24 Mayıs 2013
Sayı: KB 2013/21

 Kızıl Bayrak'tan
Metal işçileri grev kapısında, satış an meselesi
Washington’da sınırları çizilen AKP savaş çığırtkanlığına devam ediyor
ABD-İsrail ikilisi tedirgin
Polisin hedefi basın!
Reyhanlı’da bir hafta daha geçerken
Emekçiler Reyhanlı için sokakta!
“Bizi savaştıkları bir
düşman olarak görüyorlar!”
İş güvencesi, insanca bir ücret, insanca yaşam için
İşçiler direniyor!
İşçi grevleri artıyor
THY grevinde her gün mücadele!
MESS’i yenmek, ihanete geçit vermemek için
Metal işçisi
tarih istiyor!
Anti-emperyalist mücadelenin kapsamı ve niteliği
H.Fırat
“Anti-tekel demokratik devrim stratejisi”:
Portekiz deneyimi
H. Fırat
Kolombiya: Gerilla hareketlerinde
bir dönemin sonu
S. Eren
“Özgür” Suriye Ordusu
16.Pfingstjugendtreffen sona erdi
Üniversite kampüslerine ÖGB yerine polis

Hiçbir gerçek karanlıkta kalmayacak!

Gençlik Reyhanlı’nın hesabını soruyor!
Kaypakkaya anıldı!
Nurhak şehitlerini
mücadelemizde yaşatıyoruz!
B. Bahar
Kaçırılan ama yitmeyip kalanlara...
H. Eylül
Düzenin ÇED aldatmacası
Mücadele Postası
Bu sayının PDF formatını download etmek için tıklayın

 

“Özgür” Suriye Ordusu...

Emperyalistlerin iç savaş ve
katliam makinası

 

ABD emperyalizmi Büyük Ortadoğu Projesi kapsamındaki planlarını adım adım hayata geçirmektedir. Bu kapsamlı projeyi hayata geçirmek için demagojilere sarılması, ortamı terörize etmesi, bölgesel dayanaklar bulması, kaos ve terör ortamları yaratması, böl, parçala, yönet politikasını hayata geçirmesi artık tüm bölge halkları için ayan beyan ortadadır. Bu kapsamda, Suriye içerisindeki temel dayanağı “Özgür” Suriye Ordusu (ÖSO) da görevini eksiksiz yerine getiriyor.

İç savaş ve katliamcı çete nasıl kuruldu?

“Özgür” Suriye Ordusu, Esad rejimini yıkmak için Suriye ordusundan ayrılan subaylar ve askerlerden oluşan, bir yanıyla Esad rejiminde kendi çıkarlarına uygun bir pozisyon sağlayamayan güçleri içinde barındıran bir çete örgütlenmesidir. Suriye Hava Hareketleri komutanlığında bir albay olan Riyad-el Esad öncülüğünde kurulan ve komutanlıklarını eski Suriye ordusu albaylarının yaptığı ÖSO’da, askeri genel konseyin başkanlığını da general Mustafa El-Şeyh yapmaktadır. Özellikle ABD’den ve onun taşeronu olarak çalışan ülkelerden aldığı destekle kurulduğu 2011 Temmuz’undan bu yana Suriye’de kaos yaratmak, terör eylemleri örgütlemek ve Esad rejimini ülkeyi yönetemez hale getirmek amacıyla faaliyetlerine devam etmektedir. Esad rejiminin baskıcılığından ve Suriye halkının Esad rejimine karşı olan hoşnutsuzluğundan yararlanmaya çalışsa da alternatif olarak öne sürebileceği bir şey olmamasından kaynaklı Suriye halkına umut olmaktan uzak bir yapısı var. Halihazırda Suriye’yi karıştırmanın ötesinde, kan akıtmaktan, gözyaşı dökülmesine neden olmaktan ve katliamlar yapmaktan öteye bir icraatı olmamıştır. Sürekli olarak ordu üzerinden propagandasını sürdürmekte ve Esad ordusunun askerlerini mevcut görev yerlerini terkederek, kendilerine katılmaya çağırmaktadır. Sitelerinde “Biz sadece düzenli Suriye Silahlı Kuvvetleri’nden ayrılmış olan askerler ve subaylarız, biraraya gelme amacımız ise akan masum kanın durdurulması için Esad rejiminin tiranlığından Suriye’nin ve Suriyeliler’in korunup kurtarılmasıdır” diyen ÖSO, ancak son iki yıl içinde Suriye’de iç savaşı körüklemekten on binlerce insanın katliamını gerçekleştirmekten öteye bir şey yapmamıştır.

Emperyalist güçlerden ve taşeronlarından sınırsız destek

Hiçbir ülkeden destek almadıklarını iddia etseler de birçok ülke ÖSO’yu açıktan desteklediğini açıklamış, silah, para, gıda, lojistik destekte bulunmuşlardır. Bu ülkelerin arasında ABD, Almanya, Fransa, İngiltere, Ürdün, Türkiye, Suudi Arabistan, Katar, BAE ve Libya bulunmaktadır. Elbette bunların resmi belgeleri yoktur. Bir yanıyla bu devlet sözcülerinin açıklamaları birçok şeyin kanıtıyken, diğer yandan Wikileaks belgelerinden sızan ABD belgelerinde bu ülkelerin birçoğunun ÖSO’ya destek sunduğu yazmaktadır. Zaten içeriden beklediği desteği yaratamayan ÖSO, dış destek almadan ayakta kalmayı başaramaz.

Türkiye’nin Suriye sınırında oluşturduğu kamplarda özellikle ÖSO militanlarını barındırdığı biliniyor. Bu çetecilerin Hatay’ın merkezinde askeri kıyafetleriyle ellerinde uzun namlulu silahlarla fotoğraf çektirecek kadar rahat hareket ettikleri internette dolaşan fotoğraflardan biliniyor. AKP şefi Tayyip Erdoğan’ın Barack Obama ile yaptığı görüşmelerde ÖSO’ya verilen desteğin Türk sermaye devletine faturasının 1,5 milyar doları aştığını ifade etmesi ve Obama’nın konuyla ilgileneceğine dair mesajı, ÖSO’ya verilen açık desteğin güncel bir ifadesi oldu.

Çete mensuplarının Adana’da silahlı eğitimden geçtikleri, Kilis, Antep’te hastanelerde tedavi oldukları, İskenderun üzerinden tankların teslim edildiği burjuva medyaya yansımayan ancak bin bir çeşit olayla açığa çıkan gerçeklerdir. Gelinen yerde bölge illerinde yer alan kimi hastanelere girişler bile sınırlandırılıyor, neredeyse resmen ÖSO’nun ihtiyaçlarına göre şekillendiriliyor.

ÖSO’nun kabarık kanlı sicili

Tek tek sıralamaya kalksak sayfalara sığmayacak denli kirli bir sicile sahip olan ÖSO, ele geçirdiği esirleri katletmesinden, işkence yapmasından, internetteki videolarda açıkça propagandası yapıldığı üzere kafa kesmelerinden biliniyor. Geçen yıl Ağustos ayında Halep’te ele geçirilen esirlerin sokak ortasında katledildiği videolara yansıdı. İnternette dolaşan videolarda yer alan katliam görüntüleri ÖSO tarafından propaganda ve korku salma malzemesi olarak kullanıldı.

AKP hükümetinin bakanlık düzeyinde ağırladığı ÖSO sözcüsü Abdül Hamid Zekeriya “Bunun olmasını istemiyoruz ancak bu her birimize dayatılan bir gerçeklik: Mezhepçi ve kanlı bir savaş olacak” diye konuşacak kadar pervasızlaştı. ÖSO sözcüleri ve militanları sürekli olarak Alevi ve Şii karşıtı propagandaya sarılarak kaos ortamını mezhep çatışmaları üzerinden de körüklemeye çalışıyor. “Aleviler tabuta Hristiyanlar Beyrut’a”, “Şiilere yer yok”, “Alevileri boğazlayacağız”, “Alevileri Suriye’den kazıyacağız”, gibi söylemler ÖSO militanlarının ve askeri yetkililerin dillerinden düşmüyor. Alevi ve Şii köylerine ve Şiiler’in kutsal mekanlarına yapılan birçok baskınla, ÖSO katliamcı sicilini her geçen gün daha da kabartıyor.

Savaş sadece Suriye’de sürmüyor!

Suriye’deki iç savaşın körüklenmesi sadece ÖSO tarfından veya Suriye içerisinde gerçekleşmiyor. NATO’nun sürece dahil olmasını sağlayabilmek, Türk halkının Suriye’ye müdahalede desteğini alabilmek için kaos ortamı ülke sınırları içiersine taşınıyor. Türkiye-Suriye sınırındaki çatışmalar ile ülke içinde savaşa destek bulmaya çalışan AKP hükümeti, son Reyhanlı patlaması ile istediği ortamı daha da fazla bulmuş durumda. Reyhanlı katliamı, Türk sermaye devletinin bölgesel çıkarları üzerinden körüklediği savaş çığırtkanlığının geldiği boyutları ayrıca ortaya koymaktadır.

Tüm bunlar göstermektedir ki emperyalist güçler ve işbirlikçi taşeronları Ortadoğu üzerinden bölgesel çıkarları doğrultusunda Suriye’ye yönelik içeriden ve dışarıdan planlarını adım adım hayata geçirmektedirler. ÖSO ise, diğer dinci-gerici çetelerle birlikte Suriye içindeki terör ve kaos ortamını arttırmanın en temel dayanağı durumundadır.

 

 

 

 

Dünyadan eylemler...

 

İşsizlik ve yoksulluğa karşı yürüdüler

Roma’da 18 Mayıs günü kitlesel yürüyüş yapıldı. Metal İşçileri Sendikası/FIOM’un çağrısıyla yapılan yürüyüşe 100 bin insan katıldı. Hükümetin işsizlik ve yoksulluğu derinleştiren gerici politikaları protesto edildi. Yürüyüş boyunca, hükümetin sermayenin çıkarlarını temel alan uygulamaları atılan sloganlar ve taşınan pankartlarla protesto edildi.

Otobüs şoförlerinin grevi devam ediyor

14 Mayıs’ta Finlandiya’da başlayan otobüs şoförlerinin grevi devam ediyor. Vantaa işletmesinde çalışan 400 otobüs şoförü, şirketin yapmak istediği vardiya ve çalışma sistemindeki değişikliği kabul etmiyor.

Vantaa şirketi, enerji ve su temini, çevre hizmetleri ve ulaşım alanlarında yatırımları olan Veolia adlı Fransız tekeline ait bir şirkettir.

Opel’de iş bırakma...

21 Mayıs Salı günü öğlen saatlerinde fabrika ana giriş kapısında bir araya gelen 1000 civarında Opel işçisi, General Motors’un işletmeyi kapatma kararına grevle karşılık vermek istedi. İşçilerin genel eğilimi bu yöndeydi ve bunun için dışarı çıktılar. Ne yazık ki, bu yönlü kararlılık yeterli olmadı, işçiler grevi hayata geçiremediler.

İşçiler yaklaşık 4,5 saat dışarda kaldılar. Bu süre zarfında ısrarla İşletme Genel Müdürü’nü basın önünde konuşmaya davet ettiler. Ancak kendilerine bir muhatap bulamadılar. Buna, Fabrika İşçi Temsilciliği’nin kararsızlığı da eklenince, işçiler eylemi bitirmek zorunda kaldılar.

Filistin’de yıkım protestosu

İsrail Beyt El Mahkemesi önünde bir araya gelen köylüler, İsrail’in sekiz Filistin köyünü yıkma kararından vazgeçmesini ve bölgedeki yerleşim faaliyetleri konusunda kendi taleplerinin mahkeme tarafından dikkate alınmasını istedi.