8 Aralık 2017
Sayı: KB 2017/47

Hırsızlık, yolsuzluk ve rüşvetin kaynağı kapitalizmdir!
Büyük resmin gösterdiği mesele “milli” değil, sınıfsaldır!
Reza Zarrab’dan rüşvet itirafları
“Avukatların dayanışma ve direniş hattı bu saldırıyı boşa çıkaracaktır!”
Kasım ayı enflasyonuyla yeni rekor
“OHAL’le hak ve özgürlükleri ortadan kaldıran bir sürece girildi”
Çürümüş anlayışların tükettiği KESK
Metalde süreç hareketleniyor
HT Solar Enerji’de işten atma saldırısı ve işgal
“Yeni Ekimler için ileri!”
İstanbul’da ‘Gelecek mutlak sosyalizm’ etkinliği
Petrol-İş Aliağa Şubesi Genel Kurulu’nun ardından
“İş güvenliği önlemleri alınmalı, taşeron işçilerinin koşullarına özen gösterilmelidir!”
İş cinayetlerinin sorumlusu sermayedarlardır!
Cehennem koşullarında çalışmak kaderimiz değildir!
Mesleki Eğitim Kurultayı toplanıyor!
Birinci Filistin İntifadası’nın 30. yılı
“Oslo Barışı”ndan günümüze, Filistin davası
Suriye’de çözüm mü, çözümsüzlük mü?
Erdal Eren mücadelemizde yaşıyor!
Bu sayının PDF formatını download etmek için tıklayın

 

Kasım ayı enflasyonuyla yeni rekor

 

Türkiye kapitalizminin krizi enflasyondaki artışlarla gözler önüne seriliyor. TÜİK’in 4 Aralık’ta açıkladığı Kasım ayı enflasyon rakamları krizin büyüyeceğine işaret etti.

Kasım ayında tüketici fiyatlarında (TÜFE) önceki aya kıyasla yüzde 1,49 oranında artış olurken, yüzde 1,2 olan beklentiler aşıldı.

Yıllık enflasyonun da yüzde 12,48 seviyesine çıkmasıyla 2008 krizinden bu yana en yüksek seviyelerine ulaşan enflasyonda yeni rekor kırıldı. Ayrıca bu oran, TÜFE verilerinin baz alındığı 2003 yılından bu yana da en yüksek yıllık enflasyon oranı oldu.

Temel ihtiyaçlar pahalılaşıyor

Kasım ayında, ‘ulaştırma’nın yanı sıra, ‘giyim ve ayakkabı’, ‘gıda ve alkolsüz içecekler’ ve ‘konut’ harcama gruplarının fiyatlarındaki artışlar göze çarptı. Geçtiğimiz aya kıyasla; giyim ve ayakkabıda yüzde 3,77, gıda ve alkolsüz içeceklerde yüzde 2,11, ulaştırmada yüzde 2,01, konutta yüzde 1,25 artış kaydedildi. ‘Çeşitli mal ve hizmetler’ grubunda da yüzde 1,84’lük artış göze çarptı.

Harcama gruplarında fiyatların 12 aylık değişiminde de en çok artış ‘ulaştırma’ ve ‘gıda ve alkolsüz içecekler’de oldu. Ulaştırmada yıllık yüzde 18,56 artış olurken, gıda ve alkolsüz içeceklerin fiyatları yüzde 15,78 oranında yükseldi. Bunların yanı sıra ‘çeşitli mal ve hizmetler’, ‘ev eşyası’, ‘sağlık’, ‘lokanta ve oteller’, ‘giyim ve ayakkabı’, ‘eğitim’, ‘alkollü içecekler ve tütün’ gruplarında yıllık fiyatlar çift haneli oranlarda arttı.

Üretici fiyatları da yüksek düzeyde

Enflasyondaki artışlara etki eden üretici fiyatları da önceki aya göre yüzde 2,02 oranında artarken, ÜFE’deki yıllık artış yüzde 17,30’a çıktı. Geçtiğimiz aya kıyasla en fazla artış, uluslararası piyasalarda da fiyatların yükseldiği petrol ve ana metallerde gerçekleşti. Buna göre, kok ve rafine petrol ürünleri yüzde 11,72, ham petrol ve doğal gaz yüzde 8,12, ana metaller ise yüzde 4,67 arttı.

Sanayi grupları arasından ‘ara malı’ fiyatlarındaki artış aylık ve yıllık kıyaslamada ilk sırada yer aldı. Ara malların fiyatları aylık yüzde 3,02, yıllık yüzde 23,43 artış gösterdi.

 

 

 

 

Dış ticaret açığı Kasım ayında da sürdü

 

Türkiye kapitalizminin ithalata dayalı ihracat üzerinden işleyişi, dış ticaret ‘dengesizliği’nin sürmesiyle gözler önüne seriliyor. Yüksek düzeyde seyreden dış ticaret açığı, Kasım ayında da devam ederken ihracatın ithalatı karşılama oranı da geçtiğimiz yıla kıyasla düşüş gösterdi.

Gümrük ve Ticaret Bakanlığı, 2017 Kasım ayı geçici dış ticaret verilerini açıkladı. Verilerde, geçtiğimiz yılın aynı ayına göre kıyaslamalar yapıldı. Buna göre, dış ticaret hacmi yüzde 16,76 artışla 34 milyar 751 milyon dolara çıkarken; ihracat yüzde 11,02 artışla 14 milyar 232 milyon dolar, ithalat ise yüzde 21,10 artışla 20 milyar 519 milyon dolar oldu.

Dış ticaret açığının yüzde 52,43 artışla 6 milyar 287 milyon dolara ulaştığı verilere göre, ihracatın ithalatı karşılama oranı geçtiğimiz yılın yüzde 75,7’lik oranından yüzde 69,4’e düştü.

İhracat ve ithalatta ülkelere göre dağılımda ise Almanya ilk sırada yer aldı. İhracatta Almanya’yı İngiltere ve İtalya takip ederken, ithalatta ise Çin ve Rusya geldi.

 

 

 

 

Açlık ve yoksulluk tırmanışı sürüyor

 

Sermaye devleti her geçen sömürü ve kölelik koşullarını derinleştirdiği işçi ve emekçileri açlık ve yoksulluğa mahkum etmeye devam ediyor.

İşçi ve emekçilerin ücretlerine yapılan sefalet zamları ile maaşlar her geçen gün erimeye devam ederken temel ihtiyaç maddelerindeki fahiş artışlarla açlık ve yoksulluk da derinleşiyor.

Türk-İş’in açıkladığı açlık ve yoksulluk sınırı bu gerçekliği bir kez daha ortaya koydu. Kasım 2016’da bin 416 TL olan açlık sınırının Kasım 2017’de ise bin 567 TL olduğu açıklandı.

2016 Kasım ayında 4 bin 615 TL olan yoksulluk sınırı ise 2017 Kasım ayında ise 5 bin 105 TL oldu.

Yandaş Memur Sen ise sermayeye hizmetlerine devam ederken; Türkiye’deki 4 kişilik bir ailenin açlık sınırını bin 770 TL, yoksulluk sınırını ise 4 bin 977 TL olarak açıkladı.

Birleşik Kamu-İş Konfederasyonu ise açlık sınırının Ekim ayına kıyasla 29 TL artarak bin 857 TL’ye çıktığını, yoksulluk sınırının ise 69 liralık artışla 5 bin 298 TL’ye tırmandığını açıkladı.






Erdoğan sermayeye yönelik söylemini ‘düzeltti’

 

Erdoğan, sermayedarlara yönelik 3 Aralık’taki söyleminin ardından “İsteyen herkes parasını yurt dışına çıkarabilir” diye konuştu.

3 Aralık’ta yaptığı konuşmada “Bazılarının varlıklarını yurt dışına çıkardığını duyuyorum. Buna izin verilmeyecek. Bu ihanettir” ifadelerini kullanan Erdoğan sözlerinin “yanlış anlaşıldığı”nı iddia ederek ertesi gün sermayenin yüreğine su serpmeye çalıştı.

Türkiye’nin serbest piyasa ekonomisine sahip olduğunu söyleyen Erdoğan, sözlerine şöyle devam etti: “İsteyen herkes parasını yurtdışına çıkarabilir ve buna devam edebilecektir. Yerli ve yabancı tüm firmalar küresel finans sistemine entegre bir şekilde faaliyetlerini sürdürecektir. Sermaye hareketlerinin sınırlandırılmasına yönelik bir talimatım söz konusu değil.”

Ailesinin offshore bankalar aracılığıyla milyonlarca doları cebe indirdiği ayyuka çıkan Erdoğan, sözlerini “iş adamları yerli ve milli duruş sergilemeli” diye ‘düzelterek’ ikiyüzlülüğünü bir kez daha gözler önüne serdi.

 
§