Kreş yok, “komşu annelik” var!
2025’in “Aile Yılı” ilan edilmesinin ardından röportaj veren Aile ve Sosyal Hizmetler Bakanı, “Çalışan annelerin çocuk bakım işini hafifletmek amacıyla ‘komşu annelik’ sisteminin hayata geçirileceğini” söyledi.
Kuşkusuz ki bu proje yeni değil. Çalışma ve Sosyal Güvenlik Bakanlığı’nın 2022 yılında “Eğitimli Çocuk Bakıcılarının Teşviki Yoluyla Kayıtlı Kadın İstihdamının Desteklenmesi Projesi (EDU-CARE)” ile bu sistem gündeme getirilmişti. Avrupa Birliği ile birlikte finanse edilen bu proje, çocuk bakımı konusunda eğitim ve sertifika alan kadınların kendi evlerine yakın konumdaki komşularının çocuklarına bakmasını (en fazla 5 çocuk) ve baktığı çocuk sayısına ve gününe göre ücretlendirilmesini kapsıyor. Bir “komşu annenin” yaklaşık 33 bin lira karşılığında 5 çocuğa bakmasının hedeflendiği söylenmişti.
Komşu annelik sistemiyle amaçlanan ne?
“Çalışan kadınların yükünün hafifletilmesi ve kadınların evde çalışabilecekleri olanakların yaratılması” adı altında pazarlanan bu proje, esas olarak sermaye devletinin çocuk bakım sorumluluğunu üzerinden atması, aynı zamanda kadınlar için “esnek çalışma” adı altında güvencesiz çalışmayı yaygınlaştırması anlamına geliyor.
Komşu annelik projesinin 2022 yılının ardından bugün daha somut adımlarla gündeme getirilmesini AKP iktidarının “2025 Aile yılı” projesiyle birlikte düşünmek gerekiyor. Temelde “doğurganlığın artırılmasını” esas alan proje, aynı zamanda kadınların istihdama katılımını da hedefliyor. Sermaye iktidarı bu yolla çocuk bakımı sorumluluğunu kendi üzerinden atarak, “çalışan annelerin” ya da çocuk bakımını “en ucuza” üstlenebilecek başka kadınların üzerine yıkmaya çalışıyor. Bu uygulama ile “çalışan anneler” daha düşük ücretlerle çocuk bakım sorununu “çözecek”, “komşu anneler” ise esnek ve güvencesiz çalışma ile düşük ücretlerle 5 çocuğun bakımı gibi ağır bir yükü üstlenecekler.
Sorunun bir diğer boyutu ise “komşu annelik” sisteminde verilecek bakım ve eğitimin niteliğidir. Gerekli eğitimden yoksun “komşu annelerin” 5 çocuğun bakımı, eğitimi ve güvenliğini nasıl sağlayacağı başlı başına bir sorun alanıdır. Bir kadın aynı anda bu çocukların ihtiyaçlarını nasıl karşılayacak, nasıl bir eğitim verecek, dışarıdan (hatta evin içinden) gelebilecek tehditlere karşı çocukların güvenliğini nasıl sağlayacak, bu evler nasıl denetlenecek?
Bu ve benzer sorular, komşu annelik sisteminin çocukların eğitimi ve bakımı için de büyük problemler taşıdığını gösteriyor.
İşyerlerinde, mahallelerde kreşler açmayıp var olanı da türlü bahanelerle kapatıp bir evde 5 çocuğun tüm yükümlülüğünü bir kadının omuzlarına yüklemek, AKP-MHP iktidarının kadın emeğine, çocuk bakımına, nitelikli ve bilimsel eğitime neo-liberal gerici bakışının yansımasıdır aynı zamanda.
“Komşu annelik” değil, ücretsiz, nitelikli, 7/24 açık kreş istiyoruz!
AKP iktidarının süslü sözlerle piyasaya sürdüğü “komşu annelik” projesinde ne kadınların güvenceli çalışması ne çocukların nitelikli, bilimsel eğitim alması söz konusudur. Sermayedarlar yine kârlarını düşünmekte, sermaye devleti ise bunun için onlara her türlü imkânı sunmaktadır.
Dolayısıyla, kadın işçi ve emekçiler işyerlerinde, fabrikalarda, mahallelerde ücretsiz, nitelikli, 7/24 açık kreşlerin açılması için örgütlü mücadeleyi yükseltmelidir.
Sarıgazi’de şiddete karşı eylem
Sarıgazi’de bir kadının iş çıkışı şiddet görmesinin ardından kadına yönelik şiddet protesto edildi.
29 Ocak Çarşamba günü iş çıkışı durakta saldırıya uğrayan kadın yaralanmıştı. Bugün de (30 Ocak) Sarıgazi’de yaşayan işçi, emekçi ve kadınlar yaşanan şiddete tepki gösterdi. Demokrasi Caddesi’nde yapılan basın açıklaması öncesi yapılan konuşmalarda “Öfkeliyiz, ancak öfkeli olmak yetmez, bu öfkeyi örgütlü mücadeleye dönüştürmek zorundayız” denildi. Daha sonra okunan basın açıklamasında şunlar denildi:
“Kadın yönelik şiddet her geçen gün artıyor. Bu topraklarda her gün onlarca taciz olayı, cinayet, çocuk istismarı yaşanıyor. Bu vahim olaya bir örnekte dün Sarıgazi’de yaşandı. İş çıkışı bir kadın arkadaşımız hem fiziki hem de cinsel saldırıya uğradı. Saldırıya direnen arkadaşımız omuzunda kırık, vücudundaki ve dizlerindeki ezikle hastaneye kaldırıldı. Olay çok uzaklarda değil yanı başımızda Feriha Öz hastanesi durağı karşısında gerçekleşiyor.”
Açıklamanın devamında şunlar denildi:
“Bu cezasızlık politikalarına karşı, taciz, tecavüz, istismara karşı ses çıkarmaya devam edeceğiz. Sokaklarda, iş yerlerinde, fabrikalarda, ev içinde, okulda yaşadığımız bu olaylar son bulana kadar mücadelemiz sürecek. Dün yaşanan saldırının takipçisi olacak, insanlığın kurtuluşu için tüm kadınların, çocukların özgürce yaşayabileceği bir dünyayı kurana kadar mücadelemizi sürdüreceğiz.”
Sürecin takipçisi olan Çağdaş Hukukçular Derneği Kadın Komisyonu adına da bir konuşma yapıldı. Konuşmada “bu cezasızlık politikalarıyla failleri cesaretlendiren devletin ta kendisidir” denilerek sürecin takipçisi olacaklarını belirtildi.
Açıklama “Kadına ve çocuğa yönelik şiddete, cinayete, istismara karşı eşit, özgür bir yaşam kurulana dek mücadelenin süreceği”ne dair yapılan konuşmaların ardından bitirildi.
Kızıl Bayrak/ Sarıgazi
|