2 Ağustos 2019
Sayı: KB 2019/29

Krizin birinci yılında TİS süreçleri…
Düzen siyasetinin “demokrasi” hamleleri
Faiz indirimi kimin içindi, sonrası ne olacak?
Ekonomik kriz de olsa Diyanet’e bütçe ayrılır
Günah keçisi ilan edilen Suriyeliler
Haklarımızı korumak ve taleplerimizi kazanmak için birleşelim!
MESS’in anketi, metal işçilerini yönlendirmeye çalışıyor
TİS süreçlerinde 3 yıllık sözleşme dayatması
Kıdem tazminatının gaspına hayır!
Petlas’ta görevden alma operasyonu ve ayrıntıları
Parti, merkeziyetçilik, ademi merkeziyetçilik ve önderlik - A. Murat
ABD Ortadoğu’da yeni felaketler peşinde koşuyor
Filistin yönetimi “Oslo Anlaşması”nı askıya aldı
Bu ülkeden Missouri geçti, F-35 gelmese ne olur!
Nafaka Kanunu’nda son perde ekimde
Sınıfının davası için dövüşen kadın metal işçisi Zeliha yoldaşı yitirdik!
Eğitim üzerine...
Yeni bir “tercih” dönemi
Sadece yaşanabilecek bir dünya istiyoruz!
Küçük bir çocuk ile şişman bir adamın katliamı
Bu sayının PDF formatını download etmek için tıklayın

 

Ekonomik kriz de olsa Diyanet’e bütçe ayrılır

 

Diyanet İşleri Başkanlığı yaptığı açıklamalar, gerici yayınları ve kendisine ayrılan dev bütçeler ile gündemdeki yerini her daim koruyor. Resmi Gazete’de yayınlanan Cumhurbaşkanlığı kararı ile Diyanet İşleri Başkanlığı Dini Yayınlar Genel Müdürlüğü Döner Sermaye İşletmesi’nin 40 milyon liralık sermayesi %100’lük artış ile 80 milyon liraya yükseltildi. Bu yüksek meblağdaki para dini yayınlarda ve kitapevlerinin işletilmesinde kullanılacak.

Yayınlar “dindar nesil” yaratma hedefiyle özellikle gençlere yönelik olarak çıkarılıyor. Broşürlerin veya kitapların çoğu ücretsiz dağıtılıyor. Gerici içeriklerin yer aldığı bu yayınlarda basına yansıyabilen konular şu şekilde olmuştu: “Peygamberimiz ve Gençlik” isimli kitapta laiklik ve eğitim karşıtlığı işlenmişti. Eğitim seviyesinin artması ile dinden uzaklaşıldığı iddia edilmişti. Diyanet’in internette kullandığı Dini Kavramlar Sözlüğü’nde “Kızlar 9, erkekler 12 yaşında buluğ çağına girer. Buluğ çağına giren kişiler evlenebilir.” ifadeleri yer almıştı, tepkiler sonrasında bu tanımlamalar kaldırılmıştı.

Diyanet kurumu okullarda, yurtlarda, örgütlediği kamplarda yaptığı etkinlikler ile genç nesillere ‘İslamofobi’ propagandaları üzerinden ‘bilinçlendirme’ eğitimleri veriyor. İslam karşıtlığının oluşmasında temel etken oynayan IŞİD ve benzeri terör örgütlerini finanse eden emperyalistler ve iş birliğindeki Türk sermaye devleti, bu beyin yıkama seanslarında ‘aklanıyor’. Camiilerde, sermaye devletinin yürüttüğü kirli savaşlar övülüyor.

Dinci gericiliğin 4 yaşındaki çocuklara kadar empoze edilmesinin yaygınlığı birçok yöntemi ile örneklendirilebilir. Bu yönelimin de tamamen siyasi olduğu, nedenleri ile birlikte açıktır. Ayrılan bütçenin devasa olmasının da gerisinde sermaye devletinin kendi siyasal çıkarları vardır.

Diyanet İşleri Başkanlığı’na 2019 yılı bütçe planlanmasında 10,4 milyar lira belirlenmişti. Genel bütçeden pay alan kamu idareleri içerisinde Diyanet’e ayrılan bütçe Dışişleri, Enerji ve Tabii Kaynaklar, Sanayi ve Teknoloji, Çevre ve Şehircilik bakanlıkları, TÜBİTAK vb. de dahil 29 kurumu geride bırakmıştı. Bu veriler Orta Vadeli Mali Plan’da (2019-2021) yer alıyor. 2020 ve 2021 için Diyanet’in bütçesi daha da arttırılacak.

Türkiye’nin genel bütçesinde memur maaşlarına ayrılan giderler yüzde 17 artarken, Diyanet’in personel ödeneği yüzde 36,5 artmıştı. Camilerin okullardan daha çok olduğu ülkede personel alımının da çok olacağı ortadadır. Diyanet aynı zamanda dernek, vakıf vb. gibi kuruluşlara nakit para aktarmaktan da geri durmuyor. Ayrıca 2018 Faaliyet Raporu’nda, “Kurum bütçesinin her yıl yaklaşık yüzde 95’i personel giderlerinden oluşmaktadır. Geriye kalan yüzde 5 ile hizmetlerimizi icra etmekteyiz. Yurtiçi ve yurtdışında geniş bir coğrafyada yasal görevlerimizi tam anlamıyla ifa edebilmemiz için, personel gideri dışındaki ödeneğin arttırılması gerektiği değerlendirilmiştir” açıklaması yer almaktadır. Kendisine ayrılan bütçeyi yıl tamamlanmadan bitirip, ek bütçe de isteyen Diyanet kurumu kamusal kaynakların nereye ve ne amaçla harcandığını gözler önüne sermektedir.

Ekonomik krizin etkisiyle de yoksulluk ve işsizliğin daha da artmış olduğu bu dönemde, AKP iktidarı sefalete sürüklenmiş milyonlara kırıntı düzeyindeki yardımları bile esirgerken, mücadele edenlere baskı uygulayıp, önceden kazanılmış hakları tırpanlarken dinsel gericiliğin yayılmasında en ufak bir tasarrufa gitmiyor. Emekçilerin ‘fedakarlığı’ istenirken, saray harcamaları 2,5 milyar lirayı geçerek rekor kırıyor.

Milyonlarca emekçinin borçlarla boğuştuğu, birçok insani ihtiyaçtan mahrum bir şekilde yaşamak zorunda kaldığı bu düzende devlet bütçesinin bu şekilde harcanması, alın terine sahip çıkacak olan her emekçinin gündeminde olmalıdır. Çalınan yalnızca şimdiki yaşamlar değil, çocukların, sonraki nesillerin geleceğidir. Sermaye iktidarına set çekilemezse eğer onlar da sefalete maruz bırakılacak, gerici ideolojiler ile uyuşturulacaklar. Dolayısıyla her alanda mücadeleyi yükseltmekten başka seçenek yoktur.

 

 

 

 

İhtiyat akçesinden Hazine’ye aktarma

 

Ekonomist Uğur Gürses, 41 milyar liralık ihtiyat akçesinin 21 milyar lirasına Hazine tarafından el koyulduğunu belirtti. Merkez Bankası’nın (MB) ihtiyat akçesinin yağmalanmasını sosyal medyada duyuran Gürses, “Merkez Bankası’nın 41 milyar TL’lik ihtiyat akçesinin 21 milyarı perşembe günü Hazine’ye aktarılmış” ifadelerini kullandı.

AKP şefi Tayyip Erdoğan’ın Merkez Bankası Başkanlığı’na yaptığı atama sonrasında meclise gelen ve 17 Temmuz’da genel kurulda kabul edilen torba yasa tasarısıyla birlikte ihtiyat akçesinin yağmalanmasının önü açılmıştı. Merkez Bankası’nın kârının yüzde 20’sinin ihtiyat akçesi olarak ayrılmasıyla ilgili hüküm kaldırılarak yedeğe ayrılacak pay düşürülmüştü.

AKP iktidarı Merkez Bankası’nın Nisan ayında gerçekleştireceği kâr payı dağıtımını da yılın başına çekmiş ve 30 milyar lirayı aşkın kârını Hazine’ye aktarmıştı.




 

Yıl sonu enflasyon tahmini düştü

 

Merkez Bankası’nın 2019 yılı 3. enflasyon raporu 21 Temmuz’da açıklandı. Enflasyon tahminlerinin önceki rapora kıyasla düşürüldüğü raporda, bu yılın ikinci çeyreğinde de enflasyonun, Nisan ayında açıklanan rapordaki tahminlerin altında kaldığı ifade edildi. Merkezi Bankası’nın enflasyon raporundan öne çıkan tahminleri şu şekilde:

- 2019 yılı gıda enflasyonu tahmini yüzde 16,0’dan yüzde 15,0’e indirilirken, 2020 yılı gıda enflasyon tahmini yüzde 11’de tutuldu.

- 2019 yıl sonu enflasyon tahmini, yüzde 13,9’a düşürüldü. Buna göre, enflasyonun %70 olasılıkla yüzde 11,5-16,3 aralığında olması bekleniyor. Bir önceki raporda, enflasyonun yüzde 12,1-17,1 aralığında, ortalama yüzde 14,6 olması tahmin ediliyordu.

- Enflasyon için 2020 tahmini yüzde 8,2’de sabit tutuldu. Enflasyonun gelecek yıl %70 olasılıkla %5,2-11,2 aralığında olması bekleniyor. Bir önceki raporda da, yüzde 8,2 ortalamayla yüzde 5,1-11,3 aralığı tahmini yapılmıştı.

- Enflasyonun orta vadede yüzde 5,2’de istikrar kazanacağı tahmin ediliyor.