24 Mayıs 2019
Sayı: KB 2019/21

Sermayeye ve demir yumruğuna karşı mücadeleye!
Saray rejiminin sonunu hak arayan emekçiler getirecek!
Paranın iki yüzü
İstanbul’u ver(e)miyorlar…
“Tren katliamlarında başka canlar yanmasın diye mücadelemiz”
Faşist baskı ve zorbalığa karşı mücadeleyi büyütelim!
Sermayenin eli kıdem tazminatımızda, bizim elimiz şalterde!
Cem Bialetti grevine dair
Eaton sözleşme sürecinden dersler…
İzmir’de işçiler kıdem tazminatı hakları için buluştu
Devrimci mirası yaşatmak, onu daha ileriye taşımakla mümkündür!
Parti ve geçmişin devrimci mirası - H. Fırat
“Devrimci kuşakların birikimi, işçi sınıfı devrimciliği şahsında güvencededir”
İsviçre 14 Haziran Kadın Grevi’ne hazırlanırken…
Metal Fırtınası’nın 4. yıldönümündeyiz...
Eğitim sisteminde değişmeyen sorunlar
Mesleki eğitimde yeni projeler ve ticarileştirme saldırıları
Sanat politiktir!
Onurlu kavgamızın namuslu kalem işçileri
Tutsak yakınları: ‘Tecrit bitti’ denilene kadar eylemimiz sürecek!
Siyasi tutsaklardan 1 Mayıs mesajları
Bu sayının PDF formatını download etmek için tıklayın

 

Mesleki eğitimde yeni projeler ve ticarileştirme saldırıları

 

Sermayedarlar ile okul yönetimleri arasında yapılan protokoller, anlaşmalar ve projelerle gençlik ucuz, nitelikli ve kalifiye emek gücüne dönüştürülmek isteniyor. Bunun için MEB ve sermaye yeni projeler hayata geçiriyor. Geçtiğimiz günlerde yapılan bir açıklama bunun yeni bir örneği oldu. Açıklamada, Millî Eğitim Bakanlığı, Konya Büyükşehir Belediyesi ve Konya Ayakkabıcılar Odasının iş birliğinde Aykent Ayakkabıcılar Sitesi’nde açılan Aykent Mesleki ve Teknik Anadolu Meslek Lisesinde 150 öğrenci, ayakkabı sektöründe ‘geleceğin tasarımcıları’ olarak ulusal veya uluslararası markalarda hem staj hem de üretim yapma imkânı bulacağı” bilgisi paylaşıldı.

Yapılan açıklama bir kez daha gösteriyor ki eğitim de geleceğimiz de sermayedarlar tarafından belirleniyor. Bize geleceğin tasarımcıları olarak bakıyorlar ve bunun için ayrı bir okul açabiliyorlar. Aslında onlar bizlerin geleceği için değil, kendi gelecekleri için yatırım yapıyorlar. Çünkü biliyorlar ki ucuz, nitelikli ve kalifiye emek gücü meslek liseleri ve meslek yüksekokullarından çıkıyor. Ayakkabı sektörünün yoğun olduğu sanayi bölgesi olduğu için açılan okuldaki öğrencilerin, dersleri uygulamalı olarak öğreneceklerini vurguluyorlar. Biliyoruz ki onların uygulamalı ders dedikleri, bizleri daha lise sırasındayken atölye tezgahının başına geçirmek, tıpkı bir işçi gibi çalıştırıp emeğimizin karşılığını vermemektir. Onların “uygulamalı ders”i, iş güvenliğinin sağlanmaması, dolayısıyla yaşamlarımızın çalınması ve hiçe sayılmasıdır.

Açıklamada, Ayakkabı Saraciye Teknolojisi Bölümünü seçen ve dereceye giren öğrencilere 250 lira burs desteği verileceği de belirtiliyor. Eğitimi paralı hale getiren ve okulları bir ticarethaneye dönüştürenler, stajlarda emeğimizin karşılığını vermeyenler bizlere burs imkânı sağlayarak eğitimi iyileştirebileceklerini düşünüyorlar. Ama bizler biliyoruz ki bugün binlerce sıra arkadaşımız eğitim masraflarını karşılayamadığı için eğitimi bırakıp, genç yaşlarda çalışmaya gidiyor ve alınmayan önlemler sonucu yaşamlarından oluyorlar.

Bir diğer vaat de “ne yapacağım diye bir derdin olmayacağı” ve söz konusu mesleğin geleceğin mesleği olduğu şeklinde. Bize gelecekte işsiz kalmayacağımız ve dünya çapında staj ve üretim yapacağımız söyleniyor. Oysa gördüğümüz kadarıyla daha bu sene itibariyle artan ekonomik krizin etkisiyle onlarca ünlü ayakkabı markası konkordato ilan etti. Bununla beraber onlarca işçi işlerinden çıkarıldı.

Gözümüzü açalım ve onların bizlere gelecek diye yutturmak istedikleri geleceksizliği görelim artık. Sermaye, okul ve devlet iş birliğiyle yaratılmak istenen hayallere, Türkiye’nin “Ayakkabı Tasarımcıları” yetiştirilmek isteniyor yalanlarına kanmayalım. Onların istedikleri bellidir. Ucuz emek gücü yetiştirmek ve bunun üzerinden aşırı kâr elde etmek istiyorlar. Gençlik olarak bizlere düşen ise, ucuza kalifiye emek gücü olmayı ve geleceksizliği dayatan sermaye sınıfına, devletine ve düzenine karşı gelecek mücadelesini büyütmektir.

K. Sönmez

 

 

 

 

DGB’den seçim faaliyeti

 

Devrimci Gençlik Birliği (DGB), 23 Haziran’da yeniden yapılacak İstanbul Büyükşehir Belediyesi (İBB) seçimleri öncesi yaptığı bildiri dağıtımları ile mücadele çağrısını yükseltti.

17 Mayıs’ta Bakırköy’de “Faşist baskı ve dayatmalara geçit vermeyelim. Devrim mücadelesini yükseltelim” şiarı ile yapılan bildiri dağıtımında çok sayıda genç, işçi ve emekçi ile seçimler, ekonomik kriz üzerine sohbet edildi. Ekonomik kriz üzerine yapılan ajitasyon konuşmaları çevredekilerin ilgisini çekti.

Bildiri dağıtımı sırasında sivil polisler, çevredeki ilgiden kaynaklı DGB’lilerin yanına gelemezken, uzaktan görüntü çekerek taciz etmeye çalıştılar.

18 Mayıs Cumartesi günü Kadıköy’de yaygın bildiri dağıtımı gerçekleştirildi. Gençlerin yoğun olduğu birçok noktada dolaşılarak bildiri dağıtımı yapıldı. Ajitasyonlar ile işsizliğe geleceksizliğe karşı gençlik mücadeleye çağırıldı.

19 Mayıs’ta sabah saatlerinde Kadıköy sokaklarına ve Beşiktaş’ta gençliğin geçtiği güzergahlara yazılamalar yapıldı. Ayrıca, Beşiktaş meydanda bildiri dağıtımı yapıldı.




Ankara polisi DLB’lileri tehdit ediyor

 

Ankara polisi, sınıf devrimcilerine yönelik baskılara devam ediyor. Ankara Devrimci Liseliler Birliği (DLB), iki liseli devrimcinin ailelerinin TEM polisleri tarafından aranarak tehdit edildiğini duyurdu. DLB’lilerin bu baskılara boyun eğmeyeceklerini, siyasal mücadeleye devam edeceklerini, siyasi polisin baskı ve tacizlerine en net yanıtı mücadeleyi sürdürerek vereceklerini belirtti.

1 Mayıs sabahı kentte sınıf devrimcilerine yönelik yapılan operasyonun devamı olarak yoldaşlarının, dostlarının, hatta selam verdikleri insanların dahi tehdit edildiğini belirten Ankara DLB, “Biz sınıf devrimcileri olarak, sermayenin baskı, taciz, gözaltı ve tutuklamalarına asla boyun eğmeyeceğiz!” dedi.