16 Mayıs 2008 Sayı: SİKB 2008/20

  Kızıl Bayrak'tan
  Sınıf mücadelesinin yeni dönemi...
   İMF programlarına karşı mücadeleye!
“İstihdam paketi” mecliste...
ATO’nun araştırmasının çarpıcı sonuçları...
Ölüm kampı: Tuzla tersaneler cehennemi!
Patronlar sarayda, işçiler mezarda!
  Kayseri İşçi Kurultayı’na hazırlanıyoruz!
  3. Çiğli İşçi Kurultayı başarıyla gerçekleşti!
  İşçi ve emekçi hareketinden...
  Devrimci 1 Mayıs Platformu’nun 2008 1 Mayıs deklarasyonu:
  Devrimci yayınlar 1 Mayıs’ı değerlendiriyor...
  İP/TGB provokasyonu boşa düşürüldü!
  Mayıs’tan Haziran’a katliam ve direniş....
  Taksim 1 Mayısı üzerine...
  Dünyadan...
  Piyasalaşan eğitime karşı mücadeleye!
  TC ve Güney ilişkilerinde yeni durum
M. Can Yüce
  Mücadele Postası.
Bu sayının PDF formatını download etmek için tıklayın

 

İMF ile “program sonrası izleme” süreci başladı...

İMF programlarına karşı mücadeleye!

Geçtiğimiz aylarda sermaye medyasında, sermaye hükümetinin İMF ile yeni bir anlaşma yapmayacağına dair haberlerden geçilmiyordu. Bu haberlerin söylenti olduğu tüm çıplaklığıyla ortaya çıktı.

İMF’nin dayattığı ekonomik ve sosyal saldırıların adı olan “19. stand-by anlaşması” Ocak 2005’te imzalanmıştı. 11 Mayıs günü 19. stand-by tamamlandı. İMF İcra Direktörleri Kurulu, 3 milyar 644 milyon dolar tutarında kredi içeren yedinci gözden geçirmeyi onayladı. Böylece “program sonrası izleme” sürecine geçildi.

Anlaşmanın tamamlanması, İMF’ye verilen sözlerin bittiği anlamına gelmiyor. Tam tersine, “izleme” süreci içinde İMF direktiflerini vermeye, sermaye hükümeti de direktifler doğrultusunda görevini yerine getirmeye devam edecek. Bu çerçevede daha şimdiden yeni İMF programı uygulamaya sokuldu.

“Program sonrası izleme” çerçevesinde İMF, sosyal yıkım programının içeriğine ilişkin olarak sermaye hükümetinin tüm uygulamalarını denetlemeye devam edecek. Zira İMF’ye çok önemli sözler verildi. İşçi ve emekçilerin ekonomik ve sosyal yıkımını daha da derinleştirecek “program sonrası izleme” süreci birçok yeni saldırıyı içinde barındırıyor.

Bütçe harcamaları kısılacak, borçları ödemek için gelirler artırılacak!

Harcamaları kısmak için personel alımının en alt düzeye çekilmesi hedefleniyor. Sefalet ücretiyle çalıştırma dayatması devam edecek. Özelleştirme saldırıları sürecek. Elektriğe zam otomatiğe bağlanacak. Kısacası İMF’nin direktifleri doğrultusunda ekonomik-sosyal yıkım saldırıları hızından hiçbir şey kaybetmeyecek.

İMF’ye sunulan niyet mektubunda şunlar söyleniyor:

“Ayakta tedavi hizmetlerinden, hizmet basamağına göre artan oranlarda farklılaştırılmış katkı payı alınmasına ilişkin duyuru yakın zamanda yapılacaktır. Katkı payları birinci basamak sağlık hizmetleri için 0 ila 2 YTL aralığında, ikinci basamak sağlık hizmetleri için 5 ila 10 YTL aralığında ve üçüncü basamak sağlık hizmetleri için de 8 ila 10 YTL aralığında olacaktır. Sevk alınması halinde, ikinci ve üçüncü basamak sağlık hizmetlerinden alınan katkı paylarına yüzde 100 oranında iskonto uygulanacaktır.”

Niyet mektubunda yer alan bu ifadeler, sağlık alanında yürütülen soygun politikasının sürdürüleceğini anlatıyor. Bütçe harcamaları içinde sağlık harcamalarının azaltılması için SSGSS Yasası bir an önce uygulamaya sokulacak.

Bir başka saldırı konusu emekli maaşları. Sermaye hükümeti bu yönde atacağı adımları da niyet mektubunda şöyle dile getiriyor: “Yeni yasanın yürürlüğe girmesi öncesinde, emekli maaşlarında yapılacak ayarlamaların yeni Kanunda yer alan endeksleme katsayılarının öngördüğü artış oranlarını aşmaması temin edilecektir.”

Zamlar ve özelleştirmeler devam edecek!

Sermaye hükümeti İMF’nin taleplerinin harfiyen yerine getirilmesi için ek kaynak paketini daha şimdiden hazırlamış bulunuyor. Ek kaynak paketinin her bir maddesi işçi ve emekçilerin yaşamını daha da çekilmez hale getirecek önlemlerden oluşuyor.

Niyet mektubunda işçi ve emekçilere yönelik zam saldırısı ayrıntılı olarak tanımlanıyor. Örneğin 1 Temmuz 2008’den itibaren elektrik zamları otomatiğe bağlanacak. Elektrik kayıp ve kaçaklarından doğan maliyetin faturası işçi ve emekçilere çıkarılacak: “Belediyelerin sokak aydınlatması dahil gecikmiş borçlarının çözümlenmesine ve elektrik sektörünün mali performansı üzerinde önemli olumsuz etkisi olan teknik kayıp ve kaçakların azaltılmasına yönelik detaylı bir eylem planı üzerindeki çalışmalar sürmektedir”

Ayrıca özelleştirmelere de aynı hızla devam edileceğinin altı çiziliyor.


İMF programlarının yarattığı sonuçlar…

Türkiye İMF’ye 1947 yılında üye oldu. İMF’yle ilk stand-by anlaşmasını 1961 yılında imzaladı, bugüne kadar toplam 19 stand-by anlaşması yaptı.

İMF ile yapılan stand-by anlaşması ile geçirilen son 8 yılda iç borçlar yüzde 365, dış borçlar ise yüzde 107 oranında arttı. Toplam iç ve dış borç yüzde 181.9 oranında artış gösterdi. Son 8 yıl içinde dış ticaret açığı yüzde 410’a ulaştı.

1999 yılı sonunda Türkiye’nin 42 milyar dolar düzeyinde bir iç borç stoku bulunuyordu. İMF gözetiminde geçen yaklaşık 7.5 yıllık süreçte iç borç stoku 153 milyar dolar artarak 195.4 milyar dolara kadar yükseldi. Milli gelirin yüzde 121 oranında arttığı bu dönemde iç borç stokundaki artış ise yüzde 365.2‘ye ulaştı. 1999 yılında yüzde 22,7 olan “iç borç stokunun milli gelire oranı” 2006 yılı sonunda yüzde 44,8 oldu. Türkiye’nin 1999 yılında toplam 103,1 milyar dolarlık dış borcu bulunuyordu. İMF ile program uygulanan dönemde dış borç yüzde 107 oranında artarak 213,4 milyar dolara (Mart 2007) kadar çıktı.

İşçi ve emekçilere yönelik İMF patentli saldırı programlarının gerisinde emperyalizmin ve işbirlikçi tekelci burjuvazinin ihtiyaçları ve çıkarları yatıyor. Tüm sermaye hükümetleri bu saldırı programlarını uygulamakla yükümlüler. Bu çıplak gerçek orta yerde durduğu halde, sendika bürokratları son eylemlerde ısrarla hükümetin istifası konusunu işliyorlar, hükümet istifa ederse saldırıların sona ereceği gibi bir hava yaratmaya çalışıyorlar. Böylece, işçi ve emekçilerin bilincini karartıyor, onlara yanlış hedef gösteriyorlar.

Sınıf devrimcileri “program sonrası izleme” süreci adı altında yürütülecek saldırı programlarını anti-emperyalist mücadeleyi güçlendirmek için bir olanak olarak kullanacaklar. Sınıfın ve emekçilerin tepkisinin “Hükümet istifa!” hedefi üzerinden saptırılmasına karşı çıkacaklar, “Emperyalistlerle imzalanmış bütün anlaşmalar iptal edilsin!”, “Dış borçlar geçersiz sayılsın!” istemlerini yükseltecekler, “Emperyalist sömürü ve yıkım politikalarının faturasını ödemiyoruz!” şiarıyla sosyal yıkım programlarına karşı mücadeleyi örgütleyecekler.

 

Eskişehir’de saldırılara öfke!

Eskişehir’de 9 Mayıs günü, 1 Mayıs’ta yaşanan devlet terörü ve faşist saldırılarla ilgili bir basın açıklaması gerçekleştirildi. BDSP, EHP, EMEP, Eskişehir Gençlik Derneği, DGH, DPG, SDP, SGD, ODAK, TKP ve İHD’nin örgütlediği, Öğrenci Kolektifleri ve ÖDP gençliğinin de destek verdiği eylem, Kızılay İş Merkezi önünden Adalar Migros önüne yapılan bir yürüyüşle başladı.

Adalar Migros önünde gerçekleştirilen basın açıklamasında, yıllardır işçi ve emekçilerin haklı mücadelesini bastırmaya çalışanların 2008 1 Mayısı’nda da ülkenin çeşitli yerlerinde terör estirdiği, Taksim’de işçi ve emekçilere, emekten yana olanlara gaz bombalarıyla, coplarla, plastik mermilerle saldırdığı ve bunun emekçilere olan tahammülsüzlüğün bir göstergesi olduğu dile getirildi.

Ankara ve Adana’da polisin pervasızca saldırdığına vurgu yapılarak, polis destekli sivil faşistlerin Eskişehir’de de 26 Nisan’da bir kişiye ve 1 Mayıs akşamı ise iki kişiye sopalarla saldırdığı belirtildi. Saldırılara karşı mücadele kararlılığı dile getirildi.

“Devlet terörü ve faşist saldırılar bizi yıldıramaz!” pankartının açıldığı eyleme 140 kişi katıldı.

Kızıl Bayrak / Eskişehir