26 Nisan 2017
Sayı: KB 2017/16

Haklarımız ve geleceğimiz için 1 Mayıs’a!
16 Nisan referandumu üzerine
Referandum sonuçları ve CHP’nin ikiyüzlülüğü
Referandum ve işçi sınıfı
Kamu emekçileri ihraçlara karşı direniyor
Çalışma Bakanı’nın kıdem tazminatı yalanları ve gerçekler
Saldırı dalgası kıdem tazminatı ile başlıyor!
Sınıf devrimcilerinden 1 Mayıs etkinlikleri
Tarihten güncelliğe dünyada ve Türkiye’de 1 Mayıs - H. Fırat
II. Enternasyonal’in 1 Mayıs kararı ve F. Engels
OHAL koşullarında 1 Mayıs
1 Mayıs’ta alanlarda sesimizi yükseltelim!
Erdoğan’ın yenilgisi ve Kürtlere dönük kirli hesapları
Filistinli tutsaklar açlık grevinde
Özgürlüğümüz ve geleceğimiz için 1 Mayıs’ta alanlara!
Yeni Çernobiller’in olmaması için mücadeleye!
TKİP’nin işçilere, emekçilere ve gençliğe 1 Mayıs çağrısı...
Bu sayının PDF formatını download etmek için tıklayın

 

OHAL koşullarında 1 Mayıs

 

Devletin bütün imkanları kullanılarak, hilelere başvurularak, baskı ve devlet terörü tırmandırılarak ‘Evet’ sonucunun çıkarıldığı şaibeli referandumun ardından Erdoğan AKP’sinin ilk icraatı OHAL’i 3 ay daha uzatmak oldu. Hemen ardından kıdem tazminatının gaspı anlamına gelen düzenlemenin gerçekleştirilmesi için kolları sıvadılar. Bu iki gelişme önümüzdeki süreçte baskı ve devlet terörüyle beraber işçi sınıfına yönelik saldırıların artacağının en somut göstergeleri oldu.

Sosyal yıkım saldırıları ile faşist zorbalık bir arada ilerliyor

7 Haziran seçimlerinde aldığı sonuçla sarsılan AKP, savaş ve saldırganlığı tırmandırarak, gericilik ve şovenizmi körükleyerek tekrardan tek başına hükümet olma koşullarını sağlamıştı. HDP’nin 7 Haziran’da yakaladığı ‘başarı’nın ise burjuva düzen koşullarında bir hükmünün olmadığı somut bir şekilde görülmüştü.

15 Temmuz darbe girişimini kendi iktidarını güçlendirmek için fırsata çeviren Erdoğan OHAL koşullarının imkanlarını da kullanarak başkanlık sistemine dayalı tek adam iktidarını gündemine aldı. Bunu yaparken de sermaye ve emperyalist merkezlere her şeyin çok daha iyi olacağı mesajını vermeyi ihmal etmedi. Zorunlu BES’i referandum öncesinde geçiren, İşsizlik Fonu’nu patronlara peşkeş çeken, vergi indirimleriyle patronların yüzünü güldüren Erdoğan AKP’si, referandum sonrasında Kıdem Tazminatı Fonu için çalışmalara başladı.

1 Mayıs’a dönük baskı ve yasaklar sürüyor

Bütün bu gelişmelerle beraber 2017 1 Mayıs’ına ilerliyoruz. AKP iktidarı Taksim’i işçi ve emekçilere bir kez daha yasakladı. Dahası birçok kentin büyük meydanları işçi ve emekçilere yasaklı durumda. Bu burjuvazi adına sınıfsal tutumdur. İşçi sınıfı ve burjuvazi arasındaki kavganın meydanlar üzerindeki yansımasıdır. İki ayrı sınıfın 1 Mayıs ve kavga alanları üzerinden çarpışmasıdır.

Bugün bu çarpışma OHAL koşullarında, faşist tek adam diktasına yürüyen dinci-faşist iktidarın hüküm sürdüğü koşullarda gerçekleşecektir. Bütün umutlarını referandum sandığından ‘Hayır’ çıkmasına bağlayan reformist hareket ve sendikal bürokrasinin icazetçi tutumları ise, sermaye devletinin elini bu açıdan güçlendirmektedir.

Faşist zorbalardan hesap sormak ve sosyal yıkım saldırılarına ‘dur!’ demek için 1 Mayıs’a

Gelişmeler göstermektedir ki, sosyal yıkım saldırıları da, faşist tek adam diktası da ancak sokakta geri püskürtülebilir. Bunun için 1 Mayıs en yakın hesaplaşma günüdür. İki sınıfın iradelerinin çarpışacağı 1 Mayıs’ı işçi ve emekçiler için tek adam diktasına ve ücretli kölelik düzenine, OHAL koşullarına ve sınıfa yönelik saldırılara karşı mücadele gününe çevirmek bizlerin elindedir. O halde, günün ve 1 Mayıs’ın çağırısına kulak verelim, burjuvaziye karşı kavgayı büyütmek için 1 Mayıs’a hazırlanalım.

 

 

 

 

Taksim 1 Mayıs’ta yine yasak!

 

Sermaye devleti 1 Mayıs’taki yasak zincirlerini bu yıl da sürdürüyor.

DİSK Genel Başkanı Kani Beko, 24 Nisan’da İçişleri Bakanı Süleyman Soylu ile görüştü. Görüşmenin ardından, 1 Mayıs mitinginin Taksim Meydanı’nda yapılmasına izin verilmediği belirtildi.

Aynı gün DİSK Genel Başkanı Kani Beko, KESK Eş Genel Başkanı Lami Özgen, TMMOB Yönetim Kurulu Başkanı Emin Korama ve TTB Merkez Konseyi Başkanı Raşit Tükel, İstanbul Valisi Vasip Şahin’le görüştü.

1 Mayıs gündemiyle yapılan görüşmenin ardından basına açıklamada bulunan Beko, Taksim’de 1 Mayıs kutlama talebini valiye ilettiklerini belirterek şunları söyledi: “İçişleri Bakanı Süleyman Soylu’ya da ifade ettik, başta Taksim olmak üzere bütün meydanlarda kardeşçe 1 Mayıs kutlamak istediğimizi söyledik. Vali ile yaptığımız toplantıda Taksim’de 1 Mayıs kutlaması yapma talebini ilettik.”

Gazetemizin baskıya hazırlandığı tarihte henüz İstanbul 1 Mayıs’ının nerede kutlanacağı netleşmemiş, ancak DİSK, KESK, TMMOB ve TTB 25 Nisan Salı günü devrimci, sol güçlerle yapacağı toplantının ardından son kararın açıklanacağını belirtmişti.





Gazetecilere gözaltı ve tutuklama terörü

 

Sermaye devleti, 20 Nisan’da gazetecilere yönelik gözaltı ve tutuklama terörüne devam etti.

Sabah saatlerinde Sendika.Org bürosunun basılarak editör Ali Ergin Demirhan’ın gözaltına alınmasının yanı sıra, Diyarbakır’da dihaber muhabiri Abdurrahman Gök’ün evi polislerce basıldı. Gök’ün evine sabah saatlerinde gelen polisler, Gök evde bulunmadığı halde arama yaptı. Gök’e ait kullanmadığı 2 telefonun yanında 4 kitap ve bir dergiye el koydu.

Urfa’da da Urfadabugün Haber Ajansı Yazı İşleri Müdürü İbrahim Uygur evine sabah saatlerinde yapılan baskınla gözaltına alındı.

Nusaybin’de sokağa çıkma yasağı sürerken haber takibi yaptığı sırada tutuklanan ve 2. duruşmasında tahliye edilen, kapatılan Dicle Haber Ajansı muhabiri Meltem Oktay, Yargıtay’ın 2 yıl 4 aylık cezasını onaylamasının ardından tutuklanarak Gebze Kadın Kapalı Hapishanesi’ne götürüldü.

 

 

 

 

 

AKP emperyalist tekellere güven verme peşinde

 

Sermaye iktidarının dümenindeki AKP, hileli referandumun ardından emperyalist tekellere güven vermek için çabalarını yoğunlaştırdı.

Maliye Bakanı Naci Ağbal ve Başbakan Yardımcısı Mehmet Şimşek, Uluslararası Para Fonu (IMF) ve Dünya Bankası Bahar Toplantıları kapsamında 23 Nisan günü Washington’da trilyon dolarlık fon yöneticileriyle görüştü.

Sermaye temsilcileri; ABD, Avrupa ve Kanada merkezli fonların temsilcileriyle yaptıkları görüşmelere ilişkin “olumlu” tablo sunmaya çalışırken IMF’ye ve uluslararası kredi derecelendirme kuruluşlarına yönelik “sert” söylemlerindeki ikiyüzlülüğü ve acizliklerini de bir kez daha gözler önüne serdiler.

AKP sözcüleri fon yöneticilerinin “reform beklentisi” içerisinde olduklarını ifade ederken Şimşek şunları söyledi: “Gerçekten trilyonlarca dolar yöneten şirketlerin temsilcileriyle buluştuk. Oradan benim edindiğim izlenim, Türkiye’ye ilişkin algı olumlu. Özellikle referandumdan ‘Evet’in çıkmasıyla istikrarın pekişeceğine dair inancı onlar da taşıyorlar.”

Öte yandan IMF, hafta başında yayınladığı raporda Türkiye’nin büyüme beklentisini yüzde 2,9’dan yüzde 2,5’e düşürmüş, enflasyon beklentisini ise yüzde 8’den yüzde 10,1’e çıkarmıştı.


 
§