10 Haziran 2011
Sayı: SİKB 2011/22

 Kızıl Bayrak'tan
Seçim sonrasının kapsamlı
mücadele gündemleri
Seçim oyununa gelme, safları sıklaştır
Yeni katliamlar İzmir’den
yönetilecek!
Hopa protestolarında polis terörü
Herkes için CHP(!): Kimin için demokrasi?
Kürt haraketine ‘seçim ablukası’
İstanbul’da “Seçimler, siyasal gelişmeler ve sol hareket” paneli...
Bursa’da “Seçimler ve sol hareket” paneli
llerde yaygın ve çok
yönlü çalışma.
Devrimci seçim kampanyası
etkinliklerle büyüdü!
Ontex’teki sendikal ihanet
gerçeğine tanıklık
Kampanya dönemi ışığında sınıf çalışmamız
Burger King Çağrı Merkezi
çalışanlarıyla
konuştuk
Emekli-Sen üyesi Yalçın Vural ile sendikada yaşanan son gelişmeler üzerine konuştuk.
Kamu TİS’lerinde eylemler
Yunanistan’da iki dünya
karşı karşıya!
Yemen’de halk isyanı
yeni bir evrede!
Ortadoğu’daki isyan ruhu siyonistleri zorluyor
Stuttgart’ta antifaşist öfke
Kurs dayatmasına eylemli yanıt
Eğitim-Sen 8. Olağan Genel Kurulu’nun ardından.
Haziranda ölmek zor!
‘84 ölüm orucu şehitleri
kavgamızda yaşıyor!
Coca Cola cinayet
işlemeye devam ediyor
Mücadele Postası
Bu sayının PDF formatını download etmek için tıklayın

 

Yunanistan’da iki dünya
karşı karşıya!

Kahire’den Madrid’e, Madrid’ten Atina’ya yüzbinler alanları dolduruyor. Rejimin biçimi, neo-liberal yıkım saldırılarının sonuçlarını pek değiştirmiyor. Her durumda işsizlik, yoksulluk, sosyal hakların gaspı, özelleştirme, yolsuzluk, rüşvet, çürüme ve kokuşma… Neo-liberal saldırı küreseldi, sonuçları da öyle oldu. Zorbalıksa, sınıflar mücadelesinin keskinleştiği yerde, kapitalist devletlerin alamet-i farikasıdır. Yunanistan’da askeri darbe olasılığından söz edilmesi boşuna değil…

Kuzeyden güneye/güneyden kuzeye…

Genel grevler önce Akdeniz’in kuzeyinde başladı, güneyine sıçradığında ise halk isyanları şeklini aldı. Diktatörler devrildi etkileşim tersine döndü. Dalga Akdeniz’in güneyinden kuzeyine geri geldi. Güneyin deneyimleri kuzeyde yankı buldu. Bu sefer genel grevlere, yüzbinlerin kent meydanlarındaki alanları işgal etmesi de eklendi.

İspanya’da başlayan meydan işgali Yunanistan’a sıçradı. 12 gün boyunca gece başkent Atina’daki Sintagma Meydanı’nda eylemler yapan işçiler, emekçiler, işsizler ve gençler Pazar günü yüzbinlerin katılımıyla dev bir gösteri gerçekleştirdiler. Modern Yunanistan tarihinin en kitlesel eylemini gerçekleştiren işçi ve emekçiler, tıpkı Tunus, Kahire, Al Manama, Sana gibi Arap başkentlerinde olduğu gibi ilklere imza attılar.

Sintagma meydanını özgürleştiren gençlerle işçi ve emekçiler hukuk, sağlık, basın, temizlik, gıda vb. konularda komiteler oluşturarak kolektif yaşamı inşa ediyorlar. Her akşam tüm eylemcilerle yapılan toplantılarda alınan kararlar halka sunularak onaylanıyor.

İki haftalık bir mücadele sürecinde meydanlarda özyönetim organlarını kuran emekçiler, kapitalizmin bireyciliğine karşı anlamlı bir yanıt veriyorlar. Sınıflar mücadelesinin sarsıcı ortamı işçiler, emekçiler, kapitalizmin geleceksizliğe mahkum etmek istediği gençler ve işsizler için hayatta kalmak ve kazanmak için dayanışma ve omuz omuza mücadele dışında bir yolun bulunmadığını öğretiyor.

Farkı ülkelerde, faklı kültürlere mensup, farklı kıtalarda meydanları işgal eden işçi ve emekçilerle gençlerin kısa sürede kolektif yaşamı kurması bir tesadüf değil. Zira sömürü ve baskı altında bulunan sınıflar için dayanışma ve birleşik mücadele, evrensel bir kuraldır. Sınıf mücadeleleri tarihi sayısız kez bu olguyu kanıtlamış, devam eden sınıf mücadeleleri de bunu döne döne kanıtlamaktadır.

Genel grevle kitle direnişi aynı anda…

Yunanistan’daki kitlesel hareketin Arap dünyasındaki isyanlardan farkı, işçi sınıfının ilk günden itibaren genel grev silahıyla sahne alması, dahası merkezinde olmasıdır. Bu olgu hareketin en güçlü yanıdır. Zira sadece emekçilerin isyanı veya genel grevle baş etmek egemenler için mümkün olabilir. Ama aynı anda hem genel grev hem yüzbinlerin direnişiyle baş etmek hiç de dolay değil. Yakın geleceğin mücadele biçimi olacağı anlaşılan birleşik direniş, şimdiden kapitalist/emperyalist sistemin efendilerini endişelendirmeye başladı. Zira kapitalizmin yapısal krizi aşılamıyor, dolayısıyla işçi ve emekçilerle gençlerin öfkesi de hızla yayılıyor. Başka bir ifadeyle birleşik direnişler evrenselleşme aşamasında…

Arap dünyasındaki halk isyanlarının sadece diktatörlere karşı değil, aynı zamanda neo-liberal saldırı ve kapitalizmin küresel krizinin yıkıcı sonuçlarına karşı biriken öfke sonucu patlak verdiğini gizlemeye çalışan gerici güçlerin foyası, tüm çirkinliğiyle ortaya çıkmış bulunuyor. Zira Yunanistan’da liberal takımının “kutsal” addettiği burjuva demokrasisi şimdilik işbaşındadır. Hal böyleyken “Tahrir tipi direniş”in Sintagma’ya taşınması, esas sorunun kapitalizmin yapısal krizinin yıkıcı sonuçları olduğunu gözler önüne seriyor.

Yunanistan’da mücadele henüz Tunus, Mısır ve Yemen’de olduğu gibi halk isyanı düzeyine sıçramadı. Ancak bunun potansiyellerini taşıdığı, gelinen yerde kimse için bir sır değil. Pazar günü Atina’da meclisin bulunduğu Sintagma meydanındaki eyleme katılan yüzbinlerin, hükümet istifa etmedikçe, IMF ve AB kararları yürürlükten kaldırılmadıkça eylemlere son vermeyeceklerini ilan etmeleri, Yunanistan burjuvazisi ve AB emperyalistlerine tam bir meydan okumadır. Alanları işgal eden yüzbinlerin egemenleri ve onların düzenini hırsız ilan edip, bu düzenin yıkılması gerektiğini dile getirmeleri, kapitalizme karşı biriken öfkenin boyutları hakkında fikir vermektedir.

Vurgulamak gerekiyor ki, Yunanistan gibi işçi sınıfının yaygın ve örgütlü, devrimci/Marksist birikimin güçlü olduğu bir ülkede olayların ayaklanma boyutuna sıçraması, anti-kapitalist bir devrimin koşullarının oluşması anlamına gelir ki, Avrupa’da sınıflar mücadelesinin bu düzeye gelmesinin yaratacağı sarsıntının muazzam olacağı aşikâr.

Çöküşün eşiğindeki sistem sınıf çatışmalarını körüklüyor

Hem uçurumun kıyısında dolanan Yunanistan burjuvazisi hem onu kurtarmaya çalışan AB emperyalistleri, tam bir açmaz içindeler. Zira sistemi kurtarmak için IMF reçetelerinin uygulanması kaçınılmaz, bu ise, rejimi tehdit eden sınıf ve kitle hareketinin daha yaygın daha kitlesel daha militan bir düzeye sıçraması anlamına gelir ki, bu da kapitalist/emperyalist sistemin tümü için ciddi bir risktir.

Hal böyleyken IMF ile AB şefleri, “vaat edilen kredi dilimini almak istiyorsan ‘kemer sıkma’ politikasını uygulamak zorundasın” diye “sosyalist” Papandreau hükümetine ültimatom veriyorlar. Bu tutum, emperyalistlerin pervasızlığını gözler önüne seriyor. Zira Yunanistan’da olup bitenler onları ilgilendirmiyor. Onlara göre baldırı çıplaklar isyan ediyorsa, ordu ve polis ne güne duruyor…

Şimdiden partisinde çatlaklar oluşan Papandreu ise, IMF-AB emirlerini yerine getirmeye kararlı olduğunu söylüyor. Görünen o ki, başka çıkış yolu da yok; sistemi iflastan kurtarmanın tek yolu IMF-AB kredileri ve bunun şartı olarak dayatılan kemer sıkma politikalarını uygulanmak... Bu ise, işçi sınıfı ve emekçilerle gençleri açıktan kavgaya davet etmek demektir.

Genel grev silahını kuşanıp meydanları işgal eden yüzbinler, “Kavgaya davet ettiniz, davetiniz kabulümüzdür!” mesajını vermiş bulunuyor.

Tüm veriler Yunanistan’da sınıflar mücadelesinin şimdiden hesap edilemeyecek bir evreye doğru ilerlediğine işaret ediyor. Ne burjuvazi ve onun arkasındaki emperyalistler saldırıdan kolay vazgeçecek ne işçi sınıfı ile emekçiler bu pervasızlığa kolay boyun eğecek. İki sınıf, iki zıt dünya iradesini ortaya koyarak çatışmaya hazırlanıyor.

Bu çatışmanın tek gerçek çözümü işçi sınıfıyla emekçi müttefiklerinin kapitalizmi yıkıp sosyalist işçi emekçi cumhuriyetini kurmaları olacaktır. İşçi sınıfı devrimci önderliğini yaratıp etrafında kenetlendiğinde ne burjuvazi ne de emperyalistler bu gücün karşısında durabilecektir.

 

 

 

Atina’da bakanlık işgal edildi 

Günlerdir sokaklarda eylem yapan emekçiler Yunan hükümetinin bütçe kesintilerine yol açacak olan IMF ve AB planını meclisten geçirmesine karşı 3 Haziran bakanlık binasını işgal etti.

Eylemciler, binanın çatısından Yunanistan halkını genel greve çağıran pankart astı. Bakanlık girişini kapatan Yunanistan Mücadeleci Sendikalar Birliği (PAME) üyesi eylemciler binaya hiçkimsenin girmesine izin vermedi.