İçindekiler:

15 Ekim 2024
Sayı: KB 2024/17

Köhnemiş düzene karşı mücadeleye!
Kokuşmuş düzenin "normalleşme" seremonileri
"Siyaseten" edilen sözler.
Çürümenin panzehri örgütlü mücadeledir!
Rejim Suriye ile barışmak mı istiyor?
İktidar soygun planını şimdilik "geri çekti"
Yeni anayasa tartışmaları ve gerçekler!
"Helal sertifikası" ve açlık düzeni
Barbarlığa "sol kılıkla" hizmet etmek
Filistin için eylemler
DEV TEKSTİL GMYK sonuç metni
İktidar İşsizlik Fonu'nu yağmalıyor
İşçi sınıfına karşı "Haçlı seferleri"
Barbarlığa karşı halkların direnişi
"Filistin halkı adeta küllerinden doğuyor!"
Siyonist saldırganlığın stratejik hedefi
Çete barbarlığını Beyrut'ta sergiliyor
Kapitalist barbarlık ve çıkış yolu
Suçun olağanlaştırılması
Yurtdışında merkezi geceye çağrı
"Ukrayna sevenler kulübü" çatırdıyor mu?
Gençlik kadın cinayetlerine karşı ayakta
Bu sayının PDF formatını download etmek için tıklayın

 

 

İktidar bir kez daha İşsizlik Fonu’nu yağmalıyor

 

Sermaye iktidarı işçi ve emekçilere dönük saldırılarını her geçen gün yoğunlaştırırken, aynı zamanda kazanılmış hakları da tırpanlıyor. Bunun bir yönünü ise yıllardır İşsizlik Fonu’nun yağmalanması oluşturuyor. Yasalara göre belli bir zaman diliminde çalışmış ancak işsiz kalmış bir işçi işsizlik parası alma hakkı kazanırken, alacağı ücretin kaynağı olan fon AKP-MHP rejimi tarafından yağmalanıyor ve kapitalistlere peşkeş çekiliyor.

Sayıştay raporuyla da tescillenen bu yağmada işsizlik fonunda biriken para kamu kurumlarının kasasına aktarılıyor. Kurumlar, şirketlerden aldıkları asgari ücret destek primlerini ise fona aktarmıyor. Böylelikle kurumlar, teşvik almama bahanesiyle işsizlik fonunun gaspına devam ediyorlar. Her yıl yaşanan bu gasp Sayıştay raporlarıyla ortaya çıkarken, 2022 yılına ait raporda ise “olumsuz faaliyet” sonucu fonda milyarlarca liralık açık olduğu belirtiliyor. Kısacası işsiz kalan işçilere ayrılması gereken işsizlik fonu kaynakları, her yıl kurumların kasasına aktarılarak ya da kapitalistlere peşkeş çekilerek yağmalanıyor.

Elbette saray rejiminin işçi ve emekçilere karşı tutumu, yalnızca fonun yağmalanmasından ibaret değil. Bu sömürünün yalnızca bir biçimidir. Çalışma koşullarının ağırlaşması, sendikal hakların sermaye-devlet işbirliği ile yok sayılması ve işçilerin açlık ve sefalet ücretlerine mahkum edilmesi, sömürüyü daha fazla katmerli hale getirmektedir. İşsizlik Fonu’nun yağmalanması ise çarkın bir parçası olarak, işçinin işsiz kalma kaygılarını daha da yükseltiyor. Fonun yağmalanmasıyla birlikte, zaten kurumlara “teşvik” adı altında transfer edilen gelir, işçinin vergisine yansımakta ancak işsiz kaldığında iktidarın bu oyunlarından ötürü işsizlik parasını alamamaktadır.

İşçi ve emekçiler için insanca çalışma ve yaşam koşulları örgütlü mücadele ile paralel ilerler. Durgun dönemlerde kazanılmış haklar sermaye ve iktidar tarafından parça parça geri alınır. Buna yanıt üretilmemesi ise yarın daha fazla kayıpların olacağının habercisidir. Bu nedenle işçi ve emekçiler açısından çözümün yolu güçlerini birleştirmek ve bu güce dayanarak fabrika işgalleri, grevler ve direnişler örgütlenmekten geçmektedir.

S. Sancar

 

 

Polonez işçilerinden boykot çağrısı

 

Sendikalaştıkları için işten atılan Polonez işçileri, direnişlerinin 89. gününde bugün (15 Ekim) pek çok yerde gerçekleştirdikleri basın açıklamasında Polonez ürünlerini boykot etme çağrısı yaptı.

Cevahir AVM önünde gerçekleştirdikleri basın açıklaması öncesinde direnişçi işçiler desteğe gelenlerle birlikte halaylar çekti. Ardından basın açıklaması gerçekleştirildi. Açıklamada “Ürdünlü Polonez şirketi sendikaya üye olduğu için işten attığı 146 işçiyi geri alana kadar Polonez’e boykot!” pankartı açıldı. İlk olarak Tekgıda-İş örgütlenme uzmanı Yunus Durdu söz aldı. Durdu, Ürdünlü patronun yasa-kural tanımadan işçilerin hakkını gasp ettiğini söyledi. Herkesi Polonez işçileri ile dayanışmayı büyütmeye davet etti. Türk-İş İstanbul 1. Bölge Temsilcisi Halil Faki Erdal konuştu. Erdal, direnişçi işçilerle dayanışma çağrısı yaptı.

Basın açıklamasını Tekgıda-İş başkan yardımcısı Erol Köse okudu. Açıklamada Polonez patronunun sendika düşmanı tutumları teşhir edildi. Mücadele kararlılığı vurgulandı, Polonez ürünlerine boykot çağrısı yapıldı. Basın açıklamasında Polonez’i boykot çağrısını tüm market önlerine taşıma çağrısı yapıldı. Ayrıca Türk-İş’in 20 Ekim’de Ankara’da gerçekleştireceği mitingin duyurusu yapıldı. Miting sonrasında Polonez işçilerinin Çatalca Adliyesi önünden başlayıp Ankara’ya “Anayasal hak yürüyüşü” gerçekleştireceği söylendi. Açıklama hep birlikte çekilen halaylarla sonlandırıldı. 

Eyleme aralarında İEKK, BDSP, İşçi Emekçi Mitingi bileşenlerinin de olduğu pek çok kurum, siyasi parti destek verdi.

Marmara Park AVM önünde basın açıklaması 

Polenez işçileri Beylikdüzü Marmara Park AVM önünde basın açıklaması gerçekleştirdi. BDSP’nin aralarında olduğu pek çok kurum ve Perfetti işçileri ile As Plastik işçileri de basın açıklamasına katıldı. 

Açıklamada Polonez fabrikasında yaşanılan sendika düşmanlığına dikkat çekilirken, bu saldırılar ne kadar sürerse sürsün, atılan 146 işçi geri alınana dek mücadeleye devam edileceğinin vurgusu yapıldı. Ayrıca, Polonez işçilerinden yana olan herkesi, Polonez ürünlerini boykot etmeye çağırdı.

Açıklamada sık sık “Polonez işçisi yalnız değildir”, “Sendika haktır engellenemez”, “Bu daha başlangıç mücadeleye devam” sloganları atıldı. Eylem dayanışma çağrısı ile sona erdi.

Kızıl Bayrak / İstanbul