İçindekiler:

15 Kasım 2021
Sayı: KB 2021/Özel-40

Sınıfsal müdahale ve sınıf mücadelesi
2022 Bütçesi
Sermayeye hizmet, emekçilere riyakarlık!
Mafyatik iktidara karşı mücadeleye!
Çetecilere tahliye, tutsaklara Nazi kampı!
Yılgınlık yok, direniş var!
MİB: Birliğini kur, inisiyatif al, harekete geç!
Düzenin açmazları ve işçi sınıfının birliği
Birleşik mücadele ve İşçi-Emekçi Mitingi
Cumhuriyetçi hurafe ve işçi sınıfı - H. Fırat
Emperyalist haydutların demokrasi zirvesi
“Kapitalizm gezegeni ve insanlığı öldürüyor!”
Dünyanın ikinci büyük buzulu hızla eriyor
Açlık ve yoksulluğun kaynağı kapitalizm
İEKK: Şiddet üreten sömürü düzenine karşı mücadeleye!
DGB: 25 Kasım’da mücadeleye!
Eğitim hakkı aleni bir şekilde gasp ediliyor
Bu sayının PDF formatını download etmek için tıklayın

 

 

Eli kanlı çetecilere tahliye,
hasta tutsaklara Nazi kampı

 

Hapiste 38 yılını dolduran Ali Osman Köse, kanser hastası olmasına rağmen tahliye edilmiyor. Son olarak Tekirdağ F Tipi Hapishanesi’nde tutulan ve pek çok hastalığı bulunan Köse için avukatların infaz durdurma ve tahliye talebi 13 Ekim’de bir kez daha reddedildi. Tutuklu ve Hükümlü Aileleri ile Dayanışma Derneği (TAYAD) konuyla ilgiyle sorularımızı yanıtladı.

 

- Ali Osman Köse’nin böbreğinde 9 santimlik bir kist bulundu ve ameliyat edildi. Ali Osman Köse Adli Tıp Kurumu’na (ATK) gittiğinde hapiste kalabilir raporu verildi. Ameliyat olduktan sonra, Ali Osman Köse’ye asgari bir tedavi uygulandı mı?

Öncelikle belirtelim ki Ali Osman Köse 65 yaşında ve 38 yıldır tutsak. 38 yılın 20 yılından fazlasını tek kişilik tecrit hücrelerinde geçirdi. Zaten bu hücreler sağlıklı bir insanın bile sağlığının hızla bozulacağı koşullara göre yapılmış, dizayn edilmiştir.

Ali Osman Köse 31 Mayıs 2020’de ameliyat oldu. 9 cm’lik kanser kisti taşıyan sol böbreği ağır bir ameliyatla alındı. Ali Osman Köse’nin ameliyat edilmesi süreci oldukça büyük mücadeleler sonucunda gerçekleşebildi. Çünkü Ali Osman Köse devrimci bir hasta tutsak ve AKP faşizminin devrimci hasta tutsaklara karşı uygulanan bir işkence politikası var. Bunun somut örneği Ali Osman Köse’dir. 2020’nin Haziran ayında Ali Osman Köse; Ebru Timtik ve Aytaç Ünsal’ın adil yargılanma talebiyle yaptıkları ölüm orucuna verdiği bir aylık açlık grevi desteği sonucu derin rahatsızlıklar yaşadı. Bu süreç içinde defalarca hastaneye gidip gelmiş olmasına rağmen kanser olduğu gerçeği arkadaşlarından, ailesinden ve avukatlarından gizlendi. Doktorlar, böyle bir kanser türünün bu seviyeye gelebilmesi için 2 ile 4 yıl arası bir zamanın geçmesi gerektiğini söylüyorlar. Kanser olduğu gerçeği avukatlarının, raporları araştırıp incelemesi ile ortaya çıktı. Bu, başta bahsettiğimiz keyfiliği ve katletme politikasını açıkça ortaya koymaktadır.

Kampanya sonucu ameliyat olduktan sonra da asgari bir tedavi süreci uygulanmadı. Ameliyat olur olmaz hastanede yatağa kelepçelendi. Bir hafta sonra -böyle bir ameliyat sonucu tıbbi tedavi süreci tamamlanmadan- hapishaneye geri gönderildi. Bu tıp ahlakına, doktorluk etiğine aykırıdır! Kim yapıyor oluyorsa olsun suçtur!

F Tipi mantığında içerde iyileşme imkânı yok

-Hapishanelerde toplam olarak sağlığa erişim hakkı engelleniyor. Tutsaklar adeta ölüme terk edilerek, alenen sessiz bir katliam süreci işletiliyor. Ali Osman Köse şahsında sağlığa erişim hakkı ne şekilde engellenmiştir?

Ali Osman Köse’nin tedavi süreci yukarıda da özetlediğimiz gibi keyfiliklerle engelleniyor. Raporlarla tespit edilmiş pek çok hastalığının olması sonucu kendi ihtiyaçlarını karşılayamıyor, 5 metrelik bir mesafeyi yardım almaksızın yürüyemiyor. Tekirdağ ATK buna rağmen “Hapishanede tek başına kalabilir” raporu verebiliyor. Ali Osman Köse’yi görmesi gereken 10 doktordan sadece 2’si görüyor. Onkoloji doktorunun görmediği, böyle bir hastanın raporunun bu şekilde yazılması keyfiliğin boyutlarını ortaya koyuyor.

-Sağlığa erişim hakkı engellenmese bile Ali Osman Köse’nin hapiste iyileşebilme koşulu var mı? Dışarıda olmasının tedavi konusunda avantajları nelerdir?

Hayır, hapiste iyileşebilme koşulu yoktur. Çünkü bu F tipi mantığına aykırıdır. Keyfilikler ve hak gaspları bunun üzerine eklendiğinde, siz her gün doktora götürülüp getirilseniz bile bu bir işkenceye dönüşür ve sağlığınız kesinlikle daha da bozulur. Yasalardan kaynaklı hasta tutsakların infazının durdurulması hakları vardır. Beyin damarı genişlemesi, kronik kalp yetmezliği, denge kaybı sorunu ve daha pek çok sorununun yanı sıra Ali Osman Köse aynı zamanda kanser hastasıdır da. Dışarıda olması her an kontrol altında bulunması zorunluluğundan kaynaklanmaktadır. Bu nedenle tahliyesi şarttır.

19 yılda 4 bine yakın hasta tutsak katledilmiştir

-Ali Osman Köse’nin rahatsızlıkları şu şekilde sıralanabilir: Yüksek tansiyon, kronik kalp yetmezliği, beyin kanaması riski, kısmi felç, kanamalı hemoroid, işitme kaybı, denge sorunu-yürüyememek, bel ve boyun ağrıları, kas ve kemik rahatsızlıkları.

Köse’nin böbreklerindeki kanser hastalığı dışında bu rahatsızlıkları var. Bu nedenle, yoldaşları ailesi ve avukatları ATK’ya başvurularda bulundular ve her seferinde olumsuz sonuç aldılar. Meşruluktan yoksun, siyasi ve hukuksuz kararların ortadan kaldırılması için başka neler yapılmalı?

Ali Osman Köse’nin hastalıklarını siz yukarıda saydınız. Kanser olmamış olsa bile bu rahatsızlıklar tahliye edilmesi için yeterlidir. Biz tahliye edilmesi için bir kampanya sürdürüyoruz. Her çarşamba Çağlayan Adliyesi önünde saat 12.00’da basın açıklamamız oluyor. Afişlerle, stickerlarla, duvar yazılamarıyla, pankartlarla da Ali Osman Köse’nin sesini her yere taşımaya çalışıyoruz. Basını arıyoruz, onlardan da duyarlı olmalarını istiyoruz. Yani bir kampanya süreci yürüyor. Ameliyat olması da bu kampanyanın bir kazanımı. Ama yeterli değil. Biz tahliye olmasını istiyoruz. Pek çok şey yapılabilir; paneller, toplantılar düzenlenebilir. Basın bu konuyu gündemde tutabilir. Her çarşamba yaptığımız basın açıklamasını ısrarla haberleştirmeli çünkü biz o alana ısrarla çıkıyoruz.

Hasta tutsaklar sorunu sadece Ali Osman Köse sorunu değildir. AKP faşizmi iktidarı boyunca 4 bine yakın hasta tutsak katledilmiştir. Buna yenilerinin eklenmemesi için mücadele etmek gerekir. AKP faşizmi kendisine yakın gördüğü mafya bozuntularından eli kanlı çetecilere herkesi tahliye ederken devrimci tutsakları Nazi kampları haline getirdiği hapishanelerde katletmeyi düşünüyor. Mücadele edersek buna engel olacağımızı biliyoruz. Birlikte olup mücadele ettiğimizde hasta tutsakları faşizmin elinden aldık, şimdi de alabiliriz. Biz TAYAD’lı aileler devrimci tutsakların özgürlüğü için kendi özgürlüğümüzden vazgeçebileceğimizi gösterdik. Bu kampanya sürecimizde Karip Polat, Bengisu Demirel, Orhan Şahin tutuklandı. Hasta tutsaklara özgürlük istemek suç değildir. Suç, hasta tutsakları hapishanelerde katletmektir.

-ATK’nın ardından Tekirdağ Şehir Hastanesi bile Ali Osman Köse’nin hapiste kalabileceği yönünde rapor verdi. Ayakta durmakta bile zorlanan birine tek başına yaşamını idame ettirebilir diyorlar. ATK raporuyla birlikte düşünüldüğünde, bu kararların tıbbi değil siyasi olduğu, doktor önlüğü giyenlerin gerçekte iktidarın emir eri olduğu çok net anlaşılıyor. Ali Osman Köse’nin (İstanbul Tabip Odası ya da TTB’nin oluşturacağı) bağımsız bir hekim heyeti tarafından muayene edilmesi talep edildi mi? Edildiyse eğer buna izin verilmediği anlaşılıyor. Peki izin vermeme gerekçeleri olarak ne gösterildi?

Evet, biz bunu talep ettik. Avukatları defalarca Anayasa Mahkemesine, İnfaz Hakimliğine başvuruda bulundular. Anayasa Mahkemesi “Tedaviye erişim imkânı vardır” deyip bu talebimizi reddetti.

Her çarşamba Çağlayan Adliyesi’ndeyiz!

-Son olarak, hapishanedeki hasta tutsaklardan biri olan Ali Osman Köse’nin serbest kalması için dışarıda neler yapılmalı?

Diğer soru içerisinde de cevaplamıştık. Tekrar etmiş olalım. Bir kampanya sürüyor ve bu kampanyaya destek verilmesini istiyoruz. Herkesin yapabileceği bir şeyin olduğuna inanıyoruz. Sivil toplum kuruluşları, insan hakları örgütleri, sol-sosyalist kurum ve kuruluşlar, demokratik kitle örgütleri, basın bu konuyu gündemine almalı ve hasta tutsakların sesi olmalı. Neden? Çünkü devrimci tutsaklar faşizmle yönetilen bir ülkede halka saldırıların en önünde mücadele edenlerdir.

Devrimci tutsaklara sahip çıkmak toplumsal ahlakın bir gereğidir. Biz onlara sahip çıkarak verdiğimiz mücadeleye sahip çıkıyoruz.

Her Çarşamba saat 12.00’da Çağlayan Adliyesi önünde basın açıklaması yapıyoruz, herkesi bu basın açıklamamıza katılmaya davet ediyoruz. Herkes Ali Osman Köse’nin avukatlarından ve TAYAD’tan düzenli bilgi sahibi olup, bu konunun takipçisi olabilir.

Bir sahiplenme yaratabilirsek Ali Osman Köse’yi sağlık hakkına kavuşturabiliriz.

Kızıl Bayrak / İstanbul