26 Ocak 2018
Sayı: KB 2018/04

İşçi sınıfı ve emekçiler yayılmacı savaşları reddetmeli, halkların kardeşliğini savunmalıdır!
Efrîn’i işgal harekatı ve milliyetçi-şoven histeri
OHAL’de sömürüye ve baskıya devam!
Tek tip saldırısına karşı topyekûn direnişe!
Metal işçileri grev aşamasında!
“Ya hep birlikte aydınlığa koşacağız ya da bu barbarlığa teslim olacağız!”
Ocak zamlarında kazanmak için…
Erdoğan, işçi düşmanlığına devam ediyor!
Mesleki Eğitim Kurultayı Sonuç Bildirgesi
Fabrika örgütlenmesi ve mesleki eğitim
Rusya’da devrim ve proleter devrimin sorunları - H. Fırat
Emperyalizm, Türk burjuvazisi ve Kürtler
Çocuk işçilik, kapitalizmin gerçek yüzü
OHAL döneminde olağanlaştırılmaya çalışılan çocuk istismarı
Mücadelenin özgürleştirdiği kadınlar!
İzlandalı kadın işçiler kazandı
“Ben dilenci değilim”
Endüstri 4.0 ve mesleki eğitim
Bu sayının PDF formatını download etmek için tıklayın

 

Ocak zamlarında kazanmak için…

Birlik, mücadele, dayanışma!

 

Asgari ücretin belirlenmesinin ardından Ocak ayı zamları, tekstil ve dokuma işçilerinin de temel gündemlerinden birini oluşturmaktadır. Zira, sektörde azımsanmayacak sayıda asgari ücretin üzerinde ücret alan “vasıflı” işçi bulunmaktadır. Ancak son 2 yıl asgari ücrete yapılan zamlarla birlikte, eski işçilerle (ya da vasıflı işçiler) yeni işçiler arasında ücret makası neredeyse kapanmıştır. Dolayısıyla, “ek zam” talebi tekstil ve dokuma işçilerinin temel taleplerinden birini oluşturmaktadır. Ayrıca, sektörde ücretlerin toplu sözleşmede belirlendiği sendikalı işyerlerinin sınırlı olması, Ocak ayında gündeme gelen yıllık zamları daha da önemli kılmaktadır.

2018 yılı için geçerli olacak ücretler Ocak ayı içinde belirlenecek fakat Şubat ayı ücretleri ile işçinin eline ulaşacak. Asgari ücretin 1.603 TL olarak belirlenmesinin ardından, tekstil patronları sıfır zam vermek için türlü gerekçeler sunuyorlar. Kriz, OHAL derken, son olarak Efrîn’e yönelik başlatılan haksız savaş ve işgal de gerekçe gösterilerek, milliyetçi histeriler ve vatanseverlik çağrıları ile işçilerden fedakarlık istenecektir.

Ne yapmalı, nasıl yapmalı?

İşçi sınıfı ve sermaye arasında uzlaşmaz bir çelişki vardır. Kapitalistler, daha az işçiyle, daha fazla üretim yaparak, aynı zamanda ücretleri düşürerek, kar oranlarını arttırmaya çalışırlar. Kapitalizmin temel işleyiş yasasıdır bu… Bir tarafın kaybı, öbür tarafın kazancı anlamına gelir. Bu ilişkide belirleyici olan sınıf mücadelesinin kendisidir.

İşçi sınıfının kapitalistlere karşı 150 yılı aşkın mücadelesinde ücret sorunu önemli bir yer tutmuştur. İnsanca yaşanabilir çalışma koşulları ve ücretler için mücadele, yani sömürüyü sınırlandırma mücadelesi, sömürüyü ortadan kaldırma mücadelesinin temel kaldıracı olmaya devam etmektedir.

Bugün de, tekstil ve dokuma işçilerinin, insanca yaşamaya yetecek ücret isteği haklı ve meşrudur. Patronların yalan ve göz boyamaya dönük gerekçeleri asılsızdır ve hepsi de kapitalizmin yasalarına göre daha fazla kâr elde etmek içindir.

Ocak ayı zamlarında kazanmak için ilk koşul taleplerin netleştirilmesidir. Yaşam ve çalışma koşullarının ağırlaştığı, tüketim ürünlerine gelen zamla asgari ücrete gelen zammın çoktan eridiği, açlık sınırının 1600 TL, yoksulluk sınırının 5000 TL olduğu yerde talebimiz, insanca yaşanacak bir ücret olmalıdır. Öyle ki, sektördeki başta Suriyeli olmak üzere göçmen işçileri esas alarak asgari ücretin altını dahi dayatmaya kalkan patronlara karşı bu dayatma kesinlikle reddedilmeli, insanca yaşanacak ücret talebinden ödün verilmemelidir.

İkinci koşul ise, işyerlerinde tabanda birliklerin kurulmasıdır. Bireysel çözüm yolları reddedilmeli, ortak çözüm için tabanın söz ve karar sahibi olacağı birlikler yaratılmalıdır. Aynı zamanda işyerinde sağlanan birlikler, işçi sınıfının öz örgütleri olan sendikalarda örgütlenme hedefini de içermelidir.

Üçüncü koşul, fiili meşru mücadele hattının izlenmesidir. İşçi sınıfı, kendi gücünü mevcut yasalardan değil, tarihsel haklılığından alır. Taleplerin elde edilmesi için, eylemli süreçler işletilebilmeli, gerektiği koşullarda işçi sınıfının en temel silahı olan üretimden gelen güç kullanılmalı, iş bırakılmalıdır.

Bugün işçi sınıfının mücadelesinde OHAL temel bir engel haline gelmiştir. Öyle ki, hak arayan, greve çıkan, direnişe geçen her bir işçinin karşısına OHAL sopası çıkartılmaktadır. Nasıl ki işçi sınıfı, grev hakkını grev yaparak kazandıysa, OHAL’i de direnerek ve mücadele ederek parçalayacaktır. Bir başka engel ise, savaş koşullarıdır. Geçtiğimiz günlerde Efrîn’e yönelik başlatılan savaş, işçi sınıfının mücadelesini baltalamak için kullanılacaktır. Efrîn’i hedef alan savaş, kardeş halkların öldürülmesine tutum almanın yanı sıra, faturanın çok yönlü olarak işçi ve emekçilere ödetilmesine karşı çıkmak için de reddedilmelidir. Bizim olmayan bu savaşın sınıf mücadelesini engellemesine izin verilmemelidir.

Ancak birliğini sağlayan, mücadele eden ve dayanışmasını güçlendiren tekstil ve dokuma işçileri kazanabilir. Ücretli kölelik düzeninde işçi sınıfı, sermayenin çok yönlü kuşatması altında yenilse bile, sömürüyü ortadan kaldırma mücadelesinde, bu yollarda verdiği mücadelede çelikleşir, sınıf bilincini kazanır ve güçlenir.

Tekstil İşçileri Birliği

 

 

 

 

Metalde grev ve lokavt ilanı

 

MESS kapsamındaki fabrikalarda örgütlü sendikalar, işçilerin basıncı ile gerçekleştirdikleri eylemlerin ardından TİS sürecinde anlaşma sağlanamaması üzerine aldıkları grev kararının 2 Şubat’ta uygulanacağını açıkladılar. Ancak çok geçmeden MESS de işçilere lokavt sopasını gösterdi.

MESS’e uyarı eylmleri

Türk Metal, 18 Ocak’ta kent meydanlarında eş zamanlı eylemler gerçekleştirirken Bursa’daki eylem saat 17.00’de Atatürk Stadı’nda gerçekleştirildi.

Aynı saatlerde İzmir’de de Menemen Cumhuriyet Meydanı’nda yapılan eyleme İzmir Demir Çelik, Ege Çelik ve Habaş fabrikalarından işçiler katılırken Konak’taki eylemde ise CMS, Aptiv (Delphi), Nemak, Ege Endüstri ve Ege Fren işçileri yer aldı.

Gebze Cumhuriyet Meydanı’ndaki eylem için işçiler servislerden indikleri noktalardan pankartlarıyla meydana yürüdüler. Ancak bu eylemlerden bir gün sonra Efrîn’e yönelik kirli savaşa destek açıklaması yapan Türk Metal sokaklarda eylem yapmama kararı aldı.

18 Ocak’ta Birleşik Metal-İş ise Bilecik’te, Çelik-İş de örgütlü olduğu MMK Metalurji’de eylem gerçekleştirdi.

Sendikalardan grev, patronlardan lokavt kararı

Pevrul Kavlak, 20 Ocak’taki Türk Metal Sendikası Bursa 2 No’lu Şube 1. Olağan Genel Kurulu’nda konuşarak 2 Şubat itibariyle greve çıkacaklarını ilan ederken dahi MESS’e, Erdoğan’a ve Binali Yıldırım’a uzlaşma çağrısı yaptı.

Birleşik Metal-İş Sendikası da 22 Ocak’ta Taksim’deki Golden Age Hotel’de yaptığı basın toplantısıyla 2 Şubat’ta greve çıkacaklarını duyurdu. Ertesi gün de grev ilanı, sendikanın yetkili olduğu fabrikalara eylemlerle asıldı.

23 Ocak’ta 16.00 vardiyasının çıkışında SCM ve Prysmian işçilerinin katılımıyla MESS’in kölelik dayatmalarına karşı Mudanya’da eylem gerçekleştirildi.

Ancak MESS patronları lokavt kararı alarak sendikaları 24 Ocak’ta görüşmeye çağırdı.


 
§