15 Kasım 2019
Sayı: KB 2019/42

AKP şefi bir kez daha Trump’ın huzuruna çıktı
AKP ile artan sefalet
“Yaşadığımız depresyon değil, kapitalizm”
Savaşa endeksli beka bütçesi
Örgütlü bir sınıfı hiçbir kuvvet yenemez!
Metal Grup TİS süreci ve ücret mücadelesi üzerine
2019- 2021 toplu sözleşme süreci başladı
Metalde toplu sözleşme süreci ve birleşik mücadele
Kapitalizmin krizi ve işçi sınıfı
Devrimci taktiğin sorunları / 2 - H. Fırat
Kitle hareketlerine emperyalist müdahale girişimleri
Bolivya’da Amerikancı askeri darbe
İspanya’da dört yılda dördüncü genel seçimler
İsyanların gölgesinde seçimler ve soldan yalanlar
Almanya’da faşist partinin yükselişi sürüyor
Avrupa Birliği emperyalizminin savaş çığırtkanlığı
Kapitalizm şiddet, tek adam diktatörlüğü yasak üretir
Sermaye devletinin kontrgerilla artıkları ve DTCF’de yaşananlar
Ertelenen birlik
Bu sayının PDF formatını download etmek için tıklayın

 

AKP ile artan sefalet

 

Ekonomik krizin etkileri her geçen gün artarken, işçi ve emekçiler büyük bedeller ödüyorlar. İşsizlik, yoksulluk, hayat pahalılığı ve bunlarla bağlantılı şekilde ruhsal bozukluklarda ve intihar vakalarında artış rekor düzeylere ulaşmış durumdadır.

AKP iktidarı ise “rekorlara” neden olan suçlarını örtbas ederek, maniple etme derdindedir. Geçtiğimiz hafta İstanbul Fatih’te 4 kız kardeşin intiharı sonrasında yandaş basın hemen “algı operasyonu” yapıldığından, birilerinin bir şeyleri kaşımaya çalıştığından dem vurarak konuyu çarpıtmaya girişti. Tıpkı daha önce Kocaeli’de bir babanın oğluna pantolon alamadığı için intiharına psikolojik deyip geçtikleri gibi… AKP iktidarının “algı yöneticileri” ısrarla intiharların yoksulluk nedeniyle olmadığını iddia etseler de TÜİK’in yayımladığı verilere göre AKP’nin iktidara geldiği 2002 yılıyla 2018 yılı arasında 4 bin 481 kişi geçim sıkıntısı nedeniyle yaşamına son verdi.

AKP başka söylüyor, rakamlar başka

2003’te 587 bin 479 olan kayıtlı işsiz sayısı, AKP döneminde %497 arttı. 2018 yılında, dakikada 7 kişi işsiz kaldı. İşsizlik ödeneğine başvuru sayısındaki artış %1042 olarak son 16 yılın rekorunu kırdı. 2003 yılında 143 bin 155 olan işsizlik ödeneği başvuru sayısı, 2018’de 1 milyon 635 bin 111’e yükseldi.

Son dönemde kırılan bir diğer rekorsa, işsizlik ve yoksulluğun bir itirafı olarak bütçeden yapılan sosyal yardım harcamalarıdır. 2015’te 33,7 milyar lira olan sosyal yardım ödemeleri için 2020 yılı bütçesine tam 69,5 milyar liralık rekor ödenek kondu. Ancak şunu da vurgulamak gerekir ki, 2003 yılından bu yana halkın dar gelirli ve yoksul kesimine 374 milyar liralık kaynak aktarılmasına rağmen, yardıma muhtaç nüfus azalmadığı gibi daha da artmıştır.

Artan hayat pahalılığı ile geçim sıkıntısı derdi de rekor kırmıştır. Türk-İş’in hesaplamalarına göre aylık 2 bin 64 liranın altında gıda harcaması yapan aileler açlık sınırında, 6 bin 724 liranın altında gelire sahip aileler de yoksulluk sınırında yaşıyor. Türkiye’de 22,5 milyon kişi açlık sınırı altında yaşamaktadır.

İşçi ve emekçiler açlık ve yoksullukla boğuşurken, AKP Türkiye’sinde son 6 yılda milyonerlerin sayısı 32 binden 127 bine çıkmıştır. Aynı şekilde yoksul emekçilere sadaka niyetine verilen sosyal yardımlar soruna çare olmazken, 2020’de patronlar için SGK’ya yapılacak destek ödemesi 25 milyar lirayı aşacaktır. Bu da yoksullar için yapılacak ödemenin yaklaşık iki katına yakın bir tutarı ifade ediyor.

Bununla birlikte AKP dönemiyle birlikte kişi başına düşen kamu borcu, dış ticaret açığı, faturalar, şiddet, istismar, cinayetler de rekor düzeyde artmıştır.

Ancak AKP pembe hayaller yaymaya, işçi ve emekçileri aldatmaya devam ediyor. Plan ve Bütçe Komisyonu’nda yapılan görüşmeler sırasında AKP milletvekilinin asgari ücret hesabı, esasta emekçilerle dalga geçmektir.

AKP aklı, 2002’de 1.707 yumurta alınıyorken, 2019’da 4.375 yumurta alınabilmesiyle AKP Türkiye’sinin gelişkinliğinden, yoksulluk olmadığından dem vuruyor. Aynı görüşmede “elektriği, doğalgazı, onları geçiyorum” diyerek yumurta hesabıyla emekçileri kandırmayı umuyor. Daha öncesinde asgari ücretin yetebilir olduğunu çay-simit hesabıyla yapmalarının artık kimseyi inandırmadığını anlamış olmalılar ki bu sefer yumurta ile hesap yapıyorlar.

İşçi ve emekçilerin üzerine karabasan gibi çöken AKP’lilerin bu pişkince açıklamaları; yoksulluk, açlık ve bunların neden olduğu intiharlar gerçeğini örtemez. Zira işçi ve emekçiler her geçen gün yaşamlarının kötüleştiğini görmekte, gelecek kaygıları giderek artmaktadır. Türkiye kapitalizminin doğrudan sonuçları olarak yaşanan işsizlik ve yoksulluk AKP iktidarı eliyle daha da yaygınlaşmıştır. Bunun hesabını soracak olansa işçi ve emekçilerin örgütlü birliği ve mücadelesidir.

 

 

 

 

Başta ekmek olmak üzere gıda fiyatlarına zam yolda

 

Enflasyonun düştüğü ve daha da düşeceği yalanının, sürekli artan gıda fiyatları ile zerrece bir inandırıcılığı kalmadı. Başta ekmek olmak üzere, gıda ürünlerine yapılacak yeni zamlar, AKP iktidarının yalanını iyice teşhir ediyor.

Cumhuriyet gazetesinden Gamze Bal’ın haberine göre fırıncıların, İstanbul Ticaret Odası’na (İTO) sundukları, ancak ağustostan beri reddedilen ekmek zammı talebi, bu kez komisyonda görüşülmek üzere kabul edildi. 5 kişiden oluşan komisyon, zam talebini bu hafta içi masaya yatıracak. Yeni yıla girmeden İstanbul’da satılan 200 gram ekmeğin 1,25 TL’den 1,40 TL’ye, 250 gram ekmeğin 1,50 TL’den 1,75 TL’ye çıkması bekleniyor. Son bir yılda yüzde 20’yi aşan zamların yapıldığı süt ve süt ürünlerinin etiketlerindeki “son zam tarihi” de sürekli yenileniyor. Kuruyemiş fiyatlarındaki artışlar son bir yılda yüzde 90’ı buldu. Kırmızı ete yapılacak zamlar da tüketimdeki düşüşten dolayı bekletiliyor.

“Fiyat güncellemesi” güzellemesiyle

Son bir yılda maliyetleri yüzde 30 artan, elektrik ve doğalgaza gelen son zamlarla maliyetleri daha da katlanan fırıncılar, ekmekteki zam taleplerini belli aralıklarla yineliyorlardı. İTO 12 No’lu Ekmek Un ve Unlu Mamuller Meslek Komitesi Başkanı Hasan Demir, İTO’ya yeniden sundukları zam taleplerinin geçen ay kabul edildiğini, yeni yıla girmeden ekmeğin zamlanmasını beklediklerini söyledi. Demir, “200 gram ekmeğin 1,40 TL’ye, 250 gram ekmeğin de 1,75 TL’ye çıkmasını talep ettik. Yeni yıla girmeden zammın onaylanacağını bekliyoruz” dedi. Bu zam, kabul edilse dahi 2020 ilkbaharında ikinci bir zam talebinde bulunacaklarını söyleyen Demir, “Ekmek fiyatları 42 ay aradan sonra 1,50 TL’ye çıkmıştı. Aşağı yukarı bir senedir de bu seviyede. Yeni yılla birlikte işçilik maliyetleri artacak. Un ve elektrik gibi önemli girdilerimizde anormal bir artış yaşanmazsa yeni fiyatları 2020 ilkbaharına kadar götürürüz, sonrasında ikinci bir zam talebimiz olabilir” dedi.