5 Temmuz 2013
Sayı: KB 2013/27

Halkın isyanı karşısında hiçbir güç duramaz!
Halkların direniş kardeşliği ve ortak mücadelesi kazandıracaktır!
Forumlar ve sosyalizm propagandasının önemi
Sermayenin başkentinde Haziran direnişi
Sivas Katliamı protestolarının gösterdikleri
Onbinler haykırdı: “unutMADIMAKlımda”
Feniş’te eylemli tepki
“Haklarımızı isiyoruz!”
Sınıf hareketinden...
Tekstilde “grev kararı”
MİB MYK Temmuz Ayı Toplantısı
Türkiye'de dinsel gericilik - H. Fırat
Nesin ve Aybar’ın ardından...
Suriye’de yıkıcı savaş
ve son durum…
Yurtdışında Sivas Katliamı’na öfke
Direniş dersleri ve
emekçi kadın mücadelesi!
Yaygın ve dinamik çalışma, kitlesel ve nitelikli yaz kampı!

Halk hareketinin ardından...

Direniş forumlarda güçleniyor!
Ethem’in katili korunuyor!
Lice’den alınacak gülümüz var! - T. Kor
“Her yer Lice, her yer direniş!”
Sermaye iktidarı yalana doymuyor!
Bu sayının PDF formatını download etmek için tıklayın

 

Forumlar ve sosyalizm
propagandasının önemi

 

Sermaye hükümeti AKP’nin sosyal, siyasal, kültürel alanlarda hayata geçirdiği saldırıların yarattığı birikim kitlelerde öfke patlamasına neden oldu. 11 yıllık AKP gericiliğine karşı gerçekleşmiş bir patlama gibi gözüken direnişin, kapitalist düzene ve sonuçlarına karşı olduğu tüm çıplaklığı ile ortadadır. Direnişin temel gücünü oluşturan gençlerin gelecek ve insanca yaşayacak bir dünya özlemleri bunun en önemli göstergelerinden biridir. Direniş alanlarının kolektif yaşam alanlarına dönüştürülmesi ise bunun pratikteki karşılığıdır. Taksim Direnişi ve park forumları geniş kitlelerde bir alternatif arayışına dönüşmüştür. Bugün kitlelerin tamamı bunu göremese dahi park forumları ve burada açığa çıkan pratik tek bir alternatife: “Sosyalizme” işaret etmektedir.

Kitlelerin öfkesini devrimin dinamiğine dönüştürmeliyiz!

Direnişe katılan kitlelerin öfkesinin düzeni aşma iradesine dönüşme dinamikleri fazlası ile mevcut. Taksim’de çadırların olduğu dönemde ve barikat savaşlarında bu fazlası ile görüldü. Fakat harekete önderlik edebilecek yeterliliğe sahip bir devrimci öznenin olmaması öfke patlamasının sınırlarını da çizmiş oldu. Bu sınırların belirlenmesinde reformist hareketlerin, sendikaların ve meslek odalarının fazlası ile payı var. Hareketin düzen karşıtı bir mecraya akmaya başladığı dönemlerde bu anlayışlar hareketin önünü kesmek için yoğun bir çaba sarf ettiler. Kitlelerin öfkesini düzen karşıtlığı üzerinden derinleştirmek yerine düzen sınırlarına çeken ve ehlileştirmeye çalışan bir pratik içerisine girdiler. Bunun pratikteki karşılığı ise direnişteki hatırı sayılır bir kitlenin dahi tepki göstermediği bayrak ve flama açmama tartışması oldu. Akabinde çadırların kaldırılması, temsili çadırlar kurulması tartışmaları ile tutumlarını derinleştirdiler. Bayrak tartışması ile kitlelerde geri bir bilincin “sivil toplumculuğun” açığa çıkmasında kısmen başarılı oldular. Fakat çadırların kaldırılması konusunda kitlelerin iradelerinin gerisine düşen pratikleri direnişçiler tarafından mahkûm edildi. Kitlelerin eğiliminin basıncı ile çadırları kaldırma girişimlerini alttan alta örmek zorunda kaldılar. Tam da bu konuda sıkıştıkları ve ne yapacaklarını düşündükleri sırada devletin önce Taksim Meydanı’na sonrada Gezi Parkı’na gerçekleştirdiği saldırı bu geri anlayışlara biraz soluk aldırttı. Keza devletin Taksim Meydanı’na yaptığı saldırıdan sonra bir kısmı yavaş yavaş çadırlarını toplamaya bile başlamışlardı.

Devletin zorbalıkla Taksim’deki çadırları dağıtması direniş kararlılığını ortadan kaldırmadı. Parklara forumlar biçiminde yayılan direniş kararlılığı yeni mevziler kazanarak devam ediyor. Mücadele beklenmedik bir biçimde birçok siyasal hareketin ufkunu aşan örnekler ve kitle hareketinin geleceği için önemli deneyimler yaratarak devam ediyor. Bugün için sınırlılıkları olmakla beraber park forumları kitlelerin öz iradesinin yansıması olmuştur. Hareketin bu seyri fazlası ile önemsenmelidir. Taksim’de çadırların kaldırılmasını öneren bir dizi siyasal anlayış, bunların sendika ve odalardaki uzantıları, direnişin bu gidişine kendi cephelerinden şekil vermeye çalışmaktadırlar. Forumlarda açığa çıkan kapitalist sisteme alternatif arayışını parlamenterist, düzen içi bir mecraya çekmeye çalışıyorlar. Kitlelere alternatif olarak sandık gösteriliyor. Hareketi seçim hareketine dönüştürmeye çalışıyorlar. Bazı forumlarda yapılan tartışmalar ve alınan kararlar seçimleri alternatif görme anlayışını güçlendirmişe benziyor.

Hareketin tek alternatifi sosyalizmdir!

Taksim Direnişi ile ülke geneline yayılan hareketin önüne konulması gereken tek alternatif sosyalizm mücadelesini büyütmektir. Kitle hareketinin önünde set olan geri siyasal anlayışların yaydığı, sivil toplumcu, parlamenterist, örgüt düşmanı anlayışların karşısında devrimci örgüt ve sosyalizm mücadelesini alternatif haline getirme çabası önemlidir. Hareketin geleceği kitlelerin bu gerçeklikleri ne kadar gördüğüne bağlıdır. Aksi halde açığa çıkan bu enerji önemli bir dizi deneyimler bırakmakla beraber heba edilecektir.

Direnişin önemli bir sonucu olan forumlarda sosyalizm propagandası yaygınca ve tüm açıklığı ile yapılmalıdır. Denilmelidir ki en basit çevre sorunlarının gerçek ve kalıcı çözümü için dahi sosyalizm mücadelesi tek alternatiftir.

Kapitalist barbarlık düzeni insanı doğayı ve tüm değerleri yok etmekten başka bir şey yapmaz. En basit bir doğa tahribatı ile insanın makinalaştırılması ve değersizleştirilmesi, ırkçılık, ötekileştirme... Kapitalist sistemde birbirinden bağımsız değildir. Kapitalizmin yarattığı sorunların herhangi birinin kesin çözümü için hepsinin ortadan kalkması gerekir. Çevre kirliliğin önüne geçmek istiyorsak bu sistemin yarattığı hırs ve bencillikten kurtulmanız gerekir. Bunun için sistemin ideolojik hegemonyasını kırmak gerekir. Hepsi için ise emeğin sömürüsüne dayalı sistemi kaldırmak, üretim araçlarını toplumsallaştırmak gerekir. Biz bu işi diyalektik bir bütünlük içerisinde yapmazsak Taksim’deki ağaçların sökülmesini engellemiş oluruz, fakat Karadeniz’de HES’lerle daha fazla çevre tahribatının yapılmasına seyirci kalmış oluruz. Sosyalizm mücadelesi kapitalizmin tüm sonuçlarını ortadan kaldırabilecek tek alternatif olarak karşımızda duruyor.

Forum meclisleri sosyalizm mücadelesinin
mevzilerine dönüştürülmeli

Bugün forumlar önemli bir işlevi yerine getiriyorlar. Kitlelerin inisiyatif aldığı, söz, karar hakkına sahip olduğu merkezlere dönüşüyorlar. Bugünkü halleri ile bile önemli şeyler başardılar. Ortak akıl yürütme ve ortak eyleme geçme bilincinin mayalandığı merkezlere dönüştüler. Her forum kendi içinde farklı düzeylerde seyretse de birbirlerinden öğrenerek ve öğreterek ilerliyorlar.

Kitle hareketinin forum-meclisler biçimde ilerleyen seyrinin en büyük eksikliklerinden birisi emekçi semtlerine yayılmamasıdır. İşçi ve emekçilerin bu forumlara katılımı illaki oluyor. Fakat kendi sınıfsal kimlik ve talepleri ile genel talepleri birleştirecek biçimde katılımı oldukça zayıf. Bunda sendikaların ve diğer sınıf örgütlerinin de payı fazlası ile var. Hareketin seyrini daha ileriye taşımak sınıfı üretimden gelen gücünü kullanması için örgütlemekten geçiyor. Forumların açığa çıkardığı doğrudan katılıma dayalı temsiliyet biçimlerini sınıfa taşımak bürokratik kastın parçalanmasını sağlayacaktır. Bu ise sınıfın genel kitle hareketi içinde inisiyatif alması ve mücadeleye devrimci temelde önderlik etmesinin olanaklarını arttıracaktır.

Bugün forumlar ağırlıklı olarak aydın ve yarı aydınların yaşadığı semtlerde daha ileri bir biçimde açığa çıkmaktadır. Sürekli olarak kendini üreten biçimler almaktadır. Emekçi semtlerinde meclislere dönüşen forumları oturtmak kendi içinde zorluklar taşımaktadır. Bunu başarabilmek için işçi ve emekçileri sınıfsal talepleri ekseninde mücadeleye çağıran bir hat oturtmak gerekir. Aksi durumda sınıfın sürece katılımı edilgen bir şekilde ve hükümet karşıtlığı sınırında kalacaktır.

Sınıfı sürecin öznesi yapmalıyız

İşçi sınıfını sürecin öznesi yapmalıyız. Tarih bize göstermiştir ki, sınıfın öznesi olmadığı bir mücadele sınırlı kazanımlar elde etmenin ötesine geçmemiştir. İşçi sınıfı toplumun en devrimci sınıfıdır. Sınıfın devrimci enerjisini forum meclisleri ile bütünleştirmek giderek işçi ve emekçileri devrimci bir programla buralarda inisiyatifli hale getirmek sınıf devrimcilerinin en temel görevidir. Onun için emekçi semtlerinde ve sanayi havzalarında park forumları ile açığa çıkan meclisleri sınıfsal talepler ekseninde oluşturma ve geliştirme görevi ile yüz yüzeyiz.