15 Temmuz 2011
Sayı: SİKB 2011/27

 Kızıl Bayrak'tan
Kazanmak için genel
greve hazırlanalım!...
AKP ve CHP
“düzenin bekası”nda uzlaştı!...
Aktif uşaklık çizgisinde
yoğun Ortadoğu trafiği...
Filistin Halk Kurtuluş Cephesi (FHKC) Suriye Dışişleri Sorumlusu
Omar Murad ile konuştuk
Devletin haberi yokmuş!
GEA’da mücadele sertleşti.
Birleşik Metal İstanbul 2 Nolu Şube’de genel kurul.
İşten atılan Polifarma işçisi ile direniş ve örgütlenme süreci üzerine”
Kubatoğlu direnişi yol gösteriyor
PTT işçilerine meclis
önünde gözaltı
Taksim İlkyardım’da direniş
Tunus-Mısır
dersleri - H. Fırat
Mısır’da yeni bir sınıf
çatışmasına doğru.
Mısır devrimi devam ediyor - Ergin Yıldızoğlu
Şili’de büyük grev
Kıbrıs halklarının kurtuluşu
kendi ellerindedir!
YÖK düzenin vazgeçilmezi olmayı sürdürüyor!
Bir direniş manifestosu: ‘96 Ölüm Orucu ve SAG direnişi.
MKP-HPG gerillası
Ozan Derman’ın anısına
Aile Bakanı’ndan inciler..
Sevil Ceylan Erkat yalnız değil!
Samandağ’da coşkulu ve kitlesel festival
Ölümünün 18. yılında Rıfat Ilgaz’ı saygıyla anıyoruz
Galatasaray’da 328. buluşma
Mücadele Postası
Bu sayının PDF formatını download etmek için tıklayın

 

Galatasaray’da 328. buluşma

Galatasaray Lisesi önünde 328. kez toplanan Cumartesi Anneleri, bu haftaki oturma eyleminde 1994 yılında kaybedilen Vasıf Öztürk’ün dosyasını açıkladı.

Kayıplar mücadelesini yer yer ekranlara taşıyan ve muhalif kimliğiyle tanınan Banu Güven’in, NTV yönetimi tarafından işten çıkarılmasının da protesto edildiği eylemde, 12 Eylül 1980’de kaybedilen Hayrettin Eren’in kardeşi Faruk Eren, 1995’te kaybedilen Seyhan Doğan’ın yeğeni Evin Doğan ve kayıp Murat Yıldız’ın annesi Hanif Yıldız söz aldılar.

Kayıp yakınlarının bu haftaki eyleminde, 1994 yılında kaybedilen Vasıf Öztürk’ün hikayesi aktarıldı. Ardından İHD Gözaltında Kayıplara Karşı Komisyon adına, 2004 yılında kaybedilen Tolga Baykal Ceylan’ın annesi Kadriye Ceylan tarafından basın açıklaması gerçekleştirildi.

Anne Ceylan, oğlunun bulunması için oluşturulan komisyonun raporlar yayınladığını, bu raporların, istemesine rağmen kendisine verilmediğini ve kendi imkanlarıyla ulaştığı bu raporların gerçekleri yansıtmadığını belirtti. Ceylan, “Bu yaşananların altında ezileceksiniz. Bunların hesabını vereceksiniz” diyerek Başbakan’a seslendi.

Kaybedilişinin 17. yılında Vasıf Öztürk’le ilgili şunlar aktarıldı:

1 Haziran 1994 günü Diyabakır/Kulp/Salkımlı köyüne yapılan askeri bir operasyon sonucu Canbeli Tuncer, Efendi Şen’le birlikte gözaltına alınan Öztürk ertesi gün diğer iki kişinin serbest bırakılmasıyla birlikte kelepçelenerek ve gözleri bağlanarak askeri bir helikoptere bindirilmiş Lice’ye götürülmüştür.

Aileye, Öztürk’ün gizli bir merkezde tutulduğu, yüklü bir ödeme karşılığında serbest bırakılacağı bilgisi gelmiştir ve sonrasında bir daha haber alınamamıştır. Vasıf Öztürk gözaltına alındığında Demirel Cumhurbaşkanı, Tansu Çiller Başbakan, Murat Karayalçın Başbakan Yardımcısı...Onları Öztürk’ün kaybedilmesinden sorumlu tutuyor, yargılanmalarını istiyoruz”

Kızıl Bayrak / İstanbul


 

Festus davasında değişen bir şey yok

Bir işkencehane gibi çalışan Beyoğlu Polis Karakolu’nda polis kurşunuyla katledilen Festus Okey’in davası 12 Temmuz günü Beyoğlu Ağır Ceza Mahkemesi’nde görüldü. Bu duruşmada da mahkeme heyetinin katil polisi aklamak için yaptığı hamleler dikkat çekti. Kurum ve kişilerin müdahillik talebini reddeden mahkeme, mahkemenin usulsüz uygulamalarına itiraz eden avukatların üzerine de polisleri saldı.

Müdahillik talepleri

Bu duruşmada Göçmen Dayanışma Ağı aktivistleri, Prof. Dr. Gençay Gürsoy adına avukat Ömer Kavili, Prof. Dr. Taha Parla adına Avukat Burcu Özaydın davaya müdahil olma talebinde bulundular.

Ömer Kavili Festus Okey’in ceset teslim tutanağının dosyada olduğunu belirterek, bu tutanakta ölen kişinin kimliğinin yazılı olduğunu belirtti.

Kavili “Cesedi teslim alanların Festus Okey’in yakınları olduğu belli. Türk hükümet yetkilileri, cesedi teslim ederken kişinin Festus Okey olduğuna ikna oldu ve bu nedenle cesedi teslim etti. Yeniden cesedin kimliği konusunda Nijerya’yla yazışma yapmaya gerek yok. Davanın uzatılmamasını istiyoruz’’ diyerek, ceset teslim tutanağının duruşma salonunda okunmasını talep etti.

Mahkeme başkanı avukatları attırdı

Mahkeme Başkanı İshak Eken, ara karar vereceğini belirterek duruşmaya ara verdikten sonra sadece avukatları duruşma salonuna alarak, duruşmayı bitirdiklerini ve müdahillik taleplerinin reddedildiğini açıkladı.

Duruşmanın bitirilmesine tepki gösteren Kavili bu tutumun usule aykırı olduğunu söyledi. Eken ve Kavili arasında tartışma yaşanırken Eken, polise avukatları dışarı atması talimatını verdi.

Müdahillik taleplerinin duruşma tutanağına dahi geçirilmediğini belirten Kavili “Başka bir konuda karar vermek için ara verdiniz. Biz müdahillik talebinde bile bulunamadık. Avukatların talepte bulunmasını engelliyorsunuz. Bu durumun tutanağa geçirilmesini istiyoruz’’ dedi.

Ömer Kavili’nin talebi üzerine Baro temsilcileri adliyeye çağrıldı ve tutanak tutturuldu.

Okey’in kimlik bilgileri son kez beklenecek

4 yıldır Okey’in kimlik bilgilerinin Nijerya’dan beklenmesi yüzünden tıkanan davada, bilgiler bir sonraki celsede de gelmezse davanın mevcut duruma göre ilerlemesine karar verildi.

14 Şubat 2008 tarihinde yapılan ilk duruşmadan bu yana Festus Okey’in kimliği “açıklığa” kavuşturulmaya çalışılıyor. Duruşmalar kimlik tespitinin yapılabilmesi için sürekli erteleniyor. Oysa ki bu davada önemli olan polis tarafından birinin öldürülmesi, bu noktada ölenin kimliği değil polis tarafından işlenen cinayet baz alınmalı. Davanın gündemden düşürülmesi ve davanın takipçilerinin yıldırılması için bu oyun 4 yıldır sürdürülüyor.

Göçmen Dayanışma Ağı da adliye önünde basın açıklaması yaptı. Kendilerinin 4 Kasım 2010’dan beri davayı takip ettiklerini belirterek son üç duruşmada toplam 115 kişinin bireysel olarak müdahillik dilekçesi verdiği bilgisini paylaştı.

 

 

Hopa tutuklularına özel muamele

Erdoğan’ın 31 Mayıs günü Hopa’da düzenlediği seçim mitingini protesto ettikleri için tutuklananların avukatları ve aileleri 9 Temmuz günü basın toplantısı gerçekleştirdi. Toplantıda Hopa tutuklularına ‘özel muamele’ yapıldığı söylendi.

Hopa Belediye Konferans Salonu’nda yapılan toplantıda avukatlar hazırladıkları raporu açıkladılar.

Açıklamada gözaltılar ile başlayan kötü muamelenin Hopa tutuklularının götürüldüğü Erzurum cezaevinde devam ettiğine dikkat çekildi. Bununla beraber bir aydan daha fazla zaman geçmesine rağmen soruşturmanın sonlandırılmadığı, dava dosyası üzerindeki ‘gizlilik’ kararının kaldırılmadığı ifade edildi.

Cezaevinde işkence

Avukat Meriç Eyüboğlu, 12 tutuklunun bir arada kalma taleplerinin de bugüne kadar karşılanmadığını ifade etti. 4 tutuklunun götürüldükleri Erzurum E Tipi Cezaevi’nde fareler ve fare pisliği bulunan yerlerde tutulduğunu sözlerine ekleyen Eyüboğlu, 8 tutuklunun günde sadece 1 saat havalandırmaya çıkarıldıklarını ifade etti.

Hopa tutuklularına ‘özel muamele’ yapıldığını vurgulayarak şunları söyledi: “Ali Aksu, bir arkadaşının parmak izi alınırken yaşanan tartışmaya müdahil olması üzerine kamerası olmayan bir odaya götürülmüş ve 10-15 kişi olduklarını tahmin ettiği koruma memuru tarafından, kaba dayağa maruz kalmıştır. Bu işkenceye varan kötü muamele müvekkilin kafasına ve özellikle de sırt bölgesine tekme ve tokat vurularak gerçekleştirilmiştir”

İletişim hakkı gasbediliyor

Erzurum’a gelmediği gerekçesiyle Birgün ve Gündem gazetelerinin müvekkillerine verilmediği belirterek şunları söyledi:“Tutuklu müvekkillerin yazdıkları mektupların postalanması, onlara gönderilen kart ve mektupların iletilmemesi meselesi de bir diğer problemdir. Keza müvekkillerin tamamı gönderilen kitapların verilmemesinden şikayetçidir. Öyle ki Şaban Kotil öğrencisi olduğu Anadolu Üniversitesi Açıköğretim Fakültesi’ne ait ders kitaplarını bile bir haftadır teslim alamamıştır” dedi.