İçindekiler:

2 Temmuz 2021
Sayı: KB 2021/Özel-25

Çıkış yolu sosyal mücadele!
“Reis” paçayı kurtaracak mı?
Uyuşturucuda AKP-MHP güvencesi
Şeriatçı dayatmalar artıyor
Varlık Barışı Yasası ile kara para aklama
İstanbul Sözleşmesi için kadınlar sokakta
Kanal İstanbul’a geçit vermeyelim
Yarattıkları enkazı devrimle temizleyeceğiz
Sinbo direnişçisinden zincirleme eylemi
İnşaat sektöründe yaşanan iş kazaları
Devlet, devletin biçimleri ve cumhuriyet... - V. İ. Lenin
Çin Komünist Partisi 100. yılını kutladı
Düsseldorf’ta kitlesel ve militan eylem
Savaş, ölüm ve açlık üçgeninde Suriye
İran seçimlerinin ardından
Berlin Konferansı’nın yarattığı illüzyon
Kazanmaya olan inancın eylemi: Derby işgali
Sivas Katliamı insanlık suçudur!
Bu sayının PDF formatını download etmek için tıklayın

 

 

Sinbo direnişçisinden zincirleme eylemi

Polis saldırısına ve işkenceye rağmen
direniş sürüyor

 

5 ayı aşkındır Sinbo fabrikası önünde Kod 29’un kaldırılması talebiyle direnen TOMİS üyesi Dilbent Türker, 30 Haziran’da Unkapanı’nda bulunan Sosyal Sigortalar Kurumu kapısında zincirleme eylemi yaptı.

Eylemde, TOMİS temsilcisi ve Türker tarafından yapılan konuşmalarda “Sendikal haklarımızı kullandık, uluslararası sözleşmelerde, yasalarda var olan haklarımızı kullandık. Kod 29’dan işten atıldık” denilerek Kod 29’un kaldırılması talep edildi.

“Yaptığımız başvurulara rağmen sesimiz kısılmaya çalışıldı. Sosyal Güvenlik Kurumu bu hukuksuzluktan sorumludur” diyen TOMİS temsilcisi ve Dilbent Türker polis saldırısıyla gözaltına alınarak Balat Karakolu’na götürüldü.

“Mücadelemizi ileriye taşıyacağız”

Sinbo direnişçisi Dilbent Türker ve TOMİS temsilcisi Onur Eyidoğan “2911’e muhalefet” gerekçesi ile bir gün gözaltında tutuldu. Çağlayan’da bulunan İstanbul Adliyesi’nde savcılığa ifade verdikten sonra serbest bırakılan direnişçiler adliye önünde açıklama yaptı. TOMİS temsilcisi Onur Eyidoğan, haksızlığa karşı mücadelelerinin meşru olduğunun altını çizerek şöyle konuştu:

“Kod 29’a karşı başlattığımız direnişimizin 158. günündeyiz. Tüm başvurularımıza, şikayetlerimize, dilekçelerimize hiçbir işlem başlatmayan SGK, Çalışma Bakanlığı, iş müfettişlerinin mücadelemize sessiz kalmalarından kaynaklı direnişimizin 157. gününde Unkapanı SGK Müdürlüğü önünde zincirleme eylemi yapmıştık. Üyemiz Dilbent Türker ile birlikte gözaltına alındık. Buradan tekrarlıyoruz. Kod 29 kaldırılacak ve Sinbo üyemiz Dilbent Türker işe geri alınacak. Sendikal faaliyetimizin engellenme çabasına sessiz kalmayacağız. Mücadelemizi her gün büyüterek ileri taşıyacağız.”

Karakolda çıplak arama işkencesi

Eyidoğan’ın ardından ÇHD avukatlarından Av. Seher Eriş direnişçilerin gözaltında uğradığı işkenceyi anlatarak şunları ifade etti: “Son zamanlarda sıklıkla karşılaşılan ‘çıplak arama dayatması’ ile Balat Polis Merkezi’nde bir daha karşılaştık. İşçinin iç çamaşırı polis tarafından zorla çıkarılarak çıplak aramaya maruz bırakıldı. Çıplak arama işkencedir, suçtur. Çağdaş Hukukçular Derneği olarak çıplak arama dayatmasına karşı, işkenceye karşı, kod 29’a karşı patronları savunanlara karşı işçilerin yanında olacağız. Çıplak arama konusunda da suç duyurusunda bulunacağız, işçileri hiçbir zaman yalnız bırakmayacağız.”

“Bu insanlık suçuna karşı dayanışmaya”

Karakolda maruz kaldıkları işkence üzerine TOMİS üyesi ve Sinbo Direnişçisi Dilbent Türker açıklama yaptı. Türker açıklamada şunları ifade etti:

“Sinbo fabrikasında haksız, hukuksuz uygulamalara ve Kod 29’a karşı vermiş olduğumuz mücadelemizin 157. gününde SGK önündeydik. SGK ve Çalışma Bakanlığı Kod 29’a karşı hiçbir şekilde adım atmadı. Pandemi sürecinde 200 bine yakın işçi-emekçi ahlaksızlık bahanesiyle işten atılmış oldu. Ne bir soruşturma ne de bir araştırma hiçbir şekilde yapılmadı. Bizler de SGK önünde bunu teşhir ettik ve haykırdık. Mücadelemize devam edeceğimizi de vurguladık.

Daha sonra gözaltı saldırısına maruz kaldık. Balat Karakolu’na götürüldük. Burada da anayasal hakkımız olan susma hakkımızı kullandığımız için bir gece keyfi olarak karakolda tutulduk.

Daha sonrasında insanlığın kanayan yarası olan çıplak arama işkencesine maruz kaldık. Bizler bunun insanlık suçu olduğunu söylediğimizde ‘hayır bu insanlık suçu değil, biz her zaman bunu yapıyoruz’ diyerek bu insanlık suçunu kendilerince ne kadar meşrulaştırdıklarını da göstermiş oldular.

Savcılığa ifademizin ardından serbest bırakıldık. Yarın da 159. günümüzde çadırımızda olacağız.

Buradan kamuoyuna çağrımız: Hem bu insanlık suçuna karşı bizimle birlikte dayanışmaya hem de direnişimizi sahiplenmeye, büyütmeye davet ediyoruz. Bizler mücadelemize devam edeceğiz. Sinbo fabrikası önünde, başka yerlerde de mücadelemizi sürdüreceğiz!”

Direniş sürüyor!

Her türlü baskı, zorbalık ve saldırıya karşı direnişi sürdüren Türker, 2 Temmuz Cuma günü de direnişine devam etti. TOMİS temsilcisi ile birlikte Cuma namazından dönen Sinbo işçilerine seslenildi.

Yapılan konuşmalarda hafta boyunca yapılan işçi ziyaretlerine, zincirleme eylemine ve Sinbo fabrikası içinde TOMİS üyeleri tarafından dağıtılan bildiriye değinildi. Sinbo sermayedarlarının işçilere dönük saldırılarına dikkat çekilerek şunlar söylendi:

“Son dönem Sinbo’da yaşanan saldırılar yıllık izin, gece mesaisi ve keyfi tutanaklar... Sinbo işçisi örgütlü olduğu zaman bu saldırıları hayata geçiremezler. Sinbo yönetimi yıllık izin gibi yasal bir hakkın kullanımını bile engelliyor. Yaptıkları yasaya aykırıdır.”

Konuşmaların devamında Sinbo işçilerine yasal hakları hatırlatılarak hakların kullanılabilmesi için TOMİS’e üye olma ve örgütlenme çağrısı yapıldı.

Kızıl Bayrak / İstanbul