6 Ekim 2017
Sayı: KB 2017/38

Sömürü ve yağma düzenine karşı mücadeleye!
Kaçak sarayın temizlik masrafı bile yıllık 2 milyon TL
10 Ekim Ankara Katliamı
Yüksek “direniş şüphesi” ile hukuksuzluğa devam...
Tutuklu gazeteci sayısı 176
TTE saldırısına karşı dışarıda mücadele örgütlenmeli
Üçlü “şer ittifakı”na karşı mücadele kaçınılmazdır
Kod-A işçileri köleliğe karşı direniyor
MİB: Vergi soygununa ve soygun düzenine son!
Avcılar Belediyesi eylemlerine dair
Büyük devrimin aynasında parti davası
Katalonya bağımsızlık referandumu üzerine
BİR-KAR’dan Frankfurt’ta işçi toplantısı
Yeni dönemde üniversiteler bizimdir!
Dev-Genç devrimci tarihimizin toprağıdır
Devlet-çete işbirliğiyle gerçekleştirilen bir katliam: Bahçelievler
Kadına yönelik şiddet ve düzen yargısının rolü
Ernesto Che Guevara
“Bu mütevazı emek sizlerce de bilinsin istedim”
Bu sayının PDF formatını download etmek için tıklayın

 

MİB: Vergi soygununa ve soygun düzenine son!

 

Son günlerde MTV zammıyla gündeme gelen vergi sorununa karşı açıklama yapan Metal İşçileri Birliği (MİB), vergilerin işçiler için sürekli artmasına karşın elde edilen vergilerin patronlara peşkeş çekilmesini teşhir etti. “Vergi dağılımı emekçilerin yaşamını vergi cehennemine çevirmiştir” diyen MİB, işçileri bu soygundan ve soygun düzeninden kurtulmak için mücadeleye çağırdı.

MİB’in açıklamasının tamamı şu şekilde:

“Vergi soygununa ve soygun düzenine son!

İşçi sınıfı olarak bizlere dayatılan koşullarla açlık sınırının altında geçinmeye çalışıyoruz. Hiçbir hak-hukuk tanınmıyor. Sendikalaşamıyor ya da satılık sendikaların kucağına itiliyoruz. İş güvencemiz kıdem tazminatımız kaldırılmak istenirken şimdiden birçok işçi kiralık oldu. Grev hakkımız KHK’lar ile elimizden alınıyor.

Tüm bu kölelik koşulları yetmezmiş gibi kazandığımıza ve tükettiğimize, yani her şeyimize ağır vergiler konuyor. İğnesinden ipliğine ağır şekilde vergilendiriliyor.

Patronlar ise yine bu düzenin efendileri olarak bizlere kesilen vergilerin peşkeş çekildiği kişiler oluyorlar. Arsalar, fabrikalar ve sınırsız krediler devlet tarafından karşılıksız bahşediliyor.

Devlet ve bürokrat takımı sefa içinde yüzerken, bunun cefası bizlere ödettiriliyor. Tüm bürokrasi saltanat içinde israf saraylarda yaşıyor, son model otomobillerde geziyor. Her şeyden ağır vergiler alınmasına rağmen yetmiyor. Yeni vergiler hayatımıza ekleniyor.

Şimdi çıkarılmak istenen torba yasa ile Motorlu Taşıtlar Vergisi’ne (MTV) yapılan yüzde 40’lık zam vergi zamlarından sadece birisidir. Toplu sözleşmelerde, asgari ücret belirlenmesinde işçilere zam yapmayan, patronlardan aldığı vergilerde indirime giden, vergi afları çıkartan devlet yeni vergiler bulmak ve bunlara zam koymakta bir o kadar tutumlu değildir. Tükettiğimiz her şeyden alınan KDV, ÖTV gibi dolaylı vergilerle bütün vergi yükü bizlerin üzerine yıkılıyor. Vergi dağılımı emekçilerin yaşamını vergi cehennemine çevirmiştir.

Bakanlık ise tasarıyı “savunma giderlerine harcayacağız” diyerek toplumun duygularını istismar ediyor. Ama bizler bu vergilerin nerelerde harcandığını, kimlere peşkeş çekildiğini işsizlik fonundan biliyoruz.

Sözde sendikalar ise bu vergi soygununa sesini çıkarmaktan acizler. İşçiler olarak bu soygundan ve soygun düzeninden kurtulmak, fabrikalardaki sömürü ve sömürü düzeninden kurtulmaktan farklı değildir. İkisi bir bütündür. Ve bu bütünlüklü sömürü, yağma ve soygunu ancak işçilerin bütünlüklü cevabı durdurabilir. Soyguna ve soygun düzenine boyun eğmeyelim! Soyguna ve soyguncu düzene son vermek için kendi sınıfımızın çatısı altında birleşelim, mücadele edelim!

Artan oranlı gelir vergisi alınsın!

Dolaylı vergiler kaldırılsın!

Metal İşçileri Birliği”

 

 

 

 

Real Market işçilerinden Metro önlerinde eylemler

 

Hileli iflas ile işsiz bırakılan ve üyesi oldukları Tez-Koop-İş Sendikası tarafından da ortada bırakılan Real Market işçileri haklarını aramaya devam ediyor.

Daha önce de aynı patrona ait Metro ve Beğendik mağazaları ve genel müdürlükleri önünde yaptıkları eylemlerle gasp edilen tazminatlarını ve maaşlarını isteyen işçiler hafta sonları da Metro Market önlerinde eylemlerine devam ediyor.

İşçiler 30 Eylül’de Ankara Etlik, İstanbul Güneşli ve Kozyatağı Metro marketlerinin önünde başlattıkları eylemlerini 1 Ekim’de de sürdürdü. Mağazaların en yoğun olduğu günler olmasından kaynaklı hafta sonu bu eylemleri tercih ettiklerini belirten işçiler, önlükleri ve sloganlarıyla kapı önlerinde bekleyişlerini sürdürdü. İşçiler eylemin 14.30-18.00 saatleri arasında devam edeceğini belirttiler.

Real Market’te çalışan 1700 işçi ilk önce aynı patronlara ait Beğendik grubuna devredildi. Ardından ise hileli bir şekilde iflas gösterilerek işçiler işten atıldı. Bu sırada işçilerin maaşları ve tazminatları da gasp edildi. Hakları gasp edilen işçiler aynı patronlara ait Beğendik ve Metro marketlerinin önlerinde gerçekleştirdikleri eylemlerle gasp edilen haklarını istiyorlar.

 

 

 

 

Gebze’de işçi toplantısı

 

Gebze İşçilerin Birliği Derneği 1 Ekim’de gerçekleştirdiği işçi toplantısı ile güncel gelişmeleri ve sınıf hareketinde yaşananları değerlendirdi. ‘Dünya ve Türkiye’deki gelişmeler, sınıf hareketinin durumu ve görevlerimiz’ başlığı ile düzenlenen toplantı, “oldukça yoğun ve karmaşık olan tüm toplumsal gelişmeleri işçi sınıfının kendi sınıf çıkarları ve dünya görüşü ile yorumlaması gerektiği” vurgusu ile başladı.

Ardından emperyalist savaş, emekçi halklara ödettirilen yıkımın artışı, egemenlerin ikiyüzlü bir şekilde savaşın yıkımından sorumlu olmalarına rağmen sahte gözyaşları dökmeleri, Güney Kürdistan’da gerçekleştirilen referandum, krizin faturasının emekçilere kesilmesi, sosyal yıkım politikaları, zamların ve vergi artışının hız kesmemesi, MESS ile metal işçileri arasında başlayan sözleşme süreci, eğitimin ticarileşmesi, eğitimde eşitsizliğin artması, müfredatın gericileşmesi ve artık tamamen düzenin de itirafı ile arapsaçına dönmesi üzerine bir konuşma yapıldı.

Ardından tüm bu gelişmelerle birlikte emekçilerin burjuvazinin her türlü söyleminden ve pratiğinden bağımsız bir tutum alması ve geliştirmesinin çıkış yolu olduğu vurgulandı.

Konuşmanın ardından yapılan sohbette emekçilerin, demagojiyle, önyargıların güçlendirilmesiyle ve çeşitli gerici söylemlerle hâlâ düzenin yedeğinde olduğu ifade edildi. Bundan çıkış için fabrikalardan ve okullardan örneklerle öneriler dile getirildi.

OHAL, KHK’lar, faşist yasalar, Nuriye Gülmen ve Semih Özakça’nın açlık grevi direnişi ile grev yasaklarının da gündeme geldiği toplantı, fabrika, okul ve toplumsal her alanda birliklerin kurulması ve geliştirilmesi gerektiği ifade edilerek sonlandırıldı.

İşçilerin Birliği Derneği’nin bir sonraki toplantısının gündemi 15 Ekim’de MESS’e bağlı fabrikalarda başlayan TİS süreci olacak. 5 Kasım’da da, 100. yılında Şanlı Ekim Devrimi’nin işçi sınıfına ve emekçi halklara bıraktığı miras üzerine bir seminer gerçekleştirilecek.


 
§