26 Şubat 2016
Sayı: KB 2016/08

Baharın çağrısı: Direniş!
“Altına hücum”, talana devam!
Kürdistan’da katliam saldırıları sürüyor
Katiller puslu havayı severler!
İşçi sınıfı ve emekçi kitleler gerici atmosferde boğulmaya çalışılıyor!
Üretimi durdurma eylemleri yaygınlaşıyor
DEV TEKSTİL GMYK Şubat ayı toplantısı sonuç bildirgesi
Kölelik yasalarına karşı gücümüz birliğimizdir!
Bursa ve Kocaeli’de Büyük İşçi Buluşması 6 Mart’ta
Demir Madencilik işçilerinin direnişi üzerine...
Kadın İşçi Kurultayı başarıyla gerçekleştirildi!
Türkiye’de kadın işgücü ve gelişimi / 3
Kamu emekçileri kıskaca alınıyor!
Adliyede devrimci avukatlara saldırı
“DGB’yi fırtınalı süreçlere hazırlayacağız!”
Kadıköy’de Cansel için eylem
Suriye’de ateşkes ilan edildi
Sistemin mülteci krizine bulduğu yeni çözüm
Bölücü devletlerden “bölünme” tartışmaları
Düşman bir ve her yerde!
Sermaye sınıfının çürümesinin en net göstergesi
İmran Aydın ölümsüzdür!
Bu sayının PDF formatını download etmek için tıklayın

 

Kadıköy’de Cansel için eylem

 

Devrimci Gençlik Birliği (DGB) ve Devrimci Liseliler Birliği’nin (DLB) çağrısı ile 23 Şubat günü Kadıköy’de Cansel Buse Kınalı için eylem yapıldı. Eylemin öncesinde Kadıköy ve İstanbul Üniversitesi’nde bildiri dağıtımları ve ajitasyon konuşmaları ile çağrı yapılmıştı.

DGB ve DLB’liler, slogan ve ajitasyonlar ile Kadıköy Kilise Meydanı’na yürüyüş gerçekleştirdi. Kadıköy Kilise Meydanı’nda polis ablukası altında gerçekleştirilen basın açıklamasında Kürdistan’da yürütülen kirli savaşta katledilen kadınların adları sayılarak “affetmeyeceğiz” dendi.

Kilise Meydanı’nı abluka altına alan polisler “Katil devlet hesap verecek” dövizlerinin kaldırılmaması ve o sloganın atılması halinde saldıracaklarını belirterek çevik kuvveti çağırdılar. Fakat, DGB ve DLB’liler katiller ile pazarlığa girmeyeceklerini belirterek ajitasyonlarla polis ablukasını teşhir ettiler, çevredekileri eyleme katılmaya ve destek vermeye çağırdılar. Çevreden gelen destek ile eylem devam etti. Basın açıklamasında Cansel’den Özgecan’a, Taybet İnan’dan Ekin Wan’a katledenin sermaye düzeni olduğu vurgulandı. DGB-DLB adına yapılan açıklamada şunlar ifade edildi:

Öğretmenlerinden okul yönetimine, valiliğinden yargısına kadar, düzen bu cinayetin sorumlusudur. Yaşanan cinayete ses çıkarmayan, karşı durmayan herkes Cansel Buse’nin katilidir. Bizler bu suça ortak olmuyoruz. Karşımızdaki düzenin her gün katliamlarına yenilerini eklemesine seyirci kalmıyoruz.

(…)DLB ve DGB olarak haykırıyoruz. Cinayet işleyenler Cansel Buse arkadaşımızın geleceğine göz diktiler. Bizler gelecek yürüyüşümüzü sürdürerek katillerinden hesap soracağız. Herkesi gelecek yürüyüşümüze, birliğimize çağırıyoruz.”

Açıklamanın ardından “Katil devlet hesap verecek!” sloganı ile eylem sonlandırıldı.

DGB Bürosu’ndan Kilise Meydanı’na giderken balkonlardan, pencerelerden ve kafelerde oturanlardan alkışla destekleyenler oldu. Yol boyunca duvarlara yazılamalar yapılırken sivil polislerin yönlendirmesiyle birkaç esnafın DGB’lilere saldırı girişimi sloganlarla ve konuşmalarla teşhir edilip boşa düşürüldü.

Eylemde video çekimi yapan Kızıl Bayrak muhabiri de, polisler tarafından “polisleri çekersen kameranı da seni de alırız” tehditleriyle karşılaştı.

 

 

 

 

İzmir’de 3 yıl sonra Gezi davası

 

İzmir’de Haziran Direnişi bahanesiyle devlet yüzlerce dava açmış, onlarca kişi aylarca tutuklu kalmıştı. Devletin saldırganlığının tırmandığı son dönemde ise gençliği devrimci mücadeleden alıkoyabileceğini sanan sermaye devleti, 3 yıl önce gerçekleşen Gezi eylemlerini bahane ederek bir DGB’liye “görevi yaptırmamak için direnme, gösteri kanununa muhalefet, terör örgütüne üye olmak ve örgüt propagandası yapmak” suçlamalarıyla dava açtı.

Gençliğin devrimci potansiyelinden ve birliğinden korkan devlet, İzmir’de Ege Üniversitesi başta olmak üzere birçok üniversitede saldırılarını arttırmış, polis terörü, faşist çeteler, üniversite rektörlüklerinin açtığı soruşturma ve cezalarla gençliği baskı altına almaya çalışmıştı. 2015 YÖK protestosuyla ilgili de 8 DGB’liye dava açılırken, 6 Kasım günü İzmir Kıbrıs Şehitleri Caddesi'ndeki söz konusu eylemde, kolluk kuvvetleri azgınca saldırarak onlarca öğrenciyi işkence ve tacizlerle gözaltına almıştı.

Açılan davayla ilgili İzmir DGB bir açıklama yaparak “gelecek ve özgürlük mücadelemizden vazgeçmeyeceğiz” dedi. Açıklamada şu ifadeler yer aldı:

Gözaltı, dava ve tutuklamayla gençliği sokaktan, mücadeleden, barikatlardan alıkoyabileceklerini düşünenler yanılıyor. İzmir Devrimci Gençlik Birliği olarak diyoruz ki, gençliğin devrimci mücadelesini örgütlemeye her ne yaparsanız yapın devam edeceğiz. Cizre’de gençliği öldürerek nasıl umudu yok edemediyseniz; bizleri üniversitelerden uzaklaştırarak, hedef göstererek yok edemeyeceksiniz. Hiçbir kuvvet gençliğin devrimci birliğini kıramayacak, bizleri gelecek ve özgürlük mücadelemizden vazgeçiremeyecek!”

 

 

 

 

Her okula “imam hatip sınıfı”

 

Eğitim sistemindeki çürüme çok boyutlu bir şekilde devam ederken devletin bu sorunları çözmek yerine imam hatipleri yaygınlaştırmaya ve bu çerçevede de gericiliği okullara yaymaya dönük adımları devam ediyor.

Son olarak Manisa Yunus Emre İlçe Milli Eğitim Müdürü Recep Şengül, “her okula imam hatip sınıfı” açmaya dönük bir proje olduğunu öne sürerek bölgesindeki okul müdürleriyle bu yönde bir toplantı yaptı. 22 Şubat günü müdürlerle tekrar toplandığı belirtilen Şengül, “sınıfları ayarlayın” talimatı vererek büyük okullara birden fazla imam hatip sınıfı açılmasını söyledi. Konuya dair Şengül’ün açıklamaları burjuva medyaya yansırken Şengül, bunun MEB’in projesi olduğunu dile getirdi.

Manisa’daki uygulamanın, Şengül’ün İl Milli Eğitim Müdürü ile görüşme gerçekleştirdikten sonra iptal edildiği öne sürüldü. Görüşmede, her okulda imam hatip sınıfları yerine yeni bir imam hatip okulu açılmasına karar verildiği bildirildi.

 

 

 

 

Mersin’de 8 Mart çalışmasına saldırı

 

24 Şubat günü Mersin Üniversitesi’nde 8 Mart çalışması yapan kadın öğrencilere polis saldırdı.

Katledilen kadınların fotoğraflarınınsergilendiği standlara saldıran ÖGB, Siyasi Şube ve Güvenlik Büro polisleri, dört YDK’lıyı ve Kampüs Cadıları’ndan dört kadını darp ederek gözaltına aldı.

Saldırıda YDK’lı Duygu Canıtez, Hasret Vurucu, Nazlı Mansuroğlu ve Yelda Öztürk ile Kampüs Cadıları’ndan Şilan Sürmeli, Merve Yorgun, Dürdane Mert ve soyismi öğrenilemeyen Deniz isimli kadınlar gözaltına alınarak TEM’e götürüldü.

Kadınlara “TKP/ML Konferans örgütü propagandası” suçlamasının yöneltildiği öğrenildi.

 
§