“İşgal Et” eylemleri sürüyor!
Saldırılar sürüyor
“Wall Street’i işgal edin” (Occupy Wall Street) sloganıyla New York’ta başlayan ve giderek ABD’nin diğer kentlerine ve dünya çapına yayılan anti-kapitalist eylemler baskı ve devlet terörünün hedefi olmaya devam ediyor.
ABD’nin Kolarado eyaletinin başkenti Denver’da 30 Ekim günü “İşgal et” eylemleri kapsamında binlerce kişi eyalet meclis binası önüne yürüyüş düzenlemek istedi. Polisin yürüyüşü engellemek istemesi üzerine çıkan çatışmada 20 gösterici gözaltına alındı. Göstercilerden bir kısmı polisin kullandığı plastik mermilerin isabet etmesi sonucu yaralandı.
25 Ekim günü ABD’nin Oakland şehrinde polis, belediye binası önünde kamp kuran “Wall Street İşgali” destekçilerine saldırarak 85 kişiyi “kaçak konaklama, kötü davranış” gibi gerekçelerle gözaltına almıştı.
26 Ekim günü Atlanta’da polisin kampı dağıtmak istemesi üzerine çıkan çatışmada 50 gösterici gözaltına alınmıştı. Oakland ve San Diego kentlerinde de eylemciler polis terörüne maruz kalmışlardı.
28 Ekim günü de Tennessee eyaletinin Nashville kentinde polis saldırısı yaşanmıştı. Eylemcilere kaldıkları çadırlarda saldıran polis onlarca göstericiyi gözaltına almıştı. Yerel mahkeme ise bölgede belirli saatlerde sokağa çıkma yasağı uygulanması gerektiğini açıklamıştı.
Eylemlere dönük saldırılar Sydney’de de yaşanmıştı. Avustralya polisi 23 Ekim günü sabah saatlerinde Avustralya Merkez Bankası’na ait bina önünde “Sydney’i İşgal Et” eylemine saldırarak 40’tan fazla eylemciyi gözaltına almıştı.
Oakland’da liman işgali
Kaliforniya eyaletinde bulunan Oakland’daki “Wall Street işgal et!” eylemcilerinin yaptığı genel grev çağrısı üzerine 2 Kasım günü gerçekleştirilen eyleme binlerce kişi katıldı. Sendikalardan resmi bir çağrı olmamasına rağmen emekçiler de eyleme ilgi gösterdi.
Gün boyu şehrin farklı bölgelerinde büyük eylemler gerçekleşirken göstericilerin sayısı öğlen saatlerinde 20 bini aştı.
Vitrinlerine eyleme destek afişleri asan dükkanlar kepenk kapatırken, yüzlerce öğretmen ve öğrenci de okula gitmeyerek eyleme katıldı. Eylem nedeniyle Wells Fargo, Chase, Citibank ve Bank of America gibi bankalar şubelerini kapattı.
Eylemde ABD’nin beşinci büyük limanı olan Oakland limanı da işgal edildi. Liman işçileri kişisel girişimlerle genel grev çağrısına yanıt vermeye çalıştı. Sabah saatlerinde limanın yüzde 40 kapasiteyle çalıştığı belirtilirken akşam da liman önünde buluşan yaklaşık 30 bin kişi giriş-çıkışları bloke ederek kamyonların geçişini engelledi. İşgal nedeniyle limanda faaliyetlerin durdurulduğu açıklandı.
Öte yandan, eylemcilerin kent limanı işgal etmesinin ardından, göstericilerden bazılarının çevredeki binaların camlarını kırması ve kullanılmayan bir binayı ateşe vermesi üzerine polisle göstericiler arasında çatışma çıktı. 5 gösterici ile birkaç polis yaralanırken, 80’i aşkın kişi gözaltına aldı.
New York’ta da uluslararası yatırım bankası Goldman Sachs binasına yürüyüş düzenleyen ve burada oturma eylemi yapan ‘’Wall Street’i İşgal Et’’ grubundan yaklaşık 16 kişi polis tarafından gözaltına alındı.
“Dame Caddesi’ni İşgal Et”
İrlanda’da “Dame Caddesi’ni İşgal Et” eylemi 6 Kasım günü birinci ayını geride bıraktı.
Merkez Bankası’nın önünde kurdukları çadırda konaklayan eylemcilerin sayısı gün geçtikçe artarken, her gün sistematik eylemler gerçekleştiriliyor. 50 kadar eylemci kamp alanında günlük nöbetçi olarak kalıyor.
Bununa beraber hava koşulları giderek kötüleşiyor. Fakat anti-kapitalistlere çevreden erzak vb. yardımlar da eksik olmuyor. Eylemcilerin dört talebi ise şöyle:
“AB ve IMF’nin İrlanda’nın iç işlerinden uzak durması, özel borçların yükünün İrlanda halkının omuzlarına yüklenmemesi, ülkenin gaz ve petrol rezervlerinin sahipliğinin İrlanda halkına iade edilmesi ve gerçek bir katılımcı demokrasinin hayata geçirilmesi”
İsrail’de grev ve eylemler
İsrail’de kamu çalışanlarının 7 Kasım günü gerçekleştirdikleri 4 saatlik grev hastaneler, kamu binaları, uluslararası havaalanı da dahil olmak üzere toplu taşıma sistemlerini felce uğrattı.
Yüzbinlerce kamu çalışanının üye olduğu sendikaların bağlı bulunduğu Histadrut İşçi Federasyonu’nun (HİF) çağrısıyla greve giden emekçiler ülkede hayatı durdurdu. HİF sayıları onbinleri bulan temizlik, güvenlik ve bakım personelinin kadrolarının geçici sözleşmeden kadroluya aktarılmasını talep ediyor. Bunun için süresiz grev ilan eden federasyonun karşısına yargı barikatı örüldü.
İş Mahkemesi, hükümetle sendika arasındaki müzakerelerin sonuçsuz kalması üzerine devreye girerek grevin süresini sadece dört saatle sınırladı. HİF karara uyacağını açıklarken, hükümetle yapılan görüşmelerin mahkemenin gözetiminde devam edeceği bildirildi.
Binler yeniden sokaklarda
Öte yandan, ülkede sosyal adaletsizliğe karşı ayağa kalkan emekçiler iki aylık aranın ardından 29 Ekim günü bir kez daha alanları doldurdu.
“Sokaklara Dönüş” adı altında yapılan gösterilerin en büyüğü başkent Tel Aviv’de gerçekleştirildi. 17 bini aşkın kişi, “Halk sosyal adalet istiyor!”, “Sadaka değil sosyal adalet!” sloganlarıyla Rabin Meydanı’nda toplandı. Meydandaki konuşmalarda Gazza Şeridi ile sınırdaki gerginlikler ele alınarak “Güneyde yaşanan gerginlik, bizi sosyal adalet taleplerimizi değiştirmeye götürmemeli” ifadelerine yer verildi.
Eylemde hükümetten ve parlamentodan 2012 yılı bütçesinin değiştirilmesi ve halkla işbirliği içinde yeni bir sosyal bütçe hazırlanması talep edildi.
Yürüyüş sırasında 4 gösterici gözaltına aldı.
Kudüs’te ise yaklaşık 3 bin kişi İsrail Parlamentosu’na yürüyüdü.
Eylat, Modiin, Kiryat Şimona gibi kentlerde de eylemler yapıldı.
İsrail’de konut fiyatlarının yüksek olmasının protesto edildiği eylemler hayat pahalılığına ve işsizliğe duyulan tepkiyle çığ gibi büyümüştü. 3 Eylül’de yapılan ve İsrail tarihinin en büyük gösterisi olarak nitelenen protestolarda, ülke genelinde yarım milyon dolayında insan hükümetin politikalarına karşı yürümüştü.
Frankfurt’ta ‘özelleştirme’ paneli
Frankfurt’ta 6 Kasım günü “Özelleştirme saldırısı, taşeronluk sistemi ve görevlerimiz” konulu bir panel gerçekleştirildi.
Hüseyin Aydın panelde IG Metal Sendikası adına konuştu. Almanya’da sorunun kronolojik gelişimi, kapsamı ve bugün yaşanmakta olan sonuçlarına değindi. Konuşmasının devamında yoğun ve katmerli bir sömürüyle içiçe ciddi sosyal saldırıların ve sendikal hak gasplarının yaşandığını ifade ederek IG Metal olarak taşeron çalışma sistemine karşı kampanya yürüttüklerini belirtti. Aydın sözlerini, sendikalara sahip çıkılması çağrısıyla bitirdi.
Daha sonra söz alan eski bir IG Bau Sendikası temsilcisi ise, suyun özelleştirilmesi ile ilgili çarpıcı açıklamalarda bulundu. “Dünyada yaşayan her insan için 46 metreküp su var’’ diyen konuşmacı suyun günümüzde ticari amaçlarla özelleştirildiğini söyledi.
Panelin “görevlerimiz” bölümünde ise aralarında BİR-KAR’ın da bulunduğu etkinliğin düzenleyicisi bileşenler adına konuşmalar yapıldı. Kurumlar adına konuşan panelistlerin tümü saldırılar karşısında işçi sınıfına ve sendikalara büyük görevler düştüğünü ancak sendikal bürokrasinin engeleyici çabalarının aşılamadığını belirttiler. Bu nedenle sendikaların olumlu yönde rollerini oynamaları için işyerlerinde işçilerin işyeri komiteleri temelinde örgütlenerek tabanın basıncını harekete geçirmeleri gerektiğini, bu görevin ise öncelikle ilerici ve devrimci kurumlara düştüğünü belirttiler.
Canlı tartışmalar eşliğinde yaklaşık 5 saat süren panele 60 kişi katıldı.
BİR-KAR / Frankfurt
|