9 Mart 2012
Sayı: SYKB 2012/10

 Kızıl Bayrak'tan
Devrimci baharda “İşçilerin birliği, halkların kardeşliği” şiarını yükseltelim!.
Emperyalist saldırganlığa,
faşist baskı ve teröre karşı...
Baskıya, sömürüye ve köleliğe karşı isyan ateşlerini yakalım!..
4+4+4 modeli etrafında
AKP-TÜSİAD çatışması
Adıyaman’da Aleviler’e ait evlerin işaretlendiği ortaya çıktı
Son sözü her zaman
direnenler söyler!
Küçüğüm ama yaşadım dünyanın acısını, büyüdüm unutmadım hiçbirini!
MEPA’da direniş başladı
Hey Tekstil’de
eylemler sürüyor!.
Kayseri CEHA’da ayak oyunları...
Sağlık hakkı
mücadelesi büyüyecek!
Metal İşçileri Birliği Merkezi Yürütme Kurulu Mart Ayı Toplantısı
“3 milyon taşeron
işçisinin sesiyiz!”
“Kadrolu işçiler taşeron işçilerine sahip çıkmalı!”
Almanya’da uyarı grevleri
Eylem ve direnişler
dört bir yanda
Emperyalist savaş ve kadın
BDSP’nin devrimci 8 Mart çalışmaları
Coşkulu emekçi
kadın etkinlikleri
İzmir’de 8 Mart eylemi
8 Mart çağrıları
Ekim Gençliği’nin kampanya çalışmalarından
Beytepe faşizme karşı yürüdü
Hüseyin Yoldaş’a devrim sözümüz var
Hüseyin Hocamız sınıf mücadelesinin barikatlarında yaşayacak
Mücadele Postası
Bu sayının PDF formatını download etmek için tıklayın

 

Almanya’da uyarı grevleri

Almanya’da kamu sektöründeki uyarı grevleri yayılıyor. 5 Mart gününden itibaren altı eyalette yapılan uyarı grevlerine çarşamba günü Kuzey Ren Vestfalya da katıldı. Grevler, ulaşımı felç etti. İki milyon kamu emekçisini kapsayan toplu iş sözleşmesindeki uyuşmazlık nedeniyle başlayan grevin ana talebi ücret zammı konusundaki yüzde 6,5’lik artış.

5 Mart’ta Hessen, Rheinland-Pfalz ve Saar Eyaletleri’nde belediyelere bağlı anaokulları, tiyatrolar, hastaneler, bankalar, iş ve işçi bulma kurumları, temizlik işleri ve toplu taşımada görev yapan çalışanların başlattığı uyarı grevleri salı günü Baden Württemberg, Hamburg, Schleswig-Holstein ve Mecklenburg-Vorpommern Eyaletleri’ne yayıldı.

Ver.di sendikasının çağrısıyla, bugün Almanya’nın NRW, Baden-Würtenburg, Sachsen, Sachsen-Anhalt, Türüngen ve Brandenburg eyaletlerinde uyarı grevleri yapıldı.

Uyarı grevleri her yerde yüksek bir katılımla gerçekleşti ve oldukça etkili oldu. Trenler, tramvaylar ve otobüslerin çalışmadığı grevde ulaşım adeta durdu. Devlete bağlı çocuk yuvaları açılmadı. Hastaneler acil bölümleri dışında hizmet vermedi. Temizlik işçileri ise grevlerin en aktif ve yüksek oranlı katılımcıları oldu.

Uyarı grevinin en etkili olduğu yerlerden biri de NRW’ydi. Wuppertal’da greve katılım hayli yüksekti ve günlük yaşamda iyiden iyiye hissedildi. Burada bir de yürüyüş gerçekleştirildi. İki ayrı koldan başlayan yürüyüşe 2 binin üzerinde kişi katıldı. Yürüyüş sırasında yapılan konuşmalarda, ücret sorunu gibi özgün sorunların yanısıra, toplum ölçüsünde gitgide hissedilen yoksullaşma gerçeğinin de altı çizildi. Bu çerçevede, yoksulluğun sadece Yunanistan’ın değil, aynı zamanda Almanya’nın da bir gerçeği haline geldiği ileri sürüldü.

Politikacıların maaşlarına 500 Euro zam yapmak için bir günde yasalar çıkarttıkları, ama sıra işçi ve emekçilerin ücretlerine gelince, bundan özenle kaçındıkları belirtildi. Bu duruma karşı duyulan öfke, yürüyüşte taşınan döviz ve pankartlara da yansıdı.

Uyarı grevi Köln ve Düsseldorf’da da hayli etkili oldu. Düsseldorf’daki eyleme toplam 5 bin kamu emekçisi katıldı.

Kızıl Bayrak/ Almanya

 

 

 

 

Er Mannig’e işkence raporda

WikiLeaks’e ABD’nin istihbarat bilgilerini aktaran asker Bradley Manning’in ABD’de önleyici tutukluluk sırasında aylarca tecritte tutularak işkence gördüğü bildirildi. Avukatlarının iddiaları üzerine müfettiş görevlendiren Birleşmiş Milletler, raporu açıkladı.

BM İşkence Özel Raportörü Juan Ernesto Mendez, Cenevre’de yaptığı açıklamada, Ağustos 2010’da tutuklanan Bradley Manning’in Quantico Cezaevinde geçirdiği sekiz aylık sürede maruz kaldığı uzun ve aşırı tecritin oluşturduğu, zalimce, insanlık dışı ve aşağılayıcı muameleye maruz kaldığını düşündüğünü belirtti.

Raportör, “Manning’in masumiyet karinesinden faydalandığını ve herhangi bir suçtan dolayı suçlu ilan edilmemişken, böyle bir muameleye maruz tutulmasının hiçbir anlamı olmadığını” söyledi.

Uluslararası Af Örgütü ve Amerikan Sivil Özgürlükler Birliği gibi kuruluşlar, Manning’in günde sadece bir saat havalandırmaya çıkma hakkı tanındığı hücrede tecritte tutulması ve çıplak uyumaya zorlanması şeklindeki uygulamaları eleştirmişti.

Manning, tarihi henüz saptanmayan davasında suçlu bulunduğu takdirde ömür boyu hapisle cezalandırılacak. Amerikan ordusu geçen yıl Ekim ayında, ekonomik nedenlerden dolayı Quantico Cezaevinin kapatıldığını açıklamıştı. Türkiyedeki Pozantı haberleri gibi açığa çıkan her tecrit ve işkence sonrası mekan değiştirerek herşey yok sayılıyor. Cezaevleri her zaman burjuvazinin baskı ve zor politikasının kaleleri olagelmiştir. Bugün de bu gerçek türlü durumlarla karşımıza çıkıyor. Wikileaks’a sızdırdığı binlerce dökümanla emperyalistlerin kirli oyunlarını teşhir eden Manning, tecrit ve işkence ile cezalandırılmak isteniyor.


 

 

ACTA anlaşmasına karşı protestolar

İnternette sansür anlamına gelecek olan Ticarette Sahteciliğin Önlenmesi Antlaşması (ACTA) yasasına karşı protestolar sürüyor. Yasaya karşı Şubat ayında ikinci kez onbinlerce kişi “ACTA gitsin, demokrasi gelsin” sloganları atarak Paris’ten Belgrad’a kadar protesto gösterileri düzenledi.

Almanya, geçtiğimiz cumartesi günü internette özgürlük talebiyle buluşan göstericilerin protestolarına sahne oldu. En kitlesel gösteriler Frankfurt’ta ve Berlin’de gerçekleşti. Buralarda 4 bin kişi yürürken, Köln, Düsseldorf ve Münih’te de toplam 10 bine yakın kişi yürüdü.

İnternette özgürlük talebinde bulunarak sokaklara çıkan göstericiler, bu tür gerekçelerle internet üzerinden paylaşımda bulunan kişilerin yüksek cezalara çarptırılabileceklerine dikkat çekiyor. Film ve müzik endüstrisi için lobi faaliyetlerinde bulunanların anlaşma metni üzerinde büyük etkisi olduğunu ifade ediyorlar. Göstericiler, anlaşmanın yürürlüğe girmesi halinde internetten müzik ve film indirmenin, ayrıca verileri üçüncü kişilere aktarmanın zorlaşacağını bildiriyorlar.

Anlaşmayı şu ana kadar 27 AB üyesi ülkeden 22’si imzaladı. Almanya’nın dışında Polonya Cek Cumhuriyeti ve Lettland gibi pek çok AB ülkesi ise protestoların yoğunlaşması üzerine, antlaşmayı imzalamaktan vazgeçmişti. Avrupa Komisyonu da geçtiğimiz günlerde temel hakları ihlal iddialarının incelenmesi için Adalet Divanı’na başvuracağını bildirdi. Anlaşmanın AB içinde yürürlüğe girebilmesi için Avrupa Parlamentosu tarafından da onaylanması gerekiyor.

Uluslararası alanda fikri mülkiyet haklarının standartlarının yükseltilmesi ve korunması adı altında program, video ve müziklerin internette “yasadışı” yoldan paylaşımını engellemeyi amaçlayan anlaşma metni AB, ABD, Avustralya, Kanada, Japonya, Meksika’nın yanı sıra Fas, Yeni Zelanda, Singapur, Güney Kore ve İsviçre’nin katılımıyla hazırlanmıştı.