İçindekiler:

9 Nisan 2021
Sayı: KB 2021/Özel-14

Karadeniz’de gerilim ve Montrö tartışmaları
Düzen muhalefetinin “zevzekliği”!
Montrö tartışmalarının gerisinde ne var?
ABD emperyalizmine yaranmaya çalışıyorlar!
Yitirilen, Meclis’in kandırma işlevidir
BDSP: 1 Mayıs’ı yasağına geçit vermeyelim!
Keyfi yasaklara geçit vermeyelim!
Krizin faturasına karşı
1 Mayıs’a, mücadeleye!
1 Mayıs’ta alanlara!
Kapitalist barbarlığa karşı 1 Mayıs’a!
Kemalist diktatörlük ve TKP - Şefik Hüsnü
Davaya adanmış bütün bir yaşam...
Kadınlar sokakları terk etmiyor…
DLB: Örgütlü mücadele!
Uzaktan eğitime ODTÜ öğrencileri de uzak!
Emperyalist blokun Ukrayna provokasyonu
Biden yönetimi Filistin sorununu mu çözecek?
Kapitalizmin aşısı, aşının kapitalizmi
Ekim Devrimi’ne sonsuz inançla bağlı bir şair
Bu sayının PDF formatını download etmek için tıklayın

 

 

Kadınlar sokakları terk etmiyor…

“İstanbul Sözleşmesi’nden
vazgeçmiyoruz”

 

Dinci-faşist AKP-MHP iktidarının İstanbul Sözleşmesi’nden çekilme kararına karşı eylemler geçtiğimiz hafta boyunca da pek çok kentte devam etti. İstanbul’un yanı sıra İzmir, Denizli, Muğla, Sakarya, Samsun, Antep’te İstanbul Sözleşmesi eylemleri yapılırken, Tokat’ta kadınların eylemi polisin saldırısıyla karşılaştı. 7 kadın darp edilerek işkenceyle gözaltına alındı.

2 Nisan’da kadınlar İstanbul Beşiktaş’ta Barbaros Meydanı’nda toplanarak bir kez daha “İstanbul Sözleşmesi bizim, vazgeçmiyoruz” diye haykırdı.

İstanbul Sözleşmesi’ni Uygula Kampanya Grubu’nun çağrısı ile bir araya gelinen eylemde ilk olarak, katledilen 55 kadın, çocuk ve LGBTİ+’lerin hikayeleri okundu. 50 kadının hikayesini aktaran kadınlar, “Şiddetsiz, nefretsiz bir yaşam hakkımız. Kazanımlarımızı tek adamın sözüne bırakacak değiliz. İstanbul Sözleşmesi’ni biz kazandık” dedi ve haklarına sahip çıkacaklarını vurguladı.

Aynı gün Sakarya Kadın Platformu’nun çağrısıyla Adapazarı Kültür Merkezi (AKM) önünde gerçekleşen eylemde, “Söyleyecek sözümüz değiştirecek gücümüz var”, “İstanbul Sözleşmesi yaşatır haklarımızdan, hayatlarımızdan vazgeçmiyoruz!” pankartları açılırdı. Eylemde basın metnini Yasemin Hacıeyüpoğlu okudu ve şunları ifade etti:

“Sözleşme cinsel yönelim ve cinsiyet kimliği ayrımı yapmaz herkesi korur. Biz biliyoruz ki İstanbul Sözleşmesi kadını, çocuğu herkesi şiddet mağduru olmaktan koruyan bir sözleşmedir. Gerekçesiz, keyfi olarak öncülüğünü ettiğiniz, ülke ülke dolaştırıp imzalattığınız ilk imzacısı olduğunuz bir sözleşmeden geri çekilemezsiniz.”

Yasemin son olarak, “Kadınları şiddetten korumayı, şiddeti önlemeyi, ayrımcılığa karşı eşitliği savunan bir sözleşmeyi sizler tartışamaya açamazsınız. Sözleşme hakkında karar alamazsınız” dedi.

Denizli’de kadın örgütleri, İstanbul Sözleşmesi eylemine katıldıkları için sınır dışı kararı verilen İranlı 4 göçmen için 6 Nisan’da basın açıklaması yaptı.

Kadınlar açıklamada, “İstanbul Sözleşmesi’nden de mülteci kardeşlerimizden de vazgeçmiyoruz! İstanbul Sözleşmesi hepimizin” diyerek göçmenlerin bir an önce serbest bırakılmasını istedi.

7 Nisan’da İzmir’de Karşıyaka Kent Konseyi ve Karşıyaka Kent Konseyi Kadın Meclisi İstanbul Sözleşmesi’nden çekilme kararını protesto ederek, “İstanbul Sözleşmesi’nden vazgeçmiyoruz” dedi.

Karşıyaka Belediyesi hizmetler binası önünde yapılan açıklamada konuşan Karşıyaka Kent Konseyi Kadın Meclisi Başkanı Aysun Kuru “İstanbul Sözleşmesi ile ilgili Cumhurbaşkanlığı kararı yok hükmündedir, sözleşme yürürlüktedir” dedi.

Aynı gün Antep’te İstanbul Sözleşmesi için eylem yapan kadınlar “İstanbul Sözleşmesi’ni değil cinayetleri engelle” dedi.

Gaziantep Demokratik Kadın Platformu ile Gaziantep Kadın Meclisleri’nin gerçekleştirdiği eylemde “İstanbul sözleşmesini değil cinayetleri engelle”, “Haklarımızdan ve hayatlarımızdan vazgeçmiyoruz” pankartları açıldı.

Basın açıklamasını metni İlerici Kadınlar Derneği üyesi Emine Bulut okudu ve “Yanlış: Sözleşme toplumu cinsiyetsizleştiriyor. Doğru: Sözleşme cinsiyetin herhangi bir şiddetin gerekçesi olmasını yasaklıyor” dedi.

8 Nisan’da Muğla’da Bodrum Kent Konseyi Kadın Meclisi, Bodrum Meydanı’nın karşısında bulunan Kadın Ağacı önünde eylem yaptı.

Eyleme katılanlar adına basın metnini okuyan Meclis Sözcüsü Evrim İnan İstanbul Sözleşmesi’nin “kadının insan hakları beyannamesi” olduğunu dile getirerek, Sözleşme’nin kadın, çocuk ve LGBTİ+’ların en temel insan hakkı olan yaşam hakkının da güvencesi olduğunu ifade etti. Sözleşmenin aynı zamanda tüm toplumun şiddete ve ayrımcılığa maruz kalmadan yaşamasını sağlayacak bir yöntem ve uygulama rehberi olduğunu belirtti.

Sadece 2021’in ilk üç ayında 91 kadının katledildiğini, 29 kadının tacize uğradığını, 41 çocuğun istismara maruz kaldığını, 30 kadına da tecavüz edildiğini dile getiren İnan, en az 198 kadının fuhuşa zorlandığını, en az 185 kadına da şiddet uygulandığını vurguladı. Açıklamada İstanbul Sözleşmesi’nden çekilme kararının kabul edilemez olduğu vurgulandı.

Aynı gün Tokat’ta Kadın Cinayetlerini Durduracağız Platformu’nun Niksar’da yapacağı eylem daha başlamadan polisin saldırısıyla karşılaştı. “İstanbul Sözleşmesi’nden çekilme kararını geri çek” diyen kadınlar darp edilerek gözaltına alındı.

“7 arkadaşımız gözaltına alındı” bilgisini paylaşan Tokat Kadın Hareketi, saldırıya “Arkadaşlarımızı derhal serbest bırakın! Kadınları değil katilleri durdurun, mücadelemizi asla engelleyemezsiniz” diye tepki gösterdi.

9 Nisan’da Sakarya Kadın Platformu’nun çağrısıyla Sakarya AKM önünde eylem yapıldı. Eylemde “İlk imzacısı olduğunuz İstanbul Sözleşmesinden geri çekilemezsiniz. Kadınlar bu sözleşmeden çekilmiyor” denildi.

Samsun Kadın Dayanışması da, Atakum ilçesinde bulunan eski Vergi Dairesi önünde basın açıklaması gerçekleştirdi.

İstanbul Sarıgazi’de AKA-DER, BDSP, EMEP, SOL PARTİ, TİP, TKH, TKP’nin örgütlediği basın açıklamasında “AKP’nin 18 yıllık iktidarı boyunca kadına yönelik şiddetin, ayrımcılığın, şiddetin arttığı” vurgulandı. Baskı ve sömürü politikalarını arttıran dinci-faşist rejimin Sözleşme’den çıkmak için “beka” uğruna tam bir topyekûn saldırı başlattığı aktarıldı. Açıklamanın devamında şunlar vurgulandı:

“Kapitalist düzende kadın-erkek eşitliğinin adı yoktur, çünkü bu ‘fıtrat’a aykırıdır. Kadınların hakları değil ailenin bekası önceliklidir. Çünkü kadın sadece yeni işçi kuşakları yetiştirir, erkeğin kölesidir. Onlara göre asla farklı cinsel yönelim ve kimlikler yoktur.  Çünkü insanca bir yaşam hakkı, eşitlik, özgürlük yoktur. Onların düzeninde baskı politikalarını her gün arttırmak ve gericiliklerine her gün bir yeni madde eklenirken erkeğin lehine düzenlenmiş ayrıcalıklar vardır.

Onların fıtrat dediği kadın cinayetlerinin her geçen gün artması ve teşvik edilmesi demektir. Onların beka dedikleri aile içi şiddetin artması, ev emeğinin sömürüsü demektir. Özsavunma yapan kadınların tutuklanması, katillerin aklanmasıdır. Onların yeni bir sözleşme hazırlığı yapması kadına yönelik şiddetin, ayrımcılığın artması kadınların tecavüzcüleriyle evlendirilmesi, çocuk istismarının, tacizcilerin affı demektir.”

İstanbul Sözleşmesi’nden çekilme kararının kadınların mücadeleyle kazanmış olduğu haklara saldırı demek olduğu belirtilen açıklama, “İşçi sınıfının, Kürt halkının, ezilenlerin haklarını, üniversitelerinde kayyım rektör istemeyen öğrencileri tek bir kalemde yok sayan uygulamalara karşı mücadelemizi sürdüreceğiz. Baskının, sömürünün, eşitsizliğin olmadığı özgür yarınları hep birlikte kuracağız” vurgusuyla son buldu.