17 Şubat 2012
Sayı: SYKB 2012/07

 Kızıl Bayrak'tan
Dinci-gerici güçlerin iktidar kavgası
İktidar ve rant kavgası dinci-gerici odakları birbirine düşürdü
NATO Genel Sekreteri
Rasmussen’den açıklamalar
Faşist baskı ve teröre eylemli yanıt
“Saldırıları mücadeleyle aşacağız!”
İşsizlik oranları artıyor, işsizlik fonu yağmalanıyor
“Geleceğimizin iyice
kararmaması için...”.
DİSK’te ruhsuz genel kurul
Taşeron işçileri
Ankara’ya yürüyor!.
Sinter işçileri
mücadeleyi bırakmıyor
Devrimci sınıf çalışmalarından
Parti ve yeni döneme hazırlık!
Suriye üzerindeki
baskıyı arttırıyor
Dört kıtadan grev ve eylemler.
Yunanistan’da Troyka “darbesi”
ve sokakta politika -
Volkan Yaraşır
“Okullar hayat bulsun projesi” ve eğitimde son saldırılar
BDSP’den seminerler
8 Mart’ta alanlara!
Geleceğine sahip çık!.
ÇHD İstanbul Şube Sekreteri
Av. Güçlü Sevimli ile konuştuk.
Emekçi Kadın Platformu toplantısı
Ares’i kıskandıran askerler diyarında
acı olağandır!
Gazi’de çeteleşmeye ve yozlaşmaya karşı yürüyüş
Mücadele Postası
Bu sayının PDF formatını download etmek için tıklayın

 

Taşeron işçileri Ankara’ya yürüyor!

 

İki aya yakın süredir işten atmalara ve taşeron köleliğine karşı CHP’li Maltepe Belediyesi önünde direnişlerini sürdüren taşeron işçileri 18 Şubat Cumartesi günü Ankara’ya yaya olarak yürüyüş başlatacaklar. CHP Genel Merkezi önüne yürüyerek düzen partisi CHP’nin işçi düşmanlığını protesto edecek olan işçiler uğradıkları sendikal ihanete karşı da öfkeliler. Direnişlerinin 57. gününde gerçekleştirdiğimiz söyleşide işçiler direnişleriyle sınıf dayanışmasının yükseltilmesi çağrısında bulundular.

- Genel-İş 2 No’lu Şube’nin belediye yönetiminin açıklamasına imza atmasıyla ilgili düşünceleriniz neler?

Cemal Genceldi: Genel-İş İstanbul Anadolu Yakası Şube Başkanı Nevzat Karataş’ı teşhir etmek için DİSK’in genel kuruluna gittik. Genel kurulun birinci gününde yaptığımız açıklamada Nevzat Karataş’ın patron yanlısı olduğunu, işçi düşmanı ve ihanetçi olduğunu anlattık. Kendisi, açıklamamızı okuyan İlhan arkadaşa saldırarak küfürler savurdu. Bize yaptığı hakaret nedeniyle buna yanıt verdik.

Ahmet Ekici: DİSK Genel Kurulu’nda Nevzat Karataş’ın terbiyesiz kelimeler kullanması bir sendikacıya nasıl yakıştı bilemiyorum. Kendisinin, bir sendikacı olarak özeleştiri vermesi gerekiyor. İşçi sınıfına yaptığı saldırı nedeniyle kamuoyuna bir açıklama yapması gerekiyor. Onun, işçileri sattığını biz belgeleriyle ortaya koyduk. Kendi terbiyesizliğini işçi sınıfının üzerine saldırarak örtbas etmeye kalktıysa onun söylediklerini biz ona söylemiyoruz.

Ceyhun Dokuyucu: Sendikaların ilk önce işçiden yana olmaları gerekiyor. Çünkü sendika demek işçi demektir. Böyle yapan sendikaları şiddetle kınıyorum. Yapmamaları gerekirdi. Böyle yaparak, patron yanlısı yöneticiler olduklarını gösterdiler.

- DİSK Genel Kurulu’nda, Genel-İş Genel Başkanı Erol Ekici’ye yaptığınız görüşmede size neler söylendi?

Cemal Genceldi: Ekici bize “bunu geri alacağız” dedi. Biz de, “başkanım bu adamın bir an önce istifa etmesi gerekir. Bu adam işçi düşmanıdır” dedik. O da, “en kısa sürede sizinle konuşacağız ve işinizi çözeceğiz” dedi. Kendisine teşekkür ettik ve direniş alanımıza döndük. Umarım önümüzdeki günlerde bize ulaşır ve görüşürüz. Biz genel kurula katıldıktan sonra, öncü arkadaşlarımızdan İlhan Yıldırım’a evinin önünde pusu atıldı. Geç saatlerde evine girmek üzereyken plakası olmayan bir aracın içinde 3 kişinin olduğunu farkediyor. Arkadaşımız ara sokağa girerek uzaklaşıyor. Biz de o gece arkadaşımızın yanına giderek destek olduk. İlhan, aynı aracın gece geç saatlerde yine evin önüne geldiğini söyledi. Bunun arkasında kimlerin olduğunu şu anda bilemiyoruz.

- Ankara yürüyüşüyle neyi hedefliyorsunuz?

Murat Karameşe: 57 gündür burada direniyoruz ve CHP’nin genel merkezi sesimizi duymuyor, bu direnişi görmezden geliyor. DİSK’in genel kurulunda da sesimizi duyurmaya çalıştık. Bize başka bir yol bırakmadılar, mecburen Ankara’ya CHP Genel Merkezi’ne yürüyeceğiz. Kemal Kılıçdaroğlu çıkıp “taşeronluk 21. yüzyılın kölelik rejimidir. Ağlamayan çocuğa meme vermezler. Alanlara çıkın” dedi ya biz de hakkımızı aramak için çıktık. Kendi belediyesi, CHP’li Maltepe Belediyesi karşımızda durdu. Ankara’ya bu yüzden yürüyoruz.

- Kılıçdaroğlu DİSK Genel Kurulu’nda size “bana ne zaman geldiniz de geri çevirdim” dedi. Bunun bir gerçekliği var mı?

Murat Karameşe: Bize İsviçre’den, Almanya’dan mektuplar geliyorsa, direnişimizin sesi orada da duyuluyorsa Kılıçdaroğlu da şimdiye kadar bizim yaşadığımız haksızlığı duymuştur. Dolaylı yollardan da kendisini iki kez aradım. Bize başka yol bırakmadılar.

- Direniş alanında günleriniz nasıl geçiyor?

Ceyhun Dokuyucu: Havalar çok soğuk ama biz burada çok keyifliyiz. Gelen gidenimiz de çok oluyor. Her gün gelen ziyaretçilerimiz var. Araçlar korna çalarak destek veriyorlar. Çevredeki evlerden çay, poğaça getirerek destek verenler oluyor. Destek açısından çok mutluyuz. 57. gün olmasına rağmen ilk günkü gibi heyecanlı ve kararlıyız. Bu süreç ne kadar uzun olursa olsun burada aynı şekilde duracağız.

- Hayatında daha önce böyle bir mücadele, direniş deneyimi yaşadın mı?

Ceyhun Dokuyucu: Hayır daha önce böyle bir şey yaşamadım. Bu süreçte kendi adıma çok şey öğrendim. Slogan atmayı, arkadaşlığı öğrendim. İyi insan-kötü insan ayrımını gördüm. Her şeyden önemlisi dayanışmayı öğrendim. İki aylık evliyim ben. Etrafımda destek olan yakınlarım da var, olmayanlar da var. Onlar bu mücadelenin direk içinde olmadıkları için insana dışarıdan davulun sesi hoş gelir. Buraya gelip bizi gören ve dinleyenler haklılığımızı anlıyorlar.

- İşten atmaların yanında taşeron köleliğini de hedefliyorsunuz.

Cemal Genceldi: Taşeron şirketlerde örgütlenmeye başladığımızda 400 taşeron işçisi arkadaşımız taleplerin altına imza attı. Taşeron sisteminin zulüm ve işkence olduğunu biliyorlardı. Biz bunlardan, Everest’ten tepe istemedik. 9 talebimiz vardı. İnsanca yaşamak ve işten atmalara son verilmesi bunların önde gelenleriydi. Sabahları işçi arkadaşlarımız neden iştimaya gitsin. Neden öğlen oturup sıcak bir çorba içmesin? Belediye Başkanı Mustafa Zengin bir yol çizmiş gidiyor. Kendi partisinin ilçe, il yönetimine saygı göstermiyor. Biz mücadelemize devam edeceğiz. Hakkımızı geri alana, taleplerimizi kazanana kadar mücadelemizin arkasında olacağız. Yaz-kış, yağmur-çamur demeden buradayız. Hava soğuk olabilir ama biz burada sıcağız. 9 arkadaşımız bir anda 90 da 900 de oluyor. Yoldan geçen araçların korna çalması, çevreden insanların çay getirmesi, muhabbet etmesi, isyan ateşimizi yakıp halaylar çekmemiz bizi daha güçlendiriyor.

Dayanışma gecesi nasıl bir etki yarattı?

Erdal Keser: Burada çevredeki insanlardan destek alıyoruz. Bu desteğin daha da artması gerekiyor. Dayanışma gecemiz de oldukça güçlü geçti ve çok iyi bir etki yarattı. Duymayanlar sesimizi de duydu. Sesimizi yurtdışından duyan dostlarımız da var.

- Ankara’ya CHP Genel Merkezi’ne yürüyeceksiniz. Programınız nedir?

Cemal Genceldi: 18 Şubat Cumartesi günü saat 11.00’de Maltepe Belediyesi önünden yürüyüş başlatacağız. Bizi yolcu etmeye gelecek kurumlar olacak. Güzel bir yürüyüş olacağını düşünüyorum. Tuzla’da, Gebze’de, Dilovası’nda açıklamalar yapacağız. Gebze’de, geçtiğimiz yıllarda öldürülen Pippa Bacca isimli kadın için eylem yaparak kadın cinayetlerine dikkat çekeceğiz. Dilovası’nda çevre kirliliğini gündeme getireceğiz. Tuzla’da iş cinayetlerini gündeme taşıyacağız.

- DİSK kongresindeki protestonuz nasıl bir etki yarattı?

Mahmut Gülbina: Genel-İş’in 2 No’lu Şubesi attığı imzanın ötesinde işçileri yarı yolda bırakmıştır. Örgütlenmek üzere işçilerle yola çıkılmıştır. Ardından bizi ortada bırakmıştır. Üye olma aşamasına geldiğimizde Nevzat Karataş bunu yapmamıştır. “Taşeron ihalesi yapılsın. Atılanlar atılsın sonra bakarız” demiştir. Genel-İş 1 No’lu Şube ise yanımızda olmuştur. DİSK Genel Kurulu’nda iyi tepkiler aldık. Kemal Kılıçdaroğlu’nu protesto ederken partiyi savunanlar bizi susturmak istedi. İşçi sınıfının verdiği bir mücadele var.

- Taşeron şirketlerde çalışmaya devam eden arkadaşlarınızla diyaloğunuz nasıl?

Mahmut Gülbina: Onların da gözleri bizim üzerimizde. Amirler ve şefler onları korkuttuğu için bazıları geri çekildi. Biz burada işçi sınıfı adına direniyoruz. Türkiye’de 3 milyon taşeron işçisi var. Burada 9 işçi direniyor. Biz taşeron sistemi kalkana, kölelik düzeni son bulana kadar mücadelemizi sürdüreceğiz.

- Önümüzdeki sürece ilişkin düşüncelerin neler?

Ahmet Ekici: Bu irade Ankara yürüyüşüyle devam edecek. CHP Genel Başkanı Kemal Kılıçdaroğlu, “bana geldiniz mi beni aradınız mı çözüm bulayım” dedi. Sayın demeyeceğim ona. Başka yerlerdeki direnişleri görüp oralara giden CHP Genel Başkanı, burada iki aydır direnen işçileri görmüyor. Görmemezlikten mi geliyor, yoksa duymuyor mu? Tüm Türkiye duydu o da duymuştur. Bunun devamı gelecek, duyurmaya devam edeceğiz. Bu sadece burada çalışan 900 işçinin sorunu değil. Bu sorun 3 milyon taşeron işçisinin sorunu. Biz bunu dile getirmek için 3 arkadaşımızı yolcu ediyoruz. 3 milyon taşeron işçisini temsilen Ankara’ya üç kişi gönderiyoruz. Bir kişi bizim için 1 milyon kişidir. Konakladığımız yerlerde karşılamalar olacak. Bu eylemlerde sadece taşeron işçiliğini değil işçi sınıfının karşılaştığı tüm sorunları gündeme taşıyacağız. Bundan sonraki süreçte elimizden ne geliyorsa yapacağız. Taşeron işçisi arkadaşlarımız için orada ne gerekiyorsa yapacağız. Arkadaşlarımız oradayken kalan arkadaşlarımız da farklı eylemler yapacaklar. Maltepe Belediyesi’nin önünde teneke içerisinde bir ateş yaktık. Bu ateşi varile çevirmeye çalışıyoruz. Tüm işçi sınıfına ve duyarlı kesimlere de şunu söylüyorum. Burada bir ateş yandı, kimse deve kuşu olmasın, kafasını toprağa sokmasın. Kartal’ın görme yeteneği güçlüdür. İstiyorum ki bu sınıfa mensup herkes kartal gözlü olsun, deve kuşu olmasın.

- Türkiye’nin çeşitli illerinde direnen işçilere mesajın nedir?

İlhan Yıldırım: Biz burada bir ateş yaktık. Türkiye’nin farklı bölgelerinde direnen işçiler de bizim sınıf kardeşimizdir. Fiziksel olarak yüzlerce, binlerce kilometre uzakta olsak da yüreklerimiz bir atıyor. İzmir’de Billur Tuz, Savranoğlu ve Hugo Boss işçileri, Düzce’de MAS-DAF işçileri gibi bizim direnişimiz de işçilere yürünmesi gereken yolu gösteriyor. Üstelik bizler, böylesine kararlı bir mücadeleyi sendikal ihanete rağmen sürdürmeye çalışıyoruz. Genel-İş Şube Başkanı Nevzat Karataş’ın bizlere yaptığı hareket bu hainlerin gerçek yüzünü göstermiştir. Bizler, işçi sınıfının öncüsü olduğunu her fırsatta söyleyen DİSK’e de bu konuda büyük görevler düştüğünü düşünüyoruz. DİSK bu duruma sessiz kalmamalıdır.

Şunu belirtmek gerekir ki burada sonuç alana kadar beklemeye devam edeceğiz. Her şeyden önce biz haklıyız ve haklılığımızdan aldığımız güçle yolumuza devam ediyoruz. Bu haklılığımız karşısında onların gökdelenleri, belediye binaları küçücük kalıyor. Oturdukları o koltuklardan bize zulmediyorlar ama bu devran böyle gitmeyecektir. Direnenler er ya da geç zafere ulaşacaklardır.
Buradan bir kez daha, tüm duyarlı kesimlere çağrıda bulunuyoruz. Direnişimizin sonuna kadar yanımızda olsunlar. Maddi-manevi desteklerini bizden esirgemesinler. Bu yüzden Ankara yürüyüşümüz de çok önemlidir.

- Vermek istediğin bir mesaj var mı?

Ceyhun Dokuyucu: Tüm taşeron işçilerine sesleniyorum. Haklarını aramaktan korkmasınlar. Saldırılara boyun eğmesinler.

Kızıl Bayrak / İstanbul