13 Haziran 2020
Sayı: KB 2020/Özel-4

Kapsamlı saldırılar dönemi ve mücadele sorumluluğu
Meclis yeni saldırı paketlerini “onaylamak” için açıldı
Yaz turizmi sezonu ve kirli pazarlıklar
AKP-İsrail kirli ittifakı
AKP-MHP rejiminin baskı ve zorbalığına karşı biriken öfke
Salgın günlerinde rant için doğa katliamı hız kesmiyor!
Kıdem tazminatı hakkının gaspı için yeni formüller...
İşçi sınıfı borçlu değil, alacaklıdır!
Sınıf örgütlerinden 15-16 Haziran açıklamaları
Sınıf devrimcilerinden yaygın 15-16 Haziran çalışması
15-16 Haziran 50. Yılında!..
“Yeni bir dünya” mı doğuyor?
ABD’de büyük sosyal patlama
ABD’de polis terörü bitmek bilmiyor
Kukla hükümet Libya’da ateşkesi reddediyor
Pandemi ve endüstriyel hayvancılık
Eğitime paydos, üretime devam!
Türkiye’de kadın emeği ve mücadelesi
İEKK: Çürümüş sömürü düzenine başkaldıralım!
Bu sayının PDF formatını download etmek için tıklayın

 

 

Pandemi ve endüstriyel hayvancılık

S. Gül

 

Pandeminin kırıp geçirdiği dev emperyalist ülkeler şimdilerde aşı çalışmalarına hız vermiş görünüyor. Dünyada ayak basmadık yer bırakmayan Covid-19, kitlesel ölümlerle kendinden önceki bütün zoonotik hastalıkları geride bıraksa da gözümüzün önündeki sahne bizlere 2002’de SARS, 2007 Kuş ve 2009 domuz gribi, 2012 MERS, 2014 Ebola virüsü dönemlerini hatırlatmaktadır. Koronavirüs ailesine mensup bu hastalıklar, hayvanlardan insana bulaşan zoonotik patojenlerdir. Yani, Covid-19 yeni bir patojen olsa da mensubu olduğu koronavirüsler yeni değildir. 

Bu aileden olan SARS virüsü insanlara Misk kedilerinden bulaşmış ve ilk olarak canlı hayvan marketi çalışanlarında görülmüştür. Ayrıca araştırmalar, Misk kedilerinin enfeksiyon aracısı olduğu, hastalık kaynağının yarasalar olduğuna işaret etmiştir. Benzer şekilde, Afrika kıtasını pençesine alan Ebola virüsünün taşıyıcısı da yarasalardı. MERS’in doğal rezervuarı olarak yine yarasalar gösterilmekte, önce aracı konak olan develere ve sonra da develerle yakın temasta olan ve deve eti tüketenlere bulaştığı bilinmektedir. H1N1 (domuz gribi) ve H5N1’in (kuş gribi) tavuk ve domuz çiftliklerinde evrimleştiği belirtilmektedir. Genetik olarak yarasa ve karınca yiyenlerdeki koronavirüsle benzerlikleri tespit edilen Covid-19’un da çıkış noktası bilindiği gibi canlı bir hayvan pazarıdır. Dünya Hayvan Sağlığı Örgütü (OIE) insanlarda bilinen bulaşıcı hastalıkların %60’ının hayvanlardan kaynaklandığını, yeni ortaya çıkan bulaşıcı hastalıkların ise %75’inin hayvanlarda taşınan patojenler sebebiyle tetiklendiğini, gıda kaynaklı hastalıkların % 90’ından fazlasının ise hayvansal gıdalar nedeniyle oluştuğunu ortaya koymaktadır.

Bu bilimsel veriler, özellikle son yıllarda görülen zoonozlarda, sadece hayvanda bulunan virüslerin insanlara bulaşan forma dönüşmesinde -tek neden olmamakla birlikte-endüstriyel hayvan çiftliklerine işaret etmektedir. Endüstriyel hayvancılığın yanısıra zoonozik patojenlerin evrimleşip ölümcül virüsler haline gelmesi ve salgınlara dönüşmesinde pek çok faktör söz konusudur.

Örneğin, 2015'te Brezilya'da yaygın olarak görülen ve sivrisineklerden bulaşan Zika virüsünün ortamı, sığır yetiştiriciliği için orman arazilerinin tahrip edilmesiyle yaratılmıştır. İklim koşullarının değişimi Zika virüsü taşıyan sivrisineklerin çoğalması ve onlardan bulaşan hastalığın salgın boyutuna sıçramasına neden olmuştur.

Doğal yaşam alanlarının yok edilmesi, çeşitli hayvan-bitki türleriyle biyoçeşitliliğin kaybı, yaban hayvanı ticareti ve kaçakçılığı (petshoplar, hayvanat bahçeleri, akvaryumlar vb.) su, hava ve toprak kirliliği, iklim değişikliği ve küresel ısınma, tarımda kullanılan çeşitli kimyasallarla toprak yapısının bozulması vb. salgınları tetikleyici pek çok neden sıralamak mümkündür. Hepsini kesen ortak nokta ise sermayeye bağımlı gelişimleridir.

Günümüz dünyasında patojenlere bağlı sağlık sorunlarının artmasını kapitalist üretim sürecinden bağımsız ele almak mümkün değildir.  Kapitalist politikalarla insan, hayvan, doğa ve bir bütün olarak canlı yaşamının sağlığı bozulmakta ve sürekli tehdit altında bulunmaktadır. Bu koşullarda kazançlı çıkan tek taraf kapitalist tekeller olmaktadır.

Aşısı olan hastalıklardan bile insanların öldüğü kapitalist dünyada, Covid-19 salgınına karşı “acil önlem” olarak aşı çalışmalarının sürdüğü belirtiliyor. Oysa ki, virüslerin ortaya çıkmasına ve yayılmasına ortam hazırlayan kapitalist-emperyalist dünya sisteminin kendisidir. Tamda bu nedenle, salgınlardan ve toplum sağlığını tehdit eden diğer hastalıktan gerçek manada korunmanın yolu bu sistemin tarihsel olarak aşılmasına bağlıdır.

*Alman hekim Dr. Rudolf Virchow tarafından bulunan “zoonoz” terimi, insanlara çiftlik hayvanları, onlardan elde edilen ürünlerden, evlerde beslenen hobi hayvaları ve doğada yaşayan yaban hayvanlarından doğrudan/dolaylı temas yoluyla bulaşan hastalıkları ifade etmektedir.

 

 

 

 

 

İngiltere’de evlerde çürüyen bedenler

 

Avrupa genelinde devletlerin Mart ayından itibaren koronavirüs (Covid-19) salgınından kaynaklı karantina kararı almasıyla “evde kal” çağrıları yapıldı. Yeterli sağlık ve bakım olanakları sunmayan kapitalist devletler, yardıma muhtaç insanları ise salgın karşısında kendi kaderine terk etmiş oldu. Covid-19 “risk grubu”nda olanlar ve en çok da 65 yaş üstü emekçiler yaşamlarını sürdürebilmek, temel ihtiyaçlarını karşıyabilmekte daha fazla zorlukla karşı karşıya kaldı.

Salgının en fazla etkili olduğu ve sağlık sisteminin ihtiyaçları karşılayamadığı İtalya gibi ülkelerde emekçiler, “tedavi edilmeyerek” resmen ölüme terk edildiler. Kapitalizmin vahşetini ortaya seren bu durumun, üstü örtülü olarak ve farklı biçimde başka ülkelerde de yaşandığı ortaya çıktı.

Guardian gazetesinde dün yayınlanan bir habere göre, İngiltere’de Mart ve Mayıs ayları arasında 700 kişinin evlerinde öldüğü tespit edildi. Bu ölümlerin arasında yalnız yaşayan çok sayıda yaşlı olduğu, bazılarının cansız bedenlerinin 2 hafta sonra bulunduğu ortaya çıktı. Şimdilik 700 cesetten kaçının sonradan bulunduğu da bilinmiyor.   

Ölümlerin ancak çürüme ve kokunun binaya yayılmasıyla, ya da yakınları, arkadaşları ya da komşularının şüphelenip haber vermesiyle ortaya çıktığı ifade ediliyor. Koronavirüs ölümlerini araştırmak için Patologlar Birliği (Royal College of Pathalogists) bünyesinde oluşturulan komisyonun başkanı Dr. Mike Osborn, cansız bedenlerin çok sonra bulunduğunu, çok sayıda aynı vakayla karşılaştıklarını belirtti.

İngiltere’de 65 yaş üstü nüfus

Yaşlılara yardım kuruluşu Age UK’in Başkanı Caroline Abrahams “Başından beri yaşlı kişilerin virüs ya da başka nedenlerden evlerinde tek başına ölmüş olabileceklerinden endişe ediyorduk. Kaygılarımızın haklı çıkması son derece üzücü” dedi.

Age UK’in 2019 raporuna göre, 66 milyon nüfuslu İngiltere’de yaşı 65’in üzerinde olan kişilerin sayısı 12 milyon civarında. Bu kişilerden 5,4 milyonu 75, 1,6 milyonu da 85 yaşın üzerinde. Ülkede yaşı 90’ın üzerinde olan kişilerin sayısı 579 bin. Yaşı 100’ün üzerinde olan kişilerin sayısı ise 14 bin 430. Age UK’in tahminine göre 2030’a kadar ülkedeki her beş kişiden biri 65 yaşın üzerinde olacak. İngiltere’de 65 yaş üzeri 12 milyon nüfusun sadece 400.000 kişinin bakımevlerinde yaşadığı tahmin ediliyor.

***

İnsanları evlerde yalnız başına çürümeye terk eden, halk sağlığını korumaktan aciz olan kapitalizm, köküne kadar çürümüş bir düzendir. Bu düzenin tek alternatifi, bakıma ihtiyaç duyan yaşlı insanlara nitelikli, bedava sağlık hizmeti ve bakım sunacak olan sosyalizmdir.