İçindekiler:

13 Aralık 2021
Sayı: KB 2021/Özel-44

Mücadele ve devrimci sınıf ekseni
Erdoğan’ın Çin modeli
CHP mitingi ve sokak eylemleri
TL Avrupa’yı etkiler mi korkusu
İşçi sınıfı sahte vaatlere kanmamalı!
İzmir’de coşkulu eylem!
DİSK Tekstil ihanetlerine devam...
DİSK’ten “Geçinmek istiyoruz” mitingi
“İnsanca ücret” için mücadele çağrıları
‘49’lar Davası ve Kürt hareketinde yeni bir eğilimin doğuşu - Baki Duman
“Garibe Gezer isyanımızdır!”
Fransa sömürgelerinde isyan
İtalya’da bütçeye karşı grev çağrısı
Dünyadan grev ve eylemler
Biden ile Putin arasında video görüşmesi
Pekin’deki olimpiyatlara boykot kararları
Erdal Eren ölümsüzdür!
Okul öncesi eğitim dinci gericiliğe teslim
Bu sayının PDF formatını download etmek için tıklayın

 

 

İtalya’da 2022 bütçesine karşı grev çağrısı

 

Mario Draghi hükümetinin parlamentoya sunduğu 2022 yılı bütçesine karşı İtalya’nın üç büyük sendika Konfederasyonu’ndan ikisi, Confederazione Generale Italiana del Lavoro (CGIL) ile Unione Italiana del Lavoro (UIL) 16 Aralık Çarşamba günü için sekiz saatlik grev çağrısında bulundu. Konuyla ilgili açıklamada “tatmin edici olmayan ve ücretlilere yeterli fon sağlamayan 2022 bütçesinin protesto edileceği” belirtildi. İtalya sol basınında yer alan haberlere göre ise, Konfederasyonlar grev çağrısı yapsa da, grev için hazırlık yapmıyor ama Draghi hükümetiyle bütçede sendikaların kabul edebileceği bir çözüm bulmak için görüşmelerini sürdürüyorlar. Oysa AB tarafından işçi düşmanı gerici reformlara zorlanan Draghi hükümetinin manevra alanın daraldığı belirtiliyor.

Geçen hafta araştırma enstitüsü Censis’in yayınladığı araştırma sonuçları İtalya’da ‘yoksullukta artış eğitim kalitesinde düşüş’ olduğunu kayıt altına almış ve ülkenin demografik yapısındaki geriye gidişi ortaya koymuştu. Örneğin, çalışanların üçte biri en fazla ortaokul diplomasına sahipken, İtalyanların çoğunluğu ise (yüzde 56,4) pandemi sonrasında bozulan ekonomik durumlarının düzeleceğine inanmıyor. Yüzde 28,4’ü kesim ise durumun daha da kötüleşmesini bekliyor. Yoksulluk nedeniyle birçok ailenin çocuk yapmaktan vazgeçmesi sebebiyle 2015-2020 yılları arasında İtalya’da doğurganlık oranında yüzde 16,8’lik bir düşüş olduğu belirtildi.

Yaygınlaşan yoksulluk kötüleşen eğitim, gerileyen sağlık hizmetleri, düşük ücret dayatmaları gibi saldırılar İtalya işçi sınıfının direnme ve mücadele dinamiklerini mayalıyor. Geçen Cumartesi günü İtalya’nın 23 şehrinde sendikaların taban örgütlerinin düzenlediği protestolarda, 16 Aralık’ta yapılması planlanan “Draghi Gününe Hayır” grevine katılma çağrısı yapıldı. Sol basın, CGIL Genel Sekreteri Landini’nin grev kararı almasını, “sendikaların alanları taban örgütlerine bırakmak istemediği” şeklinde yorumluyor. Taban örgütlerinin birleşik güçlerinin sendika yönetimlerinden bağımsız olarak gerçekleştirdikleri “Draghi Gününe Hayır” eylemlerine on binlerce kişinin katılması sendika bürokratlarını da rahatsız etmişti.

Draghi’nin çabalarını olumlu gördüğünü belirten, CGIL Genel Sekreteri Maurizio Landini, ancak vergiler, emekli maaşları, okullar, sanayi politikası ve yoksulluğun azaltılmasıyla ilgili önlemlerin eşit düzeyde olmadığını vurgulayarak da eleştirmişti. UIL Genel Sekreteri Pierpaolo Bombardieri, Maurizio Landini’nin yorumlarına katıldığını belirtirken, ülkenin üçüncü büyük Konfederasyonu olan Confederazione Italiana Sindacati Lavoratori’nin (CISL) genel sekreteri Luigi Sbarra ise, “genel grev başlatmanın ve çatışmayı radikalleştirmenin yanlış” olduğunu iddia ederek, “diyalog, uyum ve sorumluluk” üzerine odaklanması gerektiğini söyledi.

Sosyal demokrat Partito Demokrato’nun (PD) yönetim kurulu üyesi Enrico Borghi, yapılan grev çağrısının “nesnel olarak abartılı bir karar” olduğunu iddia ederek kınarken, PD Senatörü Stefano Collina ise CISL sendikasının “greve katılmamakla iyi yaptığını” söyledi.

Taban örgütlerinin kararıyla yapılan eylemeler sendika bürokratlarını grev çağrısı yapmak zorunda bıraktı. Ancak görünen o ki, konfederasyonların derdi kazanımlar için hükümeti basınç altına almaktan çok taban örgütlülüğüne dayalı mücadelenin önünü kesmektir. Grev kararı alıp ardından Hükümetle görüşmelere yoğunlaşmaları bunu gösteriyor. Görünen o ki işçiler, bürokratların oyununa gelmeyip mücadeleyi yükseltirlerse taleplerini hükümete kabul ettirebilirler.

 

 

 

 

 

Hindistan’da çiftçiler kazandı

 

Hindistan’da onbinlerce çiftçi bir seneye yakındır sürdürdükleri direnişlerini kazanımla noktaladı. Çiftçiler, Kasım 2020’de, hükümetin tarım piyasasını liberalleştirmeye yönelik yasa paketini kabul etmesi üzererine protestolara başlamıştı. Başkent Yeni Delhi çevresinde kamp kurarak protestolarını sürdüren çiftçiler bir yıldır kampı terk etmeyerek çadırlarda direniyordu.

Faşist hükümetin tüm tehdit ve saldırılarına, gözaltılarına rağmen, çiftçiler yasa geri alınana değin bulundukları yeri terk etmeyeceklerini döne döne dile getirdiler ve eylemleriyle gösterdiler.

Hindistan parlamentosu kırıp dağıtamadığı direniş karşısında havlu atmak zorunda kalmış, yakınlaşan seçimlerin de basıncıyla, geçtiğimiz günlerde Kasım ayı sonunda değişikliği askıya aldığını açıklamıştı.

Bunun ardından çiftçi dernekleri perşembe  günü yaptıkları açıklamayla direnişlerini sonlandırdıklarını duyurdu. Hariya ve Delhi eyaletleri arasındaki sınırda olduğu gibi birçok bölgede çiftçiler 9 Aralık Perşembe günü faşist Modi hükümetine karşı kazandıkları zaferi kutladılar.

 

 

 

 

 

Endonezya’da asgari ücret grev ve mitingleri

 

Türkiye gibi Endonozya’da da asgari ücret her yılın sonunda yeniden belirleniyor. 2022 yılı için asgari ücret görüşmeleri sürerken Endonezya’da sendikalar ilan ettikleri eylem haftası çerçevesinde yüksek asgari ücret için eylem çağrısında bulundular.

Yapılan çağrıya bağlı olarak Pazartesi günü Makassar ve Medan’da grevler gerçekleştirildi. Tangerang sanayi bölgesinde ise binlerce işçinin yer aldığı göster gerçekleştirildi.

Çarşamba günü de Jakarta’da 10.000’den fazla katılımcıyla büyük bir miting yapıldı. Surabaya, Cirebon, Batam, Bekasi ve Medan sanayi merkezlerinde çok sayıda protesto eylemleri yapıldı. En büyük etkinliklerden biri de binlerce işçinin katılımıyla Tangerang sanayi bölgesinde gerçekleşti.