İçindekiler:

25 Haziran 2021
Sayı: KB 2021/Özel-24

Toplumsal kriz ve mücadele dinamikleri
Kürt ve Türk halklarının mücadele birliğini örmek
Düzen muhalefetinin HDP’ye yaklaşımı
Gelir dağılımı felaketi!
Düzen yargısı katilleri korumaya devam ediyor
Tecavüzcülerin tutuklanması zorlaştırılıyor
MKE işçisi özelleştirmeye karşı
DİSK Tekstil SML’de neye imza attı, ne yaptı?
1848 Haziran Ayaklanması... “Proletaryanın ilk kesin meydan savaşı!” - Karl Marx
Emperyalist işgal taşeronluğu
İran’da seçimler
Fransa’da polis devletinin tahkimatı
Ermenistan seçimleri
DGB: Özgürlüğümüzden vazgeçmiyoruz!
Çocuklara “telafisi” zor bir gericilik!
Çorum Katliamı 41. yılında…
Bu sayının PDF formatını download etmek için tıklayın

 

 

DGB MYK Haziran 2021 toplantı sonuçları

Özgürlüğümüzden vazgeçmiyoruz!

 

Devrimci Gençlik Birliği olarak haziran ayı MYK toplantısını gerçekleştirdik. Gerçekleştirdiğimiz toplantı sonucunda güncel süreç, pandemi ve eğitim sisteminin güncel tablosu, gençlik hareketinin durumu ve mücadele görevleri, yaz süreci ve yeni dönemde uygulayacağımız politikalara ilişkin yol haritamızı çıkarttık.

Güncel süreç ve görevler

- Kapitalizmin yaratığı sosyal, siyasal ve ekonomik kriz pandemi sürecinde daha da derinleşti. Pandemiden en çok etkilenen toplumsal alanlardan birisi de eğitim oldu. Fırsat eşitsizliği, niteliksiz ve gerici eğitim, ilköğretim ve ortaöğretim başta olmak üzere eğitimin her kademesinde daha fazla görülür hale geldi. Üstelik bu dönemde sermaye devleti üniversiteleri teslim almaya dönük bir dizi gerici saldırıyı da hayata geçirdi. Boğaziçi Üniversitesi’ne atanan kayyum rektör saldırısı başta olmak üzere, üniversitenin asıl bileşenlerine sorulmadan yeni fakülte, bölümler açma kararlarının alınması ve kampüslerin taşınması gibi saldırılar tepki ile karşılandı. Gelişen hareket, sermaye devletinin üniversitelerde yaratmak istediği dikensiz gül bahçelerinin o kadar kolay olamayacağını gösterdi.

- Pandemi süreci toplumda, kapitalist sistemin çürümüşlüğünü daha fazla gözler önüne sererken, AKP-MHP iktidarı nezdinde çürüyen düzen ve çeteleşen devlet gerçeğini gün yüzüne çıkaracak gelişmeler yaşandı. Her gün yenisi eklenen kirli ilişkiler ve çıkar çatışmaları sonucu ortalığa saçılan tüm pislikler düzenin ne denli çürüdüğünü, devletin ne denli mafyalaştığını daha yalın bir şekilde gözler önüne serdi.

- AKP-MHP iktidarı, içerisinde debelendiği krizden bir çıkış yolu olarak, emperyalistler ile ilişkilerini kuvvetlendirmeye çalışıyor. Sermaye devleti, hem Ortadoğu’daki sömürü ve savaş pastasından daha fazla pay kapma telaşıyla hem de Türkiye’yi yabancı sermayeye sınırsız sömürü cenneti olarak pazarlama amacıyla büyük bir gayret sarf ediyor. Yirmi yıldır Afganistan’da girdiği bataklıktan çıkmaya çalışan Amerikan emperyalizmine koşulsuz şartsız hizmet eden AKP-MHP iktidarı burada da uğursuz rolünü oynama telaşına düşmüş durumda.

- Gençliği bu barbarlık ve sömürü düzenine karşı taraflaştırmak, güncel gelişmeleri dikkatle takip etmek ve bu eksende başta gençlik içerisinde anti-kapitalist ve anti-emperyalist bir çalışmayı örgütlemek sorumluluğu her zamankinden daha önemli hale gelmiştir. Gençlik kitlelerine çürüyen düzen ve çeteleşen devlet gerçekliğini işleyen etkin bir propaganda ile seslenmek, öfkeyi örgütleyebilmek güncel görevlerimizden biri olarak karşımızda durmaktadır.

- Geleceği karartılmış, temel hakları ellerinden alınmış milyonlarca gencin öfkesini örgütleyebilmek en temel sorumluluklarımızdan biridir.

Özgürlüğümüzden ve geleceğimizden vazgeçmiyoruz!

- Gençliğin uzunca bir dönemdir biriktirdiği öfke geçtiğimiz aylara damga vuran Boğaziçi Direnişi üzerinden sokaklara taştı. Kuşkusuz gençlik cephesinde biriken öfke daha da artmaktadır. Geleceksizliğin bu denli yakıcı bir şekilde hissedildiği, gençliğin özgürlük özleminin daha da arttığı bir dönemden geçiyoruz. Tüm toplumda olduğu gibi gençlik de dinci-gerici AKP-MHP iktidarının gerici kuşatmasını yarmanın yolunu arıyor. Boğaziçi Direnişi bunun en somut örneğiydi. Gelecek günlerde gençlik cephesinde tıpkı Boğaziçi Direnişi gibi birçok politik çıkışın yaşanması kuvvetle muhtemeldir. O günlere daha sistemli bir şekilde hazırlanmak en güncel görevlerimizdendir.

- Devrimci Gençlik Birliği olarak, gençliği bu baskı ve sömürü düzenine karşı devrimci saflara kazanmak için sistemli, sürekli ve inisiyatifli bir çalışma yürütmenin önemini yaşanan süreçlerde gördük. Neredeyse bir buçuk yıldır kapalı olan üniversitelerin eylül ayında açılacağı söyleniyor.

Eylül ayında açılması düşünülen üniversitelere yönelik güçlü bir hazırlık için, önümüzde geçtiğimiz dönemden çıkardığımız dersler ile harmanlayacağımız bir iki ay bulunuyor. Bu süreç içerisinde ağustos ayının ortasına kadar olan zamanda yerel meclislerimizi toplayacağız.

Yerel meclislerin toplantıları için önerdiğimiz başlıca gündemler şunlardır:

1- Güncel süreç ve görevler

2- Gençlik hareketi ve yeni dönem

3- Yaz süreci için politik ve pratik öneriler

4- Çalışma tarzımız, birliğimizi güçlendirme adımlarımız

5- Yayınlar

Devrimci Gençlik Birliği

Haziran 2021

 

 

 

 

 

“Üniversiteyi savunmak suç değildir”

 

AKP’li Melih Bulu’nun Boğaziçi Üniversitesi’ne kayyım rektör atanmasına karşı “özerk ve demokratik üniversite” talebiyle pek çok şehirde ve üniversitede yapılan eylemlere binlerce öğrenci katılmıştı. Kredi ve Yurtlar Kurumu, eylemlere katılan en az 100 öğrencinin burs ve kredilerini kesti. Beşiktaş’ta eylem yapan Üniversite Öğrencileri “Üniversiteyi savunmak suç değildir” dedi.

Üniversite Öğrencileri adına basın açıklamasını okuyan Suna Özcan, eylemlere katılan öğrencilerin burs ve kredilerinin kesilmesine değinerek şunları ifade etti:

“Anayasaya göre her yurttaş gibi hakkımız olan protesto ve gösteri yürüyüşlerimize orantısız polis şiddetiyle saldıran iktidarın bugün o eylemlere katılan arkadaşlarımıza yönelik bu yaptırımı eğitim hakkının gaspından başka bir şey değildir.”

Demirören şirketine verilen geri ödemesiz 750 milyon dolar krediyi hatırlatan Özcan şu şekilde devam etti:

“Bugün halkın yarattığı kaynaklar üzerinden Demirören’in şirketlerine ihaleler için geri ödemesiz 750 milyon dolarlık krediler verilirken, Türkiye’nin her yerinde devlet ihalelerini alarak doğayı kar ve rant uğruna katleden Cengiz Holding’in 422 milyon liralık borcu başta olmak üzere kar rekoru kıran yüzlerce şirketin borcu silinirken; 5 milyon öğrencinin KYK borcunun silinme talebi görmezden geliniyor. Binlerce öğrencinin geri ödemeli kredilerin geri ödemesiz bursa çevrilmesi talebi ekonomik olarak imkansız bir talepmiş gibi gösteriliyor. 128 milyar dolarla yandaş şirketlerin ve kurumların cebini dolduranlar; bugün öğrencilere çoğunlukla geri ödemeli şekilde asgari ücretin ancak dörtte biri kadar burs vermeyi bir lütuf olarak gösteriyor. Üstelik, demokratik, özerk ve bağımsız bir üniversite istediği için protestolara katılan öğrencilerin de burs ve kredisini kesiyor. Yarattıkları ekonomik krizin pençesinde biz öğrencilerin geçimi ve eğitim hayatımıza devam edebilmemiz için hayati önem taşıyan, çoğumuzun tek gelir kaynağı olan bu burs ve kredilerin demokratik eylem hakkımızı kullandığımız için kesilmesi hukuksuzluktur.”

İktidarın saldırılarına karşı mücadeleyi sürdüreceklerini belirten Özcan şunları vurguladı:

Ne üniversiteyi savunmak ne demokratik eylem düzenlemek suçtur. Üniversitelermize yapılan kayyum atamalarına karşı demokratik, bağımsız ve özerk bir üniversiteyi savunduğumuz, karşı karşıya bırakıldığımız hukuksuz kararlarına, baskı ve dayatmalarına karşı mücadelemizi sürdürdüğümüz için, cezalandırılmaya çalışılmayı kabul etmiyoruz. Arkadaşlarımızın öğrenim kredileri ve burslarının kesilmesine yönelik kararlar derhal iptal edilsin!” 

Eylemde sık sık “AKP’den hesabı gençlik soracak!”, “Üniversiteler bizimdir, bizimle özgürleşecek!”, “Kayyumlar gidecek, biz kalacağız!”, “Yaşasın öğrenci dayanışması!” sloganları atıldı.