19 Nisan 2013
Sayı: KB 2013/16

 Kızıl Bayrak'tan
MESS Grup TİS sürecinde kritik gelişmeler ve görevler
Emperyalist barbarlığa ve kapitalist köleliğe karşı 1 Mayıs’ta alanlara!
Direniş, grev ve 1 Mayıs!
Sınıf devrimcileri
1 Mayıs’a hazırlanıyor
Anayasal hayallere karşı sınıfın devrimci programını yükseltelim!
Akil İnsanlar Heyeti
“ikna” turlarına başladı
Kıdem tazminatının gaspına, taşeronluğa karşı mücadeleye!
İş cinayetlerine karşı mücadeleye!
“Bu şiddet sona Ers!n!”
Demiryollarında grev!
“İnşaat işçileri örgütleniyor!”
Daiyang–SK Metal İşyeri Temsilcisi
Ali Rıza Köse’den açıklama

Kürt Sorunu Üzerine Konferanslar... /6
Stratejik zaaf içinde kısır döngü - H. Fırat

HDK ve “barış” süreci
Sınıfa Karşı Sınıf Kurultayları’ndan mücadele çağrısı
Kuluçkaya yatmak, sınıfsal öfke ve kini biriktirmek ve büyütmek - Volkan Yaraşır
Venezuela’da sınıf çatışmaları sertleşiyor!
PYD’den gerici muhalefete katılma sinyalleri
Demiri büken ustalar Leydi’yi uğurlarken - T. Kor
Gerici-faşist çetelerin saldırıları boşunadır!
Faşist-gerici ablukaya kitlesel yanıt
Özgürlük ve gelecek için 1 Mayıs’a!
“Görüyorum ki çaresizliği hiç tatmamışsınız hayatınızda”
“Burjuvazi katletmekle devrimcileri yok etmeyi başaramadı!” - H. Eylül
Mücadele Postası
Bu sayının PDF formatını download etmek için tıklayın

 

 

Karanlıkta boy atıyoruz, sessizliği yırtıyoruz...

Özgürlük ve gelecek için 1 Mayıs’a!

 

Karanlıkta boy atıyoruz... Kölece çalışma koşullarına karşı ezilenlerin isyanı yeni değil. Bu isyan 1886, Amerika’da 1 Mayıs’ı yarattı. İşçi sınıfı tek yürek oldu ve kanını emen asalakların karşısına dikildi. Ben de varım dedi. Ona dayatılan karanlıkta çürümedi, aksine birlik ve beraberlik ile inanç ve kararlılık ile beslendi; filizlendi, boy attı. Kendi geleceğini eline aldı.

1 Mayıs, işçi sınıfının birlik, mücadele ve dayanışma günü. 1 Mayıs bir kavga günü. 1 Mayıs’ta iki dünya karşı karşıya geliyor; efendi ile köle, burjuvazi ile işçi sınıfı, ezen ile ezilen, servet ile sefalet, karanlık ile aydınlık. 1 Mayıs’ta sofrasından ekmeği alınan, geleceği çalınan milyonlar dünyanın bütün alanlarını dolduruyor. Meydanları kavganın kızıl rengi sarıyor. Meydanlardan mücadelenin ortak dili, sesi yükseliyor.

1 Mayıs’ta geleceği çalınan milyonlar el ele veriyoruz; işçiler, emekçiler, kadınlar, gençler, biz liseliler... Derin bir geleceksizlik ve sefaletten başka bir şey sunmayan bu çürümüş düzenin efendilerine meydan okuyoruz. Sessizliği yırtıyoruz. Çığlık olup sömürenlerin yüzüne çarpıyoruz. Özgürlüğümüzü ve geleceğimizi istiyoruz. “Sınıfsız, sınırsız ve sömürüsüz bir dünya!” umudunu büyütüyoruz. Bu 1 Mayıs’ta da biz liseliler meydanlarda yerimizi alacağız.

Sizleri de sessizliği yırtmaya çağırıyoruz.

Çünkü biz sustuğumuz için, eğitimine para ayıramayan nice arkadaşımız okul sıralarını terketmek zorunda kalıyor. AKP dershaneleri kapatıp özel okullara dönüştürmeyi ve buralara giden öğrencilerin masraflarının bir bölümünü karşılamayı vaat ediyor.

Bütçe sınırlı diyerek devlet okullarına kaynak ayırmayan devlet, özel okulları besliyor. Devlet ile özel okullar arasındaki uçurumu derinleştiriyor. Nitelikli bir lise eğitimini dahi adım adım sadece zenginlerin yararlanabileceği bir ayrıcalık haline getiriyor. Üstelik AKP gericiliği okullarımıza adım adım yerleşiyor. Dinci-gerici ideolojisini beyinlerimize kazımak, dindar bir nesil yaratmak isteyen AKP, müfredattan bilimsel olan ne varsa alırken ders içeriklerini dinsel öğelerle dolduruyor.

Ama bizler susmayacağız. 1 Mayıs alanlarında eşit, parasız ve bilimsel eğitim isteyeceğiz. Eğitim hakkımıza sahip çıkacağız.

Bizler sustuğumuz için meslek liselerinde derin bir eşitsizlikle yüz yüze kalıyoruz. Stajda, okullarımızda üretiyor fakat ürettiklerimizin karşılığını alamıyoruz. Bedava emek olarak görülüyoruz. Sömürülüyoruz. Üstüne mesleğimizle ilgili olmayan angarya işlere koşturuluyoruz. Bizim sırtımızdan hem okul hem de yanında staj yaptığımız patronlar kazanıyor. Üniversite giriş sınavlarında bize dayatılan koşullar tüm hayallerimizin üstünden bir silindir gibi geçiyor. Örneğin fen lisesine giden ve lise boyunca 100 saat matematik dersi alan öğrencilerle 20 saat matematik dersi gören meslek lisesi öğrencilerine aynı sorular soruluyor. Parası olan dershaneye gidip açığı kapatmaya çalışıyor, ama ne kadar! Peki ya parası olmayanlar?..

Bu yüzden bu 1 Mayıs’ta köle olmadığımızı haykıracağız. Meydanlarda, bizlerin körpe emeklerini çalanlara dur diyeceğiz. Üniversite kapılarını bizlere kapatanların karşısına dikileceğiz.

Bizler sustuğumuz içindir ki, bizleri dershane-ev-okul üçgenine hapsediyorlar. Yıllarca üniversite kapılarını aralamak için harcadığımız emeği 160 dakikalık sınava sığdırmaya çalışıyorlar. Bizleri en yakın arkadaşımızın dahi önüne geçmeye çalışan yarış atına çeviriyorlar. Çok farklı koşullarda, nitelikte eğitim gören zengin çocuklarıyla emekçi çocuklarını aynı sınava sokuyor, emekçi çocuklarını eliyorlar.

Bundandır ki 1 Mayıs’ta geleceğimizi çalmak isteyenlerin karşısına dikileceğiz. Sınavsız üniversite isteyeceğiz.

Biz sustuğumuz için eğitime yeterli kaynağı ayırmayan bu devlet savaş ve saldırganlık için devasa bütçeler hazırlıyor. ABD emperyalizminin bir dediğini iki etmiyor, kardeş halklara karşı ülke topraklarını Patriotlar’la donatıyor, füze kalkanları kuruyor. Özgür Suriye Ordusu’nun kökten dinci çetelerine her türlü desteği sunuyor.

Onlar kendi çıkarları için, daha fazla sömürü ve yağma için ulusal ve mezhepsel farklılıkları körüklüyorlar. Gün ağırmadan girdikleri fabrikalarda aynı kölece çalışma koşullarına mahkum olanları, sofrasına bir tas çorba, bir kap yemek koymak için gece gündüz çalışanları ayrıştırıyorlar. Bir yanımızı el üstünde tutuyor, diğer yanımızı aşağılayıp inkar ediyorlar. Böylelikle onları birbirine düşman ediyorlar. Böylelikle birlik olarak haklarımızı almanın önüne bizleri bölüp parçalayarak geçiyorlar.

İşte bu yüzden bu 1 Mayıs alanında eşitlik ve özgürlük özlemlerimizi dünyanın tüm dillerinde haykıracağız. Böyle yapacağız ki “Yaşasın halkların kardeşliği” nidaları bizleri bölmeye çalışanların suratlarına bir tokat gibi çarpsın.

Bizler özgürlük ve gelecek istiyoruz. Ama özgürlük ancak onu almaya cesaret edenlere verilir. Bunun dışında esaret başlar. İstemediğimiz, sömürüldüğümüz, savaştırıldığımız bir dünyada köle gibi yaşamak mı; eşitlik ve kardeşlik üzerine kurulu bir dünyada bir ağaç gibi tek ve hür ve bir orman gibi kardeşcesine yaşamak mı? Devrimci Liseliler Birliği, bu 1 Mayıs’ta özgürlük ve gelecek için alanlarda olacak. Sen de karanlıkta boy verenlerin yanında ol, sessizliği yırt! Geleceğin ve özgürlüğün için bir adım at. Haydi 1 Mayıs’a!

(Liselilerin Sesi’nin Nisan 2013 tarihli 51. sayısından alınmıştır...)

 

 

 

 

Ankara’da polis tacizleri sürüyor!

Ankara polisinin devrimci gençlik faaliyetine yönelik tahammülsüzlüğü devam ediyor. Polisler, kurultaya katılan Ekim Gençliği okurlarının ailelerini arayarak kurultayı “yasadışı” ilan ettiler. Bir Ekim Gençliği okurunun ailesinin evine giden polisler, iki Ekim Gençliği okurunun ailesini de telefonla arayarak “Çocuğunuz yasadışı etkinliklere katılıyor. Uyarılarımızın ardından hiçbir değişiklik yaşanmadı” diyerek kirli yöntemlerini sürdürdüler. Ayrıca “Biz çocuğunuzun kurultayda hangi koltukta, kimin yanında oturduğunu bile biliyoruz” diyecek kadar çaresizleşen TMŞ polisleri “Bu kurultaya katılanları tutuklayacağız” sözleriyle aileleri korkutmaya çalıştı.

 

 

 

 

Gençlikten TCDD grevcilerine destek

 

16 Nisan günü, içlerinde Ekim Gençliği’nin de bulunduğu bir grup öğrenci, TCDD grevcilerine ziyaret düzenledi.

Sirkeci Garı’na “Demiryolu işçisi köle değildir!” sloganlarıyla giren gençleri Birleşik Taşıma Çalışanları Sendikası 1 No’lu Şube Başkanı Hasan Bektaş ve grev gözcüleri karşıladı.

Bektaş, desteğe gelenlere teşekkür ederken işçiler ve öğrencilerin mücadelesinin önemine değindi. Bektaş bugün mücadelenin daha da zor olduğunu vurgulayarak kazanılmış hakları korumak için direnişe dikkat çekti.

Ekim Gençliği adına yapılan konuşmadaysa işçi sınıfının mücadelesinin önemine dikkat çekildi. Bugün üniversitelerde yaşanan gerici-faşist saldırılara karşı da işçi sınıfının tek güç olduğu söylendi.

Kızıl Bayrak / İstanbul