21 Eylül 2012
Sayı: SİKB 2012/05 (38)

  Kızıl Bayrak'tan
  15 Eylül mitingi ve mücadele görevleri
  Çözümsüzlük sermaye devletini daha da saldırganlaştırıyor!
  Aleviler 7 Ekim mitingine...
Savaş ve saldırganlık trafiği sürüyor...
Polis kirli senaryolarını sürdürüyor!
Sömürünün diğer adı: Zam!
  Gedik Kaynak deneyimi üzerine...
  Güven Elektrik işçileri direnişte!
  Kipa işçilerinden eylem!
  Sınıf hareketinden...
  Ulucanlar katliamı ve direnişinin 13. yılında...
  Ümit Altıntaş’ın annesi Songül anayla konuştuk...
  “Polis terörünün tarihi devletin...
  AB, kapitalizmin yapısal krizinin odağına dönüşüyor - Volkan Yaraşır
  Marikana ve ANC liderliğindeki İttifak’ın* işçi karşıtı rolü - Dr. Vishwas Satgar
  ‘Yeryüzünün lanetlileri’ gelecekleri
için alanlarda!
  Avrupa İstikrar Mekanizması
  Hollanda’da seçimler tamamlandı
  “Okulumuza sahip çıkacağız!”
  Eğitimin özelleştirilmesinde son
halka
  Ortaklaştırılmış eylemliliklerin
gerekliliği ve önemi üzerine
  Yeni öğretim yılında mücadeleyi yükseltelim!
  Haydarpaşa için “yağma ve talan projesi”nin startı verildi!
  Mücadele Postası.
Bu sayının PDF formatını download etmek için tıklayın

 

Savaş ve saldırganlık trafiği sürüyor...

ABD Genelkurmay Başkanı Türkiye’ye geldi!

Türk devleti emperyalizme taşeronluğun dozunu arttırdıkça ABD savaş şefleri de ziyaretlerini sıklaştırıyorlar. Geçtiğimiz ay kurulan “Suriye Çalışma Grubu”nun yaptığı toplantıya Pentagon’dan Savunma Bakanlığı Müsteşar Yardımcısı Derek Cholet başkanlık etti. ABD Genelkurmay Başkanı Martin Dempsey ise Genelkurmay Başkanı Orgeneral Necdet Özel ile görüşmek üzere Türkiye’ye geldi. Ancak görüşme sonrası yansıyanlar, uşağın şefiyle görüşmeden istediğini alamadığı yönündeydi...

Sermaye devleti ABD’nin dümen suyunda savaş ve saldırganlık hazırlıklarını sürdürürken emperyalist şeflerin ziyaretleri birbirini izliyor. Taşeronlarını boş bırakmak istemeyen şeflerin biri gelip biri giderken yeni saldırı planları yapılıyor, yeni kirli tezgahlar kuruluyor. Geçtiğimiz ay Türkiye’ye gelen ABD Dışişleri Bakanı Hillary Clinton’ın ardından CIA Başkanı Orgeneral David Petraeus kısa süre önce Türkiye ziyareti gerçekleştirmişti. Son olarak ise ABD Savunma Bakanlığı Müsteşar Yardımcısı Derek Cholet ve ABD Genelkurmay Başkanı Martin Dempsey Türkiye’ye geldi.

Esad’ı ölmeden mezara koydular!

Geçtiğimiz haftalarda toplanan “Suriye Çalışma Grubu”na Pentagon’dan Savunma Bakanlığı Müsteşar Yardımcısı Derek Cholet başkanlık etti. Toplantıdan yansıyanlar ise ana gündem maddesinin “kimyasal silahlar” olduğu yönündeydi. “Saddam’ın elinde kimyasal silahlar olduğu” iddiası Irak’a saldırıya gerekçe yapılmış ve bu süreç ABD adına tam bir utanç ile sonuçlanmıştı. Kimyasal silahların toplantıda gündeme geliş biçimi ise hayli ilginç. Zira savaş şefleri Esad rejimi yıkıldıktan sonra Suriye’nin kimyasal silahlarının El Kaide ve PKK’nin eline geçmesini nasıl önleyeceklerini tartışmışlar!

Toplantının basına yansıyan sonuçlarının çok yönlü bir dezenformasyon içerdiği açık. Bir yandan Esad’ın devrileceği ön kabul olarak sunulurken bir yandan da Suriye’de kimyasal silah bulunduğu vurgulanıyor. Ek olarak ise terör korkusu yaratılarak PKK ve El Kaide hedefe çakılıyor. Yapılmak istenenin Suriye’ye yönelik müdahale hazırlıklarının propaganda ayağını oluşturduğu açık.

Efendi ve uşakların yeni gündemleri

ABD Genelkurmay Başkanı Martin Dempsey ise 16 Eylül’de Ankara’ya geldi. Genelkurmay Başkanı Orgeneral Necdet Özel göreve geldikten kısa süre sonra soluğu ABD’de almış ve orada Genelkurmay Başkanı Martin Dempsey ile görüşmelerde bulunmuştu. Romanya’nın Sibiu kentinde düzenlenen NATO Askeri Komitesi Konferansı’na katılan Dempsey, konferansın ardından Türkiye’ye geldi.

Yapılacak olan görüşme öncesi gündeme dair basında fazlasıyla haber yer aldı. Ancak öne çıkan başlıklar Türkiye’nin Suriye’de tampon bölge ve PKK’ye yönelik istihbaratın arttırılmasını isteyeceği yönündeydi. ABD’nin isteğinin ise Türkiye’nin Ege’de bulunan ordularını NATO adına Güney sınırına kaydırması olacağı söyleniyordu.

Görüşmenin ardından ise Yeni Şafak gazetesi gündeme dair hayli manipülatif bir haber yayınladı. Kurmaca ya da çarpıtma olduğu her halinde belli olan haber, ABD’nin Türkiye’ye nasıl muhtaç olduğunu anlatmak için yazılmış bir senaryo gibiydi. Habere göre ABD Türkiye’ye “teröre” karşı anlık istihbarat vermesi karşılığında çeşitli taleplerde bulunmuştu. Suriye ve Afganistan’da zor durumda olan ABD, Türkiye’den yardım istemiş ve bu ülkelere Türkiye’nin müdahalede bulunmasını talep etmiş ancak Genelkurmay başkanı bu teklifi reddetmişti.

Haberin basına yansımasının ardından Genelkurmay hızla açıklama yaparak haberin gerçek dışı olduğunu bildirdi. Ancak yine de görüşmenin içeriğine dair bir şey söylemeyerek sızan haberin çarpıtılmakla beraber belli bir gerçekliği anlattığını da kabul etmiş oldu.

ABD’nin istekleri ve AKP’nin vizyon hesapları

Yeni Şafak’ın haberi ve gelişmeler gözönüne alındığında, haberin yayınlanma sebebinin Türkiye’nin ve özellikle de AKP’nin bugün içine düştüğü açmazı ve kitlelerin gözündeki kötü imajını değiştirmeyi amaçladığı açık. Belli ki ABD’deki şefleri bir kez daha AKP’nin istediği istihbarat paylaşımını kabul etmedi, AKP şeflerinin imdadına ise burjuva kalemşörler yetişti. Haberin ayrıntılarında zavallı(!) bir ABD tablosu çizilirken ABD karşısında genelkurmay tok bir tutum alıyor ve gazetenin “tuzak” olarak tanımladığı teklifleri reddediyordu. Tabii bunun karşılığında terör konusundaki istihbaratı da feda ediyordu...

Yine aynı kurguyu daha yakından incelediğimizde, ABD’nin dönemsel olarak Suriye’ye askeri müdahaleyi ikinci plana aldığı ve bunu biraz daha zamana yaydığı biliniyor. Türkiye gibi bir uşağın ise Suriye’ye müdahaledeki hevesi ve tampon bölge isteği belli ki efendi tarafından kabul bulmadı. Zaten son gelişmeler ABD şeflerinin AKP’nin hevesini kursağında bıraktığına dair bir çok veri de içeriyor. Kraldan çok kralcı olanlar, böylece efendilerinin çıkarlarına uymayınca hızla ortada kalabiliyorlar.

İş böyle olunca da imajı düzeltmek ve Kürt sorununa ek olarak dış politikadaki çözümsüzlüğün de üzerini örtmek için iliştirilmiş gazeteciler eliyle türlü senaryolar yazılıyor.

Ancak tüm bu senaryolar bir kenara bırakıldığında, AKP’nin bugün için emperyalizmin sadık uşağı olduğu ve özellikle Ortadoğu halklarına karşı cellatlıkta fazlasıyla hevesli olduğu görülmekte. ABD’li şefleri de, kimi zaman hor kullansalar da bu sadık uşaklarından fazlasıyla memnular, zaten bu yüzden zaman zaman Davos çıkışı ya da bunun gibi senaryolara göz yumabiliyorlar. AKP de böylece kitle gözündeki imajını tazeleyerek emperyalizme daha iyi hizmet edebiliyor.


 

 

 

Antakya’da yürüyüşe saldırı

Antakya’da yapılan “Türkiye-Suriye Kardeşlik Buluşması” yürüyüşüne polis saldırdı. Antakya Valiliği tarafından getirilen yürüyüş yasaklamasına tepki gösteren binlerce Antakyalı emekçi Doğuş Okulları önünde toplanarak yasağı protesto etti. Polis kitleye gaz bombalarıyla saldırdı.

Polis saldırısı üzerine kent merkezinde başlayan çatışmalarda gençler Armutlu ve Sümerler mahallelerine çekilerek yollara barikat kurdu. Armutlu Mahallesi’nde oturan emekçiler evlerinden polis panzerlerinin üzerine kitap, sandalye gibi eşyalar atarak eylemcilere destek verdiler.

Polisin plastik mermi kullandığı saldırıda 6 kişi gözaltına alındı.

“Türkiye-Suriye Kardeşlik Buluşması” CHP ve İşçi Partisi tarafından örgütlenmişti. Polisin izin vermemesinin ardından eylemi bitirmeye çalışan İşçi Partisi, kitle eylemde kararlı olunca alandan ayrıldı. Saldırının ardından yaşanan çatışmalarda ise ilerici ve devrimci kurumlar inisiyatifi alarak ayrı bir komite kurdular.

Eylemin yapılacağı Uğur Mumcu Meydanı’nda toplanan ilerici ve devrimci kurumlar barikatlar kurarak gözaltıların serbest bırakılmasını istedi. İlerici ve devrimci kurumlar gözaltılar serbest bırakılıncaya kadar barikatları kaldırmayarak bekleyeceklerini söylediler.

Polisin yaptığı açıklamada gözaltıların serbest bırakılacağı bildirildi. Verilen tepkilerin karşısında polis alandan tümüyle çekildi fakat kitle sloganlarla bekleyişini sürdürdü.

Oluşturulan heyet, gözaltıların serbest bırakılması için polisle görüştü. Gece saatlerinde de gözaltılar serbest bırakıldı.

Kızıl Bayrak / Antakya