İçindekiler:

7 Kasım 2021
Sayı: KB 2021/Özel-39

Rejimin çöküşü ve devrimci çıkış
Dinci-gericiliğin “Amerikan kompleksi”
Türk SİHA’ları: Savaş ve yandaş aparatları
Merkez Bankası kur krizini ne için çıkardı?
Rejimin aparatı Diyanet iş başında!
Sinbo yönetimine sendikal tazminat!
Bakırköy Belediyesi’nde neler oluyor?
Bakırköy’de greve İzmir’den dayanışma
Büyük Sosyalist Ekim Devrimi’nin 104. Yılı!.. / Rusya’da devrim ve proletarya devriminin sorunları - H. Fırat
Glasgow zirvesi: İklim ve uygarlığın geleceği
Sudan’da generallerin darbe sevdası
Körfez şeyhlerinin Lübnan histerisi
ABD’de “Grev Ekimi”
DGB: YÖK’e ve düzenine karşı...
Uzaktan eğitim ve gençliğe etkileri
Bu sayının PDF formatını download etmek için tıklayın

 

 

Haklarımız, özgürlüğümüz ve geleceğimiz için...

YÖK’e ve düzenine karşı mücadeleye!

 

Yükseköğretim Kurulu (YÖK), bundan tam 40 sene önce, Türkiye’de yükselen toplumsal muhalefetin bastırılması için hayata geçirilen askeri faşist darbesinin bir ürünü olarak kuruldu. Sermaye devleti YÖK’ü kurarak, üniversite gençliğini “ehlileştirmeyi” ve gençlik mücadelesini baskı ve zor kullanarak ezmeyi hedeflemişti. Üniversitelere dönük darbenin diğer adı olan YÖK, öğrenciyi, öğretim görevlisini, kısacası üniversiteleri teslim almanın bir aracı olageldi. Daha ilk günlerden başlayarak üniversiteleri fabrikaların ve tarikatların arka bahçesi haline getirdi. YÖK ve YÖK düzeni üniversiteleri ticarethane, öğrencileri müşteri, rektörü ise CEO haline getirmenin aracı olarak rol oynadı.

YÖK’ün kurulmasından bu yana üniversitelere yönelik birçok saldırı gerçekleştirildi

Özellikle 15 Temmuz sözde darbe girişimini fırsata çeviren AKP iktidarı, ilan ettiği OHAL ile toplumsal yaşama yönelik baskı ve saldırı politikalarına hız verdi. KHK’lar eliyle akademideki ilerici birikim peyderpey tasfiye edildi. Devrimci ve ilerici öğrencilere dönük soruşturma, gözaltı, tutuklama terörünü devreye soktu.

Eğitim sistemi AKP iktidarı döneminde iyice çürürken, pandemi süreci bu çürümüşlüğü çöküşe çevirdi. Üniversitelerde örgün eğitime ara verilip uzaktan eğitime geçilirken sorunlarımız katmerleşti. En köklü üniversitelerde dahi uzaktan eğitim altyapısının olmaması, teknik ekipman ve internet eksikliği gibi sorunlardan ötürü yüzbinlerce üniversitelinin eğitime erişmesi engellendi. Halihazırda niteliksiz olan eğitim sisteminde böylelikle 1,5 yıllık “kayıp zaman” meydana geldi. Sonuç olarak, pandemi döneminde, en temel haklarımızdan biri olan eğitim hakkı her bakımdan gasp edilmiş oldu.

Yine pandemiyle birlikte genç işsiz sayısında artış yaşanırken, geleceksizlik gençliğin en büyük sorunu haline geldi. Şimdi de gerekli tedbirler alınmadan üniversitelerde yüz yüze eğitime geçildi. Başta eğitim hakkı olmak üzere barınma, beslenme ve ulaşım gibi en temel haklarımızın gasp edilmesiyle üniversiteler açıldı. Özellikle yüzbinlerce öğrencinin en yakıcı sorunlarından biri haline gelen barınma sorununa dair, iktidar tarafından en küçük adım dahi atılmadı. Keza ev kiralarına, yurt fiyatlarına, yemekhane fiyatlarına yapılan zamlardan kaynaklı birçok arkadaşımız geçim sıkıntısından kaynaklı yeni dönemde üniversitelere gelemedi. Yüksek fiyatlı ev ve yurtlara gidemeyen birçok üniversiteli, dinci-gerici cemaat ve tarikatların adeta pençesine itildi. Barınma hakkı için mücadele eden arkadaşlarımız ise gözaltına alındı, yurtlardan atıldı!

Aradan geçen 40 seneye rağmen YÖK, sermaye devletinin çıkarları doğrultusunda üniversitelerin denetimi ve neoliberal dönüşümü için kullanılmaya devam ediliyor. Ancak bugüne kadar YÖK eliyle hayata geçirilen saldırılar, tırmandırılan baskı ve yasak politikaları gençliği teslim alamamıştır. Bugün gençliğin özgürlük ve gelecek özlemi dünden daha fazladır. Yakın zamanda üniversitelerin bölünme yasasına karşı iki hafta boyunca yapılan eylemler, birçok üniversitede gerçekleşen yemekhane boykotları, ODTÜ Kavaklık Direnişi, 2021 yılının ilk günlerinden bu yana tüm baskı, gözaltı ve tutuklama saldırılarına rağmen devam eden Boğaziçi Direnişi vb. gibi örnekler, gençliğin düzene karşı içinde biriktirdiği öfkenin yanı sıra, özgürlük ve gelecek özleminin de birer göstergesidir.

Bugün başta eğitim hakkı olmak üzere, buna bağlı olarak gasp edilen barınma, beslenme, ulaşım, sağlık gibi temel haklarımız için,

Özerk-demokratik üniversite hakkımız için,

Söz, basın, ifade ve örgütlenme özgürlüğü hakkımız için,

Söz, karar ve yetki mekanizmalarında yer alma hakkımız için,

İnsanca bir yaşam hakkımız için,

Haklarımıza, özgürlüğümüze ve geleceğimize sahip çıkmak için,

Tüm gençliği YÖK ve YÖK düzenine karşı mücadeleyi yükseltmeye çağırıyoruz!

Devrimci Gençlik Birliği

 

 

 

 

 

6 Kasım eylemlerine polis saldırısı

 

Gençlik Komiteleri üyeleri YÖK’ün kuruluşunun 40’ncı yıl dönümünde çeşitli yerlerde eylem gerçekleştirdi. Üsküdar, Kadıköy, Çağlayan ve Fatih’te gerçekleştirilen eylemlere polis saldırdı ve öğrenciler gözaltına alındı.

Marmara Üniversite Göztepe yerleşkesi önünde yapılan konuşmada “Yeni YÖK Başkanı Erol Özvar, Marmara Üniversitesi’nin tüm yetkilerini Saray’a devretti” denildi. Öğrencilerin barınma sorununa da değinilen açıklamanın ardından 1 saatlik oturma eylemi yapıldı. “Külliye varsa üniversite yok” ve “kayyum varsa üniversite yok” yazılı dövizler taşınarak yapılan oturma eyleminde dövizde “kayyum” yazdığı gerekçesi ile 4 kişi gözaltına alındı.

Üsküdar ÖSYM önünde eylem yapan liseliler “Liseliyiz, üniversiteliyiz, geleceğimiz yok. Bizi birbirimizle yarıştıranlara, rekabete sokanlara karşı ayağa kalkıyoruz.” diyerek eğitim sistemini protesto etti. Polisin saldırdığı eylemde 4 liseli gözaltına alındı.

Kadıköy Vergi Dairesi’nde yapılan eylemde “Her gün evlerimize KYK borçlarının tebligatları geliyor; borçlu ve işsiziz! Patronların milyarlık liralık vergi borçlarını silenler bizi hala borçlandırıyor” denildi. Kadıköy Vergi Dairesi önünde iki kişi gözaltına alındı.

Çağlayan’da bulunan İstanbul Adliyesi önünde yapılan eylemde tutuklu öğrencilerle dayanışma yükseltildi. “Üniversite, öğrencilerin baskıyla, tehditle, tutuklamalarla baskı altında tutulacağı yer değildir. Polislerin, ÖGB’lerin karargâh kurduğu yere üniversite denemez. Hepsini gönderecek güçteyiz.” denilen eyleme polis saldırısı sonucu 3 kişi gözaltına alındı.

Fatih’te bulunan İstanbul KYK İl Müdürlüğü, önünde yapılan eylemde KYK kurumu teşhir edilerek “KYK 5.5 milyondan fazla öğrenciyi borçlandırmış, öğrencilerin onda birini karşılamayan niteliksiz yurt imkanlarıyla öğrencilerin barınma hakkını gasp etmiş bir kurumdur.” denildi. Oturma eylemi yapan 3 kişi gözaltına alındı.