5 Eylül 2014
Sayı: KB 2014/36

12 Eylül rejimi sürüyor...
AKP 12 Eylül düzeninin devamcısıdır!
Düzenin çözümsüzlüğü derinleşiyor
Erdoğan – IŞİD ortaklığı devam ediyor
Dershaneler özel okul oluyor, eğitimde gerici uygulamalar arttırılıyor!
Bir rant ve iktidar kavgası alanı: Dershaneler
“Çözüm süreci” savaş ve saldırganlık projesidir!
"Mücadeleyi, örgütlenmeyi tartışmalıyız!"
İhanet derinleşiyor
“Sağlığımızı çalanlar
işimizi de elimizden alıyorlar”

Ege MİB Eylül Ayı Olağan Toplantısı gerçekleşti!

‘Kölelik Sarayı’nda
adaletsizliğe karşı direniş!

Kamu emekçileri hareketi ve görevler

Şişecam grevi, sendikal bürokrasi ve ihanet çemberi
20. yıl: Sınıfın, devrimin ve sosyalizmin sesi!
Lear patronu öncü işçileri kafese kapattı!
“Denizlere çıkar sokaklar”
DGB’den kayıt dönemi faaliyetleri
İşte devletin koruduğu çocuklar!
Sosyalizm ve çocuk
Mamak'ta binler festivalde buluştu!
Mamak Kültür Sanat Festivali devrimci kitle mücadelesinin tok bir sınıf mevzisidir! - Evrim Erdoğdu
Devrim sinemasında delikanlı bir komünist, militan bir Don Kişot: Yılmaz Güney
Kavganın tüm kızıllığıyla Kızıl Bayrak’a selam olsun!
Bu sayının PDF formatını download etmek için tıklayın

 

 

Mamak'ta binler festivalde buluştu!

 

Bir hafta boyunca yoğun bir etkinlik programıyla süren, binlerce işçi, emekçi ve gencin katıldığı 11. Mamak Kültür Sanat Festivali, 31 Ağustos akşamı gerçekleştirilen coşkulu final etkinliğiyle sona erdi.

Çalışmaların kolektif bir ruhla gerçekleştirildiği festivalin 4. gününde (28 Ağustos) “Futbol borsada değil, arsada güzel!” şiarıyla çağrısı yapılan, “Kapitalizm, Futbol ve Direniş” başlıklı forum yapıldı. Festivalin ilk gününden sonuna kadar süren devlet tacizi festivalin dördüncü gününde keyfi elektrik kesintisi ile devam etti. Elektrik sorununun jeneratör aracılığıyla çözen Mamak İşçi Kültür Evi çalışanları forumun ardından bu baskılara bir yanıt olarak festival programını saat 23.00’a kadar çekti.

Festivalin başından bu yana süren sermaye devletinin saldırıları festivalin dördüncü gününde elektrik kesintisi ile devam etti. Buna karşın jeneratörleri ile alanda eksiksiz şekilde faaliyetini sürdüren Mamak İşçi Kültür Evi çalışanları forum ardından bu baskılara bir yanıt olarak festival programını saat 23.00’a kadar çekti.

Forumda yapılan ilk konuşmada, futbolun günlük hayatımızda kapladığı yere dikkat çekilerek, en çok takip edilen spor dallarından biri olarak birey, devlet, politika, para ve hepsinden daha genel olarak kapitalizmle olan ilişkisine vurguda bulunuldu.

Birçok gencin katılımıyla dinamik bir hal kazanan forumda emekçiler futbolun bir “takım oyunu” olarak “kolektif ruhuna” dem vuran konuşmalar yaptılar. Emekçiler, bireyciliği dayatan kapitalist kültüre karşı alternatif bir kültürün futbol aracılığı ile kitlelere kazandırılabilineceğine vurgu yaparak, endüstriyel futbola sert eleştiriler yönelttiler.

5. gün

Festivalin 5. gününde Emekçi Kadın Komisyonları tarafından “Direnen ve özgürleşen kadınlar” etkinliği yapıldı. Etkinlik öncesinde parka kurulan standda gözleme yapan emekçi kadınlar, festivale maddi katkıyı da örgütlediler. EKK tarafından hazırlanan “Yaşamın yarısından kavganın yarısına” adlı belgeselin gösterimi ile başlayan etkinlik, Emekçi Kadın Komisyonları adına yapılan kısa bir açılış konuşmasıyla devam etti.

Daha sonra söz alan Greif’in direnişçi kadın işçilerinden Emel Özyön, kadın işçilerin fabrikada yaşadıkları sorunları anlattı ve bu sorunların kadınların örgütlenme eğilimlerini körüklediğine dikkat çekti. Özyön, fabrikada kurulan Emekçi Kadın Komisyonu’nun faaliyetlerini ve 8 Mart deneyimlerini paylaşarak, özgürleşme deneyimi olarak işçi kadınlar tarafından gerçekleştirilen Boğaz Köprüsü eylemini örnek gösterdi. Daha sonra birçok emekçi kadın söz alarak sorunlarını dile getirdi.

6. gün

6. güne gelindindiğinde Bağımsız Devrimci Sınıf Platformu tarafından “Dünya, Ortadoğu ve Türkiye” başlıklı panel gerçekleştirildi. Panelde Ortadoğu’ya dair güncel sorunlar tartışıldı.

Sınıf devrimcileri, konserin yapılacacağı alanı pankartlarla donattılar, alanın girişine direniş temalı fotoğraf sergisinin yanı sıra “kömür” temalı resim ve şiir ürünleri sunuldu.

Etkinlik belgesel gösterimi ile başladı. Soma Katliamı’nın hemen sonrasındaki görüntüleri içeren belgesel, Haziran Direnişi ile devam etti. Direnişin zindanlarda da sürdüğü vurgulanarak festival tutsakları Evrim Erdoğdu ve Özgür Karagöl’ün görüntü ve videolarından oluşan bir çerçeveye büründü. Mamaklı emekçilere tutsakların ağzından hoşgeldiniz denildi. Böylece, onların festival alanında olduğu, tel örgülerin kâr etmediği gösterilmiş oldu.

Belgeselin ardından yapılan açılış konuşmasında Soma başta olmak üzere iş cinayetlerinde katledilen işçilere ve emperyalist savaşlara ve dinci-gerici çetelerin zulmüne maruz kalan emekçi halklara ithaf edilen festivalin bir direniş ve dayanışma çağrısı olduğu söylendi. Konuşmaların ardından tutsak Evrim Erdoğdu ve Özgür Karagöl’ün festivali selamlayan mektupları okundu.

Daha sonra dünya halk şarkılarını seslendiren Grup Redro sahneye çıkarak Arapça, Kürtçe, İtalyanca, İspanyolca’nın yanı sıra birçok dilde söyledikleri şarkılarla, festivalin içeriğine uygun bir dinleti gerçekleştirdi. Grup Redro’nun ardından sahne alan PSAKD Ankara Şubesi 2 Temmuz Sanat Topluluğu Semah Ekibi, semah gösterisi gerçekleştirdi. Ardından sahneye çıkan Caner Gülsüm, festivalle dayanışmanın yükseltilmesi çağrısında bulundu. Gülsüm, bir bestesini Berkin Elvan’a atfetti.

Greif işçisi Orhan Purhan ise işgal boyunca neler başarıldığını ile baskı ve saldırıları da anlatarak örgütlenme çağrısı yaptı. Purhan, ayrıca Mamak İşçi Kültür Evi’ne teşekkür etti.

Purhan’ın ardından sahne alan Mamak İşçi Kültür Evi Müzik Topluluğu devrimci ezgileri ile devrim şehitlerine ve Soma’da katledilen işçilere adadıkları bestelerini seslendirdiler. Daha sonra mahallede oturan liseli gençler coşkuyla politik rap şarkılarını seslendirerek, Berkin Elvan, Soma ve Haziran Direnişi’ne selam gönderdiler.

Coşkulu final...

Festivalin son günü yapılan ilk etkinlikte Metin Yeğin ve Greif işçilerinin katılımıyla “Türkiye ve dünyadan işgal ve direniş deneyimleri” konulu panel gerçekleştirildi. Panel kapitalizmin niteliği ve ona karşı mücadele noktasında önemli ve verimli tartışmalara sahne oldu.

Akşam saatlerinde yapılan final etkinliğinde sahneye ilk olarak Şoreş çıktı. Kürtçe ezgiler, Alevi deyişleri ve muhalif türküleri seslendiren Şoreş, emekçiler tarafından büyük ilgiyle karşılandı.

Şoreş’in ardından sahneye BDSP adına konuşma yapmak üzere bir sınıf devrimcisi çıktı. Ortadoğu’da emperyalizmin barbar yüzü olan IŞİD çetelerinin kadınlar ve çocuklar başta olmak üzere Ezidi ve Kürt halkları üzerine uyguladığı terörden bahseden sınıf devrimcisi kapitalizmin Türkiye’de ise kendisini iş cinayetlerinde ve en yakın zamanda Soma’da katledilen işçilerde gösterdiğini vurguladı. Seçim oyununu teşhir eden sınıf devrimcisi, işçi ve emekçilerin ancak bir araya gelerek bugün gücü elinde bulunduran sermaye sınıfını devirebileceğini söyledi. Sosyalizm saflarında bu örgütlü mücadelenin anlam kazanacağına vurgu yaptı.

Sincan İşçi Birliği ve Emekçi Kadın Komisyonları’nın gönderdiği mesajların okunması ile devam eden festivalde Kızıl Bayrak gazetesi adına da konuşma gerçekleştirildi. Konuşmada, 20 yıl içerisinde tutuklamalar, toplatmalar, yayın durdurmalar hatırlatılarak Kızıl Bayrak’ın 20 yıl dimdik ayakta durmasının gerisinde sağlam bir ideolojik-politik birikim olduğu vurgulandı. “Kızıl Bayrak’a sahip çıkmak devrime sosyalizme sahip çıkmaktır” denildi.

Özgür Bayram’ın birçok dilde seslendirdiği türkülerle devam eden final etkinliğinde Bayram’ın ardından Devrimci Liseliler Birliği adına konuşma yapıldı. Liselilerin bugün her türlü yozlaştırma ve politikadan uzak tutma saldırıları ile karşı karşıya olduğunu kaydeden DLB’li saldırılara geçit vermeyeceklerini ve devrim mücadelesini yükselteceklerini ifade etti. Devrimci Gençlik Birliği adına yapılan konuşmada ise bugünün görevinin Deniz, Mahir, İbo olmak olduğu söylendi ve gençliğe DGB’de örgütlenme çağrısı yapıldı.

Burhan Merevan Akşahin ve ardından sahneye çıkan Halil Sansar’ın dinletileri ile tamamlanması gereken etkinlik, fiilen devam etti. Şiir dinletileri ve gençlerin politik rap parçaları ile süren etkinliğüin kapanış konuşmasında katılım sağlayan emekçilere teşekkür edildi. Alandaki temizlik ve teknik meselelerin kolektif olarak halledilmesinin ardından, hep birlikte Enternasyonal Marşı söylendi.

Kızıl Bayrak / Ankara

 

 

Özgür Karagöl'ün festivale gönderdiği mesaj...

Merhaba yoldaşlar! Merhaba Mamaklı emekçiler!

Sizleri yüksek duvarlar, tel örgüler, demir parmaklıklar ardından Sincan 1 No'lu F Tipi Hapishanesi'nden devrimci coşkumuzla selamlıyoruz.

11. Geleneksel Mamak Kültür Sanat Festivali’nde buluşan siz emekçi dostlarımızla beraber atıyor yüreğimiz. Sesimizle soluğumuzla festival alanındayız bedenimiz tutsak olsa da. 2009 yılında 6. Mamak Kültür Sanat Festivali’nin ardından Mamak İşçi Kültür Evi ve yoldaşlarımızın evleri siyasi polis tarafından basılmış, 3 kadın yoldaşımız tutuklanmıştı. Açılan davada işçi kültür evi çalışanları hakkında Türkiye Komünist İşçi Partisi’ne üye olduğumuz iddia edilerek örgüt üyeliğinden yargılanmıştık.

Örgüt üyeliği suçlaması ile verilen ceza 2 ay önce yargıtay tarafından onandı. Evrim Erdoğdu yoldaş şu an Şakran Kadın Kapalı Hapishanesi’nde tutsak. Ben de 10 Ağustos günü polis tarafından göz altına alınarak Sincan 1 No’lu F Tipi Hapishanesi’ne atıldım.

Yeni bür dünya, yeni bir kültür” şiarıyla düzenlenen festivalde yan yana gelen binlerce emekçinin sesini boğmak hedefiyle yapılan polis operasyonları fiyasko ile sonuçlanmıştır. Ne şafak vakti yapılan polis baskınları ne de yağdırılan hapis cezaları festivallerin gelenekselleşerek bugünlere gelmesine engel oldu. İşte bu yıl 11.'si düzenlenen kültür sanat festivali de tüm bu saldırılara karşı bir yanıttır aslında. Siyasi polisin fezlekesine dayanılarak yağdırılan hapis cezalarının hükümsüz olduğunu gördük bir kez daha. Yaşanan saldırılar beyhude. Zira yüksek duvarlara karşın devrimci tutsaklar olarak omuz omuza çekilen halaylarda sizinleyiz! Sincan zindanlarından eşlik ediyoruz söylediğiniz türkülere. Gündüzlerinde sömürülmeyen, gecelerinde aç yatılmayan günler için verilen mücadelede Mamak 11. Kültür-Sanat Festivali'ni bir kez daha selamlıyor, sınıfsız ve sömürüsüz bir dünya için devrim ve sosyalizm mücadelesini büyütmeye, kavgaya, bu kurtuluş mücadelesine omuz vermeye çağırıyoruz. Bu davet bizim!

Sincan 1 No’lu F Tipi Hapishanesi'nden
Özgür Karagöl

 

 

EKK'dan festivale mesaj...

Merhaba dostlar!

Sizleri emeğine sahip çıkan New Yorklu dokuma işçisi kadınların, zindanlarda işçi sınıfının haklı ve onurlu mücadelesi uğruna bedenini ölümsüzlüğe yatıran Hatice Yürekli’nin, Kürdistan dağlarında özgürlük ateşini tutuşturan Zilanların, Haziran barikatlarında en önde zalime başkaldıran direnişçi kadınların coşkusuyla selamlıyoruz.

Her yeni güne kadın cinayetleri haberleri ile uyanıyoruz. Çalıştığımız fabrikalarda patronun türlü sömürüsüne maruz kalıyor, evde sokakta her türlü şiddete, tacize, tecavüze uğruyoruz. Bunun yalnızca Türkiye’de değil dünyanın her yerinde yaşandığını biliyoruz. Şengal’de, Rojava’da, Filistin’de, savaşın en ağır yükünü kadınların çektiğini biliyoruz. Buradan Ortadoğu’da özgürlük ve eşitlik için direnen tüm kadınlara selam gönderiyoruz.

Dostlar bizler tüm bunlara sessiz kalmıyoruz. Nasıl ki Soma’da madende eşlerini kaybeden kadınlar için dayanışma kampanyası örgütlediysek, nasıl ki Greif’te emeğine sahip çıkan kadınların yanında olduysak, bugün de Ortadoğu’da IŞİD çetesinin zulmüne karşı direnişi seçen kadınların yanında olma zamanıdır.

Yaşamın yarısıyız, kavganın da yarısı olmalıyız dedik. Bu zorlu ve çetin yolda beraber yürüyebilmek için hepinizi Emekçi Kadın Komisyonları'nda örgütlenmeye çağırıyoruz.

Kadın-erkek el ele örgütlü mücadeleye!

EKK

 
§