15 Kasım 2013
Sayı: KB 2013/44

Baskı ve gericiliğe karşı mücadeleye!
“Üstün başarı belgeli” o vali!
“Herkese parasız sağlık” balonu patladı
Utanç duvarı inkar ve imha politikasının ürünüdür!
Utanç duvarına geçit yok!
“Kızlı-erkekli” isyan çıkaracaklar
Kamu emekçilerinden kadınlı-erkekli eylem!
Türk Metal MKE’de ne istiyor?
Greif işçileri: Duvarları yıktık!
Greif işçileri gecede buluştu
Kıdem tazminatına yönelik saldırı kapıda!
MİB’den mücadele çağrısı
Aliağa-Çiğli İşçi Birliği kuruldu
“Süslü görüntünün altında emek hırsızlığı yatıyor!”

Yeni dönem pratiği ve bilinci

15. yılda devrimci, kitlesel ve coşkulu etkinlik!
Güdümlü Suriye muhalefeti İstanbul’da toplandı
Filistin halkı ABD’nin sahte çözümünü reddediyor
Dört kıtada işçi sınıfı grevde!
Haziran’dan 6 Kasım’a mücadele sürüyor…
YÖK Başkanı konuştu...
Özgürlük sokakta, mücadelede!
Haziranlar’ı Yeni Ekimler’e taşımak için ileri!
Her yer Feniş, her yer direniş!
Feniş’te direniş sürüyor!
Gezi Direnişi yargılanamaz!
“Halkın adaletinden kaçamayacaksınız!”
Kartal’da “Özgürlük, devrim, sosyalizm!” şiarı yükseldi!
AKP’nin Suriye açmazı derinleşiyor
Kadına yönelik şiddet evde, işyerinde, okulda, hapishanede sürüyor!
Bu sayının PDF formatını download etmek için tıklayın

 

Utanç duvarına geçit yok!

 

Nusaybin’de 7 Kasım’da gerçekleştirilen miting Kürt halkının utanç duvarına sessiz kalmayacağını bir kez daha gösterdi.
Mitinge katılmak için Kürdistan’ın çeşitli bölgelerinden yola çıkanlar polis tarafından engellenmeye çalışıldı. Tüm engelleme çabalarına karşın Nusaybin’deki eyleme binler katıldı. Eyleme Suriye’deki Kürtler de sınır bölgesine gelerek destek verdiler. Qamişlo kentinden gelen yüzlerce Kürt sınır bölgesinde ellerinde YPG bayrakları ile sloganlarını haykırdılar.

Mitingde Kürtçe, Türkçe, Arapça ve İbranice, “Utanç duvarını istemiyoruz!” pankartı açıldı. Alana yerleştirilen birçok pankartla duvara karşı mücadele edileceği belirtildi.

Mitingde, Nusaybin Belediye Başkanı Ayşe Gökkan’ın 9 gün sürdürdüğü açlık grevi eylemini bitirdiği açıklandı.

Binlerce kişinin katıldığı mitingin sonunda polis  kitleye gaz bombalarıyla saldırdı. Kitle çöp kovalarını yollara devirerek taşlarla polis saldırısına karşılık verdi. Polisin saldırısı sırasında gerçek mermilerle havaya ateş açıldı.

Devlet duvar yapımına tekrar başladı

Nusaybin Belediye Başkanı Ayşe Gökkan’ın açlık grevi ve yapılan protesto eylemleri sonucu durdurulan utanç duvarı inşaatı mitingin ertesi günü yeniden başlatıldı.

Sabahın erken saatlerinde duvar inşaatında demir örme ve beton dökme işlemleri yapıldığı ifade edildi. Asker ve polis inşaat alanında yığınak yaparak eylemlere karşı önlemlerini artırdı.

KESK “utanç duvarını” protesto etti

KESK İstanbul Şubeler Platformu, Rojava sınırına yapılması planlanan utanç duvarıyla ilgili Galatasay Lisesi önünde basın açıklaması yaptı.

Basın açıklamasını okuyan Mustafa Turgut şunları söyledi: “AKP bir yandan Hatay’da fiili olarak sınırı ortadan kaldırmakta, gizli/açık yerlerde El Nusra üyeleri başta olmak üzere radikal dinci unsurların eğitimine, tedavisine, militan temin edilmesine göz yummakta, bir yandan Kürt nüfusun olduğu bölgelerde insanlık vicdanı ve bilincinde çoktan mahkum olmuş çağdışı sınır duvarları örmektedir! Kendi içinde çelişkili gibi görünse de, bu durum AKP’nin ideolojik zihniyetinin yansımasıdır. Oysa bilinmektedir ki, halkları birbirinden ayıran duvarlar tarihte hiçbir zaman kalıcı olmadı.”

Utanç duvarına karşı AKP’ye yüründü!

BDP Kadın ve Gençlik Meclisi’nin çağrısıyla, Şişli Cami önünde biraraya gelen kitle burada pankart ve flamalar taşıyarak yürüyüşe başladı.

AKP Şişli İlçe Binası önüne kadar sürdürülen yürüyüşün ardından ilk olarak BDP İstanbul İl Eşbaşkanı Arife Çınar bir konuşma yaptı. Çınar, Nusaybin Belediye Başkanı Ayşe Gökkan’ın açlık grevini bitirmesinin ardından utanç duvarının örülmesi için Türk devletinin yeni bir karar açıkladığını belirterek, bunun iki gün önce adalet ve içişleri bakanlıklarının verdikleri sözleri yalanlamak anlamına geldiğini belirtti.

Ayrıca idam edilen Kürtler hatırlatılarak İran devletinin tutumu da kınandı, bu vahşet politikalarıyla Kürt halkının mücadelesinin engellenemeyeceği ifade edildi. Açıklamanın okunması ile eylem sonlandırıldı. Kitlesel olan eyleme birçok ilerici kurum da destek verdi.

Adana’da da protesto

BDP Adana İl Örgütü İnönü Parkı’nda Rojava halkıyla dayanışma eylemi gerçekleştirdi.

Açıklamada Nusaybin sınırında Kürt halkı arasında örülen utanç duvarının AKP zihniyetinin faşizan kimliğine örnek olduğu belirtildi. Rojava özgürleşene kadar dayanışma içinde olunmaya devam edileceği ifade edilirken, Kürt halkının arasında örülen tüm duvarların Kürt halkının direnişi ile yerle bir edileceği belirtildi.

Kültür merkezlerinden tepki

Mezopotamya Kültür Merkezi, MED Kültür Merkezi ve ARZELA Kültür Merkezi çalışanları yaptıkları eylemle İran’daki idamları ve Nusaybin’de yükselen utanç duvarını protesto etti.

Sanatçılardan Mesut Med bir konuşma yaparak halk ayaklanmasının olduğu, direnişin sergilendiği her yerde katliamların da yaşadığını ifade ederek Rojava’ya yönelik saldırı ve katliamlara dikkat çekti. Basın açıklamasının ardından savaş ve çocuk ölümleriyle birlikte Kürt halkının yaşadığı yıkımları anlatan Kürtçe bir tiyatro gerçekleştirildi. Tiyatronun sonunda ise kartondan yapılmış olan utanç duvarı parçalanarak duvara izin verilmeyeceği anlatılmak istendi.

Kızıl Bayrak / İstanbul – Adana

 

 

 

 

 

Forumlardan
Van halkıyla dayanışma eylemi!

 

Kadıköy Altıyol’da Boğa Heykeli önünde buluşan İstanbul forumları burada “Van’da deprem sürüyor!” yazılı pankartını açtılar. Sloganlar ile yolun bir kısmını kesen forumlar buradan vapur iskelesine doğru sloganlarla yürüyüşe geçtiler.

Eminönü-Karaköy iskelesi önüne gelindiğinde ilk sözü Van’dan eyleme katılmak için gelen deprem ve devlet mağduru Ali Ahi aldı. Üç konteyner kentin sorumlusu olan Ahi, Van’da depremin iki senedir devam ettiğini, binlerce insanın evsiz olduğunu söyledi. Ardından açlık grevinin devam ettiğini bunun da en temel insan hakkı olan barınma hakkı için yapıldığını ifade eden Ahi, insanların büyük zorluklar yaşadığını, fiziksel ve psikolojik hastalıklardan mustarip olduğunu vurguladı. Devletten acil taleplerinin konteyner kentlere elektrik verilmesi, sağlık ve eğitim koşullarının sağlanması olduğunu söyleyen Ahi, bunun yerine devletin deprem mağdurlarına ahlaksız teklifler yaptığını, 1 + 1 evler için aranan şartın dul, 3 çocuklu ve bir çocuğu da özürlü olan kadınlar olduğunu belirtti. Konuşmada birçok insanın hala ağır hasarlı evlerde barınmak zorunda kaldığı ve Ankara’ya sadece yalan – yanlış raporların gönderildiği dile getirildi.

Basın açıklamasını okuyan Fikriye Yılmaz şunları söyledi: “Gezi Direnişi her türlü gayri insani devlet politikasının, hesap vermek yerine “Ben yaptım o kadar!” diyen politikacının, siyasi kayırmacılığı düstur edinmiş devlet görevlilerinin karşısındadır.

Kızıl Bayrak / İstanbul

 
§