03 Aralık 2010
Sayı: SİKB 2010/46

 Kızıl Bayrak'tan
WikiLeaks ifşaatını emperyalizme sadakat gösterisine dönüştürdüler.
AKP hükümeti ABD emperyalizmine sadakatini ispatlama telaşında!
WikiLeaks belgeleri: Çürüme,
kokuşma ve küstahlığın kanıtları
MESS dayatmalarına Gebze’den kitlesel yanıt
İşçiler 28 Kasım mitingini
değerlendirdi
“Sonuna kadar direneceğiz!”
Metal İşçileri Birliği Merkezi Yürütme Kurulu Aralık Ayı
CHP’nin “yeni” imajına işçi tokadıı
Akdeniz Çivi işçileri
CHP’yi işgal etti!
Buca Belediyesi’nde
taşeron işçiler direnişte!
KESK’te genel kurullar süreci ve Sosyalist Kamu Emekçileri’nin temel mücadele ilkeleri
Bürokratik çürümeye karşı KESK’e ve değerlerine sahip çıkalım!
İzmir’de coşkulu “Ekim devrimi ve ulusal sorun” paneli..
Ankara’da “Ekim Devrimi ve
Ulusal Sorun” paneli
TEKEL işçilerinin
mücadelesi sürüyor..
BETESAN’da direniş ateşi büyüyor!
Essen’de ırkçı
etkinlik engellendi.
İsviçre'de ırkçı yasa kabul edildi
Kuzey-Güney Kore çatışması
üzerine… - S.Yalçınkaya
25 Kasım’da kadınlar alanlara çıkt
Haydarpaşa Garı yanarken.. N. Asya.
KESK’li tutuklularla dayanışmaya!
Mücadele Postası
Bu sayının PDF formatını download etmek için tıklayın

 

Akdeniz Çivi işçileri CHP’yi işgal etti!

Mersin’de 27 Ekim’den bu yana direnişlerini sürdüren Birleşik Metal-İş üyesi Akdeniz Çivi işçileri 25 Kasım sabahı CHP Mersin il binasını işgal etti. CHP Mersin Yenişehir Belediyesi Meclis üyesi Serhat Servet Dövenci’nin Akdeniz Çivi’nin patronu olması nedeniyle işgal eylemi yapıldı.

Birleşik Metal-İş Mersin Bölge Temsilcisi Rasim Gündal’ın da aralarında bulunduğu 58 işçi, 26 Kasım sabahı polis müdahalesiyle binadan çıkartıldı.

Burjuva medyanın da genişçe yer verdiği işgal eylemi, Kılıçdaroğlu’nun genel başkan olmasıyla “devrimci” ilan edilen düzen partisi CHP’nin emek düşmanı yüzünü bir kez daha gösterdi. İşgal eylemine katılan işçiler 24 saate yakın süre devam ettirdikleri eylemleri boyunca Mersin’deki demokratik kitle örgütlerinin, sendikaların, ilerici ve devrimci güçlerin desteğini aldı.

Eylem sırasında Akdeniz Çivi patronuyla yapılan görüşmelerde sendika üyesi işçilerin tamamının işe geri alınması talebi iletildi. Patronun, atılan işçilerin bir kısmının işe geri alabileceğini, kriz nedeniyle işçilerin tamamını geri alamayacağını söylemesi üzerine anlaşma sağlanamadı.

İşçiler işgali sürdürürken CHP’li patron Serhat Düvenci ise basına açıklamalarda bulundu.

Yaptığı açıklamada yalanlara başvuran Düvenci işçileri “ekonomik kriz” nedeniyle üretimde daralmaya gittiği için attığını iddia etti.

Gülengül: Patron yalan söylüyor

Akdeniz Çivi patronunun basına yaptığı açıklamaları gazetemize değerlendiren Birleşik Metal-İş Anadolu Şube Başkanı Seyfettin Gülengül şöyle konuştu:

“16 yıl önce atölye olarak başlayan bir işletme, 16 yılda dört fabrikaya dönüşüyorsa, iç piyasanın yüzde 70’ine, ayrıca Avrupa’da 40 değişik ülkeye ihracat yapıyorsa, değil üretimin düşmesi sürekli işçi alarak ve günde 12 saat yasadışı bir şekilde çalışıyorsa, ama sendikanın örgütlülüğünü duyduğu anda bunu yapıyorsa bunun krizle mi yoksa sendikal örgütlülükle mi alakalı olduğunu buyurun siz değerlendirin. Böyle bir şeyin olmadığını açık yüreklilikle ve rahatlıkla söyleyebiliriz. Burada kendileriyle biz 27 Ekim’den beri görüşerek sorunu çözebileceğimizi söyledik. Kendileri ısrarla direnişimizi kırmaya çalıştı.

Bayram süresince 9 gün boyunca ustabaşıları işçilerin evlerini dolaşarak sendikadan istifa etme karşılığında öteki işyerlerinde çalışabileceklerini söylüyorlarsa, bunun krizle ne kadar alakası olduğunu basının ve kamuoyunun takdirine bırakıyoruz.”

İşgale polis müdahalesi

İşçileri binadan çıkarmak için itfaiye araçlarını bina önüne getirten polislerin işçileri camlardan merdivenlerle almak istemesine işçiler tepki gösterdi.

Akdeniz Çivi işçileri, pencerelere çıkarak itfaiye araçlarının gitmemesi durumunda kendilerini aşağıya atacaklarını söyleyerek polisleri uyardı. İşçilerin tepkisi üzerine polis araçları olay yerinden çekmek zorunda kaldı.

İşgale yönelik polis müdahalesi hakkında gazetemize açıklamada bulunan Birleşik Metal-İş Mersin Bölge Temsilcisi Rasim Gündal, içeride işgal eylemini sürdüren işçilerin iki katı kadar sayıda polisin gece 03.10 sıralarında CHP binasına girerek kapıyı kırdıklarını söyledi. Polislerin, ellerindeki levye demiri ile kapıyı kırdıkları bilgisini veren Gündal, kendisinin de aralarında bulunduğu toplam 58 kişinin polis tarafından gözaltına alındığını ifade etti.

Sağlık kontrolü için Mersin Devlet Hastanesi’ne götürülen işçiler ifadelerinin alınmasının ardından serbest bırakıldı.

Birleşik Metal: Direnişin tarafları çoğaldı

Birleşik Metal-İş Sendikası, Akdeniz Çivi işçilerine yapılan polis saldırısını yaptığı yazılı açıklama ile kınadı. Açıklamada “Yeni CHP bu mu?” diye soruldu.

CHP’nin şu andan itibaren yapması gerekenin Akdeniz Çivi işçilerinin sorunlarının çözümü için aktif görev üstlenmesi olduğunun belirtildiği açıklamada “Sorun çözmek yerine işi sayı pazarlığına taşıma çapsızlığını gösteren parti yöneticilerini “iletişim ve kriz yönetimi” gibi kurslara göndermek yararlı olacaktır.” denildi.

Açıklamanın sonunda direniş kararlılığı şu sözlerle ifade edildi: “Akdeniz Çivi direnişi bitmemiştir. Direnişin tarafları çoğalmıştır.”

Kızıl Bayrak / Mersin



Akdeniz Çivi işçileri ile CHP işgali ve mücadele süreci üzerine konuştuk...

“Örgütlenerek neler başarabileceğimizi öğrendik”

- 25 Kasım günü gerçekleştirdiğiniz CHP işgaliyle birlikte direnişiniz bir anda kamuoyunun gündemine girdi. Bu eyleme ilişkin görüşlerinizi öğrenebilir miyiz?

Muhittin Bayram: Burada 1 ay bekledik. Sesimizi duyurmak için bu eylemi yaptık. Hedefimiz sesimizi duyurmaktı, başardık.


- İşgal eyleminin ardından patronun size dönük yaklaşımında bir değişim oldu mu?

Sabri Akça: Yanar döner bir hali vardı. Bir kısmımızı alacağına dair söylemleri oluyor. Biz hepimizin alınmasını istiyoruz.


- Son süreçte fabrikayla ilgili ne gibi gelişmeler oldu?

Muhittin Bayram: Organize Sanayi Bölgesi’nde başka bir isimle, A-deniz ismiyle açılan fabrikasında eski şartlarda çalıştırmak istiyor. Sadece eskiden olan 12 saatlik çalıştırmayı 10 saate düşürdü.


- Bu durumu nasıl yorumluyorsunuz?

Sabri Akça: Patrona inanmıyoruz. Bu işe 8 saat çalışacağız diye baş koyduk. Hiçbirimiz patronun bu teklifini kabul etmedik. Hatta bazı arkadaşlara yüksek maaş önerdi birliğimizi bölmek için.

Muhittin Bayram: Mersin’in yerel kanalı Sun TV’de açıklama yapmış. “İşçilerin haklarını ödedim” diye. Bir buçuk maaşlarını verdiğini söylüyor. Oysa kıdem tazminatını kendi kafasına göre dörde böldüğü için, ödediği ilk taksidi maaş diye kamuoyunu yanıltmak için söylüyor.


- Patron direnişinizi kamuoyuna nasıl yansıtıyor?

Sabri Akça: Kalitesiz mal ürettiğimiz ya da kasten üretimi düşürdüğümüzü söylüyor. Oysa böyle bir şey yok, yalan.

Muhittin Bayram: Çalışırken ustabaşının dediklerine inanıyordu. İşçiye inanmıyordu. Üretim barajları koyuyordu. Bu baraj aşılamadığında işçiye baskı yapılıyordu. Önce bir hafta ücretsiz izin, sonra işten çıkarmayla tehdit ediyor. Ben kendim yaşadım.

Sabri Akça: 12 saat içinde 10 saat net üretim istiyordu. Kesintisiz, resmen psikolojik baskı.

Bir işçi:  Bizimle iletişim kuramadığından söz ediyor. Oysa işyerinde çalışırken ya yemek molamızda ya da mesai sonrasında toplantı yapıyordu. Şimdi de istediği gibi iletişim kurabilirdi.


- İşgal eylemi sonrasında aileniz ve çevrenizden nasıl tepkiler aldınız?

Sabri Akça: Artık tanınıyoruz. Halktan hiç tepkiyle karşılaşmadık. Kim gördüyse desteklerini ifade etti. Çevremizdeki esnaf da direniş günü bürolarını açtı. CD koyarak müzik çaldı. Yemek vb. tekliflerde bulunarak ihtiyaçlarımızı sordular. Yüzde yüz destek arkamızdaydı.


- Böylesi bir eylemde yer almak size neler hissettirdi?

Sabri Akça: Çok rahattık. Hiçbir şeyden endişe duymadık, korkmadık. Cezadan ya da bir yerimizin kırılacağından... Her şeye hazırdık. Gaza da copa da hazırdık!

Muhittin Bayram: Gözümüzü kararttık!


- Direniş sürecinin size ne gibi katkıları oldu?

Muhittin Bayram: Birbirimize güvenimizi sağladık ve birlikte örgütlenerek neler başarabileceğimizi öğrendik. Bozuk düzene karşı çıkabiliyoruz.

Sabri Akça: Ailemiz ve çocuğumuz da öğrendi. Onlar da destekliyor. Mücadelemize devam.


- Son olarak neler söylemek istersiniz?

Sabri Akça: Direnişimiz devam edecek. Eylemlerimiz sürecek. Gerekirse Ankara’ya bile yürürüz.

Muhittin Bayram: Hedefimiz sendikalı olarak işe geri dönmek. Bu uğurda da ne yapılması gerekiyorsa hazırız.

Kızıl Bayrak / Mersin