MİB’den “Vergi soygununa son!” eylemleri
Metal İşçileri Birliği (MİB), vergi soygununa karşı İzmir’de Buca Vergi Dairesi önünde, Ankara’da Veraset ve İntika Vergi Dairesi önünde, İstanbul’da ise Kadıköy Vergi Dairesi önünde eylem yaptı.
“Vergi soygununa son!” yazılı pankartların açıldığı eylemlerde yapılan konuşmalarda vergi sistemi teşhir edildi. MİB adına okunan açıklamada servet ile sefalet arasındaki kutuplaşmanın keskinleştiğine dikkat çekilerek şu ifadelere yer verildi:
“Ekonomik krizin faturası her yolla biz işçi ve emekçilerin sırtına yıkılıyor. Kapitalistlere vergi afları, vergi indirimi sağlayan siyasi iktidar, işçi sınıfına ağır bir fatura kesiyor, vergi üstüne vergi bindiriyor. Toplanan vergilerin yüzde 60’dan fazlası ÖTV-KDV gibi dolaylı vergilerden, gelir vergilerinin büyük çoğunluğu da emeğiyle geçinen milyonlardan toplanıyor. Ayrıca vergi dilimi soygunu ile ücretlerimiz daha da eriyor. Mayıs ayında binlerce metal işçisi kardeşimizin %27’lik vergi dilimine girmesi sonucu ücretlerinde ciddi oranda kesinti yaşandı. Bizlerden kesilen vergilerin temel ihtiyaçlarımıza gittiği ise büyük bir yalandan ibarettir. Eğitim, sağlık, su, doğalgaz, elektrik, ulaşım gibi temel ihtiyaçlarımız parayla satılırken, bizlerden toplanan vergilerle, geçiş garantili yol ve köprülerle, hasta garantili hastanelerle, teşviklerle, karşılıksız kredilerle sermaye sınıfına kaynak aktarımı yapılmaktadır.”
“Vergi, kapitalist sistemde soygun aracıdır!”
Açıklamanın devamında verginin kapitalist sistemde bir soygun aracı olduğunun altı çizilerek krizin faturasının işçi-emekçilere ödetmek için izlediği politikaların sıralandı. Açıklamanın devamında yeni vergi paketine ilişkin şu ifadelere yer verildi:
“Meclise sunulan, ‘çok kazanandan çok, az kazanandan az vergi’ anlayışıyla hazırlandığı iddia edilen pakete göre vergi yükü çalışanların üstünde kalmaya devam edecek. Taslakta bile patronlardan alınan %25 kurumlar vergisinin %10 düzeyinde bile alınmadığı itiraf edilerek sermayenin en azından %10’u ödetmek için düzenleme yapılıyor. Üstelik Cumhurbaşkanı istediği şirketi bu %10 vergiden de muaf tutabilecek. Yap-İşlet-Devret ve Kamu Özel İşbirliği projelerinin vergilerinin %5 oranında artırılması da algı operasyonundan ibaret. Zira bu projelere hazineden ödenen paralar bizim cebimizden çıkmaya devam edecek. Sermaye sınıfını zorlamayacak şekilde göstermelik olarak vergi düzenlemesi yapılıyor. Ancak vergi paketi taslağında ne servet vergisi bulunuyor ne dolaylı vergilerin kaldırılması ne de ücretlerden alınan gelir vergilerinin düşürülmesi yer alıyor.”
“Taleplerimiz için mücadeleye!”
Dolaylı vergiler kaldırılmadan ve artan oranlı gelir ile servet vergisi hayata geçirilmeden yapılacak düzenlemenin işçilerin sırtındaki yükü artıracağına vurgu yapılan açıklamaya şöyle devam edildi:
“Bizlerin aidatları ile sefahat süren sendika bürokratlarının ise işçi sınıfının üzerindeki vergi yüküne karşı göstermelik açıklamalar yapmak dışında adım atmak için ne niyetleri var ne de takatleri bulunuyor. Krizin faturasını ödememek, kemer sıkma politikalarını engellemek, vergi soygununa dur demek ancak biz işçilerin birleşik mücadelesi ile mümkün olabilir. Emeğimize ve geleceğimize sahip çıkmak için başta metal işçileri olmak üzere tüm işçi sınıfını omuz omuza birleşmeye, taleplerimiz için mücadeleyi güçlendirmeye çağırıyoruz.
*Dolaylı vergiler kaldırılsın!
*Yoksulluk sınırına kadar ücretlerden gelir vergisi alınmasın!
*Artan oranlı gelir vergisi. Sermaye sınıfından servet vergisi alınsın!
*Başta eğitim, sağlık ve ulaşım olmak üzere tüm temel kamu hizmetleri ücretsiz hale getirilsin!”
Açıklamanın okunmasının ardından yapılan konuşmada soygun düzeni son bulana dek mücadelenin süreceği vurgulandı. Çevrede bulunan emekçiler de eylemi izleyerek destek verdi.
Eylem boyunca “Vergi soygununa son!”, “İşçilerin birliği sermayeyi yenecek!”, “Parasız eğitim, parasız sağlık!” “Kahrolsun ücretli kölelik düzeni!” sloganları atıldı.
Kızıl Bayrak/ İstanbul, İzmir, Ankara
LC Waikiki’de artan kölece çalışma koşulları
Samsun Çarşamba’da mağaza çalışanı Muhammed Yavuz’un müdürü tarafından baskı ve mobbinge uğraması sonucu intihar etmesiyle gündeme gelen LC Waikiki bir yönetmelik yayınladı.
Yönetmelikte 2026 yılına kadar Avrupa’nın en büyük üç giyim perakendecisi olmak hedefini ortaya koyan LC Waikiki’de işçiler çalışma koşulları ağırlaşacak. Bu yönetmelik işçilere ek ve yoğun mesai saatleri, sefalet ücreti ve baskı ve mobbingin meşrulaştırılmasını vaat ediyor.
Giyim tekellerinin başında gelen LC Waikiki’nin patronu Mustafa Küçük 2 milyar dolar servete sahip. Küçük, bu servet ile Forbes listesinde Türkiye’nin en zengin 12. kapitalisti. Tüm zenginliği üreten işçilerin aldığı ücret ise asgari ücret. Bu da yetmezmiş gibi LC Waikiki’nin kârından kaybetmemek uğruna işçiyi mahkum ettiği yaşam koşulları kölelik koşullarıdır. Ağır ve kölece yaşam koşullarının üstüne bir de mobing ve şiddet gelmektedir. Muhammed Yavuz’un yaşamına son vermesinin ardından yayınlanan yönetmelik bu koşulların daha da ağırlaşacağını göstermektedir.
LC Waikiki İşçileri Birliği ise yaptığı açıklamada şunları dedi:
“Bu vizyon ise Muhammed Yavuz arkadaşımızı intihara sürükledi. Binlerce işçi bu baskılara maruz kalmaya devam ediyor. Bu sömürü düzenine dur demedikçe, birlik olmadıkça daha fazla üzerimize gelecekler. Bizim mücadele etmekten, örgütlenmekten başka bir çaremiz yok.”
LC Waikiki işçilerine birlik olma çağrısı yaptı.
Kızıl Bayrak / Esenyurt
|