19 Nisan 2013
Sayı: KB 2013/16

 Kızıl Bayrak'tan
MESS Grup TİS sürecinde kritik gelişmeler ve görevler
Emperyalist barbarlığa ve kapitalist köleliğe karşı 1 Mayıs’ta alanlara!
Direniş, grev ve 1 Mayıs!
Sınıf devrimcileri
1 Mayıs’a hazırlanıyor
Anayasal hayallere karşı sınıfın devrimci programını yükseltelim!
Akil İnsanlar Heyeti
“ikna” turlarına başladı
Kıdem tazminatının gaspına, taşeronluğa karşı mücadeleye!
İş cinayetlerine karşı mücadeleye!
“Bu şiddet sona Ers!n!”
Demiryollarında grev!
“İnşaat işçileri örgütleniyor!”
Daiyang–SK Metal İşyeri Temsilcisi
Ali Rıza Köse’den açıklama

Kürt Sorunu Üzerine Konferanslar... /6
Stratejik zaaf içinde kısır döngü - H. Fırat

HDK ve “barış” süreci
Sınıfa Karşı Sınıf Kurultayları’ndan mücadele çağrısı
Kuluçkaya yatmak, sınıfsal öfke ve kini biriktirmek ve büyütmek - Volkan Yaraşır
Venezuela’da sınıf çatışmaları sertleşiyor!
PYD’den gerici muhalefete katılma sinyalleri
Demiri büken ustalar Leydi’yi uğurlarken - T. Kor
Gerici-faşist çetelerin saldırıları boşunadır!
Faşist-gerici ablukaya kitlesel yanıt
Özgürlük ve gelecek için 1 Mayıs’a!
“Görüyorum ki çaresizliği hiç tatmamışsınız hayatınızda”
“Burjuvazi katletmekle devrimcileri yok etmeyi başaramadı!” - H. Eylül
Mücadele Postası
Bu sayının PDF formatını download etmek için tıklayın

 

 

Bir cenaze, iki sınıf...

Demiri büken ustalar Leydi’yi uğurlarken

T. Kor

Gidiyor cadı ve biz bekliyoruz karşımıza konacak yeni karayüzlü temsilcilerini...

İngiltere’nin eski Başbakanı Margaret Thatcher, nam-ı değer “Demir Leydi” öldü. 17 Nisan günü Demir Leydi’nin ardından resmi tören yapıdı. Thatcher’ın ölümü yaşamı gibi yine emekçi kitle hareketinin bir mücadele alanına sahne oldu. Sonuçta ölen, işçi sınıfına, İrlanda halkına, tüm dünya emekçilerine zulmeden emperyalist bir ülkenin simge ismi olunca bu da doğal oluyor tabii. Bir de sistemin kriz bahanesiyle emekçilerin kazanılmış haklarını gasp ettiği bir dönemde ihtişamlı cenaze töreninin 10 milyon sterlinlik bütçesinin devlet tarafından karşılanması sınıfların çatışma alanına bir diğer gerekçe oldu. Thatcher, adının sonuna “izm” eklenecek kadar kapitalizmi iyi temsil etmiş bir şahsiyet. Dönemin ABD Başkanı Ronald Reagan ile kolkola verip dünyayı bir hamur gibi yeniden şekillendiren burjuzavinin temsilcisiydi Thatcher…

There is no such thing as society / Toplum diye bir şey yoktur”

Thatcher, toplumun olmadığını söylerken elindeki demir topuza güveniyordu. Ezip geçtiği, örgütlülüğünü dağıttığı bir toplum yok sayılabilirdi. İşte bu yok sayılmanın biriktirdiği öfkeyle ölümünü sevinçle karşılayan binler tarafından Trafalgar Meydanı dolduruldu.

Thatcher’ın yok saydığı ve ezdiği toplum kendini yeniden vareden sınıf dinamiğiyle bugün cadının arkasından sokaklara çıkıyor. İşçi sendikaları, Thatcher’ın kapattırıp özelleştirdiği eski madenlerin işçileri, eğitimdeki ticari dönüşümün mimarı Thatcher’ı unutmayan öğrenciler meydandaydı. “Cadı öldü!” diye haykıran binler esasta yenemedikleri sisteme mesaj veriyorlardı.

Asil Dizbağı Nişanı Örgütü Leydisi, Liyakat Nişanı başta olmak üzere Kraliyet Derneği üyeliği gibi sıfatlara hak kazanan Thatcher, ABD’de de çabaları karşılıksız bırakılmayıp Ronald Reagan Özgürlük Ödülü, Başkanlık Özgürlük Madalyası, Cumhuriyetçi Senatoryal Özgürlük Madalyası gibi verilen ne kadar “özgürlük” kavramını iğdiş eden ödül varsa aldı.

İngiltere Kraliçesi II. Elizabeth ve eşi Philip de cenaze törenine katıldı. 2 bin yabancı konuk, 5 bin polis gibi devasa sayılarla ihtişamı vurgulanan törende kraliçenin olması ayrıca önemli. Zira Kraliçe, eski bir başbakan için son olarak Winston Churchill’in cenazesine de katılmıştı.

Evet, unutmadık. Bu kadar önem atfedilen kadının kim olduğunu, nasıl bu noktaya geldiğini unutmadık. Zira unutmak, tek başına bir kişiyi unutmak değil, sınıf mücadelesinin bir dönemini unutmak demek olacak. Unutmadığımız gibi ardından gösterilen sevinci de böyle okuyoruz. Krizlerin gölgesinde, kapitalizmin kıskacındaki emekçilerin geçmişten geleceğe mesajı; ‘biz varız ve burdayız’. Thatcher gibi bugünün burjuva hükümeti yok saysa da yine de meydanlarda olacaklar.

Trafalgar Meydanı’ndaki kutlama sırasında verilen bazı demeçlerse İngiltere emekçileri için Thatcher’ın neyi temsil ettiğini gayet iyi yansıtıyor. Shaun Watson isimli Essexli bir öğrenci Thatcher’ın özelleştirme politikalarının ülkeyi mahvettiğini vurgulayarak “Thatcherizm hala ölmedi ama Thatcher öldü” diyor.

Thatcher’ın ölümünü kutlayan Londralı Jessie Normaschild ise “Thatcher’ın ölümünü kutlamak için buradayız. Thatcherizm’in ölmesini de istiyoruz. Mevcut koalisyon hükümetinin Thatherizmi takip etmesini istemiyoruz” diyor.

Trafalgar’dan son mesajımız ise bir dövizde kendine yer buluyor: “There ıs such a thing as society / Toplum olmak böyle bir şey!”

Cenaze töreninin gecesiyse meydanlar yine emekçilerin. İskoçya’nın Glasgow kentinde “Thatcher’ın politikaları yüzünden yoksulluk ve umarsızlığa düşen kitlelerin anılması” tanımıyla bir miting düzenlendi. İşte tarihin akışında demiri büken ellerin hüneri. Leydi giderken sınıf hala sokakta...

Ve geçtiğimiz günlerde Thatcher’ın ölümüyle özdeşleşen “Ding Dong! Cadı öldü” şarkısı İngiltere’nin resmi devlet radyosunda çalındı.* Thatcher’ın ardından çalınan şarkı da bir mücadele alanı oldu. Emekçilere tüketim bağımlılığı yaratmak için kurulan bir mekanizma, emekçilerin elinde bir anda gövde gösterisine dönüştü. BBC’nin en çok dinlenen listesine girmeye hak kazanan şarkının yayınlandığı listeye “Ding Dong! Cadı öldü” birinci olarak girdi. Yok sayılmanın intikamı için devlet radyosunda Demir Leydi’nin ölümünü müjdeleyen şarkı çalındı. Şarkıyı dinlerken ezgiler arasında başka bir şarkı da hatırlandı; Bobby Sands’ın ağıtları. Demir Leydi’nin ezmeye gücünün yetmediği Sands’ın ardından gelen kavga şarkıları da yankılandı Trafalgar Meydan’nda, İrlanda bayrağıyla…

O düşünce ‘ben haklıyım!’ diyor...

Bir meşruluğun çağrısını taşıyor satır. Bobby Sands “H Blokları” zindanlarından sesleniyor. Açlık grevinde de önderliği bırakmayan, ilk ipi göğüsleyen Sands, Thatcher’ın suratına vurulmuş bir tokat oluyor kimi zaman, kimi zamansa İrlanda topraklarında kavganın marşı. Thatcher ile aynı bölgeden aday olup milletvekili seçilerek işgalcilere kök söktüren Sands, 5 Mayıs 1981’de bedenini yatırdığı açlıktan, kavganın sonsuzluğuna uğurlandı. Bugün Sands ölümsüz, Thatcher ise toprak altında çürüyecek bir zavallı.

Thatcher’ın toplumu yok sayma politikalarının bir ayağı da zindandaki İrlanda özgürlük savaşçılarını teslim almak üzerineydi. “H Blokları” adıyla anılan yeni hücre sistemi zindanlara geçişi hazırlatan Thatcher, İrlanda Cumhuriyet Ordusu tutsaklarının “politik” kimliğini elinden almak istedi. Sanki politik kimliği kemiğimizden ayırabilirmiş gibi. Sanki açlık grevini insanlık tarihine bir eylem olarak kazandıran bir halkı teslim alabilirmiş gibi. Hücrelerinden yalnızca pazar günleri blok kafeteryasındaki dini törenlere katılma ve de ayda bir yarım saatliğine arkadaşlarıyla, aileleriyle görüşme hakkı verildi tutsaklara. Yani tutsaklar beş yıl boyunca haftanın her günü 24 saat tecritte kalmışlardı.

“Battaniye adamlar” ** tecritin en ağır ve en yalıtık şekline bürünmüş H Blokları saldırısına 5 yıl içlerinde büyüttükleri sessiz direnişle karşılık verdiler. Ve günü geldiğindeyse içlerinde büyüttükleri direnişi açlıklarıyla yücelttiler.

Thatcher ölüpde bugün törenle uğurlanırken, işçi sınıfı arkasından şarkılar söyleyerek kutlamalar yapıyor. Fakat Bobby Sands denince şapkasını nasırlı eliyle göğsüne bastırıp sessizce anısı önünde saygısını sunuyor. Ve bir dakika sonrasında Sands’ın özgürlük ezgileri eşliğinde yine kavgaya yürüyor.

* “Ding Dong! Cadı öldü” Radyo 1’de çalındı fakat tam olarak yayınlanmadı. Şarkının 5 saniyelik bir bölümü kullanılarak haberleştirilmiş formatta verildi.

Radio 1 emekçilerin yarattığı basınç karşısında tutunamayarak ara formül aradı. 51 saniyelik şarkı yerine 5 saniyesi yayınlanıp Newsbeat haber programından bir muhabir, şarkının Thatcher’ın anısını aşağılama amaçlı kampanya ile 1 numara olduğunu anlattı. Böylece tüm dinleyicilere, şarkının niçin birinci olduğu anlatıldı. Böylece emekçiler şarkının yayınlanmasına sıkışan sembolden de öteye bir propaganda zemini kazandılar.

** IRA tutsaklarına tek tip kıyafet dayatması ile birlikte kıyafet dahi verilmeyerek uygulanan tecrit sırasında üstlerini örtebilecekleri tek eşya battaniyeydi.