9 Mart 2018
Sayı: KB 2018/10

Emperyalistler ve işbirlikçileri yenilecek, direnen halklar kazanacak!
Ekonomide sahte rekorlar ve gerçekler
Sağlıkta neo-liberal programların çöküşü
“Tarım politikalarıyla şeker fabrikaları zarar ettirildi”
Efrîn’de “ateşkes” boyunca 33 sivil katledildi
İşçi ve emekçiye reva görülen yoksulluk
“İşimizi geri alacağız!”
Performans sistemine karşı Eğitim Sen’den kampanya
Devletten çocuk işçilikle mücadele yalanı!
‘Türkiye’de Kadınlar ve Kadın Emeği’ raporu
Burjuva toplumu ve burjuva kadın hareketi - H. Fırat
Sınıf devrimcilerinden 8 Mart etkinlikleri
Ekim Devrimi’nin 100. yılında Kollontay’ı okurken…/ 7
Siyasal süreç ve gençlik mücadelesi
Büyüyen küresel ‘‘ticaret savaşları”
Avrupa’da ırkçı-faşist tırmanış!
Körfez şeyhleri “Hizbullah’ın şifreleri”ni çözebilir mi?
Nükleer rekabet ve savaş tehdidi
Gazi Direnişi 23. yılında
Kiralık senaryolu “Freiheit” filmi üzerine
Bu sayının PDF formatını download etmek için tıklayın

 

İşimizi geri alacağız!”

 

İstanbul’da Kamu Emekçileri Sendikaları Konfederasyonu (KESK) üyesi emekçilerin ihraç edilmelerine karşı Şubat 2017’de başladıkları direniş devam ediyor. Pazartesi, Çarşamba ve Cumartesi günleri Bakırköy Özgürlük Meydanı ve Kadıköy Altıyol’da oturma eylemleri gerçekleştiriliyor. Destekçilerinin de yalnız bırakmadığı emekçiler mücadele ve dayanışma çağrısı yapıyor.

3 Mart günü Bakırköy’de gerçekleştirilen eylemde direnişçilerden Muhammed Sevinçtekin konuşma yaptı. Muhalif kimliklerinden dolayı ihraç edildiklerini vurgulayan Sevinçtekin her fırsatta “yerli ve milli” demagojisi yapan AKP’nin şeker fabrikalarını Amerikan tekeli Cargill’e satmaya çalıştığına dikkat çekti. Bu fabrikalarda on binlerce emekçinin çalıştığını, aileleriyle birlikte yüz binlerce kişinin etkileneceğini belirten Sevinçtekin, özelleştirmeyle birlikte doğal şeker pancarı yerine laboratuvarda elde edilen mısır şurubundan üretilecek şekerin de sağlıksız olduğuna dikkat çekti. Kadıköy’deki eylemde ise direnişçi emekçiler adına basın açıklamasını Naciye Ertaş okudu. OHAL ve KHK saldırılarını teşhir eden Ertaş haksız ve hukuksuz bir şekilde çıkarılan KHK’larla ihraç edildiklerini ancak neden işten atıldıklarını kendilerinin tahmin etmek zorunda kaldıklarını dile getirdi. Kendilerinin rantçı, gerici, adil ve eşit olmayan anlayışlara karşı parasız, nitelikli, eşit bir kamusal hizmet için mücadele ettiklerini ve bu nedenle ihraç edildiklerini belirtti.

5 Mart günü Kadıköy’de yapılan eylemde, ihraç saldırısı karşısında sinmek, köşeye çekilmek yerine direnişi seçtikleri ve bir yıldır işlerine geri dönebilmek için Kadıköy, Bakırköy ve Kartal’da direndikleri belirtildi. Diğer illerde de KESK’li emekçilerin direndiği söylenerek işlerine geri dönene kadar direnişlerinin davam edeceği vurgulandı. Bakırköy’de “AKP’nin doğa talanına, kadına şiddete, laikliğe, adalete ve iş güvencesine karşı yaptığı hukuksuzluklara dur dediğimiz için işimizden atıldık” denilen açıklamada 8 Mart Dünya Emekçi Kadınlar Günü eylemlerinde hayata geçirilen polis terörü teşhir edildi. Ankara ve Çorlu’daki eylemlere polis saldırıları gerçekleştiği, kadınların dövülerek küfürlerle gözaltına alındığı belirtilen açıklamada “AKP polisinin yaptığı bu saldırı aslında AKP’nin kadına şiddete, cinsel istismara, kadının sömürülmesine, tacize, tecavüze bakışının gerçek yansımasıdır. AKP kadınların özgürleşmesini istemiyor. Bu ülkede kadının söz hakkı olmasını, kendini var edebilmesini istemiyor. Bizler bu ülkede çocukların istismarına, kadına karşı şiddete dur demek için de alanlardayız” denildi.

7 Mart günü Kadıköy’de yapılan açıklamada kadına yönelik şiddet, baskı ve ayrımcılığın yanı sıra OHAL ve grev yasakları, savaş politikaları teşhir edildi. Açıklama şu ifadelerle sona erdi: “8 Mart’ta bütün kadınları acılarımızı mücadeleye dönüştürmeye ve bize baskı, sömürü, şiddet, militarizm, savaş ve yağma dışında başka bir şey vaat etmeyen bu dünyayı değiştirmeye; baskı, sömürü ve şiddetin olmadığı bir dünya yaratmaya çağırıyor, dünyanın değişik ülkelerinde grev ve boykot yapan kadınları kadın dayanışmasıyla selamlıyoruz.” Bakırköy’de de BES İstanbul 1 No’lu Şube’nin 8 Mart Dünya Emekçi Kadınlar Günü vesilesiyle tutuklu kadınlar, KESK’liler, gazeteciler ve avukatlara göndereceği kartlar yazıldı. Direniş alanında gerçekleştirilecek 8 Mart etkinliğinin hazırlıkları yapıldı.

Saat 17.00’de yapılan açıklamada ihraçların hukuksuzca gerçekleştirildiği vurgulandı. 8 Mart eylemlerine yönelik polis saldırılarının da teşhir edildiği açıklamada işlerine dönene kadar direnişin süreceği ifade edildi. AKP iktidarının kadına şiddet, taciz, tecavüz ve çocuk istismarının artmasına yol açtığına dikkat çekilen açıklamanın ardından bugünkü eylem sona erdi.

Ayrıca belediye başkanının danışmanı alana gelerek direnişçilerin ses cihazı için belediyenin elektriğini kullanmasına ilişkin “vatandaşın yazdığı şikayet dilekçelerini” gösterdi.

 

 

 

 

Yüksel’de direniş devam ediyor

 

KHK saldırılarına karşı 9 Kasım 2016’da Ankara’daki Yüksel Caddesi’nde başlayan direniş saldırılara karşın 490’lı günlerinde devam ediyor. Her gün saat 13.30 ve 18.00’de basın açıklaması yapmak için Konur Sokak’ta toplanan emekçileri “Yasak” gerekçesiyle polis tarafından işkenceyle gözaltına alınıyor. Eylemde, işe geri dönme talebinin yanı sıra, tutuklu direnişçi Nazife Onay ve Halkın Hukuk Bürosu (HHB) avukatlarının da serbest bırakılması isteniyor.

Direnişin 481. günü olan 4 Mart günü, polisin yanı sıra faşist saldırı da yaşandı. Saat 18.00’de basın açıklaması için Konur Sokak’ta bir araya gelen emekçiler ozalit açarak eylemlerine başladı. “İşimizi geri istiyoruz” diye haykıran emekçiler kısa süre sonra polisin saldırısıyla karşılaştı. İhraç edilen emekçilerden Nazan Bozkurt ve Mehmet Dersulu’nun da aralarında olduğu 4 kişi gözaltına alındı.

Polis saldırısından kısa süre sonra, Konur Sokak’ta bekleyen destekçilere ve basın emekçilerine faşistler saldırdı.

Faşistleri koruyan polis beklemeye devam eden kitleye plastik mermilerle saldırdı.





Mimar Alev Şahin Düzce’de direniyor

 

KHK saldırısıyla Düzce’de 6 yıldır çalıştığı Çevre ve Şehircilik İl Müdürlüğü’nde görevinden ihraç edilen Mimar Alev Şahin’in direnişi 250’li günlerinde sürüyor.

26 Şubat günü Düzce Valiliği’nin “yasak” kararı gerekçesiyle polis saldırısıyla gözaltına alındığı kent meydanında destekçileriyle birlikte eylemini sürdüren Şahin 5 Mart günü yaptığı açıklamada şunları dile getirdi:

248 gündür işimi geri istiyorum. İşimi geri istemeye her koşulda devam edeceğim. Benim ekmek kavgam 248 gündür aynı kararlılıkla devam ediyor.

İşimi istemekten, ekmeğimi istemekten vazgeçmeyeceğim. Beton firmalarının ekmeğimle oynadığını anlatmaktan vazgeçmeyeceğim. Baskılar, gözaltılar beni yıldıramaz. İşimi-ekmeğimi geri alıncaya kadar mücadeleye devam edeceğiz. Emekçiyiz haklıyız biz kazanacağız!”


 
§