6 Eylül 2019
Sayı: KB 2019/32

Krizin yıkıcı etkisine karşı eylemsel bir mücadele hattı
12 Eylül düzeni sürüyor
12 Eylül karanlığında semiren gericilik
Sermayedarların sömürü cenneti Türkiye!
Petrol-İş 28. Genel Kurulu üzerine
Tekstilde “Grev kapıda” mı?
Esenyurt’taki anket çalışmamızdan yansıyanlar
Ağustos Ayı İşçi Hakları İhlalleri Raporu
EYT hareketi sürüyor
Ankara İşçi Meclisi piknikte buluştu
Sovyetler Birliği ile bütün insanlık arasındaki çıkar birliği - Mao Zedung
İşgalci-saldırgan politikanın bumerangı
Hegemonya mücadelesi olarak “ticaret savaşları”
Amazonlar, ekolojik yıkım ve kapitalizm
İsviçre’de kadına yönelik şiddet ve cinayetler
Ağustos ayı kadın cinayetleri: En az 49 kadın katledildi
Yoksulluğun çözümü: Mülksüzleştirenleri mülksüzleştirmek!
Sanatı ve yaşamıyla yiğit bir devrimci: Yılmaz Güney
İllerde 1 Eylül eylemleri
Bu sayının PDF formatını download etmek için tıklayın

 

Sermayedarların sömürü cenneti Türkiye!

 

Avrupa İstatistik Kurumu (Eurostat) verilerine göre, AB ülkeleri arasında işgücü maliyetinin en düşük olduğu ülkeler sıralamasında 1. olan Türkiye, OECD’nin “yaşam endeksi”nde de sondan 3. oldu.

İşçi sınıfına kabul ettirilen ağır koşulların yanı sıra bir ülkenin parasının diğer ülke para birimleri karşısında değer kaybetmesi, o ülkedeki işgücü maliyetlerinin de düşmesi anlamına geliyor. Bu durumda yabancı sermaye, parası değer kaybeden ülkelere yöneliyor. Türkiye’nin işgücü maliyeti ve fazla mesai konusunda zirvede bulunması, yabancı sermaye için gözde ülke olmayı sürdürmesine de sebep oluyor. Ayrıca Avrupa Birliği’ne bağlı ülkeler arasında Türkiye asgari ücretin en düşük olduğu ülkeler arasına girmiş oldu.

Krizi fırsata çeviren kapitalistler işçi sınıfına uzun çalışma saatleri ve düşük ücret dayatıyorlar. Bu da yetmezmiş gibi temel tüketim maddelerine gelen zamların ardı arkası kesilmiyor. Doğalgaza bir ayda yaklaşık %50 zam gelirken, sermayedarlar işçi ücretlerine yılda %4-5 gibi komik zamları reva görüyorlar.

Bu tablo bize “büyük ve güçlü Türkiye”nin ne olduğunu gösteriyor. Bir yanda Türkiye’yi sömürü cenneti olarak gören kapitalistler, diğer yanda da köleliğe mahkum edilmiş işçi sınıfı var. Gerici-faşist AKP iktidarı sermayeye yaptığı hizmetlerle iktidarda kalmayı garantilemeye çalışırken, “büyük ve güçlü Türkiye” demagojisi ile işçi ve emekçileri aldatmaya devam ediyor. Her koşulda kapitalistlerin çıkarını düşünen gerici iktidar, ülkeyi küresel rekabette ucuz işgücü deposu haline getirerek, kapitalistlerin ülkeye gelmesini sağlıyor. “Büyük ve güçlü Türkiye” söyleminin, işçi ve emekçileri aldatmak, kapitalistleri ihya etmek için kullanıldığı bütün bu politikalarla bir kez daha doğrulanıyor.

Sermaye devletinin büyümekteki kastı işçi ve emekçilerin yaşam koşullarını iyileştirmek değildir. Bu, yakın zamanda imzalanan TÜPRAŞ, kamu işçi ve emekçileri sözleşmelerinden de görülebilir. Yüksek Hakem Kurulu bir ilke imza atarak Koç’un verdiği zam oranından daha düşük bir zam oranı verdi ve “TÜPRAŞ’ın büyümesine” bizzat katkı sağladı. Devlet kurumlarında çalışan işçiler Türk-İş yönetimi tarafından satıldılar. Kamu emekçileri YHK tarafından sonuçlandırılan TİS’le sefalete mahkum edildiler vs.

Bu sömürü koşulları yetmezmiş gibi kapitalistler, gerici iktidardan “yeni reform paketleri” isteyerek, işçi sınıfının elinde kalan hak kırıntılarına da göz dikmiş bulunuyorlar. AKP iktidarı da hiç zaman kaybetmeden sermayenin dediklerini bir bir hayata geçirerek kapitalistlerin iştahını kabartmayı sürdürüyor.

“Kabahatin büyüğü sende be kardeşim…”

Sömürü koşullarının bu kadar ağırlaşmasının, kapitalistlerin ülkeye aç kurtlar gibi saldırmasının, ülkenin sömürü cehennemine dönüştürülmesinin en başta gelen nedeni, yaşam hakkı tanınmayan işçi sınıfının, saldırıları sessizce karşılamasıdır. Her saldırıda işçi sınıfının boynuna bir zincir daha ekleniyor. Bu da olanı kanıksamak ve sermayenin istediği işgücü nesnesine dönüşmek anlamına gelmektedir.

Mücadele eden, sömürüye boğun eğmeyen işçi sınıfı kendi yaşam koşullarıyla birlikte toplumu da dönüştürme gücüne sahip. Yeter ki mücadele sahnesinde yerini alsın. Türkiye’de yaşanan bu pervasızca sömürü koşullarına karşı işçi sınıfının kendi talepleri etrafında birleşmesinden ve mücadele etmekten başka çıkar yolu yoktur. İşçi sınıfı ve emekçiler düşük ücrete ve uzun çalışma koşullarına karşı “insanca yaşayabilecek ücret” ve “7 saatlik iş günü 35 saatlik çalışma haftası” için dişe diş mücadele etmelidir.

 

 

 

 

Türkiye ekonomisi küçülmeye devam ediyor

 

Türkiye İstatistik Kurumu dönemsel Gayrisafi Yurt İçi Hasıla (GSYH) 2. Çeyrek verilerini açıkladı. GSYH, geçtiğimiz yılın ikinci çeyreğine kıyasla yüzde 1,5 azaldı. Takvim etkisinden arındırılmış endeks de aynı dönemde yüzde 1,4 geriledi.

Üretim yöntemine göre hesaplanan GSYH istatistiklerine göre inşaat ve sanayi sektörlerinin katma değeri azalırken, tarımda artış oldu. Tarım sektörü toplam katma değeri geçen yılın 2. çeyreğine kıyasla yüzde 3,4 artarken, sanayi sektöründe küçülme yüzde 2,7, inşaat sektöründe yüzde 12,7’yi buldu.

Harcamalar yöntemiyle hesaplanan GSYH istatistiklerinde ise gayrisafi sabit sermaye oluşumundaki düşüş dikkat çekti. Aynı dönemde bu harcama kalemi yüzde 22,8 azaldı. Bu dönemde devletin nihai tüketim harcamaları yüzde 3,3 artarken, hanehalkı tüketim harcamaları yüzde 1,1 düştü. Mal ve hizmet ihracatının yüzde 8,1 arttığı bu dönemde ithalattaki daralma yüzde 16,9 oldu.





Aylık enflasyon yüzde 0,86, yıllık yüzde 15

 

TÜİK’in açıkladığı istatistiklere göre, TÜFE Ağustos ayında artışını sürdürdü. Bir önceki aya göre %0,86, bir önceki yılın Aralık ayına göre %7,35, bir önceki yılın aynı ayına göre %15,01 ve on iki aylık ortalamalara göre %19,62 artış gerçekleşti.

Alkol ve sigara zamlarının etkisiyle alkollü içecekler ve tütün grubunda aylık fiyat artışı %19,11’i buldu. Gıda harcamalarında ve ulaştırmada aylık düşüş kaydedilen Ağustos ayında, aylık fiyat artışının yüksek olduğu bir diğer grup da eğitim oldu. Eğitim grubunda fiyatlar önceki aya kıyasla %4,26 arttı. Eğitimin ardından sırasıyla konutta %2,04, çeşitli mal ve hizmetlerde %0,89 ve lokanta ve otellerde %0,75 artış gerçekleşti.

Fiyatların geçen aya kıyasla azaldığı gruplar, %1,94 ile ulaştırma, %1,10 ile giyim ve ayakkabı, %0,77 ile gıda ve alkolsüz içecekler oldu.

Yıllık fiyat değişimlerinde de en fazla artış %41,42 ile alkollü içecekler ve tütün grubunda gerçekleşti.