Devrim toprağına düşen kır çiçeği: Hatice Yürekli
Hatice Yürekli yoldaş kır çiçeklerini çok severdi. Kendisi de kır çiçeğiydi... Kır çiçekleri baharın müjdecisidir. Yoldaş baharın müjdecisi gibi devrimin müjdecisiydi. Ölümsüzleştiği için güzelleme olsun diye yapılan bir benzetme değil bu. Somut bir gerçeklik. Yoldaşı tanıyan herkes tıpkı kır çiçeklerinden bahseder gibi bahsediyor ondan.
Yarın devrim olacak demedi yoldaş. Ama kendini tüm samimiyeti ve içtenliğiyle devrim davasına adamıştı. Ki, onu tanıyan her yoldaş onunla devrimin müjdelendiğini görüyordu.
Hatice yoldaş devrimin müjdecisiydi. Çünkü Ümit yoldaşın ifadesiyle kazandığımız dava için “tereddüt etmeden ölüme yürüdü.”
Hatice yoldaş 19 Aralık öncesinde sağlık açısından oldukça iyiydi. Ama 19 Aralık saldırısıyla birlikte Ölüm Orucu direnişini 8-9 gün su almadan sürdürdü. Su almaya başladığında ise, yeterli miktarda su alacak sağlık durumundan uzaklaşmıştı. Daha Şubat ayı başında damlalıkla su alabildiğini duymuştuk. Ölüm Orucu direnişinde su alamamak ölüm sınırına gelmek anlamına geliyor.
Refakatçisi olan kardeşi Mart aylarının ortası veya Nisan başında, Hatice yoldaşa Adalet Bakanlığı ile yapılan görüşmeden bahsediyor umutla. Hatice yoldaş gerçekçi; bu görüşmeden de bir sonuç çıkmayacağını belirtiyor kardeşine.
Umutsuzluk mu yoldaşın davranışı? Hayır gerçekçilik. Umut bizzat kendisi, direnişi...
Hücre saldırısı asıl olarak devrimciler şahsında devrimi teslim almayı amaçlıyor. Sermaye devletinin asıl hedefi mekânsal olarak hücrelere koymak değil; yüreği umutsuzluk hücresinde teslim almak. Hatice yoldaş hiçbir zaman umutsuzluk hücresine girmedi.
Peki bir tür intihar mı? Ölüm Orucu direnişinde su almakta zorlanan biri ortalama 1 ay içinde ölümsüzleşir. Hatice yoldaş Şubat başında su almakta zorlanıyordu. 22 Nisan’da ölümsüzleşti. Bu iki buçuk ay bile Hatice yoldaşın yaşama bağlılığını göstermeye yetiyor.
Kır çiçeği olan Hatice yoldaş, hücrelerin hemen yıkılmayacağının farkındaydı. Ama saldırının asıl hedefinin tutsaklar şahsında devrimi teslim almak olduğunu biliyordu. Üstelik Hatice yoldaş sadece parti kurucularından bir yoldaş değil, partiydi. Yılların emeği, Habip ve Ümit yoldaşların kanlarıyla güçlenen partiydi O. Devrimi teslim almaya çalışanlara inat, tereddüt etmeden ölüme yürüdü Hatice yoldaş.
Hatice yoldaşın aşmamız gereken örnek bir yoldaş olması sadece ölüme tereddüt etmeden yürümesinden mi geliyor? Ölüm anındaki bu tereddütsüzlüğü devrim davası için her faaliyetteki tereddütsüzlüğünün doğal, hatta sıradan bir sonucudur.
Yoldaş her şeyi mükemmel yapıyordu demiyoruz. Ortaya çıkan sonuç zerrece mükemmel olmasa bile, mükemmel denecek bir çabayla yapmaya çalışıyordu. İçten, samimi bir sıcaklıkla yapmaya çalışıyordu.
Baharı ve devrimi müjdeleyen yoldaş 22 Nisan’da (2001) ölümsüzleşti. Devrim toprağında açan kır çiçeği 22 Nisan’da toprağa düşerek tohum oldu.
Devrimin tohumlarından biri...
M. Kurşun
Hapishanelerde Kızıl Bayrak’a keyfi engel
Bolu F Tipi Hapishanesi’nde Kızıl Bayrak, gönderilen kişinin “aboneliği olmadığı” bahanesiyle geri gönderiliyordu.
Bunun üzerine Kızıl Bayrak 16 Mart 2018 tarihli 11. sayısı Bolu F Tipi Hapishanesi’nde bulunan devrimci tutsak Ali Gülmez’e 1 yıllık abonelik faturası ile gönderildi. Ne var ki bu sayı da Ali Gülmez’e verilmeyerek geri gönderildi.
1 yıllık abonelik faturasının da yer aldığı zarfta, Kızıl Bayrak’ın engellenmesine gerekçe olarak yine “abone olmaması” yer aldı.
“Yayınevinden gönderildiği anlaşılan postanın kuruma kabulü ve ilgilisine teslimi için bedelinin ödendiğine dair herhangi bir abonelik bilgi ve belgesine ulaşılamamıştır” bahanesiyle gazetenin engellenmesi, hapishanelerdeki keyfiyetin göstergesi oldu.
Ayşe öğretmen bebeğiyle birlikte hapse giriyor
Kirli savaşın tüm yakıcılığıyla sürdüğü dönemde bir televizyon programına telefonla bağlanıp “Çocuklar ölmesin” dediği için öğretmen Ayşe Çelik’e verilen 1 yıl 3 aylık hapis cezası İstanbul Bölge Adliye Mahkemesi 2. Ceza Dairesi tarafından onandı.
Tutuklandığı dönemde henüz 2 aylık bir bebeği olan Ayşe öğretmene verilen ceza, yapılan başvuru üzerine 20 Nisan 2018’e ertelendi.
Ayşe Çelik’in avukatı Mahsuni Karaman ise Anayasa Mahkemesi’ne (AYM) verilen cezanın bozulması talebiyle başvuruda bulundu. Ne var ki AYM başvuruyu şu ana dek dikkate dahi almadı. Ayşe Çelik’in avukatının Twitter hesabından paylaştığı bilgiye göre, Ayşe Çelik 20 Nisan Cuma günü, 6 aylık bebeği Deran’la birlikte hapse girecek.
***
Merhaba Eksen Yayıncılık emekçileri
Ezen ile ezilenlerin sınıf kavgası olan 1 Mayıs İşçi Bayramınızı en içten dileklerinle kutluyorum.
Sevgilerimle
Mehdi Boz
MKP dava tutsağı
2 Nolu T Tipi Hapishane
Bünyan/KAYSERİ |