İçindekiler:

12 Şubat 2021
Sayı: KB 2021/Özel-07

Toplumsal mücadele ve işçi hareketi
“Sivil anayasa” aldatmacası
Boğaziçi direnişi devam ediyor
Direniş ve dayanışma büyüyor
Din istismarcısı rejime karşı mücadeleye!
Sendikalaşma ve çalışma koşulları
Sinbo direnişçisiyle röportaj
İEKK: Haklarımızdan vazgeçmiyoruz!
Birleşik Metal ile MESS TİS imzaladı...
Bir kızıl askerin hatırası… Onbeşler’in yolundan inanç ve cesaretle!..
İlk kurbanlarımız - Şefik Hüsnü
Materyalist tarih anlayışı üzerine - F. Engels
Yemen halkının acıları üzerinden şov!
Myanmar’da darbe...
Greif Direnişi 7. yılında yol gösteriyor!
“Güçlenerek yolumuza devam edeceğiz!”
“Bu Pazar kanlı Pazar, kalkın ayağa kalkın!”
Bu sayının PDF formatını download etmek için tıklayın

 

 

Direniş ve dayanışma büyüyor

 

Boğaziçi Üniversitesi’ne “kayyım rektör” olarak atanan AKP’li Melih Bulu’ya karşı üniversitelerden başlayan ve toplumun pek çok kesiminden de destek bulan direniş geçtiğimiz hafta da eylemler ve dayanışmayla büyüdü.

“Özerk-demokratik üniversite” ve “Tutuklu öğrencilere özgürlük” talepleriyle öğrenciler başta olmak üzere üniversite bileşenlerinin yürüttüğü direniş, AKP-MHP rejiminin estirdiği devlet terörüne rağmen kararlılıkla devam ediyor. Geçtiğimiz hafta Boğaziçi başta olmak üzere çeşitli üniversitelerde ve kentlerde eylemler gerçekleşirken, toplumun farklı kesimlerinden destekler de sürdü. Dinci-faşist rejim; gözaltı, tutuklama saldırılarına, eylemlere yönelik polis terörüne ve yandaş-tetikçi çevreleriyle direnişi karalamaya, tehditler yağdırmaya da devam etti.

Rejimin “dördüncü ayağı” da tehditlere katıldı

T. Erdoğan, D. Bahçeli, S. Soylu gibi rejimin azgın şefleri etrafa kan-irin saçarak vaazlar verip tehditler savururken, rejimin “dördüncü ayağı” da bundan geri kalmadı. Çeteleştiği ayyuka çıkan rejimin bu kanadının temsilcisi sıfatıyla boy gösteren organize suç örgütü şefi Alaattin Çakıcı, Boğaziçi gündemini de es geçmedi. İktidarın ortağı olmanın özgüveniyle hareket eden bu cani, iki sayfalık bir ‘açık mektup’ paylaşarak kayyım rektöre “sakın istifa etme arkandayız” şeklinde seslendi, direnişe katılan öğrencileri “terörist” ilan etti. Üniversitelerden yükselen direnişe nefret kusan söylemlerle öne çıkan T. Erdoğan, D. Bahçeli, S. Soylu üçlüsünün yanına A. Çakıcı’nın eklenmesi ile resim tamamlanmış oldu. Zira bu dörtlü, sermayenin dinci-faşist rejiminin veciz tablosunu oluşturuyor. 

Tutuklu öğrencilerden 2’si serbest

Direnişi korku yayarak sindirmeye ve toplumsal etkisini kırmaya çabalayan AKP-MHP rejimi, saldırılarına yeni tutuklamalarla devam etti. Tutuklu öğrencilerin serbest bırakılması için eylem yapmayı dahi “suç” gibi gösteren dinci-faşist rejim gözaltı terörünü sürdürdü. Yanı sıra tutuklanan öğrencilerin sayısı 11’e yükselirken, onlarca öğrencinin de özgürlüğü “ev hapsi” kararıyla elinden alınmış bulunuyor.

Özerk-demokratik üniversite talebinin haklılığı karşısında aciz kalan rejimin, hiçbir hukuki dayanağı dahi olmadan gerçekleşen tutuklamaları da sonuç vermezken, tutuklanan öğrencilerden 2’si 12 Şubat günü tahliye edildi. Sosyal medyadan “halkı kin ve nefret suçu işlemeye tahrik ettikleri” iddiasıyla tutuklanan Beyza Buldağ ve Muhammed Ünal tahliye edildi.

Boğaziçi “özerk-demokratik üniversite” istiyor

Boğaziçi Üniversitesi’nde öğrenciler hafta boyunca çeşitli eylem ve etkinliklerle direnişlerini sürdürdü, akademisyenler de rektörlük önündeki nöbetlerine devam etti. Akademisyenler her gün yaptıkları açıklamalarında, kayyım rektörün üniversiteyle ilgili fakülte açma kararını, Prof. Ayşe Buğra’nın hedef gösterilmesini, kayyım yönetimine üniversitede destek veren “yandaşları” protesto ettiler.

Öğrenciler de her gün, tutuklu arkadaşlarıyla dayanışma, farklı konu başlıkları üzerine söyleşiler düzenlerken, rektörlük önünde de çadır nöbetlerine devam etti. Üniversitede basın açıklamaları ve yürüyüşler düzenleyen öğrenciler, kayyım rektörün LGBTİ+ topluluğunu kapatma kararı gibi kimi adımlarını ve AKP-MHP-mafya rejiminin kendilerine ve hocalarına yönelik tehditlerini ve saldırılarını teşhir ettiler. Taleplerinin arkasında olduklarını vurgulayan öğrenciler, üniversitelerdeki polis ablukasının son bulması, tüm kayyımların istifası, üniversite bileşenlerinin katılımıyla seçim yapılarak rektör belirlenmesi ve gözaltı, tutuklama, ev hapsi vb. ile özgürlüğü elinden alınan arkadaşlarının serbest bırakılmasını istedi.

Dayanışma büyüyor

Boğaziçi Üniversitesi’nin yanı sıra bu taleplerle yükseltilen mücadele, farklı üniversitelerde ve illerde de büyütüldü. Aynı zamanda farklı kesimlerden de öğrencilerin meşru mücadelesine destek açıklamaları yapıldı.

Dersim’de 8 Şubat’ta Boğaziçi direnişiyle dayanışmayı büyütmek isteyen Emek ve Demokrasi Güçleri, polisin saldırısıyla karşılaştı.

Boğaziçi Üniversitesi öğrencilerinin, kendilerini hedef gösteren AKP şefine hitaben yazdıkları açık mektuba destekler de sürüyor. Boğaziçi Dayanışması tarafından yapılan paylaşıma göre, 8 Şubat itibarıyla 191 kurum ve öğrenci dayanışması açıklamaya destek verdi.

İTÜ Kimya Mühendisliği öğrencileri yayınladıkları bildiri ile “rektör atamasına karşı olduklarını” duyurdu.

Galatasaray Lisesi ve Üniversitesi’nden mezun ve hala bu kurumlarda eğitim gören 1968 kişi, Boğaziçi Üniversitesi’nde kayyım rektörü protesto edenlere desteğini açıkladı. Galatasaray Üniversitesi akademisyenleri de 10 Şubat günü “Üniversite boyun eğmez!” pankartı açarak basın açıklaması gerçekleştirdi.

Artvin Hopa Kemalpaşa’da 9 Şubat’ta Boğaziçi öğrencilerine destek vermek amacıyla yapılmak istenilen eyleme polis saldırdı.

Pamukkale Üniversiteli Dayanışması olarak bir araya gelen öğrenciler Boğaziçi eylemlerine destek açıklaması gerçekleştirdi.

Yıldız Teknik Üniversitesi Çevre Mühendisliği öğrencileri 11 Şubat’ta yaptıkları açıklamayla, “Boğaziçi Üniversitesi öğrencilerinin, demokratik ve özerk üniversite mücadelesinin yanındayız” dediler. Ertesi gün de Yıldız Dayanışması, Davutpaşa Kampüsü’nde yaptığı etkinlikle Boğaziçi direnişini selamladı.

11 Ocak’ta Ege Üniversitesi önünde, “Kayyım rektör gidecek, üniversiteler bizimle özgürleşecek” sloganıyla, 12 Ocak’ta Dokuz Eylül Üniversitesi karşısında bulunan Hasanağa Bahçesi’nde gerçekleştirilen basın açıklamasına katılan yaklaşık 35 öğrenciye soruşturma açtı.

İTÜ, Marmara, Sabancı üniversitelerinde de 12 Şubat’ta dayanışma eylemleri gerçekleştirilirken Ayvalık Öğrenci Fikir Topluluğu ve Gaziosmanpaşa Anadolu Lisesi öğrencileri ve mezunlarından dayanışma açıklamaları yapıldı.

Yazarlar, gazeteciler, sinemacılar destek verdi

147 yazar 8 Şubat’ta yayımladıkları bildiriyle direnişe destek verdi. Açıklamada “Zulme ve baskıya boyun eğmeyeceğiz. Aşağı bakmayacağız” vurgusu yapıldı.

Gazeteciler 10 Şubat’ta “Boğaziçililer yalnız değildir” başlıklı açıklama yayımladı. 173 gazetecinin imzacı olduğu metin, internet üzerinden imzaya açıldı. Direnişe destek verilen açıklamada, “Meslektaşlarımızı hedef alan polis şiddetine de karşıyız” denildi. Boğaziçi eylemlerini takip eden gazeteciler de saldırılara hedef olmuş, ilerici-devrimci basın da gözaltı terörüne maruz kalmıştı.

Oyuncu, yönetmen, set emekçilerinin de aralarında olduğu 160’ı aşkın sinemacı 11 Şubat’ta yayımladıkları bildiriyle direnişe destek verdi. “Biz sinemacılar; direnen gençlerimizin yanında olduğumuzun bilinmesini istiyoruz” denilen açıklamada, “İnanıyoruz ki gençler bu ülkenin aydınlık hayalleridir. Işık da, gelecek de onlardadır. Boğaziçi öğrencileri demokratik, özerk üniversite istemlerinde sonuna kadar haklıdırlar” denildi. AKP-MHP iktidarının direnişe yönelik saldırılarının, ayrımcı ve hedef gösterici açıklamalarının kınandığı açıklama, “Durduğumuz ve asla kıpırdamayacağımız yer tam da burasıdır” vurgusuyla son buldu.