5 Ağustos 2016
Sayı: KB 2016/29

Emperyalizme / NATO’ya muhalefetin yolu, kapitalizme ve dinci-gericiliğe karşı mücadeleden geçer
“Demokrasi nöbetleri”; gösterdikleri ve görevler
‘Demokrasi’ masallarına karnımız tok!
Her daim OHAL koşulları
AKP’ye karşı mücadelede devrimci perspektif yaşamsaldır
Paralel yürüyüp dikey kesişenler...
Düzenin iç krizine karşı, devrimci sınıf mücadelesi!
Türkiye’de dinsel gericilik - H. Fırat
Tarih işçi sınıfını iktidara, sınıfın öncülerini göreve çağırıyor!
Kamu emekçilerine dönük saldırılar boyutlanıyor
OHAL ile “sözleşmeli öğretmenlik” geri geldi!
“OHAL”de mücadeleye!
Emekçi kadınların özgürlüğü gerici çıkar çatışmalarında değil, mücadelede
DGB II. Yaz Kampı iptal edildi!
Dışarıda emperyalist saldırganlık ve savaş, içeride polis devleti uygulamaları
Körfez şeyhleri “AKP atı”na oynamaktan vaz mı geçti?
Sürgün edilen devrimci tutsaklara işkence
İşçi sınıfının “General”i
Bu sayının PDF formatını download etmek için tıklayın

 

DGB II. Yaz Kampı iptal edildi!

 

Devrimci Gençlik Birliği (DGB), 22-28 Ağustos tarihleri arasında Küçükkuyu’da yapmayı planladığı yaz kampının iptal edildiğini duyurdu.

DGB II. Yaz Kampı’nın iptal edilmesine ilişkin olarak yaptığı açıklama şöyle:

DGB II. Yaz Kampı’na dair açıklama

Devrimci Gençlik Birliği olarak “Geleceğiz ve değişecek dünya!” şiarı ile bir süredir hazırlıklarını sürdürdüğümüz Yaz Kampı’nı, sermaye devletinin kamp yerine yönelik keyfi engellemeleri nedeniyle gerçekleştiremeyeceğiz. Bugün (1 Ağustos 2016) bize ulaşan bilgiye göre kampın yapılacağı tesis, sermaye devleti tarafından belirsiz süreliğine “mühürlenmiş” bulunuyor.

İlerici-devrimci güçlerin benzer etkinliklerine ev sahipliği yapan kamp alanının “çeşitli” bahanelerle mühürlenmesi tamamen politik tutumun ifadesidir.Amaçları, yarattıkları gerici-boğucu ortam üzerinden her türlü muhalif sesi bastırmak, gençliğin gelecek ve özgürlük kavgasını boğmaktır. Karanlık merkezlerde tezgahlanan kitle katliamları da, askeri darbe girişimleri de, tüm hak ve özgürlükleri rafa kaldıran polis rejimi uygulamaları da bu amaç doğrultusunda hayata geçirilmektedir. OHAL uygulamalarıyla her türlü keyfiliğin önünün açıldığı, faşist baskı politikalarının dizginlerinden boşaldığı, “terör” demagojisi ile toplumun ilerici-devrimci güçlerinin hedef haline getirildiği bir süreçte bu türden bir uygulama ile karşılaşmış olmayı yadırgamıyoruz.

Fakat, sermaye devletinin tüm bu saldırganlığının beyhude olduğunu da buradan bir kez daha belirtmek istiyoruz.

Çünkü, gençliğin devrimci mücadelesi faşist baskı ve zorbalıkla dizginlenemez.

Çünkü gençlik, her ne olursa olsun özgürlüğünden ve geleceğinden vazgeçmez.

Sermaye yarattığı karanlık içerisinde sömürü düzeninizi ayakta tutmayı umuyor, ama yanılıyor. Çünkü; geleceğiz ve değişecek dünya!

Devrimci Gençlik Birliği

 

 

 

 

Köln’de gün boyu anti-faşist eylem

 

31 Temmuz’da yerli ve göçmen örgütler Köln’de, AKP’nin Avrupa’daki uydusu Avrupalı Türk Demokratlar Birliği’nin (UETD) düzenlediği ‘’Darbeye karşı demokrasi mitingi’’ne ve bu mitingi bahane ederek gösteri yapmak isteyen PRO-NRW adlı ırkçı-faşist çeteye karşı anti-faşist eylemler gerçekleştirdi.

AKP yanlısı UETD söz konusu eylem için günler öncesinden çağrılar yaptı. Miting sırasında Tayyip Erdoğan’ın alana kurulacak dev bir ekrandan kitleye sesleneceği belirtildi. Türkiye’de ‘’darbeye karşı demokrasi’’ yalanı ile belli bir atmosfer yaratılmıştı. Son günlerde ‘’demokrasi nöbeti’’ adı ile kodlanan gösterilere AKP tabanından oluşan belli sayıda kalabalıklar katılıyordu. Yurtdışındaki Türk faşistleri bundan da aldıkları güçle aynı atmosferi burada da yapmak istediler. İyimserdiler. Eyleme en az 50 bin kişi bekleniyordu. Ne var ki, Konsolosluklar dahil Türk sermaye devletinin tüm imkanlarını da kullandıkları halde, Avrupa çapındaki mitinglere ancak 20 bin kişi katıldı. Sıkı bir polis kuşatması ve koruması altında gerçekleştirdikleri mitingde beklendiği gibi, sözü edilen video bağlantısı yapılamadı, haliyle ebedi şefleri Erdoğan konuşamadı. Çünkü, Erdoğan’ın dev ekranda konuşabilmesi için yapılan başvuru, Federal Anayasa Mahkemesi’nce reddedilmişti.

Köln polisi, ağırlığını yerli ve göçmen anti-faşist gençlik örgütlerinin oluşturduğu kitleyi, “tarafları karşı karşıya getirmemek ve büyük çatışmalara sebebiyet vermemek” gerkçesiyle, UETD’nin düzenlediği miting alanına yaklaştırmadı. AKP yanlısı eylemi ve PRO-NRW ve neo-Nazileri protesto için Köln’e gelenler, Dom ve Dom’a yakın Clodvigplatz’da eylemlerini gerçekleştirmek durumunda kaldılar. Fakat, yine de, AKP ve Erdoğan karşıtı canlı, öfkeli ve gür sloganları ile seslerini duyurmayı başardılar.

İki ayrı platform, iki ayrı eylem

UETD, Pro-NRW, neo-Nazi ve Holiganları protesto etmek amacıyla Köln’de sahne alan iki ayrı platform vardı.

Biri Linksjugend (sol parti), Yeşiller gençliği, FDP gençliği (liberaller), Piraten partisi ve sosyal-demokrat gençlerin oluşturduğu reformist platformdu. Bu platformda yer alan gençlik örgütleri Köln-Heumarkt’ta buluşup pasif bir eylem yaptılar. Eylem için saptadıkları alan çok sapa bir alandı. Pazar günü burada eylem yapılıyor olması ayrıca bir dezavantajdı. Haliyle kendilerinin dışında kimseye hitap edemediler. Sadece kendilerinin duyduğu bir basın açıklaması yapabildiler.

İkinci platform ise, devrimci ve ilerici gençlik örgütlerinin oluşturduğu Revolutionare Bundis, yani Devrimci Birlik Platformu idi. Bu platform Köln ayaklıydı. Bu da ona yapılacak eylem için az çok iyi bir ön çalışma yürütme olanağı sağladı. Bu imkanla baştan sona canlı ve coşkulu bir atmosfere sahip anti-faşist bir yürüyüş gerçekleştirdi. Clodwigplatz’da başlatılan yürüyüş sırasında “Tek seçenek devrim”, “Faşizme karşı omuz omuza”, “Yaşasın devrim ve sosyalizm”, “Kürdistan faşizme mezar olacak” ve “Yaşasın enternasyonal dayanışma” sloganları atıldı.

Avrupa Devrimci Gençlik Birliği, platformun oluşmasında da, eylemin örgütlenmesinde de aktif rol oynadı. Düşünce ve önerileri aracılığıyla olumlu müdahalelerde bulundu.

DGB’nin kızıl bayraklar ile katıldığı, sağanak yağmur altında gerçeleştirilen bu yürüyüşün ardından, bu kez, topluca reformist gençlik örgütlerinin basın açıklaması yaptıkları alana gidildi. DGB, burada çeşitli gençlik örgütleri ile tek tek görüşerek var olan kitleye, neo-Nazileri protesto eyleminin yapılacağı Dom Meydanı’na gitme çağrısı yaptı. Ancak, reformist gruplar bu çağrıya karşılık vermediler. Pasif duruşlarında ısrar ettiler. Bunun üzerine, DGB tek başına Dom Meydanı’na gitti.

Dom Meydanı’nda toplam 100 kişilik Alman ırkçı-faşistleri vardı. Her zamanki gibi yine polis koruması altında ‘’miting’’ yapmaya çalışıyorlardı. Karşılarında da DGB vardı. Polis DGB ile neo-Nazi gruplar arasında barikat kurdu. Böylece birbirlerine yaklaşmalarını engellediler. Bunun üzerine DGB’liler alanın farklı köşelerine dağılıp sloganlar ve ajitatif konuşmalarla, anti-faşist mücadele çağrısında bulundular. Bu çabalarına çevrede duran kitle de karşılık verdi. Eylemi desteklemeye ve sloganlara eşlik etmeye başladılar. Eylemcilerin sayısı çoğalınca polis etrafı sardı, tam bir kuşatma altına aldı. Kitle sürekli çoğaldı ve yaklaşık bir saat sonra farklı sol örgütler de alana geldi. Bunun üzerine polis kuşatmaya son verdi, geri çekilmek zorunda kaldı.

Burada, anti-faşist ajitasyonun yanı sıra, yapılan konuşmalarla, AKP iktidarı teşhir edildi, Kürt halkına dönük kirli savaş protesto edildi. Kürt halkıyla eylemli biçimde dayanışma çağrısı yapıldı. Suriye’deki, esasta da Rojava’daki kirli savaşa karşı mücadele konusunda daha fazla duyarlı olunması istendi.

Anti-faşist eylemin de sadece Alman faşistlerine karşı olmayıp, Türk faşistlerini de hedeflediği belirtildi. Eylem sırasında coşkulu marş ve türküler eşliğinde halaylar da çekildi.

Alman faşistleri bir yürüyüş yapmak istiyorlardı. DGB’nin de içinde olduğu anti-faşist güçler yine buna geçit vermediler. Bunun üzerine Alman faşistleri polis koruması altında dağılmak zorunda kaldı.

Anti-faşistler Köln merkezinde bir yürüyüş yaparak, gün boyu süren eylemlerine son verdiler. Köln’de yapılan anti-faşist eylemlere toplam bin kişi katıldı.

 
§