İçindekiler:

11 Haziran 2021
Sayı: KB 2021/Özel-22

Çürümüş düzene, çeteleşmiş devlete karşı birleşik mücadele!
Saray’ın Almanya’daki çeteleri
Mafyalaşan iktidarın doğalgaz müjdeleri
“Ne verelim ABD’li kapitalistlere?”
Sözleşmenin feshine karşı mücadelenin önemi
Katilleri üreten ve koruyan düzenden hesap soralım!
Mafyatik rejimin dayanağı işçi sınıfının örgütsüzlüğüdür
SML Etiket direnişinde 15-16 Haziran
15-16 Haziran’ın direniş ruhuyla mücadeleye!
TPİ’de satış sözleşmesine karşı...
15-16 Haziran büyük işçi başkaldırısı yol gösteriyor - A. Berat
ABD Başkan Yardımcısı’nın Orta Amerika turu
İsrail’de yeni siyonist hükümet hazırlıkları
Renault’da bir grev de Flins’te!
Burkina Faso’da cihatçı katliam
Kapatıldığı halde zehir saçan termik santraller
Çocukların özgürce büyüdükleri bir dünya için...
Dinci-gerici-cinsiyetçi zihniyete karşı mücadele!
Bu sayının PDF formatını download etmek için tıklayın

 

 

Burkina Faso’da cihatçı katliam

 

Afrika kıtasının batı bölümünde yer alan, denize kıyısı bulunmayan Batı Afrika ülkesi Burkina Faso’da bir köye yapılan saldırıda en az yüz kişi öldürüldü.

Mali, Nijer, Benin, Togo, Gana ve Fildişi Sahili’ne komşu olan ülke 1960’a kadar Fransa’nın sömürgesi idi ve 1960 yılında bağımsızlığına kavuşarak Yukarı Volta adını aldı. 1960 yılında bağımsızlığını elde etmesine rağmen eski sömürgeci Fransa’nın nüfuzu 1983 yılına kadar devam etti. 

1983’de, emperyalistlerin ve yerli işbirlikçilerin nüfuz hakimiyetine karşı Afrika’nın Che’si olarak bilinen Thomas Sankara önderliğinde bir “devrim”le ülkeye yeni bir rota çizildi ve ülkenin ismi Burkina Faso olarak değiştirildi. Burkina Faso’nun başına geçerek Devlet Başkanı olan Sankara Küba’yı kendilerine model olarak seçti. 

Ülkenin ekonomik ve kültürel kalkınması için yürütülen çabalar, rüşvet, yolsuzluk, yokluk ve yoksulluğa karşı verdiği mücadele Sankara’ya uluslararası prestij kazandırdı.

“Sosyalist bir devrimci” olduğunu söyleyen Sankara’nın kullandığı “Ya anavatan ya ölüm”, “Biz kazanacağız” gibi sloganlar, ülke sınırlarını aşarak, uluslararası üne kavuştu. Sankara “Planlı sosyalist bir ekonomik kalkınma programı” uygulayarak ülkeyi yoksulluktan kurtarmaya çalıştı. 

Çok sayıda kadının da hükümet ve parlamentoda yer aldığı Sankara döneminde, kadın hakları konusunda çok önemli ileri adımlar atıldı.

Sankara önderliğindeki yönetim kadın sünneti gibi orta çağ artığı töreleri yasakladı.

Çok eşliliğe karşı çıktı ve doğum kontrolünün yaygınlaştırılmasına ön ayak oldu. O yıllarda Afrika kıtası için büyük tehdide dönüşen AIDS’e karşı kampanyaların başını çekti. 

Çevre bilincine de sahip olan Sankara, sadece kendi ülkesinde değil, komşu ülkelerde ve kıtada çölleşmeye ve ormanların tahribine karşı kampanyalar yürüttü ve yürütülmesine yardımcı oldu. 

Sankara, hükümet üyelerinin kullandığı lüks binek araçlarını satarak, bakanlara makam aracı olarak Renault 5 marka otomobiller tahsis edildi. Kabile şeflerinin emrinde angarya adam çalıştırmalara, haraç toplama gibi ayrıcalıklara son verildi.

Bundan rahatsız olan emperyalistler ve işbirlikçileri Sankara’ya karşı 5 Ekim 1987’de bir darbe düzenlediler. Çıkan çatışmada Sankara öldürüldü. Ardından ülkede emperyalist egemenlikle birlikte rüşvet ve yolsuzluk adım adım hakim hale geldi, yokluk ve yoksulluk yaygınlaştı. 

Bağımsızlıktan sonra ve özellikle de Sankara döneminde dinin toplumsal yaşamda ayırt edici ya da belirleyici rolü neredeyse sıfıra indirilmiş olmasına rağmen, Sankara’dan sonra dini ayrılıklar kışkırtılarak, din ve dini gericilik körüklendi. Yüzde altmışı Müslüman olan ülkede Hıristiyan nüfus yüzde 23 civarında. Geri kalanlar başka inançlara sahipler. 

Burkina Faso’da son dönemlerde komşu ülkeler, özellikle de Nijer ve Mali üzerinden Müslüman cihatçı terörist çeteler şeriatı ve kanunlarını hakim kılmak için köylere saldırarak katliamlar yapıyorlar.

Burkina Faso’nun Sahel eyaletini, komşu ülke Mali üzerinden terörize eden İslamcı cihatçı gruplar 2015’ten bu yana en az 1.300 kişiyi katletti. Milyonlarca insan yerinden yurdundan edilerek mültecileştirildi.

İçinde kadın, yaşlı ve çocukların da olduğu yüzden fazla kişinin hayatına mal olan son iki katliam da bu kıyımın bir devamıdır. Her ne kadar bu iki saldırının “arka planında kimler var bilinmiyor” dense de görünen köye kılavuz gerekmiyor. 

 

 

 

 

 

Yunanistan’da 71 kentte genel grev

 

Yunanistan’da binlerce kişi çalışma yasalarında yapılacak değişikliklere karşı greve gitti. Başbakan Miçotakis’in sağcı Yeni Demokrasi (ND) hükümetinin iş yasasında değişiklik içeren yasa tasarısı nedeniyle işçi konfederasyonları 24 saatlik genel greve çıktı. Başkent Atina ve 71 kentte kitlesel eylemler gerçekleştirildi.

Atina’da düzenlenen yürüyüşte parlamento önüne giden binlerce işçi sloganlarla yasa tasarını protesto etti.

Hükümet yeni yasa tasarısında 8 saatlik olan çalışma saatlerini 10 saate çıkarmayı hedefliyor. Bunun yanı sıra işçilerin birçok başka hakkı da tırpanlanacak. Sözgelimi yeni yasa uyarınca “dijital çalışma kartı” getirilecek ve işverenler, emekçilerin çalışmalarını an be an takip ederek “saat tutabilecek”.

Ayrıca tasarı uyarınca, sendika üyeleri protesto ve grev eylemleri dolayısıyla cezai işlemlerle karşı karşıya kalabilecek. Devletin kimi grevleri “yasa dışı” kabul ederek hedef almaya çalıştığı maddelere emekçiler tepki gösteriyor.

Yunanistan’da binlerce kişi çalışma yasalarında yapılacak değişikliklere karşı greve gitti. Başbakan Miçotakis’in sağcı Yeni Demokrasi (ND) hükümetinin iş yasasında değişiklik içeren yasa tasarısı nedeniyle işçi konfederasyonları 24 saatlik genel greve çıktı. Başkent Atina ve 71 kentte kitlesel eylemler gerçekleştirildi.

Atina’da düzenlenen yürüyüşte parlamento önüne giden binlerce işçi sloganlarla yasa tasarını protesto etti.

Hükümet yeni yasa tasarısında 8 saatlik olan çalışma saatlerini 10 saate çıkarmayı hedefliyor. Bunun yanı sıra işçilerin birçok başka hakkı da tırpanlanacak. Sözgelimi yeni yasa uyarınca “dijital çalışma kartı” getirilecek ve işverenler, emekçilerin çalışmalarını an be an takip ederek “saat tutabilecek”.

Ayrıca tasarı uyarınca, sendika üyeleri protesto ve grev eylemleri dolayısıyla cezai işlemlerle karşı karşıya kalabilecek. Devletin kimi grevleri “yasa dışı” kabul ederek hedef almaya çalıştığı maddelere emekçiler tepki gösteriyor.