9 Eylül 2016
Sayı: KB 2016/34

Yayılmacı savaşlara karşı işçilerin birliği halkların kardeşliği
AKP/Erdoğan iktidarının kazanamayacağı savaş
T. Erdoğan Obama ve Putin’le görüştü
Düzenin yapboz siyaseti
Faşist baskı ve teröre karşı direnişi büyütelim!
Olmayan düğmeyi ilikleyen düzen hukuku
DEV TEKSTİL Eylül Ayı GMYK Toplantısı gerçekleştirildi
Murat Ülker neden, nasıl zengin?
İş cinayetleri ve ortalığa saçılan gerçekler
Kırıntılar için değil, sermayenin köleliğinden kurtulmak için mücadeleye!
Güncel deneyimler ışığında demokrasi sorunu - H. Fırat
Türkiye-AB ilişkilerinde çatışan çıkarlar, gerilen ipler
ABD başkanlık seçimleri: Tiyatro devam ediyor
TTİP: Emperyalist sömürü, yağma ve haydutluğun yeni bir aracı
Çocukların özgürlüğü için yıkılacak düzen.
Hapishanelerde 600 çocuk
Şiddete uğrayan kadınlar, devlete güvenmiyor!
Sermaye devleti kesenin ağzını işçiye kapattı, MİT’e açtı
Düzenle barış diyenlerin, demokrasi ve özgürlükten anladıkları...
Yarım kalan şarkı... Victor Jara!
Gerçekçiliğin sinemadaki özeti: Yılmaz Güney
Bu sayının PDF formatını download etmek için tıklayın

 

Şiddete uğrayan kadınlar, devlete güvenmiyor!

 

Verilere göre, Ağustos ayında kadına yönelik şiddet oranlarında önceki aylara oranla iki kat artış yaşandı. 33 kadın öldürüldü, 23 çocuk istismara uğradı, 26 kadın cinsel şiddet yaşadı, 5 nefret cinayeti gerçekleşti. Ancak gerçek rakamların bunun çok daha üstünde olduğu herkesin tahmin edebileceği bir gerçek.

Kadına yönelik şiddetin artmış olmasına şaşırmamak gerek. Zira toplum ölçeğinde şiddetin tırmanışa geçtiği, gün geçtikçe şiddet toplumuna dönüştüğümüz bir süreçten geçiyoruz.

Darbe ve sonrasında yaşananlar, iktidar eliyle yapılan kışkırtmalar, Suriye’ye yönelik işgal harekatıyla birlikte her türlü kirli işte parmağı olan cihatçı çetelerin bizzat iktidar tarafından meşrulaştırılması, cezaevlerinde darbecilere yer açılması için eli kanlı katillerin (ki bir kısmı kadın cinayetinden içeride olan) serbest bırakılması vb. gelişmelerle şekillenen bir tablo var karşımızda. Kadına yönelik şiddetin artması da bu tablo içinde yerini buluyor.

Bütün bunlara paralel olarak kadın cinayetlerinde de kadınlara vahşi işkenceler uygulanıyor.

Mersin’de Suphiye Avşar, defalarca bıçaklanarak, Eskişehir’de Amina Demirtaş dövülerek, Konya’da Menekşe boğazı kesilerek, Antalya’da Gülizar ise boğazı kesilerek ve başı taşla ezilerek öldürülüyor. Kadına yönelik şiddetin boyutları her geçen gün tırmanıyor. Hatta bir trans kadın yakılarak öldürülmüş olarak bulunuyor.

Uğradığı şiddet sonucu ölümden dönen kadınların yaşamı ise ölümden beter. 6284 sayılı yasaya göre kadınların şiddetten korunmak için yaptıkları başvurular ise sonuçsuz kalıyor. Eski erkek arkadaşı tarafından defalarca bıçaklandığı halde şans eseri ölümden dönen Tuba Korkmaz, basına yaptığı açıklamada “polisin kendisini koruyacağına inanmadığını” söylüyor.

Adana’da boşanıp tekrar barıştığı eşi tarafından ayağından vurulan, kocasından 7 kez şikayetçi olmasına ve üzerinde koruma kararı olmasına rağmen, ardı ardına ölümlerden dönen Sevinç T. ise, “ben ölünce gelecek adaleti istemiyorum” diyor.

Şiddet uygulayanın, gücünü devletten aldığı, aynı zamanda elini kolunu sallaya sallaya dolaştığı bir durumda, emekçi kadınların, bırakalım insanca yaşamayı, sadece “yaşayabilmesi” için bile bu düzeni değiştirmeye ihtiyaç var.

 

 

 

 

Dersim’de polis aracı bir kadını öldürdü

 

Dersim’de zırhlı polis aracı, 6 Eylül günü yolda karşıdan karşıya geçmeye çalışan 71 yaşındaki Naciye Özdemir’e çarptı. Seyit Rıza Meydanı’nda yaşanan olayda zırhlı aracın ön tekerinin kadının üzerinden geçtiği, Özdemir’in aracın altında sürüklendiği belirtildi.

Çevredekilerin yardımıyla ağır yaralı olarak hastaneye kaldırılan Özdemir, burada yapılan tüm müdahalelere rağmen kurtarılamayarak yaşamını yitirdi. Çevrede bulunan emekçilerin tepkisi üzerine zırhlı araç olay yerinden hızla kaçarken, görgü tanıkları aracın kadının üzerinden birden fazla kez geçtiğini, olayın sadece bir çarpma olmadığını, öldürme amacı taşıdığını dile getirdi.

 

 

 

 

Hindistan’da turist kadınlara “öneri”: Etek giyme!

 

Kadına yönelik cinsel şiddet, dünya genelinde her geçen gün artıyor. Emperyalist kapitalizmin vahşi ve kanlı yüzü, kadınlar ve çocuklar üzerinde şiddet olarak kendini gösteriyor. En “modern” ülkesinden en “yoksuluna” kadar tüm ülkelerde kadınların kaderi değişmiyor.

Kadına yönelik şiddetin en fazla yaşandığı ülkelerden biri ise Hindistan. Rakamlar bu açıdan fazlasıyla ürkütücü.

1953 yılından 2011 yılına kadar geçen süreçte Hindistan’da tecavüz vakalarının %873 arttığı ifade ediliyor.

Cinsel şiddetin boyutu, yer yer kitlesel tepkileri, hatta kadınlar içinde şiddete karşı örgütlenmeleri doğuruyor.

Hatırlanacağı üzere, bundan 4 yıl önce Yeni Delhi’de 23 yaşında üniversite öğrencisi bir kadının, erkek arkadaşıyla bindiği otobüste 6 kişinin tecavüzüne uğraması, ardından demir çubuklarla dövülerek yaşamını yitirmesi, Hindistan’da kitlesel gösterilerin yaşanmasına yol açmıştı. Tecavüz eden gençlerden biri mahkemedeki sorgusunda, “akşamın o saatinde yanında bir erkekle sokakta olmasının cezasını verdiklerini” söyleyebilmişti. Açıklamalar hiç yabancı gelmiyor değil mi?

Hindistan’da egemenler, cinsel şiddeti engellemek için tedbirler alacakları yerde, Türkiye’deki gibi kadınlara “cinsel şiddetten korunmayı” öğütlüyorlar.

Nasıl ki Türk devletinin bir bakanı kız çocuklarına şiddetten korunmak için “bağırmayı” öğütlüyorsa, Hindistan Kültür Bakanı da kadın turistlere “etek giymemeyi” öğütlüyor.

Geçtiğimiz günlerde basına açıklamalarda bulunan Hindistan Kültür Bakanı, turistlere “Hindistan’da yapılacak ve yapılmayacak şeyler” listesi verdiklerini açıkladı. Bu listede “küçük şehirlerde turistlerin yalnız dolaşmaması ya da etek giymemesi, seyahat ettikleri arabanın fotoğrafını çekip tedbir amaçlı olarak arkadaşlarına göndermeleri” yer alıyor. Tüm bunlara kadınların iyiliği için yer verildiği ifade ediliyor.

Şiddeti engellemek için hiçbir şey yapmayan, dahası bu denli ürkütücü boyutlara varmasının bizzat sorumluluğunu taşıyanların aldıklarını iddia ettikleri önlemler, görüldüğü üzere komediden öteye geçmiyor.


 
§