23 Eylül 2011
Sayı: SİKB 2011/36

 Kızıl Bayrak'tan
Emperyalizmin savaş ve saldırganlık cephesine demir attılar!
Emperyalizme uşaklık için sınırları aştılar!…
“Radar İsrail’in güvenliği için!”
Kürt halkına yönelik baskı ve terör artarak sürüyor
“Kıdem tazminatı güvencemizdir!”
Ümraniye’de “Kıdem tazminatı
hakkı” forumu
19 Eylül ve TMMOB
Alaattin Karadağ davasında 5. duruşmaya giderken
“Cezaevlerinde işkence, saldırı, keyfi uygulamalara son verilmelidir”
Zor dönemin bilinçli,
inançlı ve soluklu
devrimcileri
Ulucanlar direnişi 12. yılında.
Ulucanlar’da katledilen Habip Gül ve Ümit Altıntaş’ın avukatı İbrahim Ergün’le konuştuk
Ulucanlar’da devrimci tutsak,
fabrikada direnişçi işçi!
Gizli zamma tepki!.
Devrimci mücadeleyi
yükseltelim!.
Yüzbinler bağımsız
Filistin için yürüdü
Atina çalkalanıyor
Şili’de sınıf mücadelesi
ve olanaklar
“Şili’nin en büyük yüreği” Neruda kavgamızda yaşıyor!
Şarlatan davasında 2. duruşma
Mücadele Postası
Bu sayının PDF formatını download etmek için tıklayın

 

“Radar İsrail’in güvenliği için!”

NATO’nun ABD patentli saldırganlık projesi olan “füze kalkanına” ilişkin ayrıntılar ortaya çıkmaya devam ediyor.

New York Times gazetesinde yayınlanan habere göre, NATO füze kalkanı kapsamında Malatya’da kurulacak radarların İsrail’deki sistemle eşgüdümlü çalışacağı Amerikalı yetkililerce doğrulandı. Radarlardan elde edilecek istihbaratın İsrail’le de paylaşılacağı ve kalkanın hedefinin İran olduğu da açıkça dile getirildi.

Emperyalist saldırganlığa AKP hükümeti eliyle aktif taşeronluk eden Türk devletinin “füze kalkanı” için imzayı atmasının ve sistemi tamamlayacak “avcı füzeler” için Romanya ve Polonya ile anlaşmaya varılmasının ardından, ABD Dışişleri Bakanlığı yetkilileri konuya ilişkin basına bilgi verdi.

Adının açıklanmasını istemeyen iki üst düzey Beyaz Saray yetkilisi, Türkiye’den gazetecilerin davet edilmediği söylenilen toplantıda, sistemin İran’a karşı oluşturulduğunu ve ABD’nin Türkiye’ye kuracağı radardan sağlayacağı istihbaratı İsrail’in savunmasında kullanacağını açıkladılar.

Türk devleti ABD’den, Mavi Marmara baskını sonrası yaşanan kriz nedeniyle, radardan elde edilecek bilgilerin İsrail ile paylaşılmamasını talep etmişti. Ancak gazetenin haberine göre, ABD’li yetkililer bu talebi reddetti. Toplantıda konuşan Beşaz Saray yetkilisi, “Bu bir ABD radarıdır. Dünyanın her tarafındaki ABD radar ve sensörlerinden gelen veriler, füze savunmamızın verimliliğini artırmak için birleştirilebilir. Hiçbir anlaşma, bizim İsrail Devleti’ni savunma kabiliyetimizi kısıtlayamaz” açıklamasında bulundu.

Beyaz Saray yetkilisi, sistemin “Başta İran olmak üzere, Ortadoğu’dan gelecek balistik füze tehditlerine karşı koruma sağlanması için” tasarlandığını da belirtti.

Türk devletinin uşaklığını ve ikiyüzlülüğünü açıkça gözler önüne seren bu ifadelerin devamında, İran’ın füze kapasitesini daha da geliştirmesi durumunda sistemin güncelleneceği de söylendi.



Uşaklıkta son nokta!

AKP hükümeti ABD ile ilişkileri taşeronluk-maşalık-polislik ekseninde geliştirmeye devam ediyor. Öyle ki “Füze Kalkanı” kararının hemen ardından bu kez de “Küresel Antiterör Forumu” adlı bir Amerikan girişiminde Türk devletine “Eşbaşkanlık” rolü verildi. Bu girişimin diğer “Eşbaşkanı” ise ABD oldu.

Geçtiğimiz hafta, 11 Eylül’ün yıldönümünde Hillary Clinton tarafından açıklanan bu girişimin ABD emperyalizmi adına Ortadoğu’da modellik ve polislik yapmak olduğu anlaşılıyor. Öyle ki “Forum”da ortaya çıkan çalışma konuları ile Türkiye’den beklenenlere ilişkin bilgiler bunu ortaya koyuyor.

“Forum”un 5 ana konu üzeride çalışacağı belirtiliyor:

1) Diktatörlükleri yeni yıkılan ülkelerde Adalet, Hukuk ve Polis sistemi kurma

2) Şiddet eğilimli aşırılıkla mücadele

3) Sahel denen Afrika’nın orta bölümünde devlet ve kanun yapısı oluşturma

4) Afrika Boynuzu diye tabir edilen Somali, Çad, Sudan, Etiyopya, Uganda, Eritrea bölgesinde ortak güç oluşturma

5) Güneydoğu Asya’da terörle mücadelede işbirliği

Bununla ilgili temel gerekçe de Libya ve Mısır gibi ülkelerde sokağa tam olarak hakim olabilmek. Ayrıca Tayyip Erdoğan’ın Kuzey Afrika gezisindeki laiklik vurgusunun bu rolün bir gereği olduğu kaydediyor.

Bu verilerden hareketle, önümüzdeki günlerde Türkiye’ye gelecek olan ABD istihbarat örgütlerinin tepesinde görevli olan Clapper’in ziyaret nedeninin de Türkiye’nin bu kapsamda “parasal ve insan gücü anlamında” yapacağı katkıyı görüşmek olduğu belirtiyor.

Bu veriler AKP eliyle Türk devletinin ABD hesabına Ortadoğu’da polisliğe hazırlandığını gösteriyor.

 

 

 

Kürecik “Kalkan”ı istemiyor

“Füze Kalkanı”na ait radarların kurulması planlanan Malatya’nın Kürecik bölgesindeki köylüler tepkili.

Kalkanın toplam yedi köyün bağlı olduğu Kürecik’te bulunan eski ABD Radar Üssü’nün yerine kurulması planlanıyor. Askeri tesislerin bulunduğu Kepez Köyü Muhtarı Kemal Köroğlu, haberi televizyonlardan duyduklarını belirterek, köylülerin sistemin Kürecik’e kurulmasından dolayı çok tedirgin olduklarını söyledi. Muhtar Köroğlu, daha önceden de ABD’nin radarının bölgede bulunduğunu belirterek, “Bu sistem bildiğim kadarıyla insan sağlığını tehdit eden bir sistem. Daha önce bu radarların zararlarını gördük. Köylerde radarlardan dolayı tahmin ettiğimiz birçok kanserli hastaya rastlanıldı. Şu an büyük tepki var köy sakinlerinden” diye konuştu.

“İstemiyoruz”

Bu sistemin Türkiye’ye kurulmasıyla Ortadoğu’da ve bazı ülkelerle ilişkilerin bozulabileceğini söyleyen Kemal Köroğlu, “Biz bu sistemin buraya kurulmasını istemiyoruz. Protokol imzalandığını televizyondan öğrendik. Burayı tercih etmelerinin sebebi tahminimizce, daha önceden burada ABD radarlarının olmasıdır. Sistemin kurulacağı yer bölgeye hakim bir tepe. Son 1 yıldır buraya gelen- giden yok. Daha önceden havacı askerleri gidiyordu. Eskiden radarlar buradayken köylerde kanser vakaları görüldü. Birçok kişi kanserden hayatını kaybetti ve bu ölümleri buradaki radarlara bağlıyorduk.”

“ABD ve İsrail’in korunma sistemi”

Kepez Köyü’nde yaşayan emekli öğretmen Hüseyin Nazlıer de 1965 yılında NATO’nun Karahan tepesinde benzer bir merkez oluşturduğunu anlattı. “Bu füze kalkanı, başlı başına bir tehdittir. Bu ABD ve İsrail’in korunma sistemidir. Biz hedefin İran olduğunu düşünüyoruz” diye konuştu.

Eski bir NATO üssü

NATO tarafından Sovyetler Birliği’ne karşı 1965 yılında yine radarlarla donatılan Karahan tepesinde kurulacak olan sistem, bölgeye hakim bir noktada bulunuyor.

Soğuk savaşın bitmesiyle NATO tarafından kullanılmamaya başlayan merkezin Türk Silahlı Kuvvetleri tarafından 226 nolu Hava Radar Komutanlığı olarak kullanıldığı öğrenildi. Terkedilmiş bir tesis görüntüsünün hakim olduğu noktada boş mühimmat sandıkları, binalar, nöbet kulübeleri tel örgüler içinde hala ayakta duruyor.


Küreciklilerden eylem programı

Kürecikliler Yardımlaşma ve Dayanışma Derneği öncülüğünde Kürecik Cemevi’nde bir araya gelen bölge halkı, radar üssünün kurulmasını engellemek için mücadele edeceklerini belirttiler. NATO’nun bir savaş mekanizması olduğu vurgusunun yapıldığı toplantıda Kürecikliler 2 Ekim günü kitlesel bir eylem gerçekleştirme kararı aldı.

Kürecikliler Dayanışma ve Yardımlaşma Derneği Genel Başkanı İbrahim Duman ise hiçbir savaş üssünün halka yarar getirmeyeceğini söylerken, 28 köy muhtarı adına konuşan Gürkaya Muhtarı Ali Gürkaya da Kürecik’e tehlikeli bir silahın kurulmasına tüm muhtarlar olarak karşı çıktıklarını söyledi. Kürecik’e bir NATO tesisi kurulmasına her zaman karşı çıkacaklarını dile getirdi.