19 Temmuz 2019
Sayı: KB 2019/27

Tek yol devrim!
S-400’ler sermayeye lazım
Sermayeye peşkeşler, işçi ve emekçilere yeni saldırılar
AKP-Erdoğan iktidarını işçi ve emekçiler görevden alacak!
“Ağaç Dikme Bayramı”
Suruç Katliamı: IŞİD taşeronluğuyla korku imparatorluğu
Sendikal bürokrasinin panzehiri: Sınıf bilinci, taban örgütlülüğü
Hak-İş 14. Genel Kurulu’ndan yansıyanlar
MKE işçilerinin kararlılığı geri adım attırdı
KESK kamu TİS taleplerini açıkladı
Partinin gençlik çalışması
Lise çalışmamızın üç ayağı
“Popüler kültür” üzerine…
ABD’nin İran’a 40 yıldır dinmeyen öfkesi
LSG Sky Chefs’te direniş ve dayanışmayla kazanabiliriz!
“Doğu Almanya” işçisi eşit haklar için direniyor
Almanya’dan silah sevkiyatında Türkiye yine başta
Kadınlar Clara Zetkin’e ne borçludur? / 2
İmamoğlu’nun kreş vaadi ve TÜSİAD’ın raporunun gösterdikleri
Tutsak sınıf devrimcisi Hasan Akman’dan mektuplar
Bu sayının PDF formatını download etmek için tıklayın

 

Almanya’dan silah sevkiyatında Türkiye yine başta

 

Türk sermaye devletinin yürüttüğü savaş politikaları doğrultusunda silah ve saldırganlığa yaptığı harcamalar dikkat çekiyor. Emperyalistlere bağımlılığını pekiştiren sermaye devletinin dış ticaretinde önemli bir yer tutan Almanya’dan yapılan sevkiyatlarda da Türkiye başı çekiyor.

Almanya’nın bu yılın ilk 4 ayında gerçekleştirdiği silah sevkiyatının yüzde 60’ı Türkiye’ye gitti. Türkiye’ye yapılan sevkiyatın 184 milyon 100 bin avroyu bulduğu öğrenildi. Bu yılın ilk yarısında Türkiye için verilen silah satış izinleri ise geçen yılın tamamını neredeyse ikiye katladı.

DW Türkçe’de yer alan haberde, Alman Federal Meclisi Sol Parti Grup Başkanvekili Sevim Dağdelen’in soru önergesine Almanya Ekonomi Bakanlığından gelen yanıta göre, Türkiye’ye bu dönemde sadece donanma alanında sevkiyat yapıldı. Türkiye’nin, özellikle Alman şirketi ThyssenKrupp Denizcilik Sistemleri’nin (TKMS) katılımıyla Türkiye’de üretilen 214 sınıfı denizaltı için malzeme satın aldığı tahmin ediliyor. Alman hükümeti bu yapı malzemelerinin Türkiye’ye sevkiyatını 2009 yılında onaylamış ve 2 milyar 490 milyon avroluk Hermes kredisiyle satışına da güvence vermişti.

Sözde sınırlama getirilmişti

Alman silah şirketlerinin ülke dışına silah ve askeri malzeme satışı için Alman hükümetinden onay alması gerekiyor. Hermes kredileri ise Alman ürünlerinin ihracatını garantiye alan bir tür devlet güvencesi. 15 Temmuz 2016 tarihinde yaşanan darbe girişiminin ardından Türkiye’nin Hermes güvencesi ile silah ve askeri malzeme satın almasına sınırlama getirilmişti. Ancak geçen yıl daha önce izni verilen silah satışlarının sevkiyatı devam etti. Almanya’dan Türkiye’ye geçen yıl 242 milyon 800 bin avro değerinde silah sevkiyatı gerçekleşti. Bu rakam da geçen yıl Alman silah ihracatının yaklaşık üçte birini oluşturdu.

Türkiye’ye satış izinleri arttı

Alman hükümetinin Türkiye için verdiği silah satışı izinleri de iki yıllık gerileme döneminin ardından yeniden yükseliş eğilimi gösteriyor. Yeşiller Partisi’nden Omid Nouripour’un bir soru önergesine Alman Ekonomi Bakanlığı’nın verdiği yanıta göre, Alman hükümeti bu yıl 5 Haziran’a dek Türkiye için 23 milyon 300 bin euroluk silah satışına yeşil ışık yaktı. Bu rakam, 2018 yılı bütününde Alman hükümetinin onayladığı 12 milyon 900 bin euroluk satış izninin neredeyse iki katı.

 

 

 

 

AB’den Türkiye’ye yaptırım kararı

 

Avrupa Birliği (AB) Dışişleri Bakanları, Türkiye4nin Doğu Akdeniz’deki doğalgaz sondaj çalışmaları üzerine atacağı adımları görüşmek üzere 15 Temmuz’da Belçika’nın başkenti Brüksel’de bir araya geldi.

Toplantıda doğalgaz sondajı yapılması nedeniyle yaptırım kararı alındığı açıklandı.

Alınan yaptırım kararları içerisinde AB’den aktarılan kaynaklarda kesinti ve AB ile Türkiye arasındaki Kapsamlı Hava Taşımacılık Anlaşması müzakerelerinin durdurulması da yer alıyor.

Toplantı öncesinde basına açıklama yapan Avusturya Dışişleri Bakanı Alexander Schallenberg, “Bugün Türkiye’ye karşı bir dizi önlem alacağız. Avrupa Yatırım Bankası üzerinden daha az fon ve kredi sağlanacak, havacılık anlaşmasıyla ilgili müzakereler durdurulacak. Başka yaptırımlar da olabilir” demişti. Schallenberg, ayrıca Kıbrıs’a tam destek verdiklerini de belirtmişti.

 

 

 

 

BM: 821 milyondan fazla insan açlık çekti

 

Birleşmiş Milletler’in (BM), dünya genelinde açlık çeken insanlara ilişkin araştırmasının sonuçlarını dün açıkladı. ‘Dünyada Gıda Güvenliği ve Beslenme Durumu’ raporuna göre 2018 yılında 821 milyonu aşkın insan açlık çekti.

2015 yılından bu yana açlık çeken insanların sayısındaki artış sürekli devam ederken iki yıl önce bu rakamın 811 milyon olduğu hatırlatıldı.

Açlık çeken insanların bu artışının savaşlar, iklim değişikliği ve yetersiz beslenmeye bağlı olarak yükselişte olduğuna dikkat çekildi.

Raporda öne çıkan veriler ise şu şekilde:

*821.6 milyon insan yani dünya nüfusunun yüzde 11 açlık çekiyor.

*Açlık oranının en yüksek olduğu yer Afrika. Kıta genelinde her beş kişiden biri, Doğu Afrika’da ise her üç kişiden biri aç.

*Afrika nüfusunun yüzde 20’si, Asya nüfusunun da yüzde 12’den fazlası aç, Latin *Amerika ve Karayipler’de oran yüzde 7’nin altında.

*Açlık, özellikle ihracat ürünlerine bağımlı orta gelirli ve ekonomik büyümenin gerilediği ülkelerde artıyor.

*Her kıtada kadınlar erkeklerden daha çok açlık çekiyor. Kadın erkek açlığı oranı arasındaki farkın en büyük olduğu yer Latin Amerika.

*2012’den bu yana düşük doğum ağırlığı oranının azaltılmasında ilerleme sağlanamadı, bu bebeklerin ölüm veya bedensel olarak az gelişme riskini artırıyor.

*Dünya genelinde yaklaşık 149 milyon çocuk açlıkla bağlantılı gelişim sorunları yaşıyor.