelişmiş kapitalist ülkelerde 6. yıldan sonra, öğretim üyeleri “maaşlı” araştırma izni (sabbanical) kullanıyor. Sabbanical sürecinin Türkiye’deki üniversitelerde de kullanılması kararı alındı. Ayrıca doktora eğitimi sonrası araştırmacı (post-doc) olarak esnek kariyer geliştirme profili Türkiye’de de uygulanacak. Yapılan bu düzenlemeler ile üniversitelerin araştırma kapasitelerinin arttırılması ve kurumların ulusal ve uluslararası işbirliklerinin arttırılması amaçlanıyor.

Öğretmen yetiştirme lisans programlarının güncellenmesi kapsamında 240 bin barajının belirlenmesi, kontenjanların kademeli şekilde azaltılması, ikinci öğretim programlarının kapatılması gibi düzenlemeler yapıldı.

OHAL ve KHK ile birçok öğretim görevlisi ihraç edilmişti. Öğretim üyesi ihtiyacının sadece yeni kurulan üniversitelerde değil mevcut üniversitelerin öncelikli alanlarında da ihtiyaç olduğunu itiraf eden YÖK, emekli öğretim üyelerinin üniversitenin talebi doğrultusunda 75 yaşına kadar yıllık uzatımlarla sözleşmeli olarak çalışabileceği düzenlemesi yaptı.

Not: Bütün bilgiler ve tanımlamalar YÖK’ün resmi sitesi olan www.yok.gov.tr sitesinden alınmıştır.

İstanbul’dan bir DGB’li

 

 

 

 

Mammamia’da güzelim Azeri

 

Türkiye’de 2 milyondan fazla çocuğun zorla çalıştırıldığından bahsediliyor. Zorla vurgusu bana ait. Çünkü bir çocuk, arkadaşları ile oyun oynamaktan başka ne isteyebilir ki?

Okulda olması, arkadaşları ile oyun oynaması gerekirken, Aymakoop Ayakkabıcılar Sanayi Sitesinde, öğle yemeği saatinde büfelerde gördüm o çocukları. Daha 9-10 yaşlarındalar. “Herkesin mutlu ve sağlıklı adımlar atabilmesi için kurduk mammamia”*yı diyen patrona çalışıyordu bu çocuklar. Sadece burada mı diyeceksiniz? Elbette hayır. Kapitalist düzen yıkılmadıkça, daha çok sanayi sitesinde göreceğiz o çocukları.

Emekleri için mücadele eden Saya işçilerine DEV TEKSTİL’i daha fazla anlatabilmek için gitmiştik Aymakoop’a. Yalnızca o usta saya işçilerini değil, 9 yaşında çocukları da görmüş olduk, ne kadar istemesek de. Çünkü düzenin gerçekliği idi bu. Gözü kârdan başka bir şey görmüyordu kapitalizmin.

Onlarca ilde yüzlerce mağazası olan bir markaya çalışıyordu anlatacağım asıl çocuk. Daha 9’unda. Ailesi ile birlikte gelmiş Türkiye’ye. çalışmak pardon YAŞAMAK için. Azerbaycanlı tertemiz bir çocuk. Bir görseniz, gülüşü içinizi aydınlatıyor. Orada kalıp, saatlerce onunla oynamak istiyor insan. Ama yapacak çok işin var biliyorsun. Çocukların dünyayı elimizden alıp ölümsüz ağaçlar dikebilmeleri için çabalıyorsun. Bu yüzden kalamıyorsun yanında.

75 TL’ye bir hafta güneş doğmadan işe başlayıp, güneş battıktan sonra işten çıkıyor. “Türkiye’nin en hızlı gelişen ve en geniş koleksiyonuna sahip olan marka”yı büyütüyor sabahtan akşama. Bütün diyaloglarında dürüstlükten, iyi niyetten bahsedenler sömürüyor bu güzelim Azeriyi.

Daha niceleri.. Hepimiz karşılaşırız elbet. Öfkemizi, kinimizi arttırır o yaşta sömürü ile tanıştırılmış çocuklar. Ancak bu yetmez. Bunu biliyoruz. Mesele o çocukların elma şekerleri gibi güldükleri, her türlü eşitsizlikten, baskıdan arındırılmış bir düzeni kurmaktır, yapmamız gereken.

* 70 ilde toplam 254 adet satış mağazası bulunan, dünyaya da satış yapan bir mağaza.

Küçükçekmece’den bir Kızıl Bayrak okuru


 
§