30 Ağustos 2019
Sayı: KB 2019/31

İşgale, kayyıma, sosyal yıkıma ve zorbalığa karşı işçilerin birliği, halkların kardeşliği!
Düzen muhalefetinin kayyımla imtihanı
Kapitalizmde orman yangınlarının ticareti
Doğasında talan var AKP’nin!
Mültecilerin sağlık hizmetlerine erişimi, yalanlar ve gerçekler
Tekstilde toplu iş sözleşmesi sürecinin gösterdikleri
Küçükçekmece’de anket çalışmamıza yansıyanlar
HT Solar’da işçi kıyımını durdurmanın yolu, fiili meşru mücadele yolu olmalıdır!
Lang&Yüzer’de sendikalaşma ve direniş deneyimi üzerine…
Barış Sorunu - V. İ. Lenin
Hong Kong’daki gelişmeler üzerine
“Gelişmiş 7” iflasın eşiğinde!
Yaşamak için sosyalizm!
Kayyım darbesiyle kadın hak ve özgürlükleri yine hedefte…
Nafaka düzenlemesine dair Esenyalı’dan emekçi kadınların görüşleri
2019-2021 MESS Grup TİS süreci sözleşme taslağımız!
Metal işçileri dayatmalara boyun eğmeyecek, ihanete geçit vermeyecektir!
Bu sayının PDF formatını download etmek için tıklayın

 

Küçükçekmece’de anket çalışmamıza yansıyanlar

 

Devrimci Tekstil İşçileri Sendikası olarak yaklaşık 1 ay boyunca İşçilerin Birliği Derneği ile birlikte Küçükçekmece bölgesinde Sefaköy ve İkitelli’nin merkezi noktalarında stand çalışmaları gerçekleştirdik. Stand çalışmalarımızda başta kıdem tazminatının gaspı olmak üzere sınıfa yönelik saldırıları teşhir eden ve işçi-emekçileri mücadeleye çağıran bir çalışma yürüttük. Ayrıca stand çalışmamızda yaklaşık 200 işçi-emekçi ve gençle anket yaptık.

Anketimize katılanların profilini değerlendirecek olursak; anketimize katılanların %65’i erkekler, %35’i kadınlardan oluşmaktadır. Anketimize başta tekstil, metal, petrokimya, iletişim ve hizmet sektörleri olmak üzere farklı iş kollarından işçi ve emekçiler katılmıştır. Ayrıca anketimize katılanların %9’u işsiz, %9’u emekli, %6’sı ise öğrenci olduğunu belirtmiştir. Ankete katılanların %59’u “0-50” kişinin çalıştığı iş yerlerinde, %31’i “151 ve üzeri” kişinin çalıştığı iş yerlerinde, %10’u ise “51-150” kişinin çalıştığı işyerlerinde çalışmaktadır.

Sermaye temsilcileri ve AKP iktidarı kıdem tazminatının fona devredilmesi halinde daha fazla işçinin kıdem tazminatı hakkından yararlanabileceğinin propagandasını yapıyor. Biz de anketimizde mevcut fonların işçiler tarafından ne kadar kullanıldığını anlamak için “İşsizlik ve BES gibi fonlardan yararlandınız mı?” ve “İşçilerin fonlardan yararlanabildiğini düşünüyor musunuz?” diye sorduk. Katılanların %72’si işsizlik ve BES gibi fonlardan yararlanamadığını belirtirken, “İşçilerin fonlardan yararlanabildiğini düşünüyor musunuz?” sorusuna ise “%84” oranında “Hayır” cevabı verilmiştir. Yani ankete katılanlar arasında fonlardan yararlanma oranı oldukça düşük çıkarken, bir kısmı da kendisi fonlardan yararlanmış olsa dahi genel olarak işçilerin fonlardan yararlanamadığını belirtmiştir.

Anketimizdeki bir diğer soru “Yeni Ekonomi Programı-YEP hakkında bilginiz var mı?” idi. Bu soruya ankete katılanların %60’ı “Hayır” cevabını vermiştir. Anketimize yansıyan sonuçlar göstermektedir ki işçi ve emekçiler kendilerini yakından ilgilendiren gelişmeler hakkında bilgi sahibi değillerdir. Ya da bu saldırılar hakkında yanlış bilgilere sahip olmaktadırlar. Pek çok işçi ve emekçi, burjuva medya “Yeni Ekonomi Programı-YEP” iyi bir şeymiş gibi yansıttığından kaynaklı araştırma yapma ihtiyacı duymamakta, burjuva medyanın propagandasına kanmaktadırlar.

Anketimize katılanların yarısından fazlası YEP hakkında bilgisinin olmadığını ifade etse de “Kıdem tazminatının fona devrini doğru buluyor musunuz?” sorusuna %99 oranında “Hayır” cevabı verilmiştir. “Daha önce kıdem tazminatı aldınız mı?” sorusuna ise “Evet” diyenlerin oranı %24 olmuştur. Bu sonuçlar göstermektedir ki işçi ve emekçiler kıdem tazminatı ile ilgili mevcut uygulama bir dizi kriter gerektirdiği için bu haktan yararlanmakta zorluk çekmektedir. Ama işçi ve emekçiler kıdem tazminatı hakkını iş güvencesi olarak görmekte ve fona devredilmesine karşı çıkmaktadırlar.

Anketimizde “Emeklilik hakkı”, “Genel sigorta hakkı”, “Kıdem tazminatı hakkı”, “İşsizlik maaşı hakkı” ve “sendikalı olma hakkı” için önem sıralaması yapılmasını istemiştik. Cevaplarda bütün haklar “en çok” önemde korunması gereken haklar olarak ifade edilmiştir. “Haklarımızı korumak için ne yapmalıyız?” sorusuna verilen cevaplarda ise “mücadele etmeliyiz” ilk sırada yer almaktadır. Bunu “yasal düzenlemeler yapılmalı” takip etmekte, hemen ardından ise “sendikalı olmalıyız” gelmektedir. Sonuçlara da yansıdığı gibi ankete katılanlarda hak gasplarına karşı mücadele etme eğilimi vardır. Ancak anket çalışması sırasında gözlemlediğimiz üzere bu mücadelenin hangi yol ve yöntemle gerçekleşmesi gerektiği konusunda bir bilinç açıklığı yoktur. Örgütsüz ve sınıf bilincinden yoksun pek çok işçi ve emekçi hak gasplarına karşı nasıl bir mücadele vermesi gerektiğini bilmemektedir. Bu durum pek çok işçi ve emekçinin çözümü yasal düzenlemelerde görmesine neden olmaktadır. Ankete katılanların büyük bir kısmının işçiler lehine yasal düzenlemelerin dahi işçilerin örgütlü mücadelesi ile kazanılabileceği bilincinden yoksun olduğu gözlemlenmiştir. Ancak şu an için bir bilinçten yoksun olsa da işçi ve emekçilerin içerisinde olduğu arayış anket sonuçlarımıza da yansımıştır. “Gündemde olan hak gasplarına karşı yapılacak toplantı-eylem-etkinliklere katılmak ister misiniz?” sorusuna ise ankete katılanlar %88 oranında “Evet” yanıtını vermiştir.

Anket çalışmamıza yansıyan sonuçlar başta kıdem tazminatınının gaspı olmak üzere işçi sınıfına yönelik saldırılar konusunda daha fazla bilgilendirme çalışması yapmanın ihtiyaç olduğunu göstermiştir. Önümüzdeki süreçte anket çalışmamızdan çıkarttığımız sonuçlar çerçevesinde faaliyetlerimizi yoğunlaştırıp, eylem-etkinlik çalışmalarımızı güçlendireceğiz. İstanbul’un farklı bölgelerinde gerçekleştirdiğimiz anket çalışmalarının sonuçlarını da kamuoyuyla paylaşmaya devam edeceğiz.

DEV TEKSTİL İstanbul Temsilciliği

 

 

 

 

Hakem Kurulu hükümetin sefalet zammını onayladı

 

5. Dönem Toplu İş Sözleşmesi süreci hükümetin sefalet dayatmasının Hakem Kurulu tarafından kabul edilmesiyle sonuçlandı.

5 milyonu aşkın kamu emekçi ve emeklisini kapsayan TİS sürecinde AKP iktidarı, “kaynak yok” söylemleriyle, Merkez Bankası’nın hiçbir zaman tutmayan enflasyon tahminlerini dayanak yaparak emekçilere sefalet zammı dayatmıştı.

21 Ağustos’ta Kamu Görevlileri Hakem Kurulu’na giden TİS süreci, 28 Ağustos’ta hükümetin son teklifini Hakem Kurulu’nun onaylamasıyla sonuçlandı. Böylece 6 aylık zaman dilimleriyle, 2020’de yüzde 4+4, 2021’de yüzde 3+3’lük zam yapıldı.

Kamu Emekçileri Sendikaları Konfederasyonu (KESK), TİS’in bağıtlanmasıyla birlikte yaptığı ilk açıklamasında “18 yılın en kötü toplu sözleşme sonucu” değerlendirmesinde bulundu ve “Beklenen oldu” dedi. Açıklamada “Bu sonucun ortaya çıkmasında her aşamada yandaş konfederasyonun payı ve sorumluluğu vardır” ifadeleri de yer aldı.